Alm. Rauschgiftsucht (f), Fr. Toxicomanie (f), l’habitude des drogues, İng. Drug abuse, Drug addiction. Bir ilâca veya maddeye bağımlı olma ve almayınca eksikliğini hissetme durumu. İptilâ. Hemen bütün insanlar belli durumlar karşısında ilâç kullanma yolunu seçer. Baş ağrıdığında bir aspirin almak, sıkıntılı durumlar yaşandığında bilinen bir sâkinleştirici almak, hattâ iş yaparken uyku kaçırması için kahve içmek bunların en sık görülenleridir. İptilâ (addiction)ların üç karakteri vardır:
1. Her şart altında ilâca devâm etmede önüne geçilmez bir arzu ve ihtiyâcın duyulması (compulsion).
2. Devamlı olarak dozun arttırılması lüzumu.
3. İlâcın tesirlerine karşı psikolojik veya fizyolojik bir ihtiyacın duyulması:
a) Psikolojik ihtiyaç hâlinde şahıs, ilâcın eksikliğinde şiddetli sıkıntı ve huzursuzluk duyar, alınması ile bu iki belirti kaybolur.
b) Fizyolojik ihtiyaç hâlinde ise ilâcın kesilmesi ile berâber ortaya kesilme (abstinence) belirtileri ile hastalık tablosu çıkar.
Günümüzde kullanılan bu gibi maddelerin en çok rastlanılanları eroin, LSD, amfetamin grubu uyarıcılar ve esrardır. Olayın tehlikeli ve o derece de üzücü olan yanı kullananların büyük kısmını gençlerin teşkil etmesidir. Bir deneme merakı, grup baskısı, erişkin olmanın problemlerinden kaçma, kültürel ve âilevî problemler, kişilik bozuklukları, kompleksler, çevresel etki ve etkileşimler, ilâç alışkanlığını kolayca başlatabilmektedir. Bununla birlikte ilâç kullanma itiyadına sâdece gençler değil, yaşlılar da yakalanabilmektedir. Bu kişilerin kullanma sebebi genellikle yüzyüze geldikleri günlük problemlerden kaçma olmaktadır. Yaşlılar ilâç kullanma husûsunda gençler kadar cesur davranamamakta, sâkinleştirciler, uyku hapları ve alkole başvurmaktadır. Yaşlı olsun, genç olsun çağımızın insanını bu tip alışkanlığa iten en büyük sebep mânevî boşluktur.
Alışkanlık yapan birçok ilâç arasında bir sınıflama yapılırsa bunlar beş gruba ayrılabilir:
Uyarıcılar: Kişilerin zekâ ve fizikî olarak kendilerini rahat ve aktif hissetmelerini sağlarlar. Kokain ve amfetamin türevi ilâçlar bunlardandır.
Sâkinleştiriciler (Sedatifler): Sinirlilik, sıkıntı gibi hâllerde kullanılırlar. Uykuyu arttıran bu maddelerin yüksek dozları komaya sebeb olabilir. Alışkanlıkları kuvvetlidir. Bunların en önemlileri, morfin, eroin, barbiturat tipi uyku ilâçları ve kuvvetli müsekkinlerdir.
Halusinojenler: Kişide ruh durumuna ve hislere etki ederek duyma ve görmeyle ilgili çeşitli halusinasyonlara sebeb olurlar. En çok bilineni ve kullanılanı LSD (Lisergic asid dietilamide)dir.
Esrar: Genellikle müsekkin etkisi yapan esrar halusinasyon (hayâl) görmeyi de artırır. Duyguların açığa vurulmasını da kolaylaştırır. (Bkz. Esrar)
Çözücüler: Tutkal, kuru temizleme ilâçları ve boya incelticiler, hallusinasyonig sâkinleştirici maddelerin etkisini arttırdıklarından bu amaçla kullanılırlar.
Çeşitli gruplara giren ilâçlar birarada kullanılabilir. Uyarıcılar LSD ile yapılan “gezinti”yi uzatmak veya sâkinleştiricilerin etkisini azaltmak için kullanılırlar. Müsekkinlerle alkolün birlikte alınması tehlikeli hatta öldürücü olabilmektedir.
İlâç alma çeşitleri (yolları): Günümüzde özellikle batılı gençlerin çoğu, belli bir yaşa geldikten sonra kendilerini ilâç almaya itecek bir cemiyetin içinde bulmaktadır. O, moda olan, kolay bulunan ve harçlığının yeteceği bir ilâcı kullanmakta genellikle tereddüt etmez. İnanç bunalımı, grup baskısı, “piliç”, “bebek” veya “süt kuzusu” diye adlandırılma korkusu, âile baskısına karşı bir reaksiyon gösterme hissi onu ilâç almaya iter. Dînî eğitimden ve Allah korkusundan uzak yetişen günümüz gençleri bu boşluklarını doldurmak için bu tip alışkanlıkları bir “kaçış” yolu olarak seçmektedir. Dînimiz, alışkanlık yapan bütün uyuşturucu maddeleri kullanmayı yasaklamıştır. Bunlar ilâç olarak kullanılabilir.
İlk denemeyi yapanda, hoş olmayan hisler ortaya çıkması mûtaddır. İlâcı alan hastalanabilir veya kullandıktan sonra uzun süre mahmurluğu üzerinden atamaz. Yaşlı olsun genç olsun çok kimse için ilâç, bir boşluk doldurma vâsıtasıdır. Esrar ve sâkinleştiriciler sıkıntıları hafifletmesi, uyarıcılar güven vermeleri, LSD can sıkıntısından uzak hayallere daldırması için tercih edilirler. İlk başta kullanılan maddelerin bu boşlukların doldurduğu, kişiye yeni bir sosyal hava kazandırdığı sanılır. Bu doğru değildir. Zaman ilerledikçe ilâç kullanma had safhalara varacak ve kişiyi sosyal izolasyona itecektir. Giderek dozlar artacak, kullanılan ilâç çeşidi çoğalacak ve fizikî bağımlılık (tutsaklık) gelişecektir. Fizikî bağımlılık, ilâcı almayınca kişinin normal vücut faâliyetlerini yapamaması ile görülen korkunç bir durumdur.
İlâç alan kişi bir dozu kaçırınca veya ilâç bulamayıncaya kadar, ilâca bağlandığından (tutsak olduğundan) habersizdir. Beyin ve vücut fonksiyonları ilâç alınmayınca aksamaya başladıysa fizîkî tutsaklık başlamış demektir. Eroin, morfin, alkol tutsakları, bu maddeleri bulamayınca vücutları normal işleyişlerini yapamaz ve “abstinans” denilen eksiklik belirtileri ortaya çıkar. Eroin tutsakları gerekli dozu bulamayınca ölümle sonuçlanabilen ve “Cold Turkey” (soğuk hindi) denilen eksiklik belirtileri gelişir. Kişide sıkıntı, sinirlilik, gerginlik, huzursuzluk, sersemlik, uykusuzluk, ağır terleme, burun akıntısı, göz sulanması, pupillalarda (gözsiyahı) daralma, genel titreme, ishal, şiddetli karın ve kas ağrıları (kramplar), bulantı-kusma, iştahsızlık, üşüme, baş ağrısı, tüylerin dikenleşmesi, kalp-solunum hızlanması, tansiyon yükselmesi, şuur bozukluğu, hayal görmeler, intihar girişimleri, koma, ölüm görülebilir.
İlâca karşı duyulan şiddetli arzu, boşlukta kalma korkusu ve hayâtın ilâcın verdiği duygular üzerine kurulması, müptelânın alışkanlıktan vazgeçilmesini son derece zorlaştırır. Müptelâlar bu hayâtını ancak hızla arttırılan ilâç dozlarıyla devâm ettirebilir. İlâç tutsakları yüksek fiyatla bu maddeleri satanlara muhtaçtır. Uyuşturucu maddeyi bulma arzu ve içgüdüsü kişiyi fuhşa, hırsızlığa hattâ soğukkanlılıkla adam öldürmeye iter. Son yıllarda ortaya çıkan en büyük tehlike müptelâların aynı zamanda satıcı olmalarıdır. Müptelâ, uyuşturucu maddeyi alabilmek için gereken parayı yine bu maddeyi satarak elde etmektedir. Satış için devamlı kendine kurbanlar seçen satıcılar, bu kurbanlarını daha çok, para temin etmesi kolay, zengin çocukları içinden seçmektedir.
Bâzı maddelere karşı fizikî bağımlılık gelişmez ancak psikolojik bağımlılık gelişir. Yatıştırıcılar ve uyku ilâçları bu tür bağımlılık yaparlar. Uzun müddet bunları almaya devâm eden kişi, bırakınca normal işlerini yapamayacağından korkar. Nikotin (tütün) de bu tür bağımlılık (iptilâ) yapan bir uyarıcı maddedir.
Kişinin uyuşturucu maddeye müptelâ olduğu nasıl anlaşılır? İnsanların doğru yoldan uzaklaştığı, yaratıcının ve O’nun peygamberlerinin emirlerine riâyetinin azaldığı günümüzde çocuklar, târifi imkânsız bir tehlike içinde bulunmaktadır. Dînimizin emirleri doğrultusunda yetişmeyen gençlerin, rahatlıkla uyuşturucu tuzağına düşebileceği acı bir gerçektir. Bütün insanlığın veya kendi çocuklarımızın böyle bir duruma düşmesi karşısında yapılacak şeyler önemlidir. Bu bakımdan erken anlamak ve teşhis etmek o kişiyi cemiyete tekrar kazandırmak açısından çok önemlidir.
İlâç alışkanlığının ilk belirtisi davranışlarındaki müphem değişikliklerdir. Arkadaşları değiştirme, giyiniş, ilgi alanları, mîzaç, okuldaki başarının değişmesi bunu takib eder.
İpucu olarak unutulmuş ilâç kutuları, kapsüller, yeşilimsi renge dönmüş tütün önemlidir. Gençte âniden başlayan bir bitki yetiştirme ilgisi hemen dikkati çekmelidir, çünkü o büyük ihtimalle “Cannabis sativa” denilen kenevir bitkisini yetiştirmeye çalışıyordur. Esrar bitkisi kendine has bir kokuya sâhiptir. Bir defâ duyulunca unutulmayan bu koku havalandırması az bir odanın perdelerine ve diğer eşyâlara sinmiş olabilir.
Sağlık ve görünüşteki değişiklikler de önemli belirti ve ipuçlarıdır. Kuru öksürük, dudakların etrafında soyulmalar ve çok su içme esrar kullanma göstergesi olabilir. Esrar müptelâları kendilerini uykulu ve miskin hissederler. Bâzan gözleri kan çanağına döner ve yine bâzı zamanlarda aşırı iştah periyodlarına girerler. Müsekkin müptelâları ilgisiz, uyuşuk ve miskindirler. Aşırı dozlar uzun süren uyku ve hatta koma ile kendini belli ederler. LSD müptelâları kendilerine âit bir dünyâda yaşarlar. Dış dünyâya kapılarını kapatmışlardır. Şüpheci bir göz hayal (halusinasyon) gören birini rahatça fark edebilir. Eroin ve morfin bağımlıları gözbebeklerinin toplu iğne başı kadar küçülmeleri ile tanınabilirler. Dirsek içinde mor iğne zerk yerleri eroin müptelâlarında görülen en önemli belirtidir.
Tedâvi ve kişiyi cemiyete kazandırma: Müptelâyı alışkanlığından vazgeçirmekten çok, alışmasını önlemek en mühim hâdisedir. Çocuğun ahlâkî gelişimi, dînin esaslarının öğretilmesi bu hususta en faydalı konulardır. İlâca başlayanda en önemli husus ise erken teşhistir. Bu safhada arkadaş değiştirme, sıkı tâkib, iş ve çevre değişimi ve özellikle tecrübeli bir psikoloğun tavsiyeleri faydalıdır. Vakit ve ilâç kullanma süresi uzadıkça tedâvî de o derece zorlaşır. Tedâvî bu konuda uzmanlaşmış şahıslarca yapılmalıdır.
Bir maddenin âniden bırakılmasıyla birden çok şiddetli eksiklik belirtileri ortaya çıkar. Fizikî bağımlılık yapan alkol, eroin, morfin, kokain gibi maddelerde bu belirtiler tehlikeli hattâ öldürücü olabilir. Bir ilâcı hiçbir zaman doktor kontrolü olmaksızın bırakmaya çalışmamalıdır. Sâdece çok az hastada-ki bunlar çok kuvvetli irâdeye sâhiptir- bırakma teşebbüsü başarılı olur.
Psikolojik iptilâ yapmış maddelerde kişi daha çok bir boşluğu doldurmak için ilâç kullanmaktadır. “Onsuz yapamam!” duygusu kişiyi tekrar ilâç kullanmaya döndürür. Sâdece kendine güven duygusu kazandırma, olaylara müsbet bakmasını sağlama çok hastada başarılı olmaktadır.
Çocuk uyuşturucuya alıştıysa: İlk olarak çocuğun ilâç müptelâsı olduğu fark edildiği zaman yapılan fevri ve aceleci davranışlar faydadan çok zarar getirecektir. Hemen doktor ve polis çağırmak koma halleri dışında yararsız hatta daha zararlıdır.
İlk yapılacak şey, çocuk (genç kız veya delikanlı) ile yakın ve sıcak bir dostluk ilişkisi kurmaya çalışmak olmalıdır. Samimî bir yakınlıktan sonra problemlerini, dostlarını, kendisini bunalıma iten sebepleri zaman geçtikçe tek tek anlatacaktır.
Diğerlerine göre daha az zararlı bir ilâcı alan çocuğun üzerine gitmek onu kendince haklı çıkartır ve daha büyük iptilalara düşmesine sebeb olabilir.
Daha sonra yapılacak şey bir doktora kendi isteğiyle gitmesini sağlamaktır. Bu konuda uzmanlaşmış bir kişinin fikirleri ve insanca yaklaşımı “genç hapçı”nın olaylara bakışını kolayca değiştirebilir. Daha ciddî vakâlarda ilk başta yapılacak hiçbirşey yokmuş gibi gözükür. Genç ilâç kullanmakta kararlı ve ısrarcıdır. Bu durumda bıkmadan, usanmadan dostça bir yaklaşımla gencin problemlerini anlamaya çalışmalıdır. İlâç bir hayat boşluğunu doldurmak için kullanılmaktadır. Gerçek dostlarla arkadaşlık yapmasını sağlama, iş, spor ve boş zamanı değerlendirme alışkanlıklarını değiştirme de faydalıdır.
Kaynak
Rehber Ansiklopedisi
1. Her şart altında ilâca devâm etmede önüne geçilmez bir arzu ve ihtiyâcın duyulması (compulsion).
2. Devamlı olarak dozun arttırılması lüzumu.
3. İlâcın tesirlerine karşı psikolojik veya fizyolojik bir ihtiyacın duyulması:
a) Psikolojik ihtiyaç hâlinde şahıs, ilâcın eksikliğinde şiddetli sıkıntı ve huzursuzluk duyar, alınması ile bu iki belirti kaybolur.
b) Fizyolojik ihtiyaç hâlinde ise ilâcın kesilmesi ile berâber ortaya kesilme (abstinence) belirtileri ile hastalık tablosu çıkar.
Günümüzde kullanılan bu gibi maddelerin en çok rastlanılanları eroin, LSD, amfetamin grubu uyarıcılar ve esrardır. Olayın tehlikeli ve o derece de üzücü olan yanı kullananların büyük kısmını gençlerin teşkil etmesidir. Bir deneme merakı, grup baskısı, erişkin olmanın problemlerinden kaçma, kültürel ve âilevî problemler, kişilik bozuklukları, kompleksler, çevresel etki ve etkileşimler, ilâç alışkanlığını kolayca başlatabilmektedir. Bununla birlikte ilâç kullanma itiyadına sâdece gençler değil, yaşlılar da yakalanabilmektedir. Bu kişilerin kullanma sebebi genellikle yüzyüze geldikleri günlük problemlerden kaçma olmaktadır. Yaşlılar ilâç kullanma husûsunda gençler kadar cesur davranamamakta, sâkinleştirciler, uyku hapları ve alkole başvurmaktadır. Yaşlı olsun, genç olsun çağımızın insanını bu tip alışkanlığa iten en büyük sebep mânevî boşluktur.
Alışkanlık yapan birçok ilâç arasında bir sınıflama yapılırsa bunlar beş gruba ayrılabilir:
Uyarıcılar: Kişilerin zekâ ve fizikî olarak kendilerini rahat ve aktif hissetmelerini sağlarlar. Kokain ve amfetamin türevi ilâçlar bunlardandır.
Sâkinleştiriciler (Sedatifler): Sinirlilik, sıkıntı gibi hâllerde kullanılırlar. Uykuyu arttıran bu maddelerin yüksek dozları komaya sebeb olabilir. Alışkanlıkları kuvvetlidir. Bunların en önemlileri, morfin, eroin, barbiturat tipi uyku ilâçları ve kuvvetli müsekkinlerdir.
Halusinojenler: Kişide ruh durumuna ve hislere etki ederek duyma ve görmeyle ilgili çeşitli halusinasyonlara sebeb olurlar. En çok bilineni ve kullanılanı LSD (Lisergic asid dietilamide)dir.
Esrar: Genellikle müsekkin etkisi yapan esrar halusinasyon (hayâl) görmeyi de artırır. Duyguların açığa vurulmasını da kolaylaştırır. (Bkz. Esrar)
Çözücüler: Tutkal, kuru temizleme ilâçları ve boya incelticiler, hallusinasyonig sâkinleştirici maddelerin etkisini arttırdıklarından bu amaçla kullanılırlar.
Çeşitli gruplara giren ilâçlar birarada kullanılabilir. Uyarıcılar LSD ile yapılan “gezinti”yi uzatmak veya sâkinleştiricilerin etkisini azaltmak için kullanılırlar. Müsekkinlerle alkolün birlikte alınması tehlikeli hatta öldürücü olabilmektedir.
İlâç alma çeşitleri (yolları): Günümüzde özellikle batılı gençlerin çoğu, belli bir yaşa geldikten sonra kendilerini ilâç almaya itecek bir cemiyetin içinde bulmaktadır. O, moda olan, kolay bulunan ve harçlığının yeteceği bir ilâcı kullanmakta genellikle tereddüt etmez. İnanç bunalımı, grup baskısı, “piliç”, “bebek” veya “süt kuzusu” diye adlandırılma korkusu, âile baskısına karşı bir reaksiyon gösterme hissi onu ilâç almaya iter. Dînî eğitimden ve Allah korkusundan uzak yetişen günümüz gençleri bu boşluklarını doldurmak için bu tip alışkanlıkları bir “kaçış” yolu olarak seçmektedir. Dînimiz, alışkanlık yapan bütün uyuşturucu maddeleri kullanmayı yasaklamıştır. Bunlar ilâç olarak kullanılabilir.
İlk denemeyi yapanda, hoş olmayan hisler ortaya çıkması mûtaddır. İlâcı alan hastalanabilir veya kullandıktan sonra uzun süre mahmurluğu üzerinden atamaz. Yaşlı olsun genç olsun çok kimse için ilâç, bir boşluk doldurma vâsıtasıdır. Esrar ve sâkinleştiriciler sıkıntıları hafifletmesi, uyarıcılar güven vermeleri, LSD can sıkıntısından uzak hayallere daldırması için tercih edilirler. İlk başta kullanılan maddelerin bu boşlukların doldurduğu, kişiye yeni bir sosyal hava kazandırdığı sanılır. Bu doğru değildir. Zaman ilerledikçe ilâç kullanma had safhalara varacak ve kişiyi sosyal izolasyona itecektir. Giderek dozlar artacak, kullanılan ilâç çeşidi çoğalacak ve fizikî bağımlılık (tutsaklık) gelişecektir. Fizikî bağımlılık, ilâcı almayınca kişinin normal vücut faâliyetlerini yapamaması ile görülen korkunç bir durumdur.
İlâç alan kişi bir dozu kaçırınca veya ilâç bulamayıncaya kadar, ilâca bağlandığından (tutsak olduğundan) habersizdir. Beyin ve vücut fonksiyonları ilâç alınmayınca aksamaya başladıysa fizîkî tutsaklık başlamış demektir. Eroin, morfin, alkol tutsakları, bu maddeleri bulamayınca vücutları normal işleyişlerini yapamaz ve “abstinans” denilen eksiklik belirtileri ortaya çıkar. Eroin tutsakları gerekli dozu bulamayınca ölümle sonuçlanabilen ve “Cold Turkey” (soğuk hindi) denilen eksiklik belirtileri gelişir. Kişide sıkıntı, sinirlilik, gerginlik, huzursuzluk, sersemlik, uykusuzluk, ağır terleme, burun akıntısı, göz sulanması, pupillalarda (gözsiyahı) daralma, genel titreme, ishal, şiddetli karın ve kas ağrıları (kramplar), bulantı-kusma, iştahsızlık, üşüme, baş ağrısı, tüylerin dikenleşmesi, kalp-solunum hızlanması, tansiyon yükselmesi, şuur bozukluğu, hayal görmeler, intihar girişimleri, koma, ölüm görülebilir.
İlâca karşı duyulan şiddetli arzu, boşlukta kalma korkusu ve hayâtın ilâcın verdiği duygular üzerine kurulması, müptelânın alışkanlıktan vazgeçilmesini son derece zorlaştırır. Müptelâlar bu hayâtını ancak hızla arttırılan ilâç dozlarıyla devâm ettirebilir. İlâç tutsakları yüksek fiyatla bu maddeleri satanlara muhtaçtır. Uyuşturucu maddeyi bulma arzu ve içgüdüsü kişiyi fuhşa, hırsızlığa hattâ soğukkanlılıkla adam öldürmeye iter. Son yıllarda ortaya çıkan en büyük tehlike müptelâların aynı zamanda satıcı olmalarıdır. Müptelâ, uyuşturucu maddeyi alabilmek için gereken parayı yine bu maddeyi satarak elde etmektedir. Satış için devamlı kendine kurbanlar seçen satıcılar, bu kurbanlarını daha çok, para temin etmesi kolay, zengin çocukları içinden seçmektedir.
Bâzı maddelere karşı fizikî bağımlılık gelişmez ancak psikolojik bağımlılık gelişir. Yatıştırıcılar ve uyku ilâçları bu tür bağımlılık yaparlar. Uzun müddet bunları almaya devâm eden kişi, bırakınca normal işlerini yapamayacağından korkar. Nikotin (tütün) de bu tür bağımlılık (iptilâ) yapan bir uyarıcı maddedir.
Kişinin uyuşturucu maddeye müptelâ olduğu nasıl anlaşılır? İnsanların doğru yoldan uzaklaştığı, yaratıcının ve O’nun peygamberlerinin emirlerine riâyetinin azaldığı günümüzde çocuklar, târifi imkânsız bir tehlike içinde bulunmaktadır. Dînimizin emirleri doğrultusunda yetişmeyen gençlerin, rahatlıkla uyuşturucu tuzağına düşebileceği acı bir gerçektir. Bütün insanlığın veya kendi çocuklarımızın böyle bir duruma düşmesi karşısında yapılacak şeyler önemlidir. Bu bakımdan erken anlamak ve teşhis etmek o kişiyi cemiyete tekrar kazandırmak açısından çok önemlidir.
İlâç alışkanlığının ilk belirtisi davranışlarındaki müphem değişikliklerdir. Arkadaşları değiştirme, giyiniş, ilgi alanları, mîzaç, okuldaki başarının değişmesi bunu takib eder.
İpucu olarak unutulmuş ilâç kutuları, kapsüller, yeşilimsi renge dönmüş tütün önemlidir. Gençte âniden başlayan bir bitki yetiştirme ilgisi hemen dikkati çekmelidir, çünkü o büyük ihtimalle “Cannabis sativa” denilen kenevir bitkisini yetiştirmeye çalışıyordur. Esrar bitkisi kendine has bir kokuya sâhiptir. Bir defâ duyulunca unutulmayan bu koku havalandırması az bir odanın perdelerine ve diğer eşyâlara sinmiş olabilir.
Sağlık ve görünüşteki değişiklikler de önemli belirti ve ipuçlarıdır. Kuru öksürük, dudakların etrafında soyulmalar ve çok su içme esrar kullanma göstergesi olabilir. Esrar müptelâları kendilerini uykulu ve miskin hissederler. Bâzan gözleri kan çanağına döner ve yine bâzı zamanlarda aşırı iştah periyodlarına girerler. Müsekkin müptelâları ilgisiz, uyuşuk ve miskindirler. Aşırı dozlar uzun süren uyku ve hatta koma ile kendini belli ederler. LSD müptelâları kendilerine âit bir dünyâda yaşarlar. Dış dünyâya kapılarını kapatmışlardır. Şüpheci bir göz hayal (halusinasyon) gören birini rahatça fark edebilir. Eroin ve morfin bağımlıları gözbebeklerinin toplu iğne başı kadar küçülmeleri ile tanınabilirler. Dirsek içinde mor iğne zerk yerleri eroin müptelâlarında görülen en önemli belirtidir.
Tedâvi ve kişiyi cemiyete kazandırma: Müptelâyı alışkanlığından vazgeçirmekten çok, alışmasını önlemek en mühim hâdisedir. Çocuğun ahlâkî gelişimi, dînin esaslarının öğretilmesi bu hususta en faydalı konulardır. İlâca başlayanda en önemli husus ise erken teşhistir. Bu safhada arkadaş değiştirme, sıkı tâkib, iş ve çevre değişimi ve özellikle tecrübeli bir psikoloğun tavsiyeleri faydalıdır. Vakit ve ilâç kullanma süresi uzadıkça tedâvî de o derece zorlaşır. Tedâvî bu konuda uzmanlaşmış şahıslarca yapılmalıdır.
Bir maddenin âniden bırakılmasıyla birden çok şiddetli eksiklik belirtileri ortaya çıkar. Fizikî bağımlılık yapan alkol, eroin, morfin, kokain gibi maddelerde bu belirtiler tehlikeli hattâ öldürücü olabilir. Bir ilâcı hiçbir zaman doktor kontrolü olmaksızın bırakmaya çalışmamalıdır. Sâdece çok az hastada-ki bunlar çok kuvvetli irâdeye sâhiptir- bırakma teşebbüsü başarılı olur.
Psikolojik iptilâ yapmış maddelerde kişi daha çok bir boşluğu doldurmak için ilâç kullanmaktadır. “Onsuz yapamam!” duygusu kişiyi tekrar ilâç kullanmaya döndürür. Sâdece kendine güven duygusu kazandırma, olaylara müsbet bakmasını sağlama çok hastada başarılı olmaktadır.
Çocuk uyuşturucuya alıştıysa: İlk olarak çocuğun ilâç müptelâsı olduğu fark edildiği zaman yapılan fevri ve aceleci davranışlar faydadan çok zarar getirecektir. Hemen doktor ve polis çağırmak koma halleri dışında yararsız hatta daha zararlıdır.
İlk yapılacak şey, çocuk (genç kız veya delikanlı) ile yakın ve sıcak bir dostluk ilişkisi kurmaya çalışmak olmalıdır. Samimî bir yakınlıktan sonra problemlerini, dostlarını, kendisini bunalıma iten sebepleri zaman geçtikçe tek tek anlatacaktır.
Diğerlerine göre daha az zararlı bir ilâcı alan çocuğun üzerine gitmek onu kendince haklı çıkartır ve daha büyük iptilalara düşmesine sebeb olabilir.
Daha sonra yapılacak şey bir doktora kendi isteğiyle gitmesini sağlamaktır. Bu konuda uzmanlaşmış bir kişinin fikirleri ve insanca yaklaşımı “genç hapçı”nın olaylara bakışını kolayca değiştirebilir. Daha ciddî vakâlarda ilk başta yapılacak hiçbirşey yokmuş gibi gözükür. Genç ilâç kullanmakta kararlı ve ısrarcıdır. Bu durumda bıkmadan, usanmadan dostça bir yaklaşımla gencin problemlerini anlamaya çalışmalıdır. İlâç bir hayat boşluğunu doldurmak için kullanılmaktadır. Gerçek dostlarla arkadaşlık yapmasını sağlama, iş, spor ve boş zamanı değerlendirme alışkanlıklarını değiştirme de faydalıdır.
Kaynak
Rehber Ansiklopedisi