İstanbul'un fethi ile ilgili detaylı bilgi
İstanbulun fethi geniş acıklama
İstanbulun fethi
İSTANBUL UZERİNE HAREKET
İlk Gelen Kuvvet ve Şehir Haricindeki Kalelerin İşgali
Daha muhasara başlamadan evvel Boğazkesen hisarının yapılmasından sonra Sultan Mehmed, İstanbul'u karadan askeri bir kordon altına aldırmış, şehirden dışarıya ve dışarıdan şehre kimseyi bırakmamaları hakkında kat'i emir vermişti; zaten imparator da dışarıdaki halkı şehre aldıktan sonra kapıları kapatmıştı; fakat denizle muvasala kesilmemişti Rumlar bu deniz yoluyla sahildeki Turk koylerini basarak bir kısmını esir ve bir kısmını olduruyorlardı 1453 senesi Şubat ayında Sultan Mehmed dokulen topun İstanbul Onune goturulmesini emretti Top altmış manda ile cekiliyordu; topun kaymaması icin iki tarafına ikişer yuz asker konmuştu; yolun bozuk kısmında ve kopru yapılacak yerlerde yolu duzletmek ve tahta kopru yapmak icin onceden elli inşaat ustası ve iki yuz amele gonderilmişti Nihayet top İstanbul'dan beş mil uzakta bir yere getirildi(1)
Topun naklinden evvel on bin kişilik bir kuvvetle Karaca Paşa gonderilerek Misivri, Ahyolu ve Vize ve sair kaleleri aldı Silivri taraflarındaki diğer bir kale harben alındı ve Silivri kalesi ise mudafaada sebat etti; Bigados teslim oldu Sur onune getirilen top Karaca Paşa'ya teslim edildi(2)
Mart başından itibaren Sultan Mehmed eyalet ve sancaklara hukumler gondererek İstanbul aleyhine hareket edileceğini bildirip orduya iltihaklarını emretti Muvazzaf ve gonullu olarak gelen kuvvet orduya iltihak ediyordu
Mora ’ya Akın
Padişah İstanbul muhasarası esnasında Mora'da imparatorun kardeşleri olan Mora despotları Tomas ile Dimitriyos taraflarından İstanbul'a yardım yapılması ihtimalini gozonune alarak buraya Turahan ile oğulları Ahmed ve Omer Beyleri memur ederek akınlar yaptırarak onlara goz actırmadı,
Sultan Mehmed ’in İstanbul Uzerine Hareketi
Padişah butun hazırlığını tamamladıktan sonra 12 Rebiulevvel 85723 Mart 1453'de Edirne'den uzerine hareketi hareket etti(3) Keşan mevkiinde durarak Canakkale boğazından gececek olan Anadolu kuvvetlerini bekledi ve bu kuvvetleri de aldıktan sonra yuruyuşe devam ederek 1453 Nisanının beşinde İstanbul surları onune geldi ve ertesi gun yani 6 Nisan 26 Rebiulevvel cuma gunu şehri muhasara etti(4) Halic'teki Ayvansaray mevkiinden Hrisi Pili (Yaldızlı kapı)'ye kadar karadan butun suru kuşattı Bu muhasaranın evvelkilerinden farkı oldukca inkişaf eden Osmanlı donanmasının da muhasaraya iştirak etmesi idi
İstanbul ’un Surları (5)
Topkapı sarayı'nın bulunduğu mevkideki Lygos şehri milattan evvel IX yuzyılda tesis edilmiş ve yine milattan evvel 660 senesinde burayı zabt eden Meğaralı Bizas şehre kendi adını vermiş ve Sarayburnu'ndaki ilk tesis olan Akropl ’u ve şehri, sur ile cevirmiştir Bu ilk sur, Ahırkapı feneri kuzeyinden başlayarak Ayasofya'nın bulunduğu mevkii iceride bıraktıktan sonra Yerebatan sarayının bulunduğu yerden Demirkapı^ya ve sonra oradan da Sirkeci limanına (Pros phorion mevkiine) inmekte idi Ligos şehri yedi burclu olan bu surun icinde bulunuyordu; sahil de surlarla cevrilmişti
Daha sonra Roma imparatoru Septim Sever (193211) burasını genişleterek ikinci bir sur yaptırdı; bu sur, Portaperema yani Balıkpazarı'ndan başlayarak Nuri Osmaniye camii mevkii doğuda kalıp Hamzapaşa mescidi yerinden ve Sokullu Mehmed Paşa camii doğusundan gecerek doğuya donup Ayasofya'nın guneyinden gecer ve Bizans surlariyle birleşir
Bu ikinci surdan birbucuk asır sonra Buyuk Kostantin (306333) Roma'yı sevmediğinden payitahtını Bizans'a, naklettirmek icin faaliyete gecti (8 Kasım 324); ilk Ayasofya'yı ve diğer mabedleri ve bazı binaları yaptırdı ve devlet merkezi olması sebebiyle şehir surların dışına taşmıştı; bunun icin Kostantin kendi ismine mensup surları yaptırdı; bu yeni sur evvelkilere nazaran cok geniş sahayı icine aldı Yeni sur Halic'teki Ayakapısı ’ndan başlayarak evvela batıya giderek Sultan Selim Sarnıcı'nın (Bonos sarnıcı) kuzeyinden gecerek, sonra guneye doğru donup Bayrampaşa deresi, Altımermer, Cukurbostan, Davudpaşa, Hekimoğlu camii'nin yanından gecerek Samatya kapısı yakınından Marmara'ya, iniyordu Kostantin, evvelce yapılmış olan sahil surlarını da tamir ettirdikten başka bu surları kendi yaptırdığı surlara kadar da uzattı
Bizans'ın nufusu sonraları daha ziyade arttığından beşinci yuzyıl başlarında halk mecburen surlar dışında meskenler yapmışlardı, bu arada imparatora mahsus Vilahama varoşu ki ondorduncu mıntaka addediliyordu yapılarak surlarla cevrildi; bunun uzerine II Teodosius (408450) surları diye meşhur olan şimdiki surlar yapıldı Bu surlar Marmara sahilinde Tabakhane kapısından başlayarak Tekirsarayı mıntakasında mevcut yukarıda adı gecen ondorduncu mıntaka surlariyle birleştirildi ve aynı zamanda on dorduncu mıntakanın kuzey batı tarafından temdid edilen sur Halic'e kadar indirilerek Marmara ile Halic arası tamamlanmış oldu Bir zelzele neticesinde harap olan Teodosius surları tamir edilerek aynı zamanda kara surları onune araları onbeşle yirmi metre acıklıkta ikinci bir sur daha yapılmış ve onun onune de altı, yedi metre derinliğinde bir hendek acılmıştı, ondeki surun yuksekliği sekiz bucuk, genişliği yani kalınlığı iki metre ve gerideki ikinci surun yuksekliği ise on iki, genişliği de takriben beş metre idi
Muhasara Esnasında Surların Hali
Sultan Mehmed'in muhasarası esnasında en son yapılan İstanbul surları kara tarafından iyice tamir gorup mustahkem bir durumda bulunduğu halde Marmara tarafındaki surlar haric olarak Halic kısmındaki surlar yalın kat olup zayıftı; fakat Halic'in Sirkeci'den Galata'ya kadar zincirle kapalı olması sebebiyle Osmanlı donanması buraya yani Halic'e giremediği icin bu surlar emniyet altında bulunuyordu; kara surları cift duvarlı (yani icice iki sur) ve cift mudafaa hatlı idiler; birinci sur alınsa bile şehri ikinci sur mudafaa edebilirdi En Ondeki surun duvarları alcak olmakla beraber kuvvetli olup bunun onunde de iki yuz kadem yani yedi metreye yakın yontma taşlarla orulmuş bir hendek vardı, ic taraftaki ikinci sur ise pek metin ve evvelkinden yuksekti
O derecede ki imparator ile meclis azaları bu cift surdan hangisini mudafaa hattı yapacaklarında tereddud etmişlerdi; nihayet II Murad'ın İstanbul'u muhasara ettiği zaman yaptıkları gibi surlardan ikisini de kullanmağa karar verdiler(6)
İstanbul ’a Yardımcı Kuvvet Gelmesi
İmparator, surların tamir ve tahkimi ve mudafaa tertibatiyle meşguldu, şehrin kara tarafındaki kapılarını ordurmuş olup vaziyete intizar ediyordu 26 Ocak 1453'de İstanbul muhasarasına iştirak etmek uzere iki kadırga ve yedi yuz cenkci ile Cenevizli Justinyani geldi Bu faal zat, kale tamiri ve mudafaa hazırlıklarında imparatora yardım etti; bu iyi bir kumandan olduğundan imparator bunu başkumandan tayin ile evvela Vilaharna sarayına yakın olan surların muhafazasına memur etti; eğer İstanbul muhasaradan kurtulacak olursa kendisine Limnos adasını verecekti(7) Fakat sonradan muhasaranın sıklet merkezi hafif olan surlar tarafına yani, Topkapı ile Edirnekapı arasındaki kısma intikal edince Justinyani emrindeki dort yuz zırhlı nefer ve ucyuz denizci efratla bu tarafın mudafaasına geldi(8)
Bundan başka Papa muhasara esnasında uc buyuk kadırga ile ikiyuz asker ve muhimmat ve erzak gondermiş ve otuz geminin daha hazırlanmakta olduğunu da bildirmişti(9) Bundan başka Sakız Cenevizlileri iki gemi ile yedi yuz ve Ceneviz'den de bir gemi ile ucyuz ve ispanya ile adalardan da kuvvetler gelmişti (10)
Galata'da bulunan Cenevizliler de imparatorla beraber calışıyorlar ve İstanbul elden cıkarsa bunun zararının kendilerine de dokunacağını biliyorlardı; bunun icin durumu Cenova'ya bildirip kuvvet istemişler ve beşyuz cenkci ile bir geminin Galata'nın yardımına gelmekte olduğu cevabını almışlardı Bununla beraber bu bezirganlar her ihtimali gozonune alarak İstanbul muhasarası başladıktan sonra Osmanlıları da gucendirmek istemiyerek bazı vaidler mukabilinde gizlice onlara da yardım etmeği ihmal etmemişlerdi; daha padişah Edirne'de iken bunlar bir heyet gonderip dostluk muahedelerini tazelediler Sultan Mehmed, İstanbul'a yardım etmemek şartiyle Galata Cenevizlilerinin dostluğunun devamını esas koymuştu (11)
Ticaret maksadiyle Karadeniz ve Azak denizi taraflarına gidip geri donerek İstanbul'a uğrayan ve Venedik'e gitmek isteyen Venedik gemileri gerek imparatorun ve gerek İstanbul'da oturan Venediklilerin ısrariyle İstanbul'da alıkonulmuşlardı (12)
İstanbul ’un Kuşatılma Vaziyeti
Surların dovulmesi icin buyuk toplar Vlaharna (Tekfur sarayı) ile Edirnekapısı ve Topkapısı karşılarına yerleştirilmişlerdi Bunlardan en buyuk top Kaligarya (Eğrikapı) karşısına konmuştu (13) Fakat bu taraf surlarının pek kuvvetli olmasından dolayı bir netice alınamıyacağı duşunulerek buradan kaldırılıp Topkapı'nın kuzey tarafına alınmıştı (14) Topcular on dort gruba ayrılmış olup bunların uc grubu Vlaharna sarayı kısmında, ikişer grupta Eğrikapı ve Edirnekapi'sı ve dort grurup Topkapı (Ayaromanos) ve uc gurup ise Silivrikapısı mıntakasına yerleştirilmişlerdi (15) Barbaro'nun kaydından anlaşıldığına gore buyuk top dorttu (16) Kale onunde de top dokulmuş ve top tamir edilmiştir (17)
Padişah karagahı Topkapısı'nın karşısına tesaduf eden sahanın gerisinde yani Maltepe tarafında idi (18)
Kara surlarının sol cenahı Ayvansaray'dan (Sinegion) Edirnekapı'ya kadar olan kısmı Rumeli beylerbeğisi Dayı Karaca Paşa kumandasında idi Edirnekapı ile Topkapı arası padişahın bulunduğu merkez kolunu teşkil ediyordu Topkapı'dan Yedikuleye kadar olan kısım ise Anadolu beylerbeğisi İshak Paşa ile Mahmud Paşa kumandanları altında bulunuyordu (19)
Osmanlılar ’ın Muhasara Kuvvetleri
İstanbul'un muhasarasına iştirak etmiş olan Osmanlı ordusu mevcudu muhtelif rivayetlere gore yuz elli bin ile iki yuz bin arasında tahmin ediliyorsa da (20) bunun ne kadarının hakiki ordu mevcudu ve ne kadarının gonullu ve gayrı muharib olduğu bilinmemekle beraber kara ordusu mevcudunun (Kapıkulu ocakları, Rumeli ve Anadolu topraklı yani timarlı sipahileri; azaplar ve gonullu olarak yuz bin ile yuz yirmi bin arasında olması ihtimal dahilinde gorulmektedir; bu kuvvetin bir kısmı Zağanos Paşa kumandasında olarak Cenevizlilere ait Galata surlarının dışındaki Beyoğlu tarafında bulunmakta idi (21)
Osmanlı Donanması
Nakliye gemileriyle beraber buyuk, kucuk yuzelli parcadan ziyade olduğu soylenen (22) Osmanlı donanmasını bazı Rum tarihleri dort yuz yirmiye kadar cıkarırlar (23) Bu donanma Baltaoğlu Suleyman bey kumandasında olup Halic tarafındaki surlar haric olmak uzere deniz tarafından İstanbul surlarını kuşatmıştı Kritovulosa gore, Baltaoğlu İstanbul fethinden bir bucuk ay evvel 13 Nisan'da Buyukada (Prinkipos) kalesini (24) ve Padişah da boğazdaki Tarabya kalesini zabt ederek (25) onu muteakip aynı gunde Studyo yani Burgaz adasındaki kaleyi de elde etmek suretiyle (26) o taraflarda bir istihbarat ve emniyet tertibatı alınmıştı
Bizans ’ın Kara ve Deniz Kuvvetleri
İstanbul'u mudafaa edenlerin mevcudu da belli değildir; bu hususta muteaddid kaynaklar tetkik edilerek bir fikir elde edilmiştir Sıhhate en yakın olarak muhasara esnasında imparatorluğun hazeri ordusu mevcudu beş bin, muhasaradan az evvel imparatorun şehirde eli silah tutan halktan topladığı kuvvet (nefiri am) ise 4973'du Bu kuvvetlerden başka Venedik, Ceneviz ile Girit, Sakız adalarından İspanya, Provanş'dan gelen yardımcı kuvvet mevcudu uc bin olup buna gerek ecnebi ve gerek Rum donanmasından surlarda hizmet goren iki bin gemi murettebatı ve Şehzade Orhan'ın maiyyetinde bulunan altı yuz Turkun de ilavesiyle (27) Bizans'ın mudafaa kuvveti de en aşağı on beş bin kadardı (28) Maamafih bu miktarın muhasaranın devamı esnasında zayiatı telafi etmek suretiyle artmış olduğuna şuphe yoktur Surlar uzerinde mudafaa bolgesi yirmi yedi kısma ayrılarak her biri bir kumandana verilmişti Ayos Romanos yani Topkapı mıntakası İmparator, Justinyani ve Kantakuzen taraflarından mudafaa ediliyordu
Bizans'ın gerek kendisinin ve gerek yardımcı olarak gelmiş olan donanma mevcudu da muhtelif ebadda olarak sekiz Ceneviz, on beş Venedik, altı adet İtalya Cumhuriyetlerine aid gemi ile yedi Bizans kadirgası ve diğer muhtelif yerlere aid gemilerden murekkep olarak mecmuu 39 gemi idi (29) Bu gemiler, iki nisanda imparatorun emriyle Yalıkoşku ile Galata'da Kurşunlu mahzen arasına gerilmiş olan zincirin gerisinde Halic'te bulunuyorlardı (30) Bunlardan on adedi gerilmiş olan zinciri kırmak icin yapılacak taarruzu onlemek icin mudafaa hattının onunde yer almışlardı
İstanbul ’un Teslimi Teklifi ve Red Cevabı
Nisanın altısında başlayan muhasara tertibatı altı gun surmuş ve ayın on birinde ikmal edilmiştir Bu suretle hazırlık tamamlanıp Zağanos Paşa da Beyoğlu cihetinde tertibat aldıktan sonra Sultan Mehmed islami ananeye uygun olarak Mahmud Paşa'yı İmparatora gondererek kan dokulmeden şehrin teslimini teklif ettiyse de Kostantin şehri mudafaa edeceğine yemin etmiş olduğunu ve ancak muahede mucibince vergi vereceğini beyan ederek teslim teklifini red etti; bunun uzerine nisanın on ikisinden (2 Rebiulahır 857) itibaren buyuk topların işlemesiyle asıl muhasara başlamıştı; gerci beş gun evveldenberi ufak tefek carpışmalar ve bir defa Rumların cıkış hareketleri olmuşsa da o kadar ehemmiyetli değildi Yine on iki nisanda donanma da İstanbul limanı onune gelmişti
İstanbulun fethi geniş acıklama
İstanbulun fethi
İSTANBUL UZERİNE HAREKET
İlk Gelen Kuvvet ve Şehir Haricindeki Kalelerin İşgali
Daha muhasara başlamadan evvel Boğazkesen hisarının yapılmasından sonra Sultan Mehmed, İstanbul'u karadan askeri bir kordon altına aldırmış, şehirden dışarıya ve dışarıdan şehre kimseyi bırakmamaları hakkında kat'i emir vermişti; zaten imparator da dışarıdaki halkı şehre aldıktan sonra kapıları kapatmıştı; fakat denizle muvasala kesilmemişti Rumlar bu deniz yoluyla sahildeki Turk koylerini basarak bir kısmını esir ve bir kısmını olduruyorlardı 1453 senesi Şubat ayında Sultan Mehmed dokulen topun İstanbul Onune goturulmesini emretti Top altmış manda ile cekiliyordu; topun kaymaması icin iki tarafına ikişer yuz asker konmuştu; yolun bozuk kısmında ve kopru yapılacak yerlerde yolu duzletmek ve tahta kopru yapmak icin onceden elli inşaat ustası ve iki yuz amele gonderilmişti Nihayet top İstanbul'dan beş mil uzakta bir yere getirildi(1)
Topun naklinden evvel on bin kişilik bir kuvvetle Karaca Paşa gonderilerek Misivri, Ahyolu ve Vize ve sair kaleleri aldı Silivri taraflarındaki diğer bir kale harben alındı ve Silivri kalesi ise mudafaada sebat etti; Bigados teslim oldu Sur onune getirilen top Karaca Paşa'ya teslim edildi(2)
Mart başından itibaren Sultan Mehmed eyalet ve sancaklara hukumler gondererek İstanbul aleyhine hareket edileceğini bildirip orduya iltihaklarını emretti Muvazzaf ve gonullu olarak gelen kuvvet orduya iltihak ediyordu
Mora ’ya Akın
Padişah İstanbul muhasarası esnasında Mora'da imparatorun kardeşleri olan Mora despotları Tomas ile Dimitriyos taraflarından İstanbul'a yardım yapılması ihtimalini gozonune alarak buraya Turahan ile oğulları Ahmed ve Omer Beyleri memur ederek akınlar yaptırarak onlara goz actırmadı,
Sultan Mehmed ’in İstanbul Uzerine Hareketi
Padişah butun hazırlığını tamamladıktan sonra 12 Rebiulevvel 85723 Mart 1453'de Edirne'den uzerine hareketi hareket etti(3) Keşan mevkiinde durarak Canakkale boğazından gececek olan Anadolu kuvvetlerini bekledi ve bu kuvvetleri de aldıktan sonra yuruyuşe devam ederek 1453 Nisanının beşinde İstanbul surları onune geldi ve ertesi gun yani 6 Nisan 26 Rebiulevvel cuma gunu şehri muhasara etti(4) Halic'teki Ayvansaray mevkiinden Hrisi Pili (Yaldızlı kapı)'ye kadar karadan butun suru kuşattı Bu muhasaranın evvelkilerinden farkı oldukca inkişaf eden Osmanlı donanmasının da muhasaraya iştirak etmesi idi
İstanbul ’un Surları (5)
Topkapı sarayı'nın bulunduğu mevkideki Lygos şehri milattan evvel IX yuzyılda tesis edilmiş ve yine milattan evvel 660 senesinde burayı zabt eden Meğaralı Bizas şehre kendi adını vermiş ve Sarayburnu'ndaki ilk tesis olan Akropl ’u ve şehri, sur ile cevirmiştir Bu ilk sur, Ahırkapı feneri kuzeyinden başlayarak Ayasofya'nın bulunduğu mevkii iceride bıraktıktan sonra Yerebatan sarayının bulunduğu yerden Demirkapı^ya ve sonra oradan da Sirkeci limanına (Pros phorion mevkiine) inmekte idi Ligos şehri yedi burclu olan bu surun icinde bulunuyordu; sahil de surlarla cevrilmişti
Daha sonra Roma imparatoru Septim Sever (193211) burasını genişleterek ikinci bir sur yaptırdı; bu sur, Portaperema yani Balıkpazarı'ndan başlayarak Nuri Osmaniye camii mevkii doğuda kalıp Hamzapaşa mescidi yerinden ve Sokullu Mehmed Paşa camii doğusundan gecerek doğuya donup Ayasofya'nın guneyinden gecer ve Bizans surlariyle birleşir
Bu ikinci surdan birbucuk asır sonra Buyuk Kostantin (306333) Roma'yı sevmediğinden payitahtını Bizans'a, naklettirmek icin faaliyete gecti (8 Kasım 324); ilk Ayasofya'yı ve diğer mabedleri ve bazı binaları yaptırdı ve devlet merkezi olması sebebiyle şehir surların dışına taşmıştı; bunun icin Kostantin kendi ismine mensup surları yaptırdı; bu yeni sur evvelkilere nazaran cok geniş sahayı icine aldı Yeni sur Halic'teki Ayakapısı ’ndan başlayarak evvela batıya giderek Sultan Selim Sarnıcı'nın (Bonos sarnıcı) kuzeyinden gecerek, sonra guneye doğru donup Bayrampaşa deresi, Altımermer, Cukurbostan, Davudpaşa, Hekimoğlu camii'nin yanından gecerek Samatya kapısı yakınından Marmara'ya, iniyordu Kostantin, evvelce yapılmış olan sahil surlarını da tamir ettirdikten başka bu surları kendi yaptırdığı surlara kadar da uzattı
Bizans'ın nufusu sonraları daha ziyade arttığından beşinci yuzyıl başlarında halk mecburen surlar dışında meskenler yapmışlardı, bu arada imparatora mahsus Vilahama varoşu ki ondorduncu mıntaka addediliyordu yapılarak surlarla cevrildi; bunun uzerine II Teodosius (408450) surları diye meşhur olan şimdiki surlar yapıldı Bu surlar Marmara sahilinde Tabakhane kapısından başlayarak Tekirsarayı mıntakasında mevcut yukarıda adı gecen ondorduncu mıntaka surlariyle birleştirildi ve aynı zamanda on dorduncu mıntakanın kuzey batı tarafından temdid edilen sur Halic'e kadar indirilerek Marmara ile Halic arası tamamlanmış oldu Bir zelzele neticesinde harap olan Teodosius surları tamir edilerek aynı zamanda kara surları onune araları onbeşle yirmi metre acıklıkta ikinci bir sur daha yapılmış ve onun onune de altı, yedi metre derinliğinde bir hendek acılmıştı, ondeki surun yuksekliği sekiz bucuk, genişliği yani kalınlığı iki metre ve gerideki ikinci surun yuksekliği ise on iki, genişliği de takriben beş metre idi
Muhasara Esnasında Surların Hali
Sultan Mehmed'in muhasarası esnasında en son yapılan İstanbul surları kara tarafından iyice tamir gorup mustahkem bir durumda bulunduğu halde Marmara tarafındaki surlar haric olarak Halic kısmındaki surlar yalın kat olup zayıftı; fakat Halic'in Sirkeci'den Galata'ya kadar zincirle kapalı olması sebebiyle Osmanlı donanması buraya yani Halic'e giremediği icin bu surlar emniyet altında bulunuyordu; kara surları cift duvarlı (yani icice iki sur) ve cift mudafaa hatlı idiler; birinci sur alınsa bile şehri ikinci sur mudafaa edebilirdi En Ondeki surun duvarları alcak olmakla beraber kuvvetli olup bunun onunde de iki yuz kadem yani yedi metreye yakın yontma taşlarla orulmuş bir hendek vardı, ic taraftaki ikinci sur ise pek metin ve evvelkinden yuksekti
O derecede ki imparator ile meclis azaları bu cift surdan hangisini mudafaa hattı yapacaklarında tereddud etmişlerdi; nihayet II Murad'ın İstanbul'u muhasara ettiği zaman yaptıkları gibi surlardan ikisini de kullanmağa karar verdiler(6)
İstanbul ’a Yardımcı Kuvvet Gelmesi
İmparator, surların tamir ve tahkimi ve mudafaa tertibatiyle meşguldu, şehrin kara tarafındaki kapılarını ordurmuş olup vaziyete intizar ediyordu 26 Ocak 1453'de İstanbul muhasarasına iştirak etmek uzere iki kadırga ve yedi yuz cenkci ile Cenevizli Justinyani geldi Bu faal zat, kale tamiri ve mudafaa hazırlıklarında imparatora yardım etti; bu iyi bir kumandan olduğundan imparator bunu başkumandan tayin ile evvela Vilaharna sarayına yakın olan surların muhafazasına memur etti; eğer İstanbul muhasaradan kurtulacak olursa kendisine Limnos adasını verecekti(7) Fakat sonradan muhasaranın sıklet merkezi hafif olan surlar tarafına yani, Topkapı ile Edirnekapı arasındaki kısma intikal edince Justinyani emrindeki dort yuz zırhlı nefer ve ucyuz denizci efratla bu tarafın mudafaasına geldi(8)
Bundan başka Papa muhasara esnasında uc buyuk kadırga ile ikiyuz asker ve muhimmat ve erzak gondermiş ve otuz geminin daha hazırlanmakta olduğunu da bildirmişti(9) Bundan başka Sakız Cenevizlileri iki gemi ile yedi yuz ve Ceneviz'den de bir gemi ile ucyuz ve ispanya ile adalardan da kuvvetler gelmişti (10)
Galata'da bulunan Cenevizliler de imparatorla beraber calışıyorlar ve İstanbul elden cıkarsa bunun zararının kendilerine de dokunacağını biliyorlardı; bunun icin durumu Cenova'ya bildirip kuvvet istemişler ve beşyuz cenkci ile bir geminin Galata'nın yardımına gelmekte olduğu cevabını almışlardı Bununla beraber bu bezirganlar her ihtimali gozonune alarak İstanbul muhasarası başladıktan sonra Osmanlıları da gucendirmek istemiyerek bazı vaidler mukabilinde gizlice onlara da yardım etmeği ihmal etmemişlerdi; daha padişah Edirne'de iken bunlar bir heyet gonderip dostluk muahedelerini tazelediler Sultan Mehmed, İstanbul'a yardım etmemek şartiyle Galata Cenevizlilerinin dostluğunun devamını esas koymuştu (11)
Ticaret maksadiyle Karadeniz ve Azak denizi taraflarına gidip geri donerek İstanbul'a uğrayan ve Venedik'e gitmek isteyen Venedik gemileri gerek imparatorun ve gerek İstanbul'da oturan Venediklilerin ısrariyle İstanbul'da alıkonulmuşlardı (12)
İstanbul ’un Kuşatılma Vaziyeti
Surların dovulmesi icin buyuk toplar Vlaharna (Tekfur sarayı) ile Edirnekapısı ve Topkapısı karşılarına yerleştirilmişlerdi Bunlardan en buyuk top Kaligarya (Eğrikapı) karşısına konmuştu (13) Fakat bu taraf surlarının pek kuvvetli olmasından dolayı bir netice alınamıyacağı duşunulerek buradan kaldırılıp Topkapı'nın kuzey tarafına alınmıştı (14) Topcular on dort gruba ayrılmış olup bunların uc grubu Vlaharna sarayı kısmında, ikişer grupta Eğrikapı ve Edirnekapi'sı ve dort grurup Topkapı (Ayaromanos) ve uc gurup ise Silivrikapısı mıntakasına yerleştirilmişlerdi (15) Barbaro'nun kaydından anlaşıldığına gore buyuk top dorttu (16) Kale onunde de top dokulmuş ve top tamir edilmiştir (17)
Padişah karagahı Topkapısı'nın karşısına tesaduf eden sahanın gerisinde yani Maltepe tarafında idi (18)
Kara surlarının sol cenahı Ayvansaray'dan (Sinegion) Edirnekapı'ya kadar olan kısmı Rumeli beylerbeğisi Dayı Karaca Paşa kumandasında idi Edirnekapı ile Topkapı arası padişahın bulunduğu merkez kolunu teşkil ediyordu Topkapı'dan Yedikuleye kadar olan kısım ise Anadolu beylerbeğisi İshak Paşa ile Mahmud Paşa kumandanları altında bulunuyordu (19)
Osmanlılar ’ın Muhasara Kuvvetleri
İstanbul'un muhasarasına iştirak etmiş olan Osmanlı ordusu mevcudu muhtelif rivayetlere gore yuz elli bin ile iki yuz bin arasında tahmin ediliyorsa da (20) bunun ne kadarının hakiki ordu mevcudu ve ne kadarının gonullu ve gayrı muharib olduğu bilinmemekle beraber kara ordusu mevcudunun (Kapıkulu ocakları, Rumeli ve Anadolu topraklı yani timarlı sipahileri; azaplar ve gonullu olarak yuz bin ile yuz yirmi bin arasında olması ihtimal dahilinde gorulmektedir; bu kuvvetin bir kısmı Zağanos Paşa kumandasında olarak Cenevizlilere ait Galata surlarının dışındaki Beyoğlu tarafında bulunmakta idi (21)
Osmanlı Donanması
Nakliye gemileriyle beraber buyuk, kucuk yuzelli parcadan ziyade olduğu soylenen (22) Osmanlı donanmasını bazı Rum tarihleri dort yuz yirmiye kadar cıkarırlar (23) Bu donanma Baltaoğlu Suleyman bey kumandasında olup Halic tarafındaki surlar haric olmak uzere deniz tarafından İstanbul surlarını kuşatmıştı Kritovulosa gore, Baltaoğlu İstanbul fethinden bir bucuk ay evvel 13 Nisan'da Buyukada (Prinkipos) kalesini (24) ve Padişah da boğazdaki Tarabya kalesini zabt ederek (25) onu muteakip aynı gunde Studyo yani Burgaz adasındaki kaleyi de elde etmek suretiyle (26) o taraflarda bir istihbarat ve emniyet tertibatı alınmıştı
Bizans ’ın Kara ve Deniz Kuvvetleri
İstanbul'u mudafaa edenlerin mevcudu da belli değildir; bu hususta muteaddid kaynaklar tetkik edilerek bir fikir elde edilmiştir Sıhhate en yakın olarak muhasara esnasında imparatorluğun hazeri ordusu mevcudu beş bin, muhasaradan az evvel imparatorun şehirde eli silah tutan halktan topladığı kuvvet (nefiri am) ise 4973'du Bu kuvvetlerden başka Venedik, Ceneviz ile Girit, Sakız adalarından İspanya, Provanş'dan gelen yardımcı kuvvet mevcudu uc bin olup buna gerek ecnebi ve gerek Rum donanmasından surlarda hizmet goren iki bin gemi murettebatı ve Şehzade Orhan'ın maiyyetinde bulunan altı yuz Turkun de ilavesiyle (27) Bizans'ın mudafaa kuvveti de en aşağı on beş bin kadardı (28) Maamafih bu miktarın muhasaranın devamı esnasında zayiatı telafi etmek suretiyle artmış olduğuna şuphe yoktur Surlar uzerinde mudafaa bolgesi yirmi yedi kısma ayrılarak her biri bir kumandana verilmişti Ayos Romanos yani Topkapı mıntakası İmparator, Justinyani ve Kantakuzen taraflarından mudafaa ediliyordu
Bizans'ın gerek kendisinin ve gerek yardımcı olarak gelmiş olan donanma mevcudu da muhtelif ebadda olarak sekiz Ceneviz, on beş Venedik, altı adet İtalya Cumhuriyetlerine aid gemi ile yedi Bizans kadirgası ve diğer muhtelif yerlere aid gemilerden murekkep olarak mecmuu 39 gemi idi (29) Bu gemiler, iki nisanda imparatorun emriyle Yalıkoşku ile Galata'da Kurşunlu mahzen arasına gerilmiş olan zincirin gerisinde Halic'te bulunuyorlardı (30) Bunlardan on adedi gerilmiş olan zinciri kırmak icin yapılacak taarruzu onlemek icin mudafaa hattının onunde yer almışlardı
İstanbul ’un Teslimi Teklifi ve Red Cevabı
Nisanın altısında başlayan muhasara tertibatı altı gun surmuş ve ayın on birinde ikmal edilmiştir Bu suretle hazırlık tamamlanıp Zağanos Paşa da Beyoğlu cihetinde tertibat aldıktan sonra Sultan Mehmed islami ananeye uygun olarak Mahmud Paşa'yı İmparatora gondererek kan dokulmeden şehrin teslimini teklif ettiyse de Kostantin şehri mudafaa edeceğine yemin etmiş olduğunu ve ancak muahede mucibince vergi vereceğini beyan ederek teslim teklifini red etti; bunun uzerine nisanın on ikisinden (2 Rebiulahır 857) itibaren buyuk topların işlemesiyle asıl muhasara başlamıştı; gerci beş gun evveldenberi ufak tefek carpışmalar ve bir defa Rumların cıkış hareketleri olmuşsa da o kadar ehemmiyetli değildi Yine on iki nisanda donanma da İstanbul limanı onune gelmişti