ISPARTA MAHALLİ AĞIZ ÖZELLİKLERİ
Isparta mahalli ağzında Akdeniz ve Orta Anadolu ağızlarının etkisi görülür.
Mahalli dil, günümüzde de özelliklerini korumaktadır. Isparta mahalli ağzının en belirgin özellikleri şöyledir:
Isparta ağzındaki uzun ünlülerin tamamı, iki ünlü arasındaki ünsüzün düşmesi ile oluşur.
Ârı (Ağrı), aşam (akşam), gâsın (kalsın), peenir (peynir), veese (verse), yapdıı (yaptığı), sandıı (sandığı), geydii (giydiği), iilik (iyilik), oomasın (olmasın), oolan (oğlan), öölen (öğlen), sööle (söyle), uura (uğra), bulduumu (bulduğumu), düme (düğme), yüzüünü (yüzüğünü).
Mahalli ağızda ünlü değişmeler çokçadır:
a-e: Bozcen (bozacaksın), goş-cen (koşacaksın), yapcen (yapacaksın), kesdene (kestane), teze (taze), zerdeli (zerdali).
an: Çığır (çağır), bascem (basacağım), kalkcem (kalkacağım).
a-u: Buba(baba),portukal (portakal), ortuda (ortada).
Orta hecedeki a sesinin vurgusuz olduğu zaman, çoğunlukla düştüğü görülür.
Burda (burada), olcam (olacağım), vacem (varacağım), orda (orada) gibi.
e-a: Ataş (ateş, barâba (beraber), hökümat (hükümet), gıymatlı (kıymetli).
e-i: Yir (yer), dide (dede), ni-den (neden), gice (gece, pencire (pencere).
i-e: Eyi (iyi), ekiz (ikiz), heş (hiç), tencire (tencere), zencir (zin-cir).
i-ı: Çırpı (kirpi), hangi (hangi), hızmat (hizmet), sabi (sahibi).
i-ü: Buluş (piliç), büber(biber), müsafür (misafir).
Orta hecedeki i sesi vurgusuz olduğunda düşer.
Eyce (iyice), zere (zahire), Hatçe (Hatice) gibi...
o-a: Guy (koy), horaz (horoz), popaz (papaz).
o-u:Buynuz (boynuz), doktur (doktor), garyula (karyola).
u-ı: Çabık (çabuk), çıbık (çubuk), babış (papuç), garpız (karpuz), gavın (kavun).
u-o:Yokarı (yukarı), osanmak (usanmak).
ü-ö: Böyük (büyük), yörü (yürü), gözel (güzel), boyut (büyüt).
Bazı sözcüklerde "b, m, p" dudak ve dudak-diş sesleri "v" ve "f" seslerinin etkisiyle sözcüğün gövde,
kök ya da eklerinde yuvarlaklaşmaya neden olur.
Avcu (avcı), b.jba (baba), böbek (bebek), fursat (fırsat) gibi...
Bazı sözcüklerde ve yuvarlaklaşmanın aksine, benzeşme yoluyla düzleşme görülür.
Gabık (kabuk), gambır (kambur), galbır (kalbur), ucit (vücut) gibi...
Sözcük başına fazladan bir ünlü ekleme, Isparta ağzının en belirgin özelliklerindendir.
"ı, r, k, m, n, s, ş, c" ünsüzleri ile başlayan sözcüklerde sözcük içindeki ünlülere uygun olarak ı, i, u, ü, ö, o ünlüleri, sözcük başına eklenebilir. Iraf (raf), ıscak (sıcak), ilazım (lâzım), ileş (leş), iliyen (leğen), örüzgar (rüzgâr) gibi...
Çoğunlukla iki heceli sözcüklerde, ilk hece ünsüzle biter, ikinci hece de bir ünsüzle başlarsa; araya öbür ünlülere uygun bir ses eklendiği görülür. Abıla (abla), gatıran (katran), masıraf (masraf), inile (inle), mücüde (müjde) gibi...
Ünlü ile biten bir sözcüğü ünlü ile başlayan bir sözcük illerse, ünlülerden biri düşer. Buna Isparta ağzında sıkça rastlanır. Hatcaba (Hatice abla), hocefendi (hoca efendi), goccadam (koca adam) gibi...
Ünlü uyumuna aykırı bazı yabancı kökenli sözcüklerde ünlü benzeşmeleri görülür.
Baca (bahçe), hâ-bar (haber), sabi (sahibi), galbır (kalbur), mezer (mezar), baraba (beraber), vallaha (vallahi), gıyamet (kıyamet) gibi...
Isparta ağzındaki ünsüz değişimleri şöyledir:
h-palta (balta), paston (baston), pıçak (bıçak), apla (abla).
b-m: Mahana (bahane), muşam-ma (muşamba), mismillah (bismillah).
ç-c:cızgı (çizgi), çocuk (çocuk), cingen (çingene), güççük (kü-Çük).
ç-s: Babış (pabuç), genşlik (gençlik), gaş (kaç), öş (ölç), gılış (kılıç), biş (***).
ı-d: Darak (tarak), davşan (tavşan), duzak (tuzak), dırnak (tırnak), dellal (tellal).
k-g: Gaba (kaba), giz (kız), gonşu (komşu), gazan (kazan), gu-rut (kurut), gön (kon).
s-z: Merkez (herkes), zoba (soba), nergiz (nergis), zümbül (sum bil).
r-ı: Güleş (güreş), bilader (birader), duyalak (duyarak), leşber (rençber).
"l" sesi kimi hallerde düşer, kendinden önceki ünlünün uzun söylenmesine neden ölür. Sancak (salıncak), gönek (gömlek), ge (gel), gesin (gelsin), osun (olsun), "r" sesinde de kimi hallerde aynı özellik görülür. Gadar (kadar), sona (sonra), va (var), geti (getir), otu (otur) gibi.
"h" sesinde de aynı durum oluşmaktadır. Apap (ahbap), gabat (kabahat), ramet (rahmet), gave (kahve) gibi.
m-n: Donuz (domuz), sindi (şimdi), geliyon (geliyorum), ölçen (öleceğim), penbe (pembe).
n-i: Dölüm (dönüm), tutarı (fincan), löbet (nöbet).
Isparta mahalli ağzında ünsüzlerin yer değiştirmeleri çokça rastlanır. Tehna (tenha), çılbak (çıplak), kirpit (kibrit), devriş (derviş), gay-rola (karyola) gibi.
Ünsüz düşmesi de sıkçadır. "f, h, ı, r, n, y" seslerinin sözcük içinde düşmesi çokça görülür. Çit (çift), sabalen (sabahleyin), asam (alsam), dutasa (tutarsa), piriş (pirinç), gömüş (koymuş) gibi.
Sözcük sonundaki düşmelere birkaç örnek: Göze (güzel), yata (yatar), aşsa (aşağı), goşşa goşşa (koşa koşa), ıssı (ısır), isdeyyor (istiyor). Çokluk eklerinin sonundaki "r" genellikle düşer.Gapıla (kapılar), kitapla (kitaplar).gölle (göller) gibi. Çokluk ekleri kimi hallerde nar-ner şekline dönüşür. Ve sonraki "r" ekleri de düşer. Onna (onlar), bunna (bunlar), gadınna (kadınlar), goyanna (koyanlar).
Isparta'nın mahalli deyimleri ile bir esnaf delikanlısının aşık olup mektuplaştığı ve yabancı bir ihtiyar zengine verilmek üzere olduğunu duyduğu sevgilisi komşu kızına yazdığı mektup, Isparta ağzının güzel örneklerinden biridir:
"Gızım ZIDDIK,
öte gün abamın çelibası ile biçit bostan yellevedidim. Eletivedi mi? Tobosun cenevim ambaklanmış ceviz gibi şakka şakka oldu. Erip yetti gari. Yağınırımdan ağrı biyel dikiliye. Üskesiallah çıkmıye tobosun. Bu dertleri hep senin yüzünden edindim. Eğer bi de o aydaş bacaklı angut herife domedis suratlı evinsüse seni vesinler, töbosun yeri göğü yıkarım. İyilik vemem. Rahat dirli vemem. Hem sen gızım o hırsız kedi boyunlı cılgısızla onmazsın. Variyetliymiş, bangonoyu tomarıyla harcarmış yövmiye nevaleyi düzdü müydü iki hammal ense kökünden ter akaraktan bihalle daşırmış göya. Gı sen kocayamı vacen bubayamı?
Variyet olupta nolcek, sen odi dek gibi herifinen geçincemeyi bulamazsın ben o aydeş bacaklı angut herife vamam de. Üskesi Allah va-micen de boynuga çilbir dakıp sürü-cek değille ya elin ütülenmiş kelle kafalı herifi istedirse istetsin hem bana vediğin söz noluyo.
Hani gönül diye bir billur olmaza bi naşırfa suya bir tutam gırcı şeker at kurtul bu dertten. Töbosun doydum usandım gari. Amma dimağa yaz niceoolsa yarın ahirette ırahat bırakıvemem yine debelleş olurum. Şişrim irehmette yalı yapıldak gööneksiz tiyildettiririm. Töbosun cenevimin alavı üskes Allah sönmeyecek. Gireği gün evinizin önünde grevetli yeni gondralı mücedded urbaları ile ben geçerken sen aptaslık-tan dikizleyodun. Benyeni sakoma bakıyo diye hiyelladım. Helbuku ise
yanına ittönbüşle amadeniye rasgele bengildemiş gibi fırlayıvedin. Yarıgı yemezdimya engüdeni saklanmaşmı oyneyoz ninnenbeşmi sinnenipte sanki ne oldu. Müsenderede kavun saklanır gibi durcek değilsin ya bi galgı, iki galgı engüdeni bir kısmetin çıkacak
Amma bilip amma yat bi bana bak bi o ihtiyar herife bin yattan bi biliş daha eyidir. Hele amma yine paşa gönlün bilir. İki satır cizmeye-deki elin ermedi bi pusla yazasın bizim öte ganbur kapısına mıhına eyatlım daklaştırıverirsin ulur gider. Kapıya şavk vurmadan herkes seni heyallamaz hem herkez seni gözet-leyo değil ya. Araş günü eniverip bille göz gararınca el yordamı ile kağıdı usullam guca mıha daklaş-tırıverip fıya gidesin. Tez arakana seyirdirsin. Bunca hec meraklanma dediklerini iyi düşün gafana gat amma yine dediklerimi duymamış-lıktan ge. Çokla binle yaşa Allah böyük mesnet siner versin yedi me-hel ol. Cevap yazmayı gattiyen unutma gerisini annasın gari bi çok selâm.
Yavuklun
Mustanların
Gadir"
Isparta mahalli ağzında Akdeniz ve Orta Anadolu ağızlarının etkisi görülür.
Mahalli dil, günümüzde de özelliklerini korumaktadır. Isparta mahalli ağzının en belirgin özellikleri şöyledir:
Isparta ağzındaki uzun ünlülerin tamamı, iki ünlü arasındaki ünsüzün düşmesi ile oluşur.
Ârı (Ağrı), aşam (akşam), gâsın (kalsın), peenir (peynir), veese (verse), yapdıı (yaptığı), sandıı (sandığı), geydii (giydiği), iilik (iyilik), oomasın (olmasın), oolan (oğlan), öölen (öğlen), sööle (söyle), uura (uğra), bulduumu (bulduğumu), düme (düğme), yüzüünü (yüzüğünü).
Mahalli ağızda ünlü değişmeler çokçadır:
a-e: Bozcen (bozacaksın), goş-cen (koşacaksın), yapcen (yapacaksın), kesdene (kestane), teze (taze), zerdeli (zerdali).
an: Çığır (çağır), bascem (basacağım), kalkcem (kalkacağım).
a-u: Buba(baba),portukal (portakal), ortuda (ortada).
Orta hecedeki a sesinin vurgusuz olduğu zaman, çoğunlukla düştüğü görülür.
Burda (burada), olcam (olacağım), vacem (varacağım), orda (orada) gibi.
e-a: Ataş (ateş, barâba (beraber), hökümat (hükümet), gıymatlı (kıymetli).
e-i: Yir (yer), dide (dede), ni-den (neden), gice (gece, pencire (pencere).
i-e: Eyi (iyi), ekiz (ikiz), heş (hiç), tencire (tencere), zencir (zin-cir).
i-ı: Çırpı (kirpi), hangi (hangi), hızmat (hizmet), sabi (sahibi).
i-ü: Buluş (piliç), büber(biber), müsafür (misafir).
Orta hecedeki i sesi vurgusuz olduğunda düşer.
Eyce (iyice), zere (zahire), Hatçe (Hatice) gibi...
o-a: Guy (koy), horaz (horoz), popaz (papaz).
o-u:Buynuz (boynuz), doktur (doktor), garyula (karyola).
u-ı: Çabık (çabuk), çıbık (çubuk), babış (papuç), garpız (karpuz), gavın (kavun).
u-o:Yokarı (yukarı), osanmak (usanmak).
ü-ö: Böyük (büyük), yörü (yürü), gözel (güzel), boyut (büyüt).
Bazı sözcüklerde "b, m, p" dudak ve dudak-diş sesleri "v" ve "f" seslerinin etkisiyle sözcüğün gövde,
kök ya da eklerinde yuvarlaklaşmaya neden olur.
Avcu (avcı), b.jba (baba), böbek (bebek), fursat (fırsat) gibi...
Bazı sözcüklerde ve yuvarlaklaşmanın aksine, benzeşme yoluyla düzleşme görülür.
Gabık (kabuk), gambır (kambur), galbır (kalbur), ucit (vücut) gibi...
Sözcük başına fazladan bir ünlü ekleme, Isparta ağzının en belirgin özelliklerindendir.
"ı, r, k, m, n, s, ş, c" ünsüzleri ile başlayan sözcüklerde sözcük içindeki ünlülere uygun olarak ı, i, u, ü, ö, o ünlüleri, sözcük başına eklenebilir. Iraf (raf), ıscak (sıcak), ilazım (lâzım), ileş (leş), iliyen (leğen), örüzgar (rüzgâr) gibi...
Çoğunlukla iki heceli sözcüklerde, ilk hece ünsüzle biter, ikinci hece de bir ünsüzle başlarsa; araya öbür ünlülere uygun bir ses eklendiği görülür. Abıla (abla), gatıran (katran), masıraf (masraf), inile (inle), mücüde (müjde) gibi...
Ünlü ile biten bir sözcüğü ünlü ile başlayan bir sözcük illerse, ünlülerden biri düşer. Buna Isparta ağzında sıkça rastlanır. Hatcaba (Hatice abla), hocefendi (hoca efendi), goccadam (koca adam) gibi...
Ünlü uyumuna aykırı bazı yabancı kökenli sözcüklerde ünlü benzeşmeleri görülür.
Baca (bahçe), hâ-bar (haber), sabi (sahibi), galbır (kalbur), mezer (mezar), baraba (beraber), vallaha (vallahi), gıyamet (kıyamet) gibi...
Isparta ağzındaki ünsüz değişimleri şöyledir:
h-palta (balta), paston (baston), pıçak (bıçak), apla (abla).
b-m: Mahana (bahane), muşam-ma (muşamba), mismillah (bismillah).
ç-c:cızgı (çizgi), çocuk (çocuk), cingen (çingene), güççük (kü-Çük).
ç-s: Babış (pabuç), genşlik (gençlik), gaş (kaç), öş (ölç), gılış (kılıç), biş (***).
ı-d: Darak (tarak), davşan (tavşan), duzak (tuzak), dırnak (tırnak), dellal (tellal).
k-g: Gaba (kaba), giz (kız), gonşu (komşu), gazan (kazan), gu-rut (kurut), gön (kon).
s-z: Merkez (herkes), zoba (soba), nergiz (nergis), zümbül (sum bil).
r-ı: Güleş (güreş), bilader (birader), duyalak (duyarak), leşber (rençber).
"l" sesi kimi hallerde düşer, kendinden önceki ünlünün uzun söylenmesine neden ölür. Sancak (salıncak), gönek (gömlek), ge (gel), gesin (gelsin), osun (olsun), "r" sesinde de kimi hallerde aynı özellik görülür. Gadar (kadar), sona (sonra), va (var), geti (getir), otu (otur) gibi.
"h" sesinde de aynı durum oluşmaktadır. Apap (ahbap), gabat (kabahat), ramet (rahmet), gave (kahve) gibi.
m-n: Donuz (domuz), sindi (şimdi), geliyon (geliyorum), ölçen (öleceğim), penbe (pembe).
n-i: Dölüm (dönüm), tutarı (fincan), löbet (nöbet).
Isparta mahalli ağzında ünsüzlerin yer değiştirmeleri çokça rastlanır. Tehna (tenha), çılbak (çıplak), kirpit (kibrit), devriş (derviş), gay-rola (karyola) gibi.
Ünsüz düşmesi de sıkçadır. "f, h, ı, r, n, y" seslerinin sözcük içinde düşmesi çokça görülür. Çit (çift), sabalen (sabahleyin), asam (alsam), dutasa (tutarsa), piriş (pirinç), gömüş (koymuş) gibi.
Sözcük sonundaki düşmelere birkaç örnek: Göze (güzel), yata (yatar), aşsa (aşağı), goşşa goşşa (koşa koşa), ıssı (ısır), isdeyyor (istiyor). Çokluk eklerinin sonundaki "r" genellikle düşer.Gapıla (kapılar), kitapla (kitaplar).gölle (göller) gibi. Çokluk ekleri kimi hallerde nar-ner şekline dönüşür. Ve sonraki "r" ekleri de düşer. Onna (onlar), bunna (bunlar), gadınna (kadınlar), goyanna (koyanlar).
Isparta'nın mahalli deyimleri ile bir esnaf delikanlısının aşık olup mektuplaştığı ve yabancı bir ihtiyar zengine verilmek üzere olduğunu duyduğu sevgilisi komşu kızına yazdığı mektup, Isparta ağzının güzel örneklerinden biridir:
"Gızım ZIDDIK,
öte gün abamın çelibası ile biçit bostan yellevedidim. Eletivedi mi? Tobosun cenevim ambaklanmış ceviz gibi şakka şakka oldu. Erip yetti gari. Yağınırımdan ağrı biyel dikiliye. Üskesiallah çıkmıye tobosun. Bu dertleri hep senin yüzünden edindim. Eğer bi de o aydaş bacaklı angut herife domedis suratlı evinsüse seni vesinler, töbosun yeri göğü yıkarım. İyilik vemem. Rahat dirli vemem. Hem sen gızım o hırsız kedi boyunlı cılgısızla onmazsın. Variyetliymiş, bangonoyu tomarıyla harcarmış yövmiye nevaleyi düzdü müydü iki hammal ense kökünden ter akaraktan bihalle daşırmış göya. Gı sen kocayamı vacen bubayamı?
Variyet olupta nolcek, sen odi dek gibi herifinen geçincemeyi bulamazsın ben o aydeş bacaklı angut herife vamam de. Üskesi Allah va-micen de boynuga çilbir dakıp sürü-cek değille ya elin ütülenmiş kelle kafalı herifi istedirse istetsin hem bana vediğin söz noluyo.
Hani gönül diye bir billur olmaza bi naşırfa suya bir tutam gırcı şeker at kurtul bu dertten. Töbosun doydum usandım gari. Amma dimağa yaz niceoolsa yarın ahirette ırahat bırakıvemem yine debelleş olurum. Şişrim irehmette yalı yapıldak gööneksiz tiyildettiririm. Töbosun cenevimin alavı üskes Allah sönmeyecek. Gireği gün evinizin önünde grevetli yeni gondralı mücedded urbaları ile ben geçerken sen aptaslık-tan dikizleyodun. Benyeni sakoma bakıyo diye hiyelladım. Helbuku ise
yanına ittönbüşle amadeniye rasgele bengildemiş gibi fırlayıvedin. Yarıgı yemezdimya engüdeni saklanmaşmı oyneyoz ninnenbeşmi sinnenipte sanki ne oldu. Müsenderede kavun saklanır gibi durcek değilsin ya bi galgı, iki galgı engüdeni bir kısmetin çıkacak
Amma bilip amma yat bi bana bak bi o ihtiyar herife bin yattan bi biliş daha eyidir. Hele amma yine paşa gönlün bilir. İki satır cizmeye-deki elin ermedi bi pusla yazasın bizim öte ganbur kapısına mıhına eyatlım daklaştırıverirsin ulur gider. Kapıya şavk vurmadan herkes seni heyallamaz hem herkez seni gözet-leyo değil ya. Araş günü eniverip bille göz gararınca el yordamı ile kağıdı usullam guca mıha daklaş-tırıverip fıya gidesin. Tez arakana seyirdirsin. Bunca hec meraklanma dediklerini iyi düşün gafana gat amma yine dediklerimi duymamış-lıktan ge. Çokla binle yaşa Allah böyük mesnet siner versin yedi me-hel ol. Cevap yazmayı gattiyen unutma gerisini annasın gari bi çok selâm.
Yavuklun
Mustanların
Gadir"