zeberus1234
Yeni Üye
Gerçek adı James Jewell Osterberg olan “Punk’ın Büyükbabası” Iggy Pop, 21 Nisan 1947’de Amerika – Michigan dünyaya geldi. James çok utangaç, sınavlarından her zaman iyi notlar alan bir çocuktu. Boş vakitlerinde, 1964 yılında katıldığı “Iguanas” adlı yerel bir rock grubunda davul çalıyordu. 1966 yılında okulundan başarılı bir şekilde mezun olan James bir gün ailesiyle birlikte arabada giderken radyoda Elvis’i duydu ve “Buna müzik denemez, ben daha gerçekçi bir şeyler yapmalıyım” dedi. Bu sırada Iguanas, bir Bo Diddley cover’ı olan “Mona”yı çıkarttı. Bu single’ın ardından grup dağıldı ve James 1965 yılında “Prime Movers” adındaki blues altyapısına sahip başka bir grupta davul çalmaya başladı. Detroit’li bir grup olan Prime Movers’da çalarken James, Iguanas’ın kısaltması olan takma ismi “Iggy”i aldı. Bu sırada Iggy bir müzik markette çalışmaya başladı ve burda ileride Prime Movers’ın basçısı olacak Ron Asheton’la tanıştı. 1967 yılında katıldığı bu grupta dağılınca Iggy kendine gerçek bir grup bulabilme ümidiyle Chicago’ya taşındı. Burada, daha sonra Bob Dylan’la birlikte çalışacak olan Michael Bloomfield’la tanıştı. Bloomfield’ın sayesinde Iggy bir çok başarılı isimle birlikte çalışma imkanı buldu fakat burada çok az bir ücretle çalışma fikri onu rahatsız etmeye başlayınca Ann Arbor’a geri gitti.
The Stooges: Iggy geri döndüğünde kendine yeni bir grup oluşturmaya karar verdi. Iggy, Ron Asheton’u grupta gitar çalmaya ikna etti. Ron’da Scott’un davula geçmesini sağladı. Ron, o sıralar Chosen Few adlı bir grupta çalıyordu, ve Iggy’le birlikte çalışabilmek için gruptan ayrıldı. Üçlü ilk başlarda sadece enstrümental müzik yapıyordu. Fakat bundan altı ay sonra gruba, Ron’un eski bir arkadaşı olan David Alexander basçı olarak girince Iggy’de grubun solisti oldu ve her şey değişmeye başladı.
Iggy, Jim Morrison’u izleyince; sahnede onun gibi davranmaya karar verdi. Gruplarına, “Psychedelic Stooges” aını veren Iggy ve arkadaşları daha sonra bu ismin fazla uzun olduğunu düşünüp, grubun ismini sadece “Stooges” olmasına karar verdiler.
Başlarda çok az parça yazıp, deneysel müziklerle uğraşan grup 1968 yılında Elektra’yla anlaşma imzaladı. Bir yıl sonra da grup “The Stooges” adındaki ilk single’larını çıkardı. Bu albümde Iggy kendini “Iggy Stooges” olarak tanıttı. Albümün prodüktörlüğünü ise Velvet Underground’dan John Cale yaptı. Fakat grup üyeleri doğal olarak Velvet Underground tarzının bulunduğu bu albümü beğenmedi ve “The Stooges”i tekrar kaydetti. Albümün kapağında Beatles’ı hatırlatan bir fotograf bulunuyordu. Fakat albüm iyi satış yapamadı. Çünkü “The Stooges” Hippi’lerin son günlerini yaşadığı bir dönemde çıktı. Ve albüm bu kültüre hitap etmiyordu.
Sahnede gösterdiği spontane davranışlarıyla ise Iggy büyük ilgi çekiyordu. Ron Asheton ise sahnede nazi kıyafetleri ve suratında donuk bir ifadeyle bulunuyordu. Stooges klişeleşmiş bir rock&roll sözü olan, “hızlı yaşa genç öl” tarzını benimsemişti.
Iggy, New York’ta verdikleri bir konserde sahneden aşağıya seyircilere doğru kusmaya başladı. Bu dönemde Iggy, Velvet Underground’un ilk albümünde de solistlik yapmış ünlü Alman top-model Nico’ya aşıktı.
1970 yılında Violent Femmes’den tanıdığımız MacKay’ın, saksafonuyla gruba katılmasıyla, “Funhouse” adlı albüm piyasaya çıktı. Bu durumda grup gerçekten kötü bir profile sahip oldu. Stooges, yeteri kadar tanınmıyor, elde etmeleri gereken ünü sağlayamıyordu. Funhouse’un prodüktörlüğünü, Kingsmen Don Galluci yaptı. Albümün piyasaya çıkmasından hemen sonra David Alexander gruptan ayrıldı ve yerine Zeke Zetner katıldı. 1970 yılında James Williamson gruba katıldı. Ve grup bir süre beraberliklerine ara vermeye karar verdi.
Iggy, hala bir karavanda yaşayan ailesinin yanına döndü. Burada golf oynayıp resim yapmaya başlayan Iggy aynı zamanda baba da oldu. Bu dönemde David Bowie, Stooges’in 1970 yılında Cincinnati’de verdiği bir konserin kaydını izledi. Stooges’in bu enerjisi karşısında çok etkilenen Bowie 1972 yılında New York’ta Iggy’le tanışma fırsatı buldu. Ve Bowie, grubun üçüncü albümünü çıkarması için ön ayak oldu. Grubun adı “Iggy And The Stooges” olarak değişti. Colombia plak şirketi arada Bowie’nin de olması sebebiyle grupla anlaşma imzaladı ve 1973 yılında grubun üçüncü albümü “Raw Power” piyasaya çıktı. Albüm Iggy’i uyuşturucudan uzak tutabilmek için İngiltere’de kaydedildi. Ron Asheton bas gitar çalarken, lead gitarda da Williamson bulunuyordu.
Raw Power’ın prodüktörlüğünü; yumuşak mixleriyle kötü bir ün yapmış ve hala bir çok çevre tarafından eleştilen David Bowie yaptı. Stooges Londra’da verdikleri bir konserin ardından Amerika’ya geri döndü.
Stooges, Los Angeles’a gidip burada konserler verdi. Konserler sırasında yaptıkları davranışlar her zamankinden daha sıradışıydı. Iggy kendini kırık cam şişeleri, bıçak ve jiletlerle yaralamaya devam ediyordu. Grup hakkında her geçen gün farklı ve trajik hikayeler anlatılıyordu. Konserler sırasında Iggy’nin her adımında düştüğü fakat seyircilerin bunu Iggy’nin sahnede davranış biçimi olduğunu sanıp hiç bir şey anlamadıkları gibi bir çok hikaye gün geçtikçe kulaktan kulağa dolaşmaya başladı ve en sonunda grubun bir kez daha bağlı oldukları plak şirketiyle anlaşması fes edildi.
Grubun verdiği son konser 1974 yılında Detroit’te gerçekleşti. Ve konserin kaydı “Metallic K.O” adında piyasaya sürüldü. Bu konserde Scorpions adında bir motosiklet çetesi bulunuyordu. Konserden bir gece önce Iggy katıldığı bir radyo programında, bu çetenin bazı üyelerine hakaret etmişti ve bunu doğal bir sonucu olarak çete elemanları Iggy’e çok sinirliydi. Konser günü Stooges sahneye çıktığı an, Scorpions çetesi üyeleri sahneye taş, ayakkabı ve şişeler atmaya başladı. Fakat Iggy, çete üyelerine hakaret etmeye devam etti. Bunun üzerine Scorpions üyeleri sahneye çıktı ve aralarından biri Iggy’nin suratına tunç bir muştayla vurdu. Iggy ayağa kalktığında, kalabalığı 55 dakika sürecek olan “Louie,Louie”ye hazırlıklı olun dedi. Fakat parça 55 dakika sürmedi. Bu konserin ardında grup üyeleri tekrar dağıldı.
Iggy ve Williamson “Raw Power”dan sonra bir albüm daha çıkarmak istedi fakat hiç bir plak şirketi ikilinin bu teklifine sıcak bakmadı. Iggy Pop ve James Williamson’ın kendi çabaları sonucu 1978 yılında “Kill City” adlı albüm piyasaya çıktı. Bu albüm ikilinin son kez birliklte yaptıkları çalışmaydı. Stooges olmadan Iggy, Los Angeles’ta hayatını devam ettirmeye başladı. Kısa bir süre de olsa Doors’un klavyecisi Ray Manzerek’le birlikte yaşadı. Iggy, Doors’un yeni bir versiyonunu ortaya çıkarabileceğini düşünürken tutuklandı ve uyuşturucu bağımlılığı yüzünden demir parmaklıklar veya rehabilitasyon merkezi arasında bir seçim yapmak zorunda kaldı. Iggy, rehabilitasyon merkezini seçti.
Solo Kariyer: Iggy, rehabilitasyon merkezindeyken, David Bowie onu ziyaret etti ve yeni bir ortaklığın ilk adımları böylece atılmış oldu. Iggy, Bowie’nin 1976 yılındaki turnesinde yer aldı ve Bowie, Iggy’nin yeni menajeri oldu. Berlin’de Iggy ve Bowie “The Idiot” u kaydetti ve albüm 1977 yılında piyasaya çıktı. Bowie’nin 1982 yılında çıkan hit parçası “China Girl” aslında bu albümde yer alan parçanın cover versiyonuydu. Aynı yıl “Lust For Life” çıktı. Bu albümün prodüktörlüğünü de Bowie yaptı. Albüm yeniden canlanmayı ifade eden sözlerle açılıyordu. Iggy bu albümle müzik piyasasına tekrar dönüyordu. 1977 Turnesi; Bowie’nin de katkılarıyla çok başarılı oldu. Iggy’nin canlı performanslarının kayıtlarının bulunduğu “T.V Eye”da aynı sene piyasaya çıktı. Ayrıca, aynı yıl bir başka canlı performansların yer aldığı albüm “Jesus. This Is Iggy” de piyasaya çıktı.
Bu turneden sonra Iggy ve Bowie’nin yolları bir kez daha ayrıldı ve bundan sonra her şey Iggy için kötü gitmeye başladı. Iggy tekrar uyuşturucu ve alkol batağına saplandı. Punk dalgası Iggy’nin yapıtlarından övgüyle bahsetmeye başlarken, Sex Pistols, Stooges’un bir parçası,“No Fun”ın coverını yaptı. Fakat bu sırada punk düşüş dönemine girmişti. Tam olarak sebebi bu olmasa da Iggy’nin, RCA ile olan ortaklığı fes edilmişti. Bununla birlikte Arista, sanatçıyla kontrat imzalamıştı. 1979 yılında “New Values”, 1980 yılında “Soldier”, 1981 yılında “Party” ve 1982 yılında “Zombie Birdhouse” çıktı.
Fakat satış grafiklerine ve yapılan eleştirilere bakılacak olursak bu albümlerin hepside başarısız çalışmalardı. Iggy Pop, 1978 – 1980 yıllarını konserler vererek geçirdi. Bu dönemde bir zamanlar Stooge’da da çalmış olan Ccott Thurston, Sex Pistols’dan Glen Matlock ve Patti Smith’in grubundan Ivan Karl’la çalışmalarda bulundu. New York’ta, Blondie’nin üyeleri Clem Burke ve Chris Stein’in de yer aldığı “Party” kaydedildi. Thousand Miles Inc., Iggy’nin çalışmlarının, fotograflarının ve müzikal hayatının kronolojik açıklamalarının yer aldığı “I Need More”u piyasaya sürdü. 1984 yılında Iggy “Repo Man” filmi için çalışmalarda bulundu. Bir sonraki yıl ise “Raw Power”dan “The İdiot”a kadar geçen dönemde yapılmış fakat piyasaya sürülmemiş parçaların yer aldığı bir albüm çıktı.
1985 yılında Iggy, David Bowie’yle bilikte New York’taki stüdyoda “Blah, Blah, Blah”ı kaydetti. Albüm 1986 yılında A&M den piyasaya çıktı. Bu, Iggy’nin o güne kadar çıkarmış olduğu en başarılı albüm olarak kabul edildi. 1987’de bu albümden çıkan “Real Wild Child” müzik listelerinde bir numaraya kadar yükseldi. “Blah, Blah, Blah” Iggy’nin diğer albümlerine nazaran çok daha yumuşak bir alt yapıya sahipti. Iggy, Bowie’nin Glass Spider Turnesi’ne katıldı. 1988 yılında ise Avustralya yapımı olan film “Dog In Space”ın soundtrack’i için “Dog Food” ve “Endless Sea” adlı parçaları kaydetti.
Aynı yıl A&M’den “Instinct” adlı albüm çıktı. Sex Pistols’ın gitaristi Steve Jones albümde lead gitar çaldı. “Instinct”in prodüktörü ise Bill Laswell’di. “Instinct”, “Blah, Blah, Blah”dan çok daha sert bir hard rock albümdü. 1980’li yıllarda Iggy aynı zamanda bir çok filmde de rol aldı. Bunlardan biri de Sid and Nancy’di. 1990 yılında ilk önemli rolünü John Water’ın filmi CryBaby’de aldı. Filmde aynı zamanda ünlü ***** yıldızı Traci Lords ve Johnny Depp’de rol alıyordu.
Iggy’nin, 1990 yılında “Brick by Brick” albümü piyasaya çıktı. Bu albüm ise “Blah, Blah, Blah”dan bile daha yavaştı. Eleştirmenler bu albüm karşısındaki şaşkınlıklarını gizleyemedi ve radyolar da Iggy’nin parçalarını çalmaya başladı. Albümün prodüktörlüğünü Don Was yaptı. Albüm’de ayrıca, David Linsley ve Guns N’Roses’dan Slash’de adı geçen kişilerdi. 1990 yılında Iggy, Blondie’nin solisti Debbie Harry ile birlikte “Red-Hot + Blue” albümünde düet yaptı. Albümden elde edilen gelir, Aids araştırmaları için harcanan fona bağışlandı. 1991 yılında Iggy, B-52’s solisti Kate Pierson’la birlikte “Candy” parçasını seslendirdi. 1991 baharı Iggy için bir çok fırsatın gerçekleştiği bir dönem oldu. John Moran’ın operası The Manson Family’de Iggy, savcı Vincent Bugliosi’yi oynadı. 1993 yılında “American Caesar” piyasaya çıktı. Albümde Steve Jones, Lisa Germano ve Henry Rollins’de yer aldı. 1996 yılında ise “Naughty Little Doggie” piyasaya çıktı.
1990 Sonrası: Iggy, şarkı söylemeye, filmlerde rol almaya ve kitleleri şaşırtmaya devam etti. 1990’lı yılların sonları Stooge’un kurucusunun şöhretinin ve başarısının yeniden doğuşuna şahit oldu. Iggy’nin, daha sonra “Trainspotting” romanının film olcağı İskoçyalı yazar Irvine Welsh’in bir çok eserinde adı geçmeye başladı. Iggy “Trainspotting” filmi için “Lust For Life”ı tekrar kaydetti ve parça için bir de klip çekildi. Iggy, en büyük rolünü ise 1996 yılında vizyona giren film “The Crow II: City Of Angels” da sergiledi. Virgin Plak Şirketi, Iggy’nin yapıtlarının bir toplaması olan “Nude and Rude: The Best Of Iggy Pop”u piyasaya çıkardı. 1998 yılında “We Will Fall: The Iggy Pop Tribute” piyasaya çıktı.
Daha sonra, Iggy’nin kendi remixlediği parçası “Raw power” piyasaya çıktı. VH1 Müzik Kanalı “Behind The Music” programı için Iggy’nin hayatının anlatıldığı bir bölüm hazırladı. Ve sanatçının 13. Stüdyo çalışması “Avenue B” 1999 Mart’ında piyasaya çıktı.
The Stooges Rock and Roll Hall Of Fame’e aday olarak gösterildi fakat hala yeteri kadar oy toplayamadı.
The Stooges: Iggy geri döndüğünde kendine yeni bir grup oluşturmaya karar verdi. Iggy, Ron Asheton’u grupta gitar çalmaya ikna etti. Ron’da Scott’un davula geçmesini sağladı. Ron, o sıralar Chosen Few adlı bir grupta çalıyordu, ve Iggy’le birlikte çalışabilmek için gruptan ayrıldı. Üçlü ilk başlarda sadece enstrümental müzik yapıyordu. Fakat bundan altı ay sonra gruba, Ron’un eski bir arkadaşı olan David Alexander basçı olarak girince Iggy’de grubun solisti oldu ve her şey değişmeye başladı.
Iggy, Jim Morrison’u izleyince; sahnede onun gibi davranmaya karar verdi. Gruplarına, “Psychedelic Stooges” aını veren Iggy ve arkadaşları daha sonra bu ismin fazla uzun olduğunu düşünüp, grubun ismini sadece “Stooges” olmasına karar verdiler.
Başlarda çok az parça yazıp, deneysel müziklerle uğraşan grup 1968 yılında Elektra’yla anlaşma imzaladı. Bir yıl sonra da grup “The Stooges” adındaki ilk single’larını çıkardı. Bu albümde Iggy kendini “Iggy Stooges” olarak tanıttı. Albümün prodüktörlüğünü ise Velvet Underground’dan John Cale yaptı. Fakat grup üyeleri doğal olarak Velvet Underground tarzının bulunduğu bu albümü beğenmedi ve “The Stooges”i tekrar kaydetti. Albümün kapağında Beatles’ı hatırlatan bir fotograf bulunuyordu. Fakat albüm iyi satış yapamadı. Çünkü “The Stooges” Hippi’lerin son günlerini yaşadığı bir dönemde çıktı. Ve albüm bu kültüre hitap etmiyordu.
Sahnede gösterdiği spontane davranışlarıyla ise Iggy büyük ilgi çekiyordu. Ron Asheton ise sahnede nazi kıyafetleri ve suratında donuk bir ifadeyle bulunuyordu. Stooges klişeleşmiş bir rock&roll sözü olan, “hızlı yaşa genç öl” tarzını benimsemişti.
Iggy, New York’ta verdikleri bir konserde sahneden aşağıya seyircilere doğru kusmaya başladı. Bu dönemde Iggy, Velvet Underground’un ilk albümünde de solistlik yapmış ünlü Alman top-model Nico’ya aşıktı.
1970 yılında Violent Femmes’den tanıdığımız MacKay’ın, saksafonuyla gruba katılmasıyla, “Funhouse” adlı albüm piyasaya çıktı. Bu durumda grup gerçekten kötü bir profile sahip oldu. Stooges, yeteri kadar tanınmıyor, elde etmeleri gereken ünü sağlayamıyordu. Funhouse’un prodüktörlüğünü, Kingsmen Don Galluci yaptı. Albümün piyasaya çıkmasından hemen sonra David Alexander gruptan ayrıldı ve yerine Zeke Zetner katıldı. 1970 yılında James Williamson gruba katıldı. Ve grup bir süre beraberliklerine ara vermeye karar verdi.
Iggy, hala bir karavanda yaşayan ailesinin yanına döndü. Burada golf oynayıp resim yapmaya başlayan Iggy aynı zamanda baba da oldu. Bu dönemde David Bowie, Stooges’in 1970 yılında Cincinnati’de verdiği bir konserin kaydını izledi. Stooges’in bu enerjisi karşısında çok etkilenen Bowie 1972 yılında New York’ta Iggy’le tanışma fırsatı buldu. Ve Bowie, grubun üçüncü albümünü çıkarması için ön ayak oldu. Grubun adı “Iggy And The Stooges” olarak değişti. Colombia plak şirketi arada Bowie’nin de olması sebebiyle grupla anlaşma imzaladı ve 1973 yılında grubun üçüncü albümü “Raw Power” piyasaya çıktı. Albüm Iggy’i uyuşturucudan uzak tutabilmek için İngiltere’de kaydedildi. Ron Asheton bas gitar çalarken, lead gitarda da Williamson bulunuyordu.
Raw Power’ın prodüktörlüğünü; yumuşak mixleriyle kötü bir ün yapmış ve hala bir çok çevre tarafından eleştilen David Bowie yaptı. Stooges Londra’da verdikleri bir konserin ardından Amerika’ya geri döndü.
Stooges, Los Angeles’a gidip burada konserler verdi. Konserler sırasında yaptıkları davranışlar her zamankinden daha sıradışıydı. Iggy kendini kırık cam şişeleri, bıçak ve jiletlerle yaralamaya devam ediyordu. Grup hakkında her geçen gün farklı ve trajik hikayeler anlatılıyordu. Konserler sırasında Iggy’nin her adımında düştüğü fakat seyircilerin bunu Iggy’nin sahnede davranış biçimi olduğunu sanıp hiç bir şey anlamadıkları gibi bir çok hikaye gün geçtikçe kulaktan kulağa dolaşmaya başladı ve en sonunda grubun bir kez daha bağlı oldukları plak şirketiyle anlaşması fes edildi.
Grubun verdiği son konser 1974 yılında Detroit’te gerçekleşti. Ve konserin kaydı “Metallic K.O” adında piyasaya sürüldü. Bu konserde Scorpions adında bir motosiklet çetesi bulunuyordu. Konserden bir gece önce Iggy katıldığı bir radyo programında, bu çetenin bazı üyelerine hakaret etmişti ve bunu doğal bir sonucu olarak çete elemanları Iggy’e çok sinirliydi. Konser günü Stooges sahneye çıktığı an, Scorpions çetesi üyeleri sahneye taş, ayakkabı ve şişeler atmaya başladı. Fakat Iggy, çete üyelerine hakaret etmeye devam etti. Bunun üzerine Scorpions üyeleri sahneye çıktı ve aralarından biri Iggy’nin suratına tunç bir muştayla vurdu. Iggy ayağa kalktığında, kalabalığı 55 dakika sürecek olan “Louie,Louie”ye hazırlıklı olun dedi. Fakat parça 55 dakika sürmedi. Bu konserin ardında grup üyeleri tekrar dağıldı.
Iggy ve Williamson “Raw Power”dan sonra bir albüm daha çıkarmak istedi fakat hiç bir plak şirketi ikilinin bu teklifine sıcak bakmadı. Iggy Pop ve James Williamson’ın kendi çabaları sonucu 1978 yılında “Kill City” adlı albüm piyasaya çıktı. Bu albüm ikilinin son kez birliklte yaptıkları çalışmaydı. Stooges olmadan Iggy, Los Angeles’ta hayatını devam ettirmeye başladı. Kısa bir süre de olsa Doors’un klavyecisi Ray Manzerek’le birlikte yaşadı. Iggy, Doors’un yeni bir versiyonunu ortaya çıkarabileceğini düşünürken tutuklandı ve uyuşturucu bağımlılığı yüzünden demir parmaklıklar veya rehabilitasyon merkezi arasında bir seçim yapmak zorunda kaldı. Iggy, rehabilitasyon merkezini seçti.
Solo Kariyer: Iggy, rehabilitasyon merkezindeyken, David Bowie onu ziyaret etti ve yeni bir ortaklığın ilk adımları böylece atılmış oldu. Iggy, Bowie’nin 1976 yılındaki turnesinde yer aldı ve Bowie, Iggy’nin yeni menajeri oldu. Berlin’de Iggy ve Bowie “The Idiot” u kaydetti ve albüm 1977 yılında piyasaya çıktı. Bowie’nin 1982 yılında çıkan hit parçası “China Girl” aslında bu albümde yer alan parçanın cover versiyonuydu. Aynı yıl “Lust For Life” çıktı. Bu albümün prodüktörlüğünü de Bowie yaptı. Albüm yeniden canlanmayı ifade eden sözlerle açılıyordu. Iggy bu albümle müzik piyasasına tekrar dönüyordu. 1977 Turnesi; Bowie’nin de katkılarıyla çok başarılı oldu. Iggy’nin canlı performanslarının kayıtlarının bulunduğu “T.V Eye”da aynı sene piyasaya çıktı. Ayrıca, aynı yıl bir başka canlı performansların yer aldığı albüm “Jesus. This Is Iggy” de piyasaya çıktı.
Bu turneden sonra Iggy ve Bowie’nin yolları bir kez daha ayrıldı ve bundan sonra her şey Iggy için kötü gitmeye başladı. Iggy tekrar uyuşturucu ve alkol batağına saplandı. Punk dalgası Iggy’nin yapıtlarından övgüyle bahsetmeye başlarken, Sex Pistols, Stooges’un bir parçası,“No Fun”ın coverını yaptı. Fakat bu sırada punk düşüş dönemine girmişti. Tam olarak sebebi bu olmasa da Iggy’nin, RCA ile olan ortaklığı fes edilmişti. Bununla birlikte Arista, sanatçıyla kontrat imzalamıştı. 1979 yılında “New Values”, 1980 yılında “Soldier”, 1981 yılında “Party” ve 1982 yılında “Zombie Birdhouse” çıktı.
Fakat satış grafiklerine ve yapılan eleştirilere bakılacak olursak bu albümlerin hepside başarısız çalışmalardı. Iggy Pop, 1978 – 1980 yıllarını konserler vererek geçirdi. Bu dönemde bir zamanlar Stooge’da da çalmış olan Ccott Thurston, Sex Pistols’dan Glen Matlock ve Patti Smith’in grubundan Ivan Karl’la çalışmalarda bulundu. New York’ta, Blondie’nin üyeleri Clem Burke ve Chris Stein’in de yer aldığı “Party” kaydedildi. Thousand Miles Inc., Iggy’nin çalışmlarının, fotograflarının ve müzikal hayatının kronolojik açıklamalarının yer aldığı “I Need More”u piyasaya sürdü. 1984 yılında Iggy “Repo Man” filmi için çalışmalarda bulundu. Bir sonraki yıl ise “Raw Power”dan “The İdiot”a kadar geçen dönemde yapılmış fakat piyasaya sürülmemiş parçaların yer aldığı bir albüm çıktı.
1985 yılında Iggy, David Bowie’yle bilikte New York’taki stüdyoda “Blah, Blah, Blah”ı kaydetti. Albüm 1986 yılında A&M den piyasaya çıktı. Bu, Iggy’nin o güne kadar çıkarmış olduğu en başarılı albüm olarak kabul edildi. 1987’de bu albümden çıkan “Real Wild Child” müzik listelerinde bir numaraya kadar yükseldi. “Blah, Blah, Blah” Iggy’nin diğer albümlerine nazaran çok daha yumuşak bir alt yapıya sahipti. Iggy, Bowie’nin Glass Spider Turnesi’ne katıldı. 1988 yılında ise Avustralya yapımı olan film “Dog In Space”ın soundtrack’i için “Dog Food” ve “Endless Sea” adlı parçaları kaydetti.
Aynı yıl A&M’den “Instinct” adlı albüm çıktı. Sex Pistols’ın gitaristi Steve Jones albümde lead gitar çaldı. “Instinct”in prodüktörü ise Bill Laswell’di. “Instinct”, “Blah, Blah, Blah”dan çok daha sert bir hard rock albümdü. 1980’li yıllarda Iggy aynı zamanda bir çok filmde de rol aldı. Bunlardan biri de Sid and Nancy’di. 1990 yılında ilk önemli rolünü John Water’ın filmi CryBaby’de aldı. Filmde aynı zamanda ünlü ***** yıldızı Traci Lords ve Johnny Depp’de rol alıyordu.
Iggy’nin, 1990 yılında “Brick by Brick” albümü piyasaya çıktı. Bu albüm ise “Blah, Blah, Blah”dan bile daha yavaştı. Eleştirmenler bu albüm karşısındaki şaşkınlıklarını gizleyemedi ve radyolar da Iggy’nin parçalarını çalmaya başladı. Albümün prodüktörlüğünü Don Was yaptı. Albüm’de ayrıca, David Linsley ve Guns N’Roses’dan Slash’de adı geçen kişilerdi. 1990 yılında Iggy, Blondie’nin solisti Debbie Harry ile birlikte “Red-Hot + Blue” albümünde düet yaptı. Albümden elde edilen gelir, Aids araştırmaları için harcanan fona bağışlandı. 1991 yılında Iggy, B-52’s solisti Kate Pierson’la birlikte “Candy” parçasını seslendirdi. 1991 baharı Iggy için bir çok fırsatın gerçekleştiği bir dönem oldu. John Moran’ın operası The Manson Family’de Iggy, savcı Vincent Bugliosi’yi oynadı. 1993 yılında “American Caesar” piyasaya çıktı. Albümde Steve Jones, Lisa Germano ve Henry Rollins’de yer aldı. 1996 yılında ise “Naughty Little Doggie” piyasaya çıktı.
1990 Sonrası: Iggy, şarkı söylemeye, filmlerde rol almaya ve kitleleri şaşırtmaya devam etti. 1990’lı yılların sonları Stooge’un kurucusunun şöhretinin ve başarısının yeniden doğuşuna şahit oldu. Iggy’nin, daha sonra “Trainspotting” romanının film olcağı İskoçyalı yazar Irvine Welsh’in bir çok eserinde adı geçmeye başladı. Iggy “Trainspotting” filmi için “Lust For Life”ı tekrar kaydetti ve parça için bir de klip çekildi. Iggy, en büyük rolünü ise 1996 yılında vizyona giren film “The Crow II: City Of Angels” da sergiledi. Virgin Plak Şirketi, Iggy’nin yapıtlarının bir toplaması olan “Nude and Rude: The Best Of Iggy Pop”u piyasaya çıkardı. 1998 yılında “We Will Fall: The Iggy Pop Tribute” piyasaya çıktı.
Daha sonra, Iggy’nin kendi remixlediği parçası “Raw power” piyasaya çıktı. VH1 Müzik Kanalı “Behind The Music” programı için Iggy’nin hayatının anlatıldığı bir bölüm hazırladı. Ve sanatçının 13. Stüdyo çalışması “Avenue B” 1999 Mart’ında piyasaya çıktı.
The Stooges Rock and Roll Hall Of Fame’e aday olarak gösterildi fakat hala yeteri kadar oy toplayamadı.