İman, bir kişinin kalpten ve tam bir güvenle inandığı bir düşünce, fikir veya inanç sistemidir. İslam dini açısından, iman, Allah'ın varlığına, birliğine, peygamberlerine, meleklerine, kaderine, ahiret hayatına ve Kuran'ın Allah'ın kelamı olduğuna inanmayı içerir. İman eden bir kişi, Allah'ın varlığına ve birliğine inanır, onun emir ve yasaklarına uygun yaşamaya çalışır ve ahirette cenneti ve cehennemi beklediğine inanır.
İman, insanın iç dünyasında olan bir inanç sürecidir. Bu sebeple dini bir inancın yalnızca kalpte olduğunu söylemek doğru olsa da, imanın kalpteki inanca dayanarak hayatı etkilemesi ve dışa yansıması da önemlidir. İman, bir kişinin yaşamında duygu, düşünce ve davranışlarında etkili olan bir güçtür. İman eden bir kişi, inancının gereğini yerine getirmek için çaba gösterir ve Allah'ın rızasını kazanmak amacıyla ibadet eder, iyilik yapar, kötülüklerden uzak durur.
İnanç da genel olarak bir düşünce, fikir veya inanç sistemine olan inanç olarak ifade edilir. İman, dini bir inancı tanımlarken kullanılan bir terimken, inanç daha genel olarak herhangi bir konuda inanma eylemini ifade eder. İnanç, bir düşünceyi, fikri veya değeri doğru kabul etme, ona güvenme ve benimseme sürecidir. İnançlar, insanların dünya görüşlerini, değerlerini ve davranışlarını şekillendirir.
İnsanların inançları farklı olabilir ve herkesin hak ve özgürlüğüne saygı duyulmalıdır. İman ve inanç, kişisel özgürlük ve vicdani bir tercih olarak kabul edilmelidir. Herkesin kendi inançlarına göre yaşama hakkı vardır ve başka insanların inançlarına saygı duymak önemlidir. İman ve inanç, insanların kendilerini daha iyi hissetmelerine, anlam ve amaç bulmalarına yardımcı olabilir ve hayatlarında bir rehberlik işlevi görebilir.