Dünyada ve ülkemizde kalp sağlığının önemi gittikçe artmaktadır. Günümüzde kalp sağlığının daha iyi anlaşılması, önerilen korunma yöntemlerinin uygulanması, tanı yöntemlerindeki gelişmeler ve tedavi edici modellerdeki korkunç ilerlemelere rağmen dünyada ölüm nedenlerinin başında hala kalp ve damar hastalıkları gelmektedir. Ülkemizde de durum farklı değildir. Maalesef kalp hastalıkları ülkemizde de ölüm nedenlerinde ilk sırayı almaktadır. Koroner kalp hastalığı da çağımızın hastalığı olarak oldukça genç yaş grubundan tutun da yaşlı bireylere kadar toplumu tehdit etmektedir. Koroner kalp hastalığı veya kalp damar hastalıklarından korunmanın en önemli maddelerinden biri de düzenli egzersizdir. Düzenli egzersiz ve spor yapılması koroner kalp hastalığında değiştirilebilir risk faktörlerinden birinin ortadan kaldırılması anlamına gelir.
Sporun düzenli yapıldığı takdirde kalp sağlığı açısından yararlı etkileri olduğu gösterilmiştir. Kilo kaybını sağlaması, kan basıncı kontrolünü kolaylaştırması, diyabette kan şekeri kontrolünü iyileştirmesi, kan lipitlerini olumlu olarak etkilemesi kalp-damar sağlığı açısından yararlı etkilerdir.
Egzersiz, kalbimizi, akciğerlerimizi, kemiklerimizi ve kaslarımızı güçlendirir. Enerjimizi artırır, kilomuzu ve kan basıncımızı kontrol etmemize yardımcı olur. Stresle başa çıkmamızı sağlar ve uykumuzu düzene sokar. Daha iyi görünür, kendimizi daha iyi hissederiz.
Dünyada düzenli egzersizin yani sporun kalp damar hastalıklarında ne kadar faydalı olduğunu gösteren pek çok bilimsel çalışma vardır. Kalp hastalarına önerilen egzersizlerle hastaların 1 yılda kalp damar hastalıkları yönünden sorun yaşama oranlarında önemli azalma tespit edilmiştir.
Yine 8440 hasta üzerinde yapılan 32 ayrı deneyin meta analizinde, kalp krizi sonrası izlemeye alınan hastalarda egzersizin ölüm riskinde %31 azalma sağladığı gösterilmiştir.
Görüldüğü gibi sporun kalp sağlığı açısından faydaları bilimsel olarak kanıtlanmış durumdadır. Ancak bu demek değildir ki herkes her sporu her zaman yapabilir.
Son yıllarda sportif aktiviteler sırasında beklenmedik ani ölümlere sık rastlanılmaktadır. Gençlerde spora bağlı ani ölümler; şaşırtıcı ve trajik olaylardır. Sporla ilgili ani ölümler bir taraftan hekimlerin dikkatini çekerken, diğer taraftan ebeveynlerde, spor yapan ve yapmak isteyenlerde endişe uyandırmaktadır. Onun için spora bağlı ani ölümlerin altında yatan nedenleri ve alınması gereken önlemleri bulup ortaya çıkarmak son derece önemli bir hale gelmiştir.
Sportif aktivitelerde ortaya çıkan ani ölümler travmatik ve kardiyak nedenlerden kaynaklanmaktadır. Genellikle kardiyak ani ölümlerin nedenlerini kalp krizi, doğuştan kalp hastalıkları ve kalp kapak hastalıkları oluşturmaktadır. Hipertrofik Kardiyomiyopati, Miyokardit ve Koroner Arter Anomalileri en önemli nedenlerin başında gelmektedir. ( Kalp kası ve kalbi besleyen damarlarla ilgili hastalıklar ) Travmatik ölümlerde ani ölüm nedeni belli iken kardiyak nedenli ani ölümlerde ölüm nedeni ancak otopsi yapılarak belirlenmektedir.
Spora bağlı ani ölümlerin görülme sıklığı 1/200.000 ‘dir. Gençlerde sportif aktivitelerde ortaya çıkan ani ölümler erkeklerde kızlara oranla daha fazladır. Bu risk yaşla birlikte artmaktadır. Otuz yaş üstünde 100 kat daha fazladır.
Önerilen spor türleri tempolu yürüyüş, yüzme, bisiklete binme, hafif tempolu koşma gibi egzersizlerdir. Ancak rekabete dayalı dayanıklılık isteyen sporlara başlamadan önce bir hekimin kontrolü gereklidir. Bunun nedeni, istenmeyen olaylara ve hatta ani ölüme neden olabilecek potansiyel olarak tehlikeli yapısal kalp hastalıklarının tanısının konularak hastanın hayatının kurtarılabilmesidir. Bu bakımdan spora ve özellikle de dayanıklılık isteyen sporlara başlamadan önce kalbinizi kontrol ettirmeniz yerinde olur.
Peki kalp hastaları spor yapacak mı? Elbette evet ama hastalara en önemli tavsiyemiz , ağır sporlardan kaçınmalarıdır. Vücudun ağırlığını ya da dışarıdan ağırlık kullanarak bir takım sporlar yapmaları önerilmemektedir. Barfiks, sınav ve halter gibi ağır sporlardan kaçınmak gereklidir. Spor, yemeğin üzerinden en az 3 saat geçtikten sonra yapılmalıdır. Sporda nabzın kontrolü de çok önemlidir. Aktivite sırasında nabzın bir buçuk katına çıkması kabul edilebilir. Bunu dengede tutmak için yarım saatte bir 10 dakika ara ile nabız sayısı kontrol edilerek aktiviteye devam edilmelidir. Hastalara; yürüyüş, yüzme, masa tenisi, dans gibi bir takım sporlar tavsiye edilmektedir. Partner ile yapılan sporların, teşvik açısından büyük yararları vardır. Tenis ve dans bunların başında gelmektedir. Ancak kalp hastaları tenis oynamalı asla tenis maçı yapmamalıdır. En kolay yapılabilen spor, yürüyüş olduğundan, yürüyüş bantlarında spor ile bel ve eklem problemleri olan kişiler için de doğa yürüyüşleri uygundur. Bunun için de koşudan ziyade günde 45 dakikalık bir tempolu yürüyüşü daha çok önermekteyiz.
Genellikle 35 yaş üzerinde kimselerin spor yapmaya başlamadan önce kardiyak yönden araştırılmaları gerekir. Bunun için fizik muayene, EKG, gerekirse ekokardiyografi ve egzersiz testiyle değerlendirilmeleri gerekir. 35 yaş üzeri olan ve koroner kalp hastalığı için en az bir risk faktörüne sahip kimselerde spora başlangıç öncesi efor testini kesinlikle önermekteyiz.
Sonuç olarak sağlık için spor şarttır. Bunu sağlamanın yolu sporu yaşamımızın bir parçası olarak kabul etmektir. Ama unutmamalıyız ki bunu da ancak sağlıklı bir kalple gerçekleştirebiliriz.
Sporun düzenli yapıldığı takdirde kalp sağlığı açısından yararlı etkileri olduğu gösterilmiştir. Kilo kaybını sağlaması, kan basıncı kontrolünü kolaylaştırması, diyabette kan şekeri kontrolünü iyileştirmesi, kan lipitlerini olumlu olarak etkilemesi kalp-damar sağlığı açısından yararlı etkilerdir.
Egzersiz, kalbimizi, akciğerlerimizi, kemiklerimizi ve kaslarımızı güçlendirir. Enerjimizi artırır, kilomuzu ve kan basıncımızı kontrol etmemize yardımcı olur. Stresle başa çıkmamızı sağlar ve uykumuzu düzene sokar. Daha iyi görünür, kendimizi daha iyi hissederiz.
Dünyada düzenli egzersizin yani sporun kalp damar hastalıklarında ne kadar faydalı olduğunu gösteren pek çok bilimsel çalışma vardır. Kalp hastalarına önerilen egzersizlerle hastaların 1 yılda kalp damar hastalıkları yönünden sorun yaşama oranlarında önemli azalma tespit edilmiştir.
Yine 8440 hasta üzerinde yapılan 32 ayrı deneyin meta analizinde, kalp krizi sonrası izlemeye alınan hastalarda egzersizin ölüm riskinde %31 azalma sağladığı gösterilmiştir.
Görüldüğü gibi sporun kalp sağlığı açısından faydaları bilimsel olarak kanıtlanmış durumdadır. Ancak bu demek değildir ki herkes her sporu her zaman yapabilir.
Son yıllarda sportif aktiviteler sırasında beklenmedik ani ölümlere sık rastlanılmaktadır. Gençlerde spora bağlı ani ölümler; şaşırtıcı ve trajik olaylardır. Sporla ilgili ani ölümler bir taraftan hekimlerin dikkatini çekerken, diğer taraftan ebeveynlerde, spor yapan ve yapmak isteyenlerde endişe uyandırmaktadır. Onun için spora bağlı ani ölümlerin altında yatan nedenleri ve alınması gereken önlemleri bulup ortaya çıkarmak son derece önemli bir hale gelmiştir.
Sportif aktivitelerde ortaya çıkan ani ölümler travmatik ve kardiyak nedenlerden kaynaklanmaktadır. Genellikle kardiyak ani ölümlerin nedenlerini kalp krizi, doğuştan kalp hastalıkları ve kalp kapak hastalıkları oluşturmaktadır. Hipertrofik Kardiyomiyopati, Miyokardit ve Koroner Arter Anomalileri en önemli nedenlerin başında gelmektedir. ( Kalp kası ve kalbi besleyen damarlarla ilgili hastalıklar ) Travmatik ölümlerde ani ölüm nedeni belli iken kardiyak nedenli ani ölümlerde ölüm nedeni ancak otopsi yapılarak belirlenmektedir.
Spora bağlı ani ölümlerin görülme sıklığı 1/200.000 ‘dir. Gençlerde sportif aktivitelerde ortaya çıkan ani ölümler erkeklerde kızlara oranla daha fazladır. Bu risk yaşla birlikte artmaktadır. Otuz yaş üstünde 100 kat daha fazladır.
Önerilen spor türleri tempolu yürüyüş, yüzme, bisiklete binme, hafif tempolu koşma gibi egzersizlerdir. Ancak rekabete dayalı dayanıklılık isteyen sporlara başlamadan önce bir hekimin kontrolü gereklidir. Bunun nedeni, istenmeyen olaylara ve hatta ani ölüme neden olabilecek potansiyel olarak tehlikeli yapısal kalp hastalıklarının tanısının konularak hastanın hayatının kurtarılabilmesidir. Bu bakımdan spora ve özellikle de dayanıklılık isteyen sporlara başlamadan önce kalbinizi kontrol ettirmeniz yerinde olur.
Peki kalp hastaları spor yapacak mı? Elbette evet ama hastalara en önemli tavsiyemiz , ağır sporlardan kaçınmalarıdır. Vücudun ağırlığını ya da dışarıdan ağırlık kullanarak bir takım sporlar yapmaları önerilmemektedir. Barfiks, sınav ve halter gibi ağır sporlardan kaçınmak gereklidir. Spor, yemeğin üzerinden en az 3 saat geçtikten sonra yapılmalıdır. Sporda nabzın kontrolü de çok önemlidir. Aktivite sırasında nabzın bir buçuk katına çıkması kabul edilebilir. Bunu dengede tutmak için yarım saatte bir 10 dakika ara ile nabız sayısı kontrol edilerek aktiviteye devam edilmelidir. Hastalara; yürüyüş, yüzme, masa tenisi, dans gibi bir takım sporlar tavsiye edilmektedir. Partner ile yapılan sporların, teşvik açısından büyük yararları vardır. Tenis ve dans bunların başında gelmektedir. Ancak kalp hastaları tenis oynamalı asla tenis maçı yapmamalıdır. En kolay yapılabilen spor, yürüyüş olduğundan, yürüyüş bantlarında spor ile bel ve eklem problemleri olan kişiler için de doğa yürüyüşleri uygundur. Bunun için de koşudan ziyade günde 45 dakikalık bir tempolu yürüyüşü daha çok önermekteyiz.
Genellikle 35 yaş üzerinde kimselerin spor yapmaya başlamadan önce kardiyak yönden araştırılmaları gerekir. Bunun için fizik muayene, EKG, gerekirse ekokardiyografi ve egzersiz testiyle değerlendirilmeleri gerekir. 35 yaş üzeri olan ve koroner kalp hastalığı için en az bir risk faktörüne sahip kimselerde spora başlangıç öncesi efor testini kesinlikle önermekteyiz.
Sonuç olarak sağlık için spor şarttır. Bunu sağlamanın yolu sporu yaşamımızın bir parçası olarak kabul etmektir. Ama unutmamalıyız ki bunu da ancak sağlıklı bir kalple gerçekleştirebiliriz.