İki i̇nsan birbirini sevip kavuşamazsa?

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
57
Yaş
36
Coin
256,936
İki İnsan Birbirini Sevip Kavuşamazsa?

"Kişi sevdiği ile beraberdir."

hadisi, Allah için birbirini seven dostluklar için kullanılır. Yani bu dünyada birbirlerini Allah için seven dostlar, ahirette makamları farklı da olsa birbirleri ile beraber olmalarına mani olmadığını ifade etmek için söylenmiştir. Yani en ami bir mümin de cennette Peygamberimiz (asm) ile birlikte olabilecektir. Dünyevi ve nefsani sevgilerden dolayı orada insanlar birbirleriyle birlikte olması anlamında söylenmemiştir.

Rasulüllah (asm) Medine-i Münevvereye hicret ettikten sonra hizmetine giren, dokuz on yaşlarında bu göreve başlayıp Rasulüllah (asm) vefat edinceye kadar on yıl kendisinin yanında bulunan Enes b. Malik (ra) Medine'de olan bir olayı şöyle anlatır (Hayatus-Sahabe, I/406 vd, Sahabiler Ans. I/408):

Bir bedevi Peygambere (asm):

“Ey Allah'ın Rasulü “Metes - Saatü? = Kıyamet ne zaman?” diye sordu. Bunun üzerine Rasulüllah (asm):
“Ma adette leha = Kıyamet için ne hazırladın?”
“Hubballahi ve Rasulihi = Allah ve Rasulünün sevgisini.” (Bunun üzerine) Rasulüllah şöyle buyurdu:
“Ente meamen ahbebte = Sen sevdiklerinle berabersin.” (Riyazus-Salihin s. 282. 45. bab; Hayatus-Sahabe II/476; Cevahirul-Buhari, s. 408; et-Tac V/ 80; Tefsirul-Kuranil-Azim II/330 (Enfal, 74. ayeti ile ilgili olarak)]

Hadisin metni Müslime aittir. Buhari ve Müslimin müşterek olduğu metinde:
“Ben kıyamet için, çok fazla oruç, namaz, sadaka hazırlamadım, fakat Allah'ı ve Onun Rasulünü çok seviyorum.” (Riyazus-Salihin s. 282; et-Tac, V, 80; Cevahirul-Buhari, s. 408 (edep. 96)) kısmı vardır.

Enes (ra)'ın bildirdiğine göre, köylü bir Arap Medine'ye gelmiş ve bir topluluk huzurunda bu konuşma geçmiştir. Bu adam yalnız Allah ve Rasulünü sevdiğini iddia eden, fakat ameli olmayan bir kimse değildir. Buhari ve Müslim ittifakla belirttiğine göre pek fazla nafilesi olmasa da namazlarını kıldığı, orucunu tuttuğu, Allah ve Rasulünü çok sevdiği anlaşılmaktadır. Yoksa yalnız “Seviyorum!..” demekle Allah ve Rasulü sevilmiş olmaz. Rasulüllah (asm) Enes b. Malike yaptığı bir tavsiyede:

“...Kim sünnetimi yaşatırsa beni sevmiş olur, beni seven de Cennette benimle beraberdir.” (Tirmizi, Edeb. 63)

buyurur. Sevgide esas, sevilenin yolunda olmaya çalışmak, hayatını sevdiğine göre yaşamaya uğraşmaktır. Yukarıda da geçtiği gibi, kişi gerçekten sevdiği kişinin dini üzerine yürüyecektir.

Bu dünyada bir kadının evlendiği eşi cennetlikse ahirette onunla evlenecektir. Ahirette kişi nefsani ve kötü hislerinden arınmış olacağı için, dünyadaki mümin olan eşi onun için en sevimli kişi olacaktır.

Bu hususta şu nokta hatırdan hiç çıkarılmamalıdır:

– Cennette birlikte olacak hanımla bey, dünyadaki zaafların sahibi hanımla beyin aynısı olmayacaktır. İkisi de ayetin tabiriyle (tathir) olmuş, yani her türlü maddi manevi kirlerden kusur ve çirkinliklerden tümüyle temizlenmiş olarak Cennette birlikte olacaklardır. Hatta hayallerinde olan hanım ve bey nasıl idiyse, ikisi de aynen öyle duruma çıkacaklar, birbirlerini mutlu edecek cennet genciyle cennet hurisi görüntüsüne gireceklerdir. Dünyada var olan bazı sevgiyi gölgeleyici görüntülerden de tümüyle arınmış halde buluşacaklardır cennette...

Böylece beyin dünyadaki hanımı her manasıyla hayran kalacağı bir cennet hurisi haline geleceği gibi, hanımın dünyadaki beyi de her manada hayran kalacağı bir cennet genci haline gelecek; dünyadaki gölgeli mutluluklarını cennette gölgesiz şekilde daha ileri safhada yaşama imkanı bulacaklardır.

Bu sebeple dünyadaki sevgilerini yalnız gençlik devresine ait geçici dış güzelliğe bağlamamalılar. Yaşlandıkça gelişen, cennette ebedi hayat arkadaşlığını kazandıracak olan iman ve ahlak güzelliğine kilitlenmeliler ki, aile sevgisi ömür boyu sürmekle kalmasın, ebedi hayat arkadaşlığına dönüşme özellik ve güzelliği kazansın...
 
Üst Alt