İZMİR Pitana Pitane (Çandarlı) Resimleri ve Tarihi
İzmir Aliağa ile Bergama arasında, Kaikos’un (Bakırçay) denize döküldüğü yerde idi.
Pitane sözcüğü, “suyu bol” anlamında Luwi-Pelasg dilinden gelmektedir.
Kentin ne zaman kurulduğu kesinlik kazanamamakla beraber tarihi Helen öncesine kadar inmektedir. Büyük olasılıkla Luwiler tarafından kurulmuştur. İlk Çağda ismi geçmeyen kent M.Ö. 88’de Romalılarla savaşarak Batı Anadolu’yu ele geçiren Pontus kralı VI. Mithridates Eupator zamanında kendisinden söz ettirmiştir. VI.Mithridates Sulla’nın komutasındaki Roma ordusuna yenildikten sonra Pergamon’u boşaltmış, Pitana’ya sığınmış, orada da kuşatılınca deniz yoluyla kaçmayı başarmıştır.
Pitana’nın Orta Çağ tarihi de çok karanlıktır. Bir ara Cenevizlilerin üssü olduğu sanılmaktadır.
Pitana’da Ord.Prof.Dr.Ekrem Akurgal kazı yapmışsa da yeterli bilgi verebilecek mimari kalıntılara rastlayamamıştır.Zira kentteki taşların yeni yapılanmada yerlerinden sökülmüş oluşudur.
Kazılarda M.Ö. VI.yüzyıla tarihlenen mezarlara,çeşitli keramiklere, vazolara, kadehlere, kylixlere (açık ağızlı ve ayaklı içki kapları) ve ölü külü kaplarına rastlanmıştır. M.Ö.VI.yüzyıla tarihlenen arkaik bir erkek heykeli ise bugün Bergama Müzesindedir.
İzmir Aliağa ile Bergama arasında, Kaikos’un (Bakırçay) denize döküldüğü yerde idi.
Pitane sözcüğü, “suyu bol” anlamında Luwi-Pelasg dilinden gelmektedir.
Kentin ne zaman kurulduğu kesinlik kazanamamakla beraber tarihi Helen öncesine kadar inmektedir. Büyük olasılıkla Luwiler tarafından kurulmuştur. İlk Çağda ismi geçmeyen kent M.Ö. 88’de Romalılarla savaşarak Batı Anadolu’yu ele geçiren Pontus kralı VI. Mithridates Eupator zamanında kendisinden söz ettirmiştir. VI.Mithridates Sulla’nın komutasındaki Roma ordusuna yenildikten sonra Pergamon’u boşaltmış, Pitana’ya sığınmış, orada da kuşatılınca deniz yoluyla kaçmayı başarmıştır.
Pitana’nın Orta Çağ tarihi de çok karanlıktır. Bir ara Cenevizlilerin üssü olduğu sanılmaktadır.
Pitana’da Ord.Prof.Dr.Ekrem Akurgal kazı yapmışsa da yeterli bilgi verebilecek mimari kalıntılara rastlayamamıştır.Zira kentteki taşların yeni yapılanmada yerlerinden sökülmüş oluşudur.
Kazılarda M.Ö. VI.yüzyıla tarihlenen mezarlara,çeşitli keramiklere, vazolara, kadehlere, kylixlere (açık ağızlı ve ayaklı içki kapları) ve ölü külü kaplarına rastlanmıştır. M.Ö.VI.yüzyıla tarihlenen arkaik bir erkek heykeli ise bugün Bergama Müzesindedir.