İstanbulun Fethi Ulubatlı Hasan hikayesi
Ulubatlı Hasan hikayesi
İstanbul'un fethi sırasında Doğu Roma (Bizans) surlarına ilk sancağı diken efsanevi Osmanlı askeri Bugune kadar Sipahi veya Yeniceri şeklinde kurgulanmıştır
İstanbul'un fethi Ulubatlı Hasan Efsanesi Şoyledir;
Ulubatlı Hasan İstanbul tam 53 gunden beri muhasara altındaydı 23 yaşındaki genc padişah ve dahi kumandan II Mehmet Han, bu sure icinde gosterdiği akıl almaz askerlik mucizeleriyle Bizanslıları şaşkına cevirmişti Koca Bizans İmparatorluğu catırdıyordu Son gunlerini yaşıyordu Artık belliydi bu
Ulubatlı Hasan 28 Mayısı 29 Mayısa bağlayan gecenin sabahına doğru, mehter gulbanklar vurmaya koyulmuş ve Bizans surlarının karşısındaki ordugahta hummalı bir faaliyet başlamıştı Ulu Hakan, hucum emrini vermişti O akşamki tarihi nutku butun askerin kulaklarında cınlıyordu:
Ey benim paşalarım, ağalarım, beylerim! Bu şehri Konstantiniye cenginde silah arkadaşlarım, yiğitlerim! Sizleri buraya, kararlaştırdığım umumi taarruzda şimdiye kadar gosterdiğinizden daha buyuk fedakarlık ve cesaret istemek icin topladım Cihanda un salmış bir şehri zaptedeceksiniz Şehri Konstantiniye'de mahalle mahalle, bu şehri zapteden kahramanlar olarak adınız şan ve şerefle anılacaktır
Asker, Peygamberimizin, şuheda icin en buyuk cennet makamını mujdelediği zafere ve bu zaferin uğrunda şehitlik şerbeti icmeye susamıştı
Beyaz atının uzerindeki genc kumandan, kılıcını cekmiş, davudi sesiyle adeta gurluyordu:
Evlatlarım, yiğitlerim, şahbazlarım, yuruyun Zafer sizindir
Asker, saflar halinde atılıyordu 53 gunden beri o mucize topların dove dove hamurlaştırdığı surların uzerine doğru yuklenen bir insan seli vardı Allah Allah sesleri bir uğultu halinde semayı kaplıyordu On binlerce meşalenin sarı aydınlığı ustune, henuz guneş doğmamıştı Serdengectiler, surların, kalelerin uzerine yalın kılıc atılıyorlardı Kalelerden, surlardan taş yağıyordu Ok yağıyordu Kızgın yağ ve alev alev yanan katran yağıyordu
Sultan Mehmet Han, kahraman ordusuyla ve olanca ağırlığıyla yukleniyordu Bizans surlarının uzerine Serdengectileri fedailer, fedaileri de başıbozuk askerler takip etmişti
Tanyeri ağarırken sıra ucuncu safa gelmişti Ucuncu hucum kolunu, ordunun en seckin askerleri teşkil etmekteydi
Bursa'nın Ulubat koyunden Ulubatlı Hasan da vardı bu safın arasında Ordunun bayraktarıydı Bir elinde kılıcı, bir elinde sancağı şahlanmıştı Ve kulaklarında Sultan Mehmet Han'ın bir akşam evvel irad ettiği buyuk nutkun sozleri tane tane uğulduyordu:
Surlar vakıa bir harabe haline gelmiştir amma, surlar uzerine atılacak yiğitler buyuk bir tehlike ile karşılaşacaklardır Maharetimiz ve cesaretimiz her şeyin ustundedir Zafer ruzgarı bizden yana esecektir Konstantiniye bizim olacaktır
Bursa'nın Ulubat koyunden bayraktar Hasan da yaklaşmıştı surların uzerine İri parmaklarıyla gonderini sımsıkı kavradığı şanlı bayrağı, elindeki o kutsal emaneti mutlaka surların uzerine dikmeyi aklına koymuştu Hasan Hilalli sancağın surların uzerinde dalgalandığı anda duşman icin her şeyin bitmiş olacağına inanıyordu
Bir fırsatını buldu Ulubatlı Hasan Elindeki kılıcını savurarak sur harabeleri uzerine doğru atıldı Birkac yiğit de kendisini takip etmişlerdi Hasan en onde idi Bir yandan kılıcını sallıyor, bir yandan da hilalli sancağı gozlerini diktiği burca doğru ulaştırmaya calışıyordu
Bu cehennem ateşinin ortasında, koc yiğitler yiğidi Ulubatlı Hasan, Eğrikapı tarafındaki burcun uzerine cıkmayı başardı Sancağı dikti o burcun uzerine Fakat aynı anda mancınıkla atılan buyuk bir taşın ağırlığı altında dizleri ustune duşuverdi Doğrulmaya calıştı Fakat aynı anda ustune belki otuz, belki kırk ok birden yağdı Oracıkta yere yığılıverdi
Pecevi'nin unlu tarihinde Adem ejderhası olarak vasıflandırdığı dev cusseli yiğit Ulubatlı Hasan'ın diktiği sancak, o anda Bizans'ın tum umidini yitirivermişti Turkun bayrağı ve yenicerinin serpuşu artık surların uzerinde idi Elli uc gunluk direnişi kokunden tuketen an gelmişti Ote yandan sancağın Bizans surları uzerinde dalgalandığını goren Turk askeri coşmuş ve bir ok gibi atılmıştı ileri
Nihayet Hazreti Peygamberimizin mujdelediği tarihi ve kutsal an gelip catmıştı 23 yaşındaki Sultan Mehmet Han secdeye gelerek Ulu Tanrıya şukretti O andan itibaren genc hukumdar ve kumandan Fatih unvanını da almış oluyordu
Ulubatlı Hasan hikayesi
İstanbul'un fethi sırasında Doğu Roma (Bizans) surlarına ilk sancağı diken efsanevi Osmanlı askeri Bugune kadar Sipahi veya Yeniceri şeklinde kurgulanmıştır
İstanbul'un fethi Ulubatlı Hasan Efsanesi Şoyledir;
Ulubatlı Hasan İstanbul tam 53 gunden beri muhasara altındaydı 23 yaşındaki genc padişah ve dahi kumandan II Mehmet Han, bu sure icinde gosterdiği akıl almaz askerlik mucizeleriyle Bizanslıları şaşkına cevirmişti Koca Bizans İmparatorluğu catırdıyordu Son gunlerini yaşıyordu Artık belliydi bu
Ulubatlı Hasan 28 Mayısı 29 Mayısa bağlayan gecenin sabahına doğru, mehter gulbanklar vurmaya koyulmuş ve Bizans surlarının karşısındaki ordugahta hummalı bir faaliyet başlamıştı Ulu Hakan, hucum emrini vermişti O akşamki tarihi nutku butun askerin kulaklarında cınlıyordu:
Ey benim paşalarım, ağalarım, beylerim! Bu şehri Konstantiniye cenginde silah arkadaşlarım, yiğitlerim! Sizleri buraya, kararlaştırdığım umumi taarruzda şimdiye kadar gosterdiğinizden daha buyuk fedakarlık ve cesaret istemek icin topladım Cihanda un salmış bir şehri zaptedeceksiniz Şehri Konstantiniye'de mahalle mahalle, bu şehri zapteden kahramanlar olarak adınız şan ve şerefle anılacaktır
Asker, Peygamberimizin, şuheda icin en buyuk cennet makamını mujdelediği zafere ve bu zaferin uğrunda şehitlik şerbeti icmeye susamıştı
Beyaz atının uzerindeki genc kumandan, kılıcını cekmiş, davudi sesiyle adeta gurluyordu:
Evlatlarım, yiğitlerim, şahbazlarım, yuruyun Zafer sizindir
Asker, saflar halinde atılıyordu 53 gunden beri o mucize topların dove dove hamurlaştırdığı surların uzerine doğru yuklenen bir insan seli vardı Allah Allah sesleri bir uğultu halinde semayı kaplıyordu On binlerce meşalenin sarı aydınlığı ustune, henuz guneş doğmamıştı Serdengectiler, surların, kalelerin uzerine yalın kılıc atılıyorlardı Kalelerden, surlardan taş yağıyordu Ok yağıyordu Kızgın yağ ve alev alev yanan katran yağıyordu
Sultan Mehmet Han, kahraman ordusuyla ve olanca ağırlığıyla yukleniyordu Bizans surlarının uzerine Serdengectileri fedailer, fedaileri de başıbozuk askerler takip etmişti
Tanyeri ağarırken sıra ucuncu safa gelmişti Ucuncu hucum kolunu, ordunun en seckin askerleri teşkil etmekteydi
Bursa'nın Ulubat koyunden Ulubatlı Hasan da vardı bu safın arasında Ordunun bayraktarıydı Bir elinde kılıcı, bir elinde sancağı şahlanmıştı Ve kulaklarında Sultan Mehmet Han'ın bir akşam evvel irad ettiği buyuk nutkun sozleri tane tane uğulduyordu:
Surlar vakıa bir harabe haline gelmiştir amma, surlar uzerine atılacak yiğitler buyuk bir tehlike ile karşılaşacaklardır Maharetimiz ve cesaretimiz her şeyin ustundedir Zafer ruzgarı bizden yana esecektir Konstantiniye bizim olacaktır
Bursa'nın Ulubat koyunden bayraktar Hasan da yaklaşmıştı surların uzerine İri parmaklarıyla gonderini sımsıkı kavradığı şanlı bayrağı, elindeki o kutsal emaneti mutlaka surların uzerine dikmeyi aklına koymuştu Hasan Hilalli sancağın surların uzerinde dalgalandığı anda duşman icin her şeyin bitmiş olacağına inanıyordu
Bir fırsatını buldu Ulubatlı Hasan Elindeki kılıcını savurarak sur harabeleri uzerine doğru atıldı Birkac yiğit de kendisini takip etmişlerdi Hasan en onde idi Bir yandan kılıcını sallıyor, bir yandan da hilalli sancağı gozlerini diktiği burca doğru ulaştırmaya calışıyordu
Bu cehennem ateşinin ortasında, koc yiğitler yiğidi Ulubatlı Hasan, Eğrikapı tarafındaki burcun uzerine cıkmayı başardı Sancağı dikti o burcun uzerine Fakat aynı anda mancınıkla atılan buyuk bir taşın ağırlığı altında dizleri ustune duşuverdi Doğrulmaya calıştı Fakat aynı anda ustune belki otuz, belki kırk ok birden yağdı Oracıkta yere yığılıverdi
Pecevi'nin unlu tarihinde Adem ejderhası olarak vasıflandırdığı dev cusseli yiğit Ulubatlı Hasan'ın diktiği sancak, o anda Bizans'ın tum umidini yitirivermişti Turkun bayrağı ve yenicerinin serpuşu artık surların uzerinde idi Elli uc gunluk direnişi kokunden tuketen an gelmişti Ote yandan sancağın Bizans surları uzerinde dalgalandığını goren Turk askeri coşmuş ve bir ok gibi atılmıştı ileri
Nihayet Hazreti Peygamberimizin mujdelediği tarihi ve kutsal an gelip catmıştı 23 yaşındaki Sultan Mehmet Han secdeye gelerek Ulu Tanrıya şukretti O andan itibaren genc hukumdar ve kumandan Fatih unvanını da almış oluyordu