Herkes kaçmak istiyor ama kimse hareket etmiyor! Kendimizi mi kandırıyoruz?
Son zamanlarda birçok insanın dilindeki, kaçma isteği bazen seans odalarına taşınır hale geldi. Bu çoğu zaman “bıktım artık söylemleri” ile başlayan ve kaçma düşleri ile sonlanan bir söylem halinde şekillenir oluyor. Bu düşüncelerin ne zamandan beridir hayatınızda olduğunu sorsam cevap çoğunlukla senelerdir olur. Senelerdir var olan gitme isteği ve eylemsizlik...
İnsan beyni ihtiyaçlarını fark etme, tasarlama ve yönelme ile işler. Oysa bu söylemlerde sürekli bir eylemsizlik ve eylemsizliğin getirdiği sıkışma hisleri mevcut. Hayatımızda bunu yaşadığımızda sıkışma hisleri eylemsizlik ile birlikte çaresizlik algısı yaratabilir ve işler gitgide karmaşık hale gelebilir. Bir süre sonra bir eylem yapma isteğimizin farkındalığı bizde kalır ve isteğimizi yerine getiremediğimiz için de gün be gün depresifleşebiliriz.
Peki neden gitmiyoruz? Ya da gidemiyoruz?
Bunu düşündüğümüzde birçok somut “bahane” sayabilirsiniz. “bahane” diyorum çünkü bunlar ne kadar mantıklı nedenler de olsalar başka inanç ve duyguların yansımasıdır.
Şu anda yaşadığımız bize acı çektiren ve bıktıran her neyse bunun kurtuluşu gelecekte olmalıdır diye düşünürüz. Bu bir taraftan umut taşır ve hayatı devam etmemizi sağlar . Diğer taraftan yapılacak iş geleceğe ertelenir.
Bazen içinde yaşadığımız hayatın gelecek versiyonu o kadar tehlikeli görünür ki bu yaklaşan gelecekten kaçmak isteriz fakat şu anda hala tehlike ile yüzleşmemişizdir ve yaşayabiliyoruzdur bu adım atmamıza engel teşkil eder. İleriye doğru atılan her adım aynı zamanda bilinmezliğe de yaklaşmak, risk almak ve sorumluluk almak demektir ve bütün bunlar düşünüldüğü an çok daha ağır bir yük gibi hissedilir. Birçok duyguyu birlikte deneyimleriz.
Bu iş yerinden gideceğim bıktım artık !
Peki ne zaman?
Bilmiyorum
Nereye
Bilmiyorum
Bu iş yerinde bazı konulardan çok sıkıldın ve başa çıkmakta zorluk çekiyorsun, içinden biri sanki koşarak uzaklaşıyor ama sen kaldığının farkındasın değil mi?
Evet
Kaçtığını düşlemek seni bir nebze duyguna uyumlu davrandığın hissini verip rahatlatıyor sanırım.
Peki kaldıramadığın Neyin acısı?
…
Bu küçük konuşma size belki tanıdık gelmiştir. Hissedilen acıyı düşünmemek ve kaçış fantezisi kurmak acıyı hissetmeme çabasından başka bir şey değildir. Oysa o acıya ve onu anlamaya ihtiyacımız var, acıyı hissetmeden, nerden kaynak aldığını görmeden ileriye hareket etmek gerçek bir eylem halini almayacaktır. Hayatınızın şu anki tıkanma kaynaklarının sizde farklı kökenleri var ve bunları bulmalısınız.
Uzman Klinik Psikolog Nuray Sarp Kulkara
Son zamanlarda birçok insanın dilindeki, kaçma isteği bazen seans odalarına taşınır hale geldi. Bu çoğu zaman “bıktım artık söylemleri” ile başlayan ve kaçma düşleri ile sonlanan bir söylem halinde şekillenir oluyor. Bu düşüncelerin ne zamandan beridir hayatınızda olduğunu sorsam cevap çoğunlukla senelerdir olur. Senelerdir var olan gitme isteği ve eylemsizlik...
İnsan beyni ihtiyaçlarını fark etme, tasarlama ve yönelme ile işler. Oysa bu söylemlerde sürekli bir eylemsizlik ve eylemsizliğin getirdiği sıkışma hisleri mevcut. Hayatımızda bunu yaşadığımızda sıkışma hisleri eylemsizlik ile birlikte çaresizlik algısı yaratabilir ve işler gitgide karmaşık hale gelebilir. Bir süre sonra bir eylem yapma isteğimizin farkındalığı bizde kalır ve isteğimizi yerine getiremediğimiz için de gün be gün depresifleşebiliriz.
Peki neden gitmiyoruz? Ya da gidemiyoruz?
Bunu düşündüğümüzde birçok somut “bahane” sayabilirsiniz. “bahane” diyorum çünkü bunlar ne kadar mantıklı nedenler de olsalar başka inanç ve duyguların yansımasıdır.
Şu anda yaşadığımız bize acı çektiren ve bıktıran her neyse bunun kurtuluşu gelecekte olmalıdır diye düşünürüz. Bu bir taraftan umut taşır ve hayatı devam etmemizi sağlar . Diğer taraftan yapılacak iş geleceğe ertelenir.
Bazen içinde yaşadığımız hayatın gelecek versiyonu o kadar tehlikeli görünür ki bu yaklaşan gelecekten kaçmak isteriz fakat şu anda hala tehlike ile yüzleşmemişizdir ve yaşayabiliyoruzdur bu adım atmamıza engel teşkil eder. İleriye doğru atılan her adım aynı zamanda bilinmezliğe de yaklaşmak, risk almak ve sorumluluk almak demektir ve bütün bunlar düşünüldüğü an çok daha ağır bir yük gibi hissedilir. Birçok duyguyu birlikte deneyimleriz.
Bu iş yerinden gideceğim bıktım artık !
Peki ne zaman?
Bilmiyorum
Nereye
Bilmiyorum
Bu iş yerinde bazı konulardan çok sıkıldın ve başa çıkmakta zorluk çekiyorsun, içinden biri sanki koşarak uzaklaşıyor ama sen kaldığının farkındasın değil mi?
Evet
Kaçtığını düşlemek seni bir nebze duyguna uyumlu davrandığın hissini verip rahatlatıyor sanırım.
Peki kaldıramadığın Neyin acısı?
…
Bu küçük konuşma size belki tanıdık gelmiştir. Hissedilen acıyı düşünmemek ve kaçış fantezisi kurmak acıyı hissetmeme çabasından başka bir şey değildir. Oysa o acıya ve onu anlamaya ihtiyacımız var, acıyı hissetmeden, nerden kaynak aldığını görmeden ileriye hareket etmek gerçek bir eylem halini almayacaktır. Hayatınızın şu anki tıkanma kaynaklarının sizde farklı kökenleri var ve bunları bulmalısınız.
Uzman Klinik Psikolog Nuray Sarp Kulkara