Kabe Resmi Karşısında Namaz Kılmak Caiz mi?
Fotoğrafları ikiye ayırmak gerek;canlıya ait fotoğraflar, cansıza ait fotoğraflar. Canlıya ait fotoğraflar, ya yaşayacak şekilde boy resmi olur, yahut da yaşamayacak şekilde yarım resim olur. Yaşamayacak şekilde yarım, yahut da bakınca seçilemeyecek kadar küçük olursa mahzur yoktur, denebilir. Ancak boy resim ve fotoğraflarına (bir ihtiyaç olmaksızın) cevaz verilmemiştir. Bu bakımdan Kabe resimlerinde bulunan insan resimleri seçilemeyecek kadar küçük ise, böyle bir resmin karşısında namaz kılmak caizdir.
Cansıza ait resimlere, yani manzaralara gelince, bunun caiz olduğu kesindir. Çiçek, göl ve orman manzaraları gibi görüntüler çekilebilir, evlerin belli yerlerine asılıp ilahi kudret takdirle seyredilebilir.
Canlıya ait boy resimlerini, (insan, hayvan ve diğer canlı varlıklar gibi) odanın duvarına asıp, bakınca tümüyle görünür halde bırakmak, bu odada namaz kılmayı mekruh hale getirmek demektir. Bu itibarla, duvarlarında canlılara ait boy resimleri bulunan odada kılınan namaz mekruh olur. Resimler kıble cihetinde ise mekruhluk şiddetlenir, yanda ise azalır, arkada ise daha da azalmış sayılır. Böyle resimler ya indirilmeli, yahut da üzeri örtülerek namaza durulmalıdır. Boy resimlerini kapalı bir yerde tutmak, ancak gerektiğinde görülecek halde muhafaza etmekte beis yoktur.
Kağıt paralarla nüfus cüzdanlarındaki vesikalık resimler de caizdir. Bunlar canlandığı farzedildiğinde yaşamayacak derecede küçük ve yarım olan resimlerdir.
Ayrıca bazı müseccel şahısları tanımak için çekilen zaruri boy resimleri için de ruhsat vardır. Bunlar ihtiyaç resimleridir. Hırsızlar, diğer suçlular ancak bunlarla kolayca adaletin pençesine teslim edilebilmektedir. Bugünkü resimlerin mühtehcen olmayanları tapılmak için çekilmediğinden, tapılmak için yapılan resimler cümlesinden sayılmayabilirler.
Müstehcen resimlerin her türlüsü ise ahlaka, insanlığa ve İslam’a aykırıdır. Kaynaklarıyla İslam Fıkhında geniş bilgi vardır.
Fotoğrafları ikiye ayırmak gerek;canlıya ait fotoğraflar, cansıza ait fotoğraflar. Canlıya ait fotoğraflar, ya yaşayacak şekilde boy resmi olur, yahut da yaşamayacak şekilde yarım resim olur. Yaşamayacak şekilde yarım, yahut da bakınca seçilemeyecek kadar küçük olursa mahzur yoktur, denebilir. Ancak boy resim ve fotoğraflarına (bir ihtiyaç olmaksızın) cevaz verilmemiştir. Bu bakımdan Kabe resimlerinde bulunan insan resimleri seçilemeyecek kadar küçük ise, böyle bir resmin karşısında namaz kılmak caizdir.
Cansıza ait resimlere, yani manzaralara gelince, bunun caiz olduğu kesindir. Çiçek, göl ve orman manzaraları gibi görüntüler çekilebilir, evlerin belli yerlerine asılıp ilahi kudret takdirle seyredilebilir.
Canlıya ait boy resimlerini, (insan, hayvan ve diğer canlı varlıklar gibi) odanın duvarına asıp, bakınca tümüyle görünür halde bırakmak, bu odada namaz kılmayı mekruh hale getirmek demektir. Bu itibarla, duvarlarında canlılara ait boy resimleri bulunan odada kılınan namaz mekruh olur. Resimler kıble cihetinde ise mekruhluk şiddetlenir, yanda ise azalır, arkada ise daha da azalmış sayılır. Böyle resimler ya indirilmeli, yahut da üzeri örtülerek namaza durulmalıdır. Boy resimlerini kapalı bir yerde tutmak, ancak gerektiğinde görülecek halde muhafaza etmekte beis yoktur.
Kağıt paralarla nüfus cüzdanlarındaki vesikalık resimler de caizdir. Bunlar canlandığı farzedildiğinde yaşamayacak derecede küçük ve yarım olan resimlerdir.
Ayrıca bazı müseccel şahısları tanımak için çekilen zaruri boy resimleri için de ruhsat vardır. Bunlar ihtiyaç resimleridir. Hırsızlar, diğer suçlular ancak bunlarla kolayca adaletin pençesine teslim edilebilmektedir. Bugünkü resimlerin mühtehcen olmayanları tapılmak için çekilmediğinden, tapılmak için yapılan resimler cümlesinden sayılmayabilirler.
Müstehcen resimlerin her türlüsü ise ahlaka, insanlığa ve İslam’a aykırıdır. Kaynaklarıyla İslam Fıkhında geniş bilgi vardır.