Son konular

İslam'dan Önce DÜnyadakİ Dİnİ İnaniŞlar

Konuyu Yükselt

SoruCevap

Yeni Üye
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
1
Çözümler
1
Tepkime
41
Puanları
318
Yaş
35
Coin
256,935
Kavimler göçü sonrası Avrupa'da krallıklar güçlerini kaybettiler. Soyluların güç kazanmalarıyla birlikte tüm ortaçağ boyunca Avrupa'da etkili olacak olan siyasi yönetim biçimi " Feodalite ( Derebeylik) " ortaya çıktı.

Toplumsal eşitsizlik üzerine kurulan bu düzen içinde halk, farklı toplumsal sınıflara ayrılmıştır :
1. Soylular (Senyörler): Soylular, oturdukları toprakların sahibiydiler. Her türlü hakka sahip olan ve şatolarda oturan soylular, yönetim ve askerlik işleri ile ilgilenirlerdi. Soyluluk babadan oğula geçerdi. Soyluların en üstünde senyör denilen derebeyler yer alırdı. Senyörlerin en büyüğü kral idi. Bundan sonra sırasıyla dük, kont, baron ve şövalyeler gelirdi.
2. Rahipler; Rahipler, kiliselerin sahip olduğu toprakların geliriyle rahat bir yaşam sürerlerdi. Dinin toplum üzerindeki etkilerinden dolayı halk üzerinde söz sahibi idiler.
3. Burjuvalar: Ticaret ve sanatla uğraşırlardı. Bağlı bulundukları derebeylerine vergi verirlerdi.
4. Köylüler: Bunlar ikiye ayrılırlardı:
a. Özgür Köylüler: Üzerinde yaşadıkları toprakları, istedikleri gibi ekip biçme hakkına sahip olup bağlı oldukları soyluya, vergi vermek zorundaydılar. Ayrıca topraklarını satabilme, çocuklarına bırakma hakları vardı.
b. Serfler (Köle Köylüler); Hiçbir hakka sahip değildiler. Soyluların malı sayılırlardı. Toprakla birlikte alınır ve satılırlardı.

Orta Çağ boyunca Avrupa'da zenginlik kaynağı topraktı. Bu nedenle geri, kapalı bir ekonomik yapı görülür.

İslam öncesinden değişik devletlerde farklı farklı dini inanış ve anlayışlar vardı. Bizans Hıristiyanlığın ORTODOKS mezhebini benimsemişti. Ortodoksların dini liderine PATRİK denirdi. Patrik İstanbul da otururdu. Hıristiyanlığın diğer büyük mezhebi KATOLİK mezhebidir. Dini liderlerine PAPA denirdi. Papa ROMA şehrinde otururdu. Papaların çok büyük bir etkinliği vardı. Bazen krallardan bile fazla itibar görürlerdi. Çünkü Papa'nın AFOROZ, ENTERDİ ve ENDÜLÜJANS adı verilen yetkileri vardı.

AFOROZ : Bir kişinin Hıristiyanlık dininden çıkarılmasıdır.
ENTERDİ : Bir ülkenin Papa tarafından bütün bir halde cezalandırılması.
ENDÜLÜJANS : Hıristiyanların günahlarından kurtulmak için Papa'dan aldıkları günahtan kurtulma, af kağıtlarıdır. Bu kağıtlar Papa tarafından yüksek paralar karşılığı satılırdı.

İran ( Sasani ) devletinde ZERDÜŞTLÜK dini hakimdi. Bu dine göre iyilik ve kötülük tanrısı olmak üzere iki tane tanrı vardı. İyilik tanrısı "Ahuramazda" ( Hürmüz), kötülük tanrısı "Angramanyu" (Ehrimen) arasında sürekli bir mücadele vardır. İyilik yapanlar öldüklerinde ışık dünyasına, kötülük yapanlar karanlık dünyasına giderlerdi. Bunun için aydınlık ve Işığa değer vermişler, Ateş'i kutsal kabul etmişlerdir. İyilik tanrısına destek olmak için sürekli olarak bir ateş yakılırdı. Bu ateşin yakıldığı yere ATEŞGEDE denirdi. Bundan dolayı Zerdüştler'e ateşe tapan anlamında "Mecusi" de denilmiştir. 5.yy.da Mazdek tarafından "Mazdeizm" ortaya çıkarılmıştır. Mazdeizm Zerdüşt öğretisine dayanır, toplumsal - siyasal - ahlaksal ilkeleri ön plana çıkarmıştır.

İslam öncesi Türklerde Gök-Tanrı inancı hakimdi. Gök'ün onyedi, yerin altının ise yedi kattan oluştuğuna inanırlardı. Bu ikisinin arasında insanların yaşadığı yeryüzü bulunurdu. Gök-tanrı inancı İslam dininin ALLAH inancı ile ortak özellikler taşıyordu. Bu ortak yön Türklerin İslam dinine girmelerini kolaylaştırmıştır. Bazı kutsal saydıkları yerlerde Tanrı'ya dua edip, kurban kesmişlerdir. Din görevlilerine Şaman - Kam - Baksı gibi ünvanlar vermişlerdir.

Çin'de feodal bir yapı bulunmaktadır. Yönetimde hanedanların egemenliği vardır. Egemen sınıf soylulardır. Çin 'in tarihi yontma taş devrine kadar uzanmaktadır. İpek yolu egemenliği Türklerle- Çinlileri karşı karşıya getirmiştir. Geniş ve verimli topraklarda tarım önemli etkinliktir. En önemli ekonomik kazancı İpek Yolu'ndan sağlamışlardır.

İslamiyet'in doğuşu sırasında Çin'de Taoizm, Konfüçyizm ve BUDİZM yaygın olan dinlerdir. Tao dini, Lao-Tzu (Lav Dzı) adındaki bir filozof ve din adamı tarafından ortaya atılan düşüncelerden doğmuştur. Lau-Tzu'ya göre, "evren bir yaratıcının eseridir; o da Tao'dur." Tao, evrenin "yolu, düzeni, yasası" anlamına da gelir. İnsanın somutlaştırdığı ya da yaşama geçirdiği bilgelik yolu da Tao'ya yönelmekle olur. Tao'nun yoluna yönelen bilge kişi onunla birlik ve uyum içinde olmak durumundadır. Konfüçyüs, Çin'de yetişen filozof ve din adamlarından biridir. Çin'in karışıklık içinde bulunduğu bir dönemde, yeni bir ahlakî düşünce ortaya atarak kötülükleri önlemeye çalışmıştır, Ortaya koyduğu siyasî, toplumsal ve ahlakî düşünceler, Çin uygarlığının gelişmesinde önemli rol oynamıştır. İnsanların eşitliğine inanan Konfüçyüs'e göre devlet yönetimi ile ahlak özdeşleşmelidir. Devlet ahlak kurallarına uyularak yönetilirse amacını gerçekleştirebilir. Kişiler erdemli olmak ve dürüst yaşamak zorundadırlar. Ancak bu yolla huzura ve mutluluğa ulaşılır. Hindistan'da ortaya çıkan Budizm, 6.yüzyıldan itibaren Çin'de yayılmaya başlamış ve bu ülkenin dinsel yaşamında etkili olmuştur.

Çin ile ilişkileri sonucunda Japonya'da Taoizm, Konfüçyizm ve Budizm benimsenmiştir. Japonların ulusal dinleri, "Tanrıların Yolu" anlamına gelen ŞİNTOİZM idi. Şintoizm; ulusal, çok tanrılı ve diğer dinlere tepki göstermeyen bir dindir. Doğa güçlerine ve ruhlara tapınma inancı, bu dinin en belirgin özelliğidir.

Hindistan da HİNDUİZM dini egemendi. Kast sistemi; toplumsal, siyasî ve dinî düzenin temelini oluşturuyordu Bu sistemde halk, sınıflara ayrılmıştı :

• Brahmanlar ; Din adamları
• Kshatriyalar (Kşatriyalar) : Hükümdarlar, komutanlar ve askerler
• Vaisyalar (Vaizyalar) : Sanatkarlar, tüccarlar ve çiftçiler
• Sudralar : İşçiler
• Paryalar : Ayrıca bu dört sınıfın dışında olan ve hiçbir hakka sahip olmayan sınıftır

İslamiyet'in doğduğu yıllarda Hindistan'da Hinduizm egemendi. Hinduizmde en temel ve kutsal metinler Veda'lardır Kast sistemini benimseyen Hinduizmde en üst mevkide Brahman denilen din adamları bulunurdu Brahmanizm'e göre bir insanın, yaşamındaki iyi ve kötü hareketlerine göre ruhu rahat eder ya da sıkıntı çekerdi. Ruhun rahat etmesi için insanın aşırı isteklerinden vazgeçmesi ve yalnızlığa çekilmesi gerekir. Hinduizmin katı kast sistemine ve Brahman sınıfının otoritesine bir tepki olarak Budizm doğmuştur. Felsefi bir düşünce olan Budizm; Çin'de, Tibet'te ve Japonya'da yayılmıştır Budizm'in kurucusu Budha (Buda)'dır. Buda'ya göre; iyilik yapılmalı, kötülükten kaçınılmalı dünya nimetlerine istek duyulmamalıdır Bunları yapan insan sonsun huzura kavuşur ve "Nirvana" ya ulaşır Nirvana'ya ulaşmak; dünyevî isteklerden kin, nefret ve tutkulardan uzaklaşmaktır Budizm'de tanrı kavramı yoktur. Bu inanışın din ile ilgili törenleri kaldırarak yerine ahlakî görevler koyması Brahmanların etkisini azaltmıştır Sınıf farklılıklarını ortadan kaldırarak herkesi Nirvana'ya çağırması da kast örgütünü temelden sarsmıştır. Budizm'in temelinde, iyilik duygusunun yanı sıra yardım, sevgi, doğruluk, dürüstlük gibi ilkeler vardır

2. İSLAMİYETİN DOĞUŞU VE YAYILIŞI
Arabistan Asya kıtasının güney- batı ucunda yer alan büyük bir yarımadadır Genellikle çöllerle kaplı bir alandır. İslam öncesi dönemde Arap yarımadasında kurulan önemli devletler şunlardır

1.MAİN DEVLETİ
2.SEBE DEVLETİ
3.HİMYERİ DEVLETİ
4.GASSANİLER
5.TEDMÜRLER
6.NABATLILAR

İslam öncesi Arap yarımadasında siyasi bir birlik yoktu Araplar kabilelerden meydana geliyordu Bu kabileler arasında sürekli savaşlar, kan davaları vardı Mekke şehri bütün kabileler tarafından kutsal kabul edilmişti Her yıl Mekke şehrinde toplanır, panayırlar, eğlenceler yaparlardı

İslam öncesi Araplar putlara tapıyorlardı Araplarca kutsal sayılan yüzlerce put vardı. Bütün bu putlar Mekke deki Kabe içerisinde yer alıyordu ( Kabe İslam öncesi de Araplar tarafından kutsal kabul ediliyordu)

İslam öncesi Arap toplumunda kadının hiçbir değeri yoktu Halk göçebe ve şehirli olmak üzere ikiye ayrılmıştı
 

Similar threads

  • Soru
İslamiyet Öncesi Dünyanın Durumuİslamiyetten Önce Dünyanın Genel Durumu İslamiyetin meydana getirdiği değişimi anlayabilmek için, İslamiyetten önceki dünyanın genel durumunu bilmek gerekir Bunun için Asya, Avrupa, Afrika kıtalarındaki ve İslam dininin ortaya çıktığı Arabistan bölgesindeki yaşam...
Cevaplar
0
Görüntüleme
13
  • Soru
HİNT MEDENİYETİ En eski medeniyetler İndus Medeniyetleri'dir. Hindistan'daki ilk medeniyet Sint Medeniyeti'dir. İndus ve Ganj nehirleri verimliliği artıran etkendir. Güçlü devletler oluşamamış, küçük prenslikler ortaya çıkmıştır. Kast örgütünü Ariler kurmuştur. Eski Hint Medeniyeti'nde en...
Cevaplar
0
Görüntüleme
11
  • Soru
Eski Anadolu Uygarlıkları Hangileridir? Anadolu Uygarlıkları Hakkında Bilgiler Neler? ANADOLU UYGARLIKLARI Anadolu, iklimi, jeopolitik konumu tarım, hayvancılık ve ticarete elverişli oluşu, gôç yolları üzerinde bulunması nedeniyle ilkçağda ônemli bir konuma sahiptir .Çeşitli uygarlıkların...
Cevaplar
0
Görüntüleme
14
  • Soru
feodalite - 15.yüz yıldan sonra teknoloji - keşifler - keşiflerin osmanlı devletine etkileri Feodalitenin Çözülüşü ve Merkezî Krallıkların Kurulması Feodalite (Derebeylik): Ortaçağ Avrupası’nın kendine özgü sosyal ve siyâsî bir yönetim biçimidir. Feodalitenin Ortaya Çıkışı Kavimler Göçü...
Cevaplar
0
Görüntüleme
18
  • Soru
DİN VE İNANIŞ Göktanrı Dini: Türklerin İslamiyet'ten önceki dini Göktanrı diniydi. Bu dine göre Türkler; * Tek bir Tanrının evreni yarattığına ve gökte oturduğuna inanıyorlardı. * Öldükten sonra dirileceklerine inandıklarından, ölülerini atı, eşyaları ve silahıyla birlikte gömüyorlardı. *...
Cevaplar
0
Görüntüleme
16
Üst Alt