zeberus1234
Yeni Üye
Peygamber Efendimiz Hz Muhammedin Merhameti İle İlgili Hikaye
Hz. Muhammed tüm insanlara merhamet nazarında yaklaşırdı. Arkadaşlarına sevgiyle bağlı hatta düşmanlarına dahi merhametini eksik etmeyen bir insandı. Yüreğinde daima şefkat, merhamet duygularını yitirmezdi. Öyle ki düşmanlarına bile beddua ettiği görülmemiş duyulmamıştır. Yaşlılara, çocuk ve yoksullara karşı daima çok naif davranırdı. Bu davranışı Kuran-ı kerim’de şöyle anlatılır;
” Yemin olsun, size kendinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki,sizin sıkıntıya uğramanız O’na çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.” şeklindedir.
Hazreti Muhammed, çocukları ayrı bir sever onlara daima şefkatini hissettirirdi. Onlara değer verdiğini gösterir ve zaman ayırırdı.
Bir gün, Peygamber Efendimiz bir çocuğun bahçedeki hurma ağacına taş atarak hurmaları daldan düşürdüğünü ve düşen hurmaları da yediğini fark etti. Hemen çocuğa seslendi ve hurmaları neden taşladığını sordu. Çocuk ise canının hurma istediğini taşla düşürüp bu hurmaları yediğini dile getirdi. Bunu duyan Peygamber Efendimiz çocuğa bir daha taş ile hurmaları düşürmemesi gerektiğini ve yalnızca düşen hurmaları yemesi gerektiğini tatlı bir dille ifade etti.
Bir sefer ise Medine’de kıtlık yaşandığı dönemde adamın birinin bir bahçeye müsaade almadan girdiğini ve hurma ağacından hurma yediğini biraz da çantasına koyduğunu gören bahçe sahibi adamı hemen tutmuş ve hırpalamıştır. Adam, daha sonra Peygamber Efendimize gelmiş ve bahçe sahibini şikayet etmiştir. Peygamber Efendimiz ise bahçe sahibi çağırtır ve ona ; “O,cahildi; sen ona öğretmeliydin. O, açtı; sen ona merhamet edip onu doyurmalıydın” diyerek telkinde bulunmuştur.
Bir gün ise bir sahabe müşriklerin zulümlerinden bıkarak Peygamberimizin huzuruna çıkmış ve O’ndan müşriklere beddua etmesini dilemiştir. Ancak Peygamber Efendimiz ona şu şekilde cevap vermiştir;
Ben dünyaya beddua etmek için gönderilmedim, ben yalnızca rahmet olarak gönderildim” demiştir.
Peygamber Efendimiz tün insanlara merhametli olduğu kadar kainattaki tüm varlıklara da aynı duyguları beslerdi. Nitekim hayvanları bile düşünmüş ve hayvanlara fazla yük yüklememeyi öğüt vermiştir. Hayvanların dövülmesini, ve onların dövüştürerek eziyet ettirilmesini yasaklamıştır.
Hz. Muhammed tüm insanlara merhamet nazarında yaklaşırdı. Arkadaşlarına sevgiyle bağlı hatta düşmanlarına dahi merhametini eksik etmeyen bir insandı. Yüreğinde daima şefkat, merhamet duygularını yitirmezdi. Öyle ki düşmanlarına bile beddua ettiği görülmemiş duyulmamıştır. Yaşlılara, çocuk ve yoksullara karşı daima çok naif davranırdı. Bu davranışı Kuran-ı kerim’de şöyle anlatılır;
” Yemin olsun, size kendinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki,sizin sıkıntıya uğramanız O’na çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.” şeklindedir.
Hazreti Muhammed, çocukları ayrı bir sever onlara daima şefkatini hissettirirdi. Onlara değer verdiğini gösterir ve zaman ayırırdı.
Bir gün, Peygamber Efendimiz bir çocuğun bahçedeki hurma ağacına taş atarak hurmaları daldan düşürdüğünü ve düşen hurmaları da yediğini fark etti. Hemen çocuğa seslendi ve hurmaları neden taşladığını sordu. Çocuk ise canının hurma istediğini taşla düşürüp bu hurmaları yediğini dile getirdi. Bunu duyan Peygamber Efendimiz çocuğa bir daha taş ile hurmaları düşürmemesi gerektiğini ve yalnızca düşen hurmaları yemesi gerektiğini tatlı bir dille ifade etti.
Bir sefer ise Medine’de kıtlık yaşandığı dönemde adamın birinin bir bahçeye müsaade almadan girdiğini ve hurma ağacından hurma yediğini biraz da çantasına koyduğunu gören bahçe sahibi adamı hemen tutmuş ve hırpalamıştır. Adam, daha sonra Peygamber Efendimize gelmiş ve bahçe sahibini şikayet etmiştir. Peygamber Efendimiz ise bahçe sahibi çağırtır ve ona ; “O,cahildi; sen ona öğretmeliydin. O, açtı; sen ona merhamet edip onu doyurmalıydın” diyerek telkinde bulunmuştur.
Bir gün ise bir sahabe müşriklerin zulümlerinden bıkarak Peygamberimizin huzuruna çıkmış ve O’ndan müşriklere beddua etmesini dilemiştir. Ancak Peygamber Efendimiz ona şu şekilde cevap vermiştir;
Ben dünyaya beddua etmek için gönderilmedim, ben yalnızca rahmet olarak gönderildim” demiştir.
Peygamber Efendimiz tün insanlara merhametli olduğu kadar kainattaki tüm varlıklara da aynı duyguları beslerdi. Nitekim hayvanları bile düşünmüş ve hayvanlara fazla yük yüklememeyi öğüt vermiştir. Hayvanların dövülmesini, ve onların dövüştürerek eziyet ettirilmesini yasaklamıştır.