Tıbbi terminolojideki ismiyle irritabl bağırsak sendromu, huzursuz bağırsak ya da hassas bağırsak sendromu olarak da bilinmektedir. IBS adı üstünde bir hastalığı değil sendromu ifade etmektedir ve altta yatan bir hastalık olmaksızın karın ağrısıyla seyreden bağırsak alışkanlıklarında; bağırsak şeklinde formunda ve sıklığında değişikliklerle karakterizedir.
Toplumda görülme sıklığı yaklaşık %10-12’dir ve hastalar genellikle; karın ağrısı, şişkinlik, kabızlık ve ishal atakları şikayetleriyle gelmektedir. En ufak stres altında bile hızlı şekilde etkilenen hassas bağırsaklarda görülen bu şikayetlere daha çok kadınlarda ve 30-50 yaş arasında rastlanılmaktadır.
İrritabl bağırsak sendromu belirtileri nelerdir?
IBS da dışkılama alışkanlığındaki değişiklikler devamlı kabızlık, devamlı ishal veya bunların düzensiz aralıklarla değişimi şeklinde olabilir. Genelde görülen kabızlığın ön planda olduğu ve seyrek olarak geçici ishal dönemlerinin eşlik ettiği formdur.
Normal bir insanda dışkılama sayısı normal ve ağrısız olmak üzere haftada en az 3 den günde en fazla 2 ya da 3 kez olarak kabul edilir. Karnın alt kısımlarında hissedilen ağrı ile birlikte dışkılama hissi gelmesi ve dışkılama sonrasında ağrının geçmesi, dışkılama sırasında aşırı ıkınmak zorunda kalmak, büyük abdestini yapacakmış gibi olduğu halde tuvalete gittiğinde yapamamak veya zorlanarak yapmak, dışkılamadan sonra tam olarak boşalamama hissi, keçi dışkısı gibi küçük parçalar halinde dışkılamak, dışkıda mukus görülmesi, dışkılama olmadan iç çamaşırının sümüksü bir akıntı ile kirlenmesi İBS’nin başlıca belirtileridir.
Bazı hastalarda duygusal çatışma, stres ve yakın bir akraba veya arkadaşının barsak kanseri olduğunu öğrenmek şikayetleri başlatabilir. Uzun süre soğukta kalmak, özellikle kuru baklagiller olmak üzere bulgur vb. yiyeceklerin ve kahve ve kolalı içeceklerin tüketilmesi sonrasında şikayetler alevlenebilir. Sınav dönemi, iş görüşmesi öncesi ve planlanmış önemli randevulardan önce tuvaletten çıkamama gibi tipik öykülerle gelen irritabl bağırsak sendromuna sahip hastaların yaşam kalitesi olumsuz şekilde etkilenmektedir.
İrritabl bağırsak sendromu sebepleri nelerdir?
Kalın barsağın fonksiyonları (barsakların kasılması, barsak içindeki muhtevanın hareketi, barsağın salgı ve emilim fonksiyonları vb.) barsak duvarında yerleşmiş olan ve çok zengin bir ağ oluşturan barsak sinir sistemi, merkez sinir sistemi ve çeşitli reseptör ve hormonların etkisi altındadır. Barsakların hareketleri, duyarlılıkları ve kişinin barsaklardan gelen uyarıları algılama derecesi bu sinir ve hormon sistemi tarafından düzenlenir. İBS’de bu düzenleyici sistemlerde hem merkezi sinir sistemi ve hem de barsaklar seviyesinde bazı değişikliklerin oluştuğu ve stres, adet dönemleri, soğuk, enfeksiyonlar, gıdalar vb. gibi değişik faktörlerin bu değişikliklerin ortaya çıkışını uyardıkları düşünülmektedir. İBS’li kişilerde barsaklardan gelen uyarıların algılanmasında artış olduğu ve barsakların bu uyarılara karşı bazen aşırı kasılma bazen de fazla hareketlilik ile cevap verdikleri gösterilmiştir
İrritabl bağırsak sendromu tanısı nasıl konur?
İBS teşhisi aslında bir dışlama teşhisidir. Yani hayati sonuçlara yol açmayacak, ciddi organik hastalıkların olmadığının gösterilmesi elzemdir. Bunun için bazı durumlarda kan tahlili yeterli olmakta iken, bazı durumlarda ise endoskopi ve kolonoskopi işlemlerinin uygulanması gerekmektedir. Ailede spastik kolon öyküsü olanlarda irritabl barsak sendromuna daha sık rastlanılır. Bu da genetik faktörlerin hassas barsak sendromu oluşumunda rolü olduğunu göstermektedir. Anksiyete ve depresyon gibi psikiyatrik sorunlar İBS riskinde artışa sebep olur. Cinsel, fiziksel veya duygusal kötüye kullanım öyküsü olanlarda da sıklıkla İBS teşhis edilmektedir.
Hastaların sahip oldukları hikaye ve şikayetler değerlendirilerek İBS tanısı konulabilmektedir. Her hasta için ortak bir tedavi yöntemi yoktur ancak tanıya uygun olarak belirtileri kontrol altına almak mümkün olmaktadır.
İrritabl bağırsak sendromu tedavisi nasıl olur?
İBS’de hasta ile hekim arasında karşılıklı güvene dayanan bir ilişkinin kurulması ve hastanın detaylı dinlenip tanısı hakkında detaylı bilgilendirilmesi hemen hiçbir hastalıkta olmadığı kadar tedavide önem arz etmektedir. IBS’li hastaların bir kısmında yapılacak diyet değişiklikleri şikayetlerin azalmasını sağlayabilir. Şikayetleri başlattığı düşünülen gıdaların günlük diyetten çıkarılması konusunda hasta ve hekim birlikte karar verebilirler. İBS’li hastalarda laktoz intoleransı sık görüldüğünden süt ve sütlü gıdaların tüketilmesi şikayetleri başlatabilir, bu hastalarda kalsiyum ve protein kaynağı olarak süt yerine yoğurt tavsiye edilebilir. Piyasada sayıları giderek artan probitotik veya prebiyotik içeren yoğurtların düzenli olarak tüketilmesi bazı IBS’li hastalarda dışkılamanın düzene girmesi ve şişkinliğin azalması şeklinde bir rahatlama sağlayabilmektedir. Kabızlık yakınması ön planda olan İBS’de ise bol su alınması, lifli gıdaların, kurutulmuş meyvelerin ve kepek ekmeğinin tüketilmesi, düzenli egzersiz yapılması şikayetleri azaltabilir. Diyette yapılan değişikliklerin yetersiz olduğu durumlarda ise hekimin tavsiye edeceği ilaçların tedaviye eklenmesi gerekebilir.
İBS tanısı konulduktan sonra altta yatan hastalığın tipine göre tedavisi planlanmaktadır. İBS tedavisinde kullanılan standart bir ilaç tedavisi yoktur ve her hasta için değişik ilaç tedavileri veya kombinasyonlarının kullanması gerekebilir. Eğer hastada kabızlık durumu var ise dışkı yumuşatıcılar, ciddi derecede karın ağrısı şikayeti olduğunda da antispazmodik adı verilen spazm giderici ilaçlar verilmektedir. Ayrıca ishal şikayetine karşı hastada aşırı bakteri gelişimini azaltıcı emilmeyen antibiyotikler ve probiyotik takviyeleriyle tedavi uygulanmaktadır. Gerektiğinde antidepresan ve anksiyolitik (endişe giderici) ilaçların kullanımıyla da hastanın ve bağırsaklarının hassasiyeti azaltılmaktadır.
Kısaca özetleyecek olursak, İrritabl bağırsak sendromu, diğer adıyla hassas bağırsak sendromu ömür boyu devam eden ve dönem dönem şiddetli değişen bazen kabızlık bazen ise ishal şikayetleriyle ortaya çıkan, hastanın hayat kalitesini olumsuz şekilde etkileyen bir sendromdur. Bu nedenle gastroenteroloji hekimine başvurarak baskın şikayete göre tedavi planının oluşturulması hastanın hayat kalitesinin düzeltilebilmesi açısından oldukça önemlidir.
Toplumda görülme sıklığı yaklaşık %10-12’dir ve hastalar genellikle; karın ağrısı, şişkinlik, kabızlık ve ishal atakları şikayetleriyle gelmektedir. En ufak stres altında bile hızlı şekilde etkilenen hassas bağırsaklarda görülen bu şikayetlere daha çok kadınlarda ve 30-50 yaş arasında rastlanılmaktadır.
İrritabl bağırsak sendromu belirtileri nelerdir?
IBS da dışkılama alışkanlığındaki değişiklikler devamlı kabızlık, devamlı ishal veya bunların düzensiz aralıklarla değişimi şeklinde olabilir. Genelde görülen kabızlığın ön planda olduğu ve seyrek olarak geçici ishal dönemlerinin eşlik ettiği formdur.
Normal bir insanda dışkılama sayısı normal ve ağrısız olmak üzere haftada en az 3 den günde en fazla 2 ya da 3 kez olarak kabul edilir. Karnın alt kısımlarında hissedilen ağrı ile birlikte dışkılama hissi gelmesi ve dışkılama sonrasında ağrının geçmesi, dışkılama sırasında aşırı ıkınmak zorunda kalmak, büyük abdestini yapacakmış gibi olduğu halde tuvalete gittiğinde yapamamak veya zorlanarak yapmak, dışkılamadan sonra tam olarak boşalamama hissi, keçi dışkısı gibi küçük parçalar halinde dışkılamak, dışkıda mukus görülmesi, dışkılama olmadan iç çamaşırının sümüksü bir akıntı ile kirlenmesi İBS’nin başlıca belirtileridir.
Bazı hastalarda duygusal çatışma, stres ve yakın bir akraba veya arkadaşının barsak kanseri olduğunu öğrenmek şikayetleri başlatabilir. Uzun süre soğukta kalmak, özellikle kuru baklagiller olmak üzere bulgur vb. yiyeceklerin ve kahve ve kolalı içeceklerin tüketilmesi sonrasında şikayetler alevlenebilir. Sınav dönemi, iş görüşmesi öncesi ve planlanmış önemli randevulardan önce tuvaletten çıkamama gibi tipik öykülerle gelen irritabl bağırsak sendromuna sahip hastaların yaşam kalitesi olumsuz şekilde etkilenmektedir.
İrritabl bağırsak sendromu sebepleri nelerdir?
Kalın barsağın fonksiyonları (barsakların kasılması, barsak içindeki muhtevanın hareketi, barsağın salgı ve emilim fonksiyonları vb.) barsak duvarında yerleşmiş olan ve çok zengin bir ağ oluşturan barsak sinir sistemi, merkez sinir sistemi ve çeşitli reseptör ve hormonların etkisi altındadır. Barsakların hareketleri, duyarlılıkları ve kişinin barsaklardan gelen uyarıları algılama derecesi bu sinir ve hormon sistemi tarafından düzenlenir. İBS’de bu düzenleyici sistemlerde hem merkezi sinir sistemi ve hem de barsaklar seviyesinde bazı değişikliklerin oluştuğu ve stres, adet dönemleri, soğuk, enfeksiyonlar, gıdalar vb. gibi değişik faktörlerin bu değişikliklerin ortaya çıkışını uyardıkları düşünülmektedir. İBS’li kişilerde barsaklardan gelen uyarıların algılanmasında artış olduğu ve barsakların bu uyarılara karşı bazen aşırı kasılma bazen de fazla hareketlilik ile cevap verdikleri gösterilmiştir
İrritabl bağırsak sendromu tanısı nasıl konur?
İBS teşhisi aslında bir dışlama teşhisidir. Yani hayati sonuçlara yol açmayacak, ciddi organik hastalıkların olmadığının gösterilmesi elzemdir. Bunun için bazı durumlarda kan tahlili yeterli olmakta iken, bazı durumlarda ise endoskopi ve kolonoskopi işlemlerinin uygulanması gerekmektedir. Ailede spastik kolon öyküsü olanlarda irritabl barsak sendromuna daha sık rastlanılır. Bu da genetik faktörlerin hassas barsak sendromu oluşumunda rolü olduğunu göstermektedir. Anksiyete ve depresyon gibi psikiyatrik sorunlar İBS riskinde artışa sebep olur. Cinsel, fiziksel veya duygusal kötüye kullanım öyküsü olanlarda da sıklıkla İBS teşhis edilmektedir.
Hastaların sahip oldukları hikaye ve şikayetler değerlendirilerek İBS tanısı konulabilmektedir. Her hasta için ortak bir tedavi yöntemi yoktur ancak tanıya uygun olarak belirtileri kontrol altına almak mümkün olmaktadır.
İrritabl bağırsak sendromu tedavisi nasıl olur?
İBS’de hasta ile hekim arasında karşılıklı güvene dayanan bir ilişkinin kurulması ve hastanın detaylı dinlenip tanısı hakkında detaylı bilgilendirilmesi hemen hiçbir hastalıkta olmadığı kadar tedavide önem arz etmektedir. IBS’li hastaların bir kısmında yapılacak diyet değişiklikleri şikayetlerin azalmasını sağlayabilir. Şikayetleri başlattığı düşünülen gıdaların günlük diyetten çıkarılması konusunda hasta ve hekim birlikte karar verebilirler. İBS’li hastalarda laktoz intoleransı sık görüldüğünden süt ve sütlü gıdaların tüketilmesi şikayetleri başlatabilir, bu hastalarda kalsiyum ve protein kaynağı olarak süt yerine yoğurt tavsiye edilebilir. Piyasada sayıları giderek artan probitotik veya prebiyotik içeren yoğurtların düzenli olarak tüketilmesi bazı IBS’li hastalarda dışkılamanın düzene girmesi ve şişkinliğin azalması şeklinde bir rahatlama sağlayabilmektedir. Kabızlık yakınması ön planda olan İBS’de ise bol su alınması, lifli gıdaların, kurutulmuş meyvelerin ve kepek ekmeğinin tüketilmesi, düzenli egzersiz yapılması şikayetleri azaltabilir. Diyette yapılan değişikliklerin yetersiz olduğu durumlarda ise hekimin tavsiye edeceği ilaçların tedaviye eklenmesi gerekebilir.
İBS tanısı konulduktan sonra altta yatan hastalığın tipine göre tedavisi planlanmaktadır. İBS tedavisinde kullanılan standart bir ilaç tedavisi yoktur ve her hasta için değişik ilaç tedavileri veya kombinasyonlarının kullanması gerekebilir. Eğer hastada kabızlık durumu var ise dışkı yumuşatıcılar, ciddi derecede karın ağrısı şikayeti olduğunda da antispazmodik adı verilen spazm giderici ilaçlar verilmektedir. Ayrıca ishal şikayetine karşı hastada aşırı bakteri gelişimini azaltıcı emilmeyen antibiyotikler ve probiyotik takviyeleriyle tedavi uygulanmaktadır. Gerektiğinde antidepresan ve anksiyolitik (endişe giderici) ilaçların kullanımıyla da hastanın ve bağırsaklarının hassasiyeti azaltılmaktadır.
Kısaca özetleyecek olursak, İrritabl bağırsak sendromu, diğer adıyla hassas bağırsak sendromu ömür boyu devam eden ve dönem dönem şiddetli değişen bazen kabızlık bazen ise ishal şikayetleriyle ortaya çıkan, hastanın hayat kalitesini olumsuz şekilde etkileyen bir sendromdur. Bu nedenle gastroenteroloji hekimine başvurarak baskın şikayete göre tedavi planının oluşturulması hastanın hayat kalitesinin düzeltilebilmesi açısından oldukça önemlidir.