İstiklal Marşının Kısaca Açıklaması

İstiklal Marşının Kısaca Açıklaması
0
21

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
44
Yaş
36
Coin
256,937
İstiklal Marşı Hakkında Kısa Açıklama
İstiklal Marşı ve Kısaca Açıklaması
İstiklal Marşının Kısaca Anlamı

Şair Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı İstiklâl Marşı’nın Kısaca Açıklaması.
İstiklal Marşının Kısaca Açıklaması

Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak!

İstiklâl Marşı’nın ilk kıtasında şair Mehmet Akif Ersoy, Türk milletine cesaret vermek ve onda bulunan milli duyguları harekete geçirmek için şiirine “Korkma” diye başlıyor. Göklerde dalgalanan bayrağımızın hiçbir zaman inmeyeceğini, sonsuza dek bu topraklar üzerinde dalgalanacağını belirterek, Türk Devletinin varlığını devam ettireceğine olan yüksek inancını milleti ile paylaşıyor. Türk milletinin en son ferdinin ölmeden bu ülkenin asla teslim alınamayacağını anlatarak, bayrağımızı Türk milletinin varoluş ve bağımsızlık sembolü olarak görüyor. Bayrağa millet adına sahip çıkmakla, ay yıldızlı bayrağın dolayısıyla bu vatanın Türk milletine ait olduğunu ve hiçbir kuvvetin almaya gücünün yetemeyeceğine işaret ediyor.


Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül… ne bu şiddet bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl;
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl.


İkinci kıtada bayrağa seslenen vatan şairi Mehmet Akif Ersoy, milletimizin bulunduğu zor şartlardan dolayı ay yıldızlı bayrağımızın kırgın ve küskün halini dile getiriyor. Şair, bayrağımızın öfkeli halini bırakıp göklerde dalgalanmasını, kahraman Türk milletine artık gülmesi gerektiğini söylüyor. Bayrağımıza, eğer bu şiddetli ve öfkeli halini bırakmazsa uğruna dökülen şehit kanlarımızın helal olmayacağını söyleyerek, bağımsızlığın Allah’a inanan milletimizin hakkı olduğunu ifade ediyor.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Şair “ben” diyor.(Ancak kast ettiği mana aslında bizdir türk milleti adına konuşmaktadır) Türk milleti ezelden beri hür yaşamıştır,hür yaşayacaktır. Onun özgürlüğünü elinden almak isteyen ancak çıldırmış olmalı,zira böyle bir harekete kalkışanlar ağır bir şekilde cezalandırılır. Türk milleti bağımsızlığı uğrunda önüne çıkacak her engeli aşacak güçtedir. O; böylesine yüce bir amaç için dağları delecek, enginlere sığmayıp,denizleri taşıracaktır güçtedir.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
“Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?


Bu kıtada şair vatanımızı istilaya kalkışan avrupalılara meydan okuyor. 20. asrın başında avrupa medeniyeti 19.yy. deki görkeminden oldukça uzaktır. O sebeple şair bayıyı tek dişi kalmış canavara benzetiyor. Ancak avrupa mevcut teknik imkanlarını seferber ederek topuyla, tüfeğiyle, tankıyla bizi yok etmeye çalışmaktadır. Mehmetçik ise bu güce topla, tüfekle, mızrakla, kılıçla cevap vermeye çalışmaktadır. Avrupalı kendini çelik zırhla korurken mehmetçik ona iman dolu altın göğsüyle karşılık vermektedir.

Arkadaş! Yurdumu alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.


Şair kahraman Türk askerine hitap ediyor. Türk yurdunu alçakları uğratmaması için gerekirse canını feda etmesini öneriyor. Şehit gövdelerinin meydana getireceği siperler düşmana mani olacaktır. Mehmet Akif düşmanın çok kısa bir süre içinde bu hayasızca akına son vereceği Allah’ın Türk milletine Kuran-Kerimde vaad ettiği zafer gününün yarından bile daha yakın bir zamanda doğacağına inanmaktadır.


Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Şair Türk ordusuna vatanın kutsallığını hatırlatıyor. Toprak ile vatan arasında büyük bir fark vardır. Toprağı vatan haline getiren onu elde etmek ve korumak için savaşan fertlerin varlığıdır. Kısacası sıradan bir toprak büyük bir değer taşımaz; ama vatan toprağı uğrunda şehit olan atalarımızın o topraktaki mezarlarıdır. Bu kutsal vatanı dünyalara değişmeyiz. Toprak dünyanın dünyanın her yerinde bulunur. Ancak atalarımızın kanlarıyla sulanan topraklar vatanımız üzerindedir.

Kim bu cennet vatanının uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsında Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.


Bu vatan cennet kadar kıymetlidir. Şehit olanların ruhu dini inanışımıza göre doğrudan doğruya cennete gider. Şehitlerimiz bu vatan toprağında yattığı için cennetten farksızdır. Bir avuç toprağı sıksak şehitler fışkıracak sanırız. Canımızdan çok sevdiğimiz insanları varımızı yoğumuzu Allah alsında yalnız yaşadığımız sürece bizi vatanımızdan ayrı düşürmesin.


Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli-
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.


Allah’a şair hitap ediyor. Mehmet Akif’in Allah’tan tek dileği ibadet yerlerinin göğsüne düşman elinin değmemesidir. Camilerimizden okunan ezanlar sonsuza kadar türk yurdunun üstünde inlemelidir. Çünkü bu ezanlar dinimizin temelidir.
 
Üst Alt