Kan Gruplarının Keşfi:
Kan transfüzyonlarının, kan grupları hakkında hiçbir bilgi olmadığı halde önceleri başarıyla sürdürülmesi dikkat çekicidir. Landois 1875’de köpek kanının başka bir cinsin kanı ile karıştırıldığında 2 dk. içerisinde hemen daima lizise (hücre parçalanması) neden olduğunu bildirmiştir. Bu çalışmadan haberdar olan Karl Landsteiner 22 kişide yaptığı çalışmada eritrosit ve serum arasındaki reaksiyonları tarif ederek 1901’de sonuçlarını yayınlamıştır. Landsteiner önceleri A, B, C olmak üzere üç kan grubu tanımladı. Sonraki yıl öğrencileri olan DeCastello ve Sturli 155 kişiyi kapsayan daha geniş bir çalışma ile kan grup sistemini A, B, O, AB olarak tanımladılar (1902). (19. yy’ın ikinci yarısında Alman bir doktorun şu sözleri şaşırtıcı değildi. Koyun kanı nakletmek için üç tane koyuna ihtiyaç vardır; ilki kanı alınan, ikincisi kanın nakledilmesine müsaade eden, üçüncüsü ise nakli gerçekleştiren olarak). 1922’de Amerika Birleşik Devletleri’ne göç eden Landsteiner 1930 yılında Nobel Tıp Ödülü’ne layık görülmüştür.
Diğer kan grup sistemleri tanımlanmadan neredeyse yarım yüzyıllık bir zaman geçmiş ve 1939’da Phillip Levine tarafından sunulan bir olgu ile Rhesus (Rh faktörünün bulunduğu maymunun adı) faktörünün varlığına dikkat çekilmiştir. Sonraki birkaç yıl içerisinde yapılan benzer çalışmalarla yeni antijen sistemleri tanımlanmıştır.
Kan Grupları :
Alyuvarlarda (eritrositlerde) bulunan antijen çeşidine göre kan grupları belirlenir. A, B, AB, O olmak üzere 4 ana kan grubu vardır.
A grubu; eritrosit yüzeyinde A antijenini, plazmada B antikorunu taşır.
B grubu; eritrosit yüzeyinde B antijenini, plazmada A antikorunu taşır.
AB grubu; eritrosit yüzeyinde hem A hem B antijenini taşır. Plazmada antikor taşımaz.
O grubu; eritrosit yüzeyinde antijen taşımaz, ancak plazmada hem A hem B antikorunu taşır.
Bu antijenlerin yanı sıra Rh(D) faktörü denilen özel bir antijen daha vardır. Rh faktörünün varlığında Rh pozitif (+), Rh faktörünün yokluğunda Rh negatif (-) olarak tanımlanır.
AB kan grubu; genel alıcı olarak bilinir. Ancak taşıdığı antijenlere, diğer kan gruplarında antikor mevcut olduğu için pratikte uygulanmaz.
O kan grubu; genel verici olarak bilinir. Diğer kan gruplarında bulunan antijenlere karşı taşıdığı antikorlar sebebiyle pratikte uygulanmaz.
Ancak nadir durumlarda O kan grubu alyuvarlar (eritrositler) genel verici olarak kullanılabilir. Yine aynı şekilde AB grubu plazma (içinde alyuvarların(eritrosit) olmaması koşuluyla) genel verici olarak plazma da kullanılabilir. ,
Temelde kullanılan kan nakil yöntemi alıcı ve verici kan gruplarının aynı olmasıdır. Kan gruplarının aynı olmasına rağmen; kan nakli öncesinde çapraz karşılaştırma (cross matching) adı verilen bir test yapılarak, uygunluğuna karar verilir.
KAN GRUPLARI
İnsan kan grupları arasındaki farklılık 1900'lerin başlarında ABO sisteminin bulunması ile anlaşılmıştır. 1940'ların başlarında ise Rh faktörü bulunmuştur.
ABO sisteminde kan gruplarının farklılığını sağlayan 2 antijen vardır; bunlar eritrositlerin yüzeyinde bulunur ve A, B harfleri ile gösterilirler. Eritrositlerin yüzeyinde ya ayrı ayrı A, B yada birlikte (AB) bulunurlar veya eritrositlerin yüzeyinde hiç antijen bulunmaz buna 0 denilir.
Eritrosit hücrelerinin yüzeyindeki antijenlere karşı oluşmuş antikorlar kanda ve dokularda bulunmaktadır.
Antikor ve antijen karşı karşıya gelirlerse birbirlerine bağlanırlar ve küçük çökelmeler oluşur. Bu olaya aglütinasyon denilir. Örneğin eritrositlerinde A antijeni taşıyan birinin kanında anti-B antikoru vardır; bu kişiye anti-A antikoru verilirse bu antikor A antijeni ile birleşerek kümeleşmeye yol açar. Aynı şekilde kan grubu AB olan birinin eritrositlerinde A ve B antijeni vardır; bu kişinin kanında ise antikor yoktur.
Bu prensiplerden yararlanılarak kan grubu tespiti yapılmaktadır. Eritrositlerinde antijen olmayan birinin kanı anti-A ve anti-B antikorları içeren test serumları ile karıştırıldığında hiçbir çökelme olmaz; bu kişinin kan grubu 0'dır. Aynı şekilde eritrositlerinde B antijeni olan birinin kanı anti-A serumu ile karıştırıldığında çökelme olmazken anti-B serumu ile karıştırıldığında çökme oluşur; bu kişinin kan grubu da B'dir. Bu çökelmeler sayesinde kan grubu tespit edilmiş olunur.
AB0 dan Başka Kan Grup Sistemi Var mı?
Eritrositlerin yüzeyinde 300 den fazla antijen saptanmıştır. 21 farklı kan grubu sistemi vardır. Bunlar içinde pratikte kullanılan iki sistem vardır ABO ve Rh sistemi.
Rh sistemi nedir?
Eritrositlerin yüzeyinde yer alan bir diğer antijen grubudur. Bu grupta C, D, E, c, e olmak üzere 5 antijen vardır. D antijeni en fazla bağışıklık uyandırandır. Toplumun %85'i D + dir, yani Rh + dir. %15 ise bu antijeni taşımaz yani Rh negatiftir.
Kan gruplarının % dağılımı nasıl?
Türkiye'de Türk Kızılayı tarafından 1997 2007 yılları arasındaki 10 yıllık dönemde toplanan 4.415.459 ünite kanın gruplarına göre % dağılımı aşağıdaki grafikte gösterilmiştir.
Kan Gruplarının Anne-Babadan Çocuklarına Aktarımı Nasıl Oluyor?
Kan grupları anne ve babadan çocuklarına Mendel kanunlarına göre genetik olarak aktarılır. Buna göre anneden 1 ve babadan 1 gen çocuğa aktarılır. Bu Mendel çaprazlaması ile açıklanabilir: Aşağıdaki tabloda A pozitif bir anne ile B pozitif bir babanın çocuklarında görülebilecek kan grupları verilmiştir. AB, A, B ve O kan grubundan çocuklar dünyaya gelebilir.
Eğer anne veya baba AA ise buna homozigot (anneden ve babadan gelen genlerin aynı karakterde olması) denir. AO gibi bir gen dağılıma ise heterozigot (anneden ve babadan gelen genlerin farklı karakterde olması) denir. Homozigot anne ve homozigot bir babanın çocukları aynı kan grubundan olacaktır. Yan yana gelen iki gen için baskınlık (dominantlık) veya çekiniklik (resesiflik) söz konusudur. Baskın gen çekinik genin özelliklerini baskılar ve onun özelliklerini örter. A B O sisteminde A ve B baskın O ise çekiniktir. Dolayısıyla kişi AO ise O çekinik kalır ve kişi A grubu olarak belirlenir. O grubunun özellikleri ancak OO durumunda ortaya çıkar.
Genotip: Kişinin taşıdığı gen yapısını ifade eder. A grubu bir insanın genotipi AA veya AO dır.
Fenotip: Kişinin baskın genler dolayısı ile ortaya çıkan görünümü ifade eder. Genotipi AO olan bir bireyin fenotipi A' dır. Bir kişinin kan grubundan bahsederken onun fenotipinden bahsediliyor demektir.
Rh sisteminde de Mendel genetiği kuralları geçerlidir. Dolayısıyla Anne ve baba Rh pozitif olsalar bile çocukları Rh negatif olabilir.
KAN UYUŞMAZLIĞI NEDİR?
Kan uyuşmazlığı anne kanında çocuğun kan grubuna karşı gelişen antikorların çocukta hastalık yapmasıdır.
Gerek AB0 gerekse Rh sisteminde anne ile çocuk arasında kan uyuşmazlığı görülebilir. AB0 uyuşmazlığı Rh uyuşmazlığına göre daha sık görülmesine rağmen daha iyi seyreder, sarılık daha ender görülür, çocukta kalıcı hastalık yapma riski daha azdır, nadiren bebeğin kanının değişmesi gerekir. Rh uyuşmazlığı ise daha nadir görülür ancak kötü seyirlidir; sıklıkla sarılık yapar,çoğunlukla bebeğin kanının değişmesi gerekir, iyi tedavi edilemezse kalıcı arazlara yol açar veya ölümle sonuçlanabilir.
Rh negatif annenin Rh pozitif çocuğu olursa uyuşmazlık söz konusudur. Rh negatif bir annenin Rh pozitif bir çocuğu olması için baba Rh pozitif olmalıdır. Ancak şu da bilinmelidir ki Rh pozitif bir baba ile Rh negatif bir anneden Rh negatif bir çocuk da doğabilir. Böyle bir durumda uyuşmazlık yoktur. Diğer taraftan annenin Rh pozitif çocuğun Rh negatif olduğu durumda da uyuşmazlık söz konusu değildir.
Annenin Rh negatif babanın Rh pozitif olduğu durumlarda gebeliğin dikkatli takibi ile her hangi bir risk olmaksızın sağlıklı bebekler doğar.
Gebelik takibinde annenin kanında normalde olmaması gereken anti-Rh (anti-D) araştırılır, bu teste indirek coombs testi denilir. Doğum sonrası bebekte anneden geçen antikorların aranmasına ise direk coombs testi denilir.
Tedavide amaç annenin Rh antikorları oluşturmasını engellemektir. Bunun sağlamak için kan grubu Rh negatif ve eşi Rh pozitif olan gebelere 28. haftada anti-D (Rhogam) iğnesi yapılır. Doğumdan sonra bebeğin kan grubu pozitif ise ilk 72 saat içinde yeniden anti-D yapılmalıdır. Düşük, dış gebelik, kürtaj gibi durumlarda da müdahaleyi takiben anti-D yapılır.
Sonuç olarak kan uyuşmazlığı şüphesi olan çiftlerin (Rh negatif anne ve Rh pozitif baba) çocuk sahibi olma konusunda endişeye kapılmamaları gerekir; itinalı gebelik takibi ve gerekli tedavi ile normal sağlıklı bebekleri olmaması için hiçbir neden yoktur.
Kan transfüzyonlarının, kan grupları hakkında hiçbir bilgi olmadığı halde önceleri başarıyla sürdürülmesi dikkat çekicidir. Landois 1875’de köpek kanının başka bir cinsin kanı ile karıştırıldığında 2 dk. içerisinde hemen daima lizise (hücre parçalanması) neden olduğunu bildirmiştir. Bu çalışmadan haberdar olan Karl Landsteiner 22 kişide yaptığı çalışmada eritrosit ve serum arasındaki reaksiyonları tarif ederek 1901’de sonuçlarını yayınlamıştır. Landsteiner önceleri A, B, C olmak üzere üç kan grubu tanımladı. Sonraki yıl öğrencileri olan DeCastello ve Sturli 155 kişiyi kapsayan daha geniş bir çalışma ile kan grup sistemini A, B, O, AB olarak tanımladılar (1902). (19. yy’ın ikinci yarısında Alman bir doktorun şu sözleri şaşırtıcı değildi. Koyun kanı nakletmek için üç tane koyuna ihtiyaç vardır; ilki kanı alınan, ikincisi kanın nakledilmesine müsaade eden, üçüncüsü ise nakli gerçekleştiren olarak). 1922’de Amerika Birleşik Devletleri’ne göç eden Landsteiner 1930 yılında Nobel Tıp Ödülü’ne layık görülmüştür.
Diğer kan grup sistemleri tanımlanmadan neredeyse yarım yüzyıllık bir zaman geçmiş ve 1939’da Phillip Levine tarafından sunulan bir olgu ile Rhesus (Rh faktörünün bulunduğu maymunun adı) faktörünün varlığına dikkat çekilmiştir. Sonraki birkaç yıl içerisinde yapılan benzer çalışmalarla yeni antijen sistemleri tanımlanmıştır.
Kan Grupları :
Alyuvarlarda (eritrositlerde) bulunan antijen çeşidine göre kan grupları belirlenir. A, B, AB, O olmak üzere 4 ana kan grubu vardır.
A grubu; eritrosit yüzeyinde A antijenini, plazmada B antikorunu taşır.
B grubu; eritrosit yüzeyinde B antijenini, plazmada A antikorunu taşır.
AB grubu; eritrosit yüzeyinde hem A hem B antijenini taşır. Plazmada antikor taşımaz.
O grubu; eritrosit yüzeyinde antijen taşımaz, ancak plazmada hem A hem B antikorunu taşır.
Bu antijenlerin yanı sıra Rh(D) faktörü denilen özel bir antijen daha vardır. Rh faktörünün varlığında Rh pozitif (+), Rh faktörünün yokluğunda Rh negatif (-) olarak tanımlanır.
AB kan grubu; genel alıcı olarak bilinir. Ancak taşıdığı antijenlere, diğer kan gruplarında antikor mevcut olduğu için pratikte uygulanmaz.
O kan grubu; genel verici olarak bilinir. Diğer kan gruplarında bulunan antijenlere karşı taşıdığı antikorlar sebebiyle pratikte uygulanmaz.
Ancak nadir durumlarda O kan grubu alyuvarlar (eritrositler) genel verici olarak kullanılabilir. Yine aynı şekilde AB grubu plazma (içinde alyuvarların(eritrosit) olmaması koşuluyla) genel verici olarak plazma da kullanılabilir. ,
Temelde kullanılan kan nakil yöntemi alıcı ve verici kan gruplarının aynı olmasıdır. Kan gruplarının aynı olmasına rağmen; kan nakli öncesinde çapraz karşılaştırma (cross matching) adı verilen bir test yapılarak, uygunluğuna karar verilir.
KAN GRUPLARI
İnsan kan grupları arasındaki farklılık 1900'lerin başlarında ABO sisteminin bulunması ile anlaşılmıştır. 1940'ların başlarında ise Rh faktörü bulunmuştur.
ABO sisteminde kan gruplarının farklılığını sağlayan 2 antijen vardır; bunlar eritrositlerin yüzeyinde bulunur ve A, B harfleri ile gösterilirler. Eritrositlerin yüzeyinde ya ayrı ayrı A, B yada birlikte (AB) bulunurlar veya eritrositlerin yüzeyinde hiç antijen bulunmaz buna 0 denilir.
Eritrosit hücrelerinin yüzeyindeki antijenlere karşı oluşmuş antikorlar kanda ve dokularda bulunmaktadır.
Antikor ve antijen karşı karşıya gelirlerse birbirlerine bağlanırlar ve küçük çökelmeler oluşur. Bu olaya aglütinasyon denilir. Örneğin eritrositlerinde A antijeni taşıyan birinin kanında anti-B antikoru vardır; bu kişiye anti-A antikoru verilirse bu antikor A antijeni ile birleşerek kümeleşmeye yol açar. Aynı şekilde kan grubu AB olan birinin eritrositlerinde A ve B antijeni vardır; bu kişinin kanında ise antikor yoktur.
Bu prensiplerden yararlanılarak kan grubu tespiti yapılmaktadır. Eritrositlerinde antijen olmayan birinin kanı anti-A ve anti-B antikorları içeren test serumları ile karıştırıldığında hiçbir çökelme olmaz; bu kişinin kan grubu 0'dır. Aynı şekilde eritrositlerinde B antijeni olan birinin kanı anti-A serumu ile karıştırıldığında çökelme olmazken anti-B serumu ile karıştırıldığında çökme oluşur; bu kişinin kan grubu da B'dir. Bu çökelmeler sayesinde kan grubu tespit edilmiş olunur.
AB0 dan Başka Kan Grup Sistemi Var mı?
Eritrositlerin yüzeyinde 300 den fazla antijen saptanmıştır. 21 farklı kan grubu sistemi vardır. Bunlar içinde pratikte kullanılan iki sistem vardır ABO ve Rh sistemi.
Rh sistemi nedir?
Eritrositlerin yüzeyinde yer alan bir diğer antijen grubudur. Bu grupta C, D, E, c, e olmak üzere 5 antijen vardır. D antijeni en fazla bağışıklık uyandırandır. Toplumun %85'i D + dir, yani Rh + dir. %15 ise bu antijeni taşımaz yani Rh negatiftir.
Kan gruplarının % dağılımı nasıl?
Türkiye'de Türk Kızılayı tarafından 1997 2007 yılları arasındaki 10 yıllık dönemde toplanan 4.415.459 ünite kanın gruplarına göre % dağılımı aşağıdaki grafikte gösterilmiştir.
Kan Gruplarının Anne-Babadan Çocuklarına Aktarımı Nasıl Oluyor?
Kan grupları anne ve babadan çocuklarına Mendel kanunlarına göre genetik olarak aktarılır. Buna göre anneden 1 ve babadan 1 gen çocuğa aktarılır. Bu Mendel çaprazlaması ile açıklanabilir: Aşağıdaki tabloda A pozitif bir anne ile B pozitif bir babanın çocuklarında görülebilecek kan grupları verilmiştir. AB, A, B ve O kan grubundan çocuklar dünyaya gelebilir.
Eğer anne veya baba AA ise buna homozigot (anneden ve babadan gelen genlerin aynı karakterde olması) denir. AO gibi bir gen dağılıma ise heterozigot (anneden ve babadan gelen genlerin farklı karakterde olması) denir. Homozigot anne ve homozigot bir babanın çocukları aynı kan grubundan olacaktır. Yan yana gelen iki gen için baskınlık (dominantlık) veya çekiniklik (resesiflik) söz konusudur. Baskın gen çekinik genin özelliklerini baskılar ve onun özelliklerini örter. A B O sisteminde A ve B baskın O ise çekiniktir. Dolayısıyla kişi AO ise O çekinik kalır ve kişi A grubu olarak belirlenir. O grubunun özellikleri ancak OO durumunda ortaya çıkar.
Genotip: Kişinin taşıdığı gen yapısını ifade eder. A grubu bir insanın genotipi AA veya AO dır.
Fenotip: Kişinin baskın genler dolayısı ile ortaya çıkan görünümü ifade eder. Genotipi AO olan bir bireyin fenotipi A' dır. Bir kişinin kan grubundan bahsederken onun fenotipinden bahsediliyor demektir.
Rh sisteminde de Mendel genetiği kuralları geçerlidir. Dolayısıyla Anne ve baba Rh pozitif olsalar bile çocukları Rh negatif olabilir.
KAN UYUŞMAZLIĞI NEDİR?
Kan uyuşmazlığı anne kanında çocuğun kan grubuna karşı gelişen antikorların çocukta hastalık yapmasıdır.
Gerek AB0 gerekse Rh sisteminde anne ile çocuk arasında kan uyuşmazlığı görülebilir. AB0 uyuşmazlığı Rh uyuşmazlığına göre daha sık görülmesine rağmen daha iyi seyreder, sarılık daha ender görülür, çocukta kalıcı hastalık yapma riski daha azdır, nadiren bebeğin kanının değişmesi gerekir. Rh uyuşmazlığı ise daha nadir görülür ancak kötü seyirlidir; sıklıkla sarılık yapar,çoğunlukla bebeğin kanının değişmesi gerekir, iyi tedavi edilemezse kalıcı arazlara yol açar veya ölümle sonuçlanabilir.
Rh negatif annenin Rh pozitif çocuğu olursa uyuşmazlık söz konusudur. Rh negatif bir annenin Rh pozitif bir çocuğu olması için baba Rh pozitif olmalıdır. Ancak şu da bilinmelidir ki Rh pozitif bir baba ile Rh negatif bir anneden Rh negatif bir çocuk da doğabilir. Böyle bir durumda uyuşmazlık yoktur. Diğer taraftan annenin Rh pozitif çocuğun Rh negatif olduğu durumda da uyuşmazlık söz konusu değildir.
Annenin Rh negatif babanın Rh pozitif olduğu durumlarda gebeliğin dikkatli takibi ile her hangi bir risk olmaksızın sağlıklı bebekler doğar.
Gebelik takibinde annenin kanında normalde olmaması gereken anti-Rh (anti-D) araştırılır, bu teste indirek coombs testi denilir. Doğum sonrası bebekte anneden geçen antikorların aranmasına ise direk coombs testi denilir.
Tedavide amaç annenin Rh antikorları oluşturmasını engellemektir. Bunun sağlamak için kan grubu Rh negatif ve eşi Rh pozitif olan gebelere 28. haftada anti-D (Rhogam) iğnesi yapılır. Doğumdan sonra bebeğin kan grubu pozitif ise ilk 72 saat içinde yeniden anti-D yapılmalıdır. Düşük, dış gebelik, kürtaj gibi durumlarda da müdahaleyi takiben anti-D yapılır.
Sonuç olarak kan uyuşmazlığı şüphesi olan çiftlerin (Rh negatif anne ve Rh pozitif baba) çocuk sahibi olma konusunda endişeye kapılmamaları gerekir; itinalı gebelik takibi ve gerekli tedavi ile normal sağlıklı bebekleri olmaması için hiçbir neden yoktur.