İslamiyetten Önce Kadın
İslamiyetten Önce Kadının Yeri
Altıncı asrın sonlarında dünyanın het tarafında, kadının üzerine karanlık çökmüştü. Tam bu esnada Mekke'den bir ses haykırmaya başladı. Bu ses Muhammed Mustafa'nın (a.s) sesiydi. Mağdur olan kadınında imdatına yetişti. İslam kadının hakkını eksiksiz ve tam olarak veriyordu. İslam, kadının boynunda asırlardır bulunan yaftayı kaldırmış, kendisine yönelik tüm horlamaları kaldırıp atmıştı. İslam şehveti duygularla kadına yüklenmeyi yasak etti İslam'dan önce kadını durumunu İngiliz Herbert 'Topllum bilimi adlı kitabında şu şekilde özetliyordu:'' İngilterede 11. yüzyılda kadınlar satılıyordu. Klise mahkemeleri bir adamın karısını başka bir adama belli bir süre vermesini onaylıyor ve bu yönde kararlar veriyordu. Bunun daha kötüsü, yeni evlenen bir genç kızın ilk 24 saatini, oranın şefi kimse onun yanında geçirmek zorundaydı. Ve şefin ilk defa ondan faydalanma hakkı vardı. ''Peki, İngiltere'de böyle iken, Arabistanda kadının durumu neydi? İslamdan önce Araplarda kadın mirastan hak alamaz, kocası üzerinden herhangi bir hak sahibi olması mümkün olamaz, kadın kötülük sembolu haline gelmişti. İslamda; kadın insan olma açısından erkek gibidir. Çünkü daha önceki toplumlarda, kadının insan olup olmadığı tartışılıyordu. Kadın, hristiyan inancı gereği, Hz.Adem'i Havva baştan çıkarmıştır. Aslında, İslam inancı bu konuda her ikisini de sorumlu göstermektedir. İslam dinine göre kadın mirastan hak sahibidir. Ayrıca yüce dinimiz eşler arasında hakları tanzim etmiştir. İslam boşanma meselesinde kadını mağdur durumda bırakmadı. İslam kız evlatlarını katline son verdi. İslam akaidi, kadın ve erkek arasında yargı eşitliğini sağladı. İslamdan evvel bir erkek 5-6-7 kadınla birden evlenebiliyordu, İslam ayetle bu sayıyı sınırladı. Netice; İslam dini Kadına insan muamelesi yaptı.
alıntı
İslamiyetten Önce Kadının Yeri
Altıncı asrın sonlarında dünyanın het tarafında, kadının üzerine karanlık çökmüştü. Tam bu esnada Mekke'den bir ses haykırmaya başladı. Bu ses Muhammed Mustafa'nın (a.s) sesiydi. Mağdur olan kadınında imdatına yetişti. İslam kadının hakkını eksiksiz ve tam olarak veriyordu. İslam, kadının boynunda asırlardır bulunan yaftayı kaldırmış, kendisine yönelik tüm horlamaları kaldırıp atmıştı. İslam şehveti duygularla kadına yüklenmeyi yasak etti İslam'dan önce kadını durumunu İngiliz Herbert 'Topllum bilimi adlı kitabında şu şekilde özetliyordu:'' İngilterede 11. yüzyılda kadınlar satılıyordu. Klise mahkemeleri bir adamın karısını başka bir adama belli bir süre vermesini onaylıyor ve bu yönde kararlar veriyordu. Bunun daha kötüsü, yeni evlenen bir genç kızın ilk 24 saatini, oranın şefi kimse onun yanında geçirmek zorundaydı. Ve şefin ilk defa ondan faydalanma hakkı vardı. ''Peki, İngiltere'de böyle iken, Arabistanda kadının durumu neydi? İslamdan önce Araplarda kadın mirastan hak alamaz, kocası üzerinden herhangi bir hak sahibi olması mümkün olamaz, kadın kötülük sembolu haline gelmişti. İslamda; kadın insan olma açısından erkek gibidir. Çünkü daha önceki toplumlarda, kadının insan olup olmadığı tartışılıyordu. Kadın, hristiyan inancı gereği, Hz.Adem'i Havva baştan çıkarmıştır. Aslında, İslam inancı bu konuda her ikisini de sorumlu göstermektedir. İslam dinine göre kadın mirastan hak sahibidir. Ayrıca yüce dinimiz eşler arasında hakları tanzim etmiştir. İslam boşanma meselesinde kadını mağdur durumda bırakmadı. İslam kız evlatlarını katline son verdi. İslam akaidi, kadın ve erkek arasında yargı eşitliğini sağladı. İslamdan evvel bir erkek 5-6-7 kadınla birden evlenebiliyordu, İslam ayetle bu sayıyı sınırladı. Netice; İslam dini Kadına insan muamelesi yaptı.
alıntı