Her yıl 9.6 milyon insan, kanser nedeniyle kaybedilmektedir. Bu rakam HIV/AIDS, sıtma ve tüberküloza bağlı ölümlerin toplamından fazladır. 2030 yılına dek kansere bağlı ölümlerin, 13 milyonu bulacağı düşünülmektedir. Kansere bağlı ölümlerin üçte biri önlenebilir. Diğer üçte biri erken saptanabilir ve tedavi edilebilir. Kaynakların doğru kullanımı ile kanserin erken tanınması ve tedavisi sağlanabilirse her yıl 3,7 milyon hayat kurtarılabilir. Bugün kanser hakkında eskisinden daha çok veriye sahibiz. Daha çok bilgiye sahip oldukça risk faktörlerini azaltabilir, tanıyı ve tedaviyi geliştirebilir, hatta daha oluşmadan kanseri önleyebiliriz. Kansere bağlı kayıpların %65’i az gelişmiş ülkelerde görülmektedir.
Kansere karşı hissettiğimiz korku ve ön yargılar yerine, günlük yaşantımızda riskleri azaltacak değişiklikler yapmalıyız. Örneğin; sigara, obezite, fiziksel hareketsizlik, enfeksiyonlar, alkol, çevre kirliliği, kanserojenler ve radyasyondan korunmalıyız.
Her yıl 6 milyon insan, sigaranın yol açtığı kanserler nedeniyle kaybedilmektedir. Tütünde 7000’den fazla kimyasal, 250’den fazla zararlı madde vardır ve 50 den fazla kanser türü ile ilişkilidir. Akciğer, yemek borusu, gırtlak, ağız, böbrek, mesane, pankreas, mide ve serviks tütüne bağlı kanserlerin başında gelmektedir. Pasif içiciliğe bağlı akciğer kanserleri de sigara içmeyen bireylerde oldukça sık görülür. Dumansız tütün olarak da bilinen nikotin içerikli ürünler ağız, yemek borusu ve pankreas kanserine yol açmaktadır.
Obeziteye bağlı kanser türleri arasında yemek borusu, kolon, meme, rahim ve böbrek kanserleri gelir. Düzenli fizik egzersiz, sağlıklı bir diyet ve sağlıklı bir kilo; kanser riskini azaltır. Kanserojen içeren besinlerden uzak durmak, meyve ve sebzeden zengin beslenmek birçok kanser türüne karşı koruyucudur.
Alkol kullanımının ağız, yemek borusu, soluk borusu, karaciğer, kolon ve meme kanseriyle ilişkisi vardır. Alkol ve tütün kullanımının birlikteliği kansere yakalanma riskini arttırmaktadır.
Helikobakter pilori, HPV, Hepatit B ve C , EBV’ye bağlı enfeksiyonlar nedeniyle kansere yakalanma oranı %15 civarındadır. Enfeksiyonlara bağlı kanserlerin üçte ikisi az gelişmiş ülkelerde görülmektedir. Aşılama programları ile kanser riski azaltılabilir. Hepatit B virüsü aşısı ile karaciğer kanserleri, Human Papillom Virüsüne (HPV) karşı aşı ile serviks kanserleri önlenebilir.
Hava kirliliğine bağlı her yıl 200 binden fazla akciğer kanseri vakası görülmektedir. Hava kirliliğinin en büyük nedeni katı yakıtlar ve düzensiz sanayileşme olup, kansere yakalanma riskini özellikle kadınlarda 2 kat arttırmaktadır.
Radyasyona bağlı en sık görülen kanser türleri lösemi ve solid tümörlerdir. Genç yaşta radyasyona maruziyet riski arttırmaktadır. UV radyasyon, özellikle cilt kanseri riskini arttırır. Güneşe karşı koruyucu kıyafetler ve kremler maruziyeti azaltır.
Bütün bu risk faktörlerine karşı erken tanı ve tarama yoluyla önüne geçebileceğimiz kanserler vardır. Meme ve serviks kanseri bunların başındadır. Kadınlarda ensık meme, ikinci sırada ise serviks kanseri görülür. Bu kanser türlerinde erken tanı ve tedavi ile tam yanıt alınabilir, kansere bağlı ölümler önlenebilir. Meme kanseri taraması için 40 yaşından itibaren her kadının yılda bir kez mamografi çektirmesi önerilmektedir. Serviks kanseri için 9-14 yaş grubu kızlarda HPV aşılaması çok önemlidir. Ayrıca doğurganlık çağındaki her kadının 3 yılda bir servikal smear testi yaptırması önerilir.
Kanserle mücadele önleme ve erken tanıya yönelik olmalıdır. Kanserden korkmak yerine geç kalmaktan korkmalıyız. Sağlıklı günler dilerim.
Kansere karşı hissettiğimiz korku ve ön yargılar yerine, günlük yaşantımızda riskleri azaltacak değişiklikler yapmalıyız. Örneğin; sigara, obezite, fiziksel hareketsizlik, enfeksiyonlar, alkol, çevre kirliliği, kanserojenler ve radyasyondan korunmalıyız.
Her yıl 6 milyon insan, sigaranın yol açtığı kanserler nedeniyle kaybedilmektedir. Tütünde 7000’den fazla kimyasal, 250’den fazla zararlı madde vardır ve 50 den fazla kanser türü ile ilişkilidir. Akciğer, yemek borusu, gırtlak, ağız, böbrek, mesane, pankreas, mide ve serviks tütüne bağlı kanserlerin başında gelmektedir. Pasif içiciliğe bağlı akciğer kanserleri de sigara içmeyen bireylerde oldukça sık görülür. Dumansız tütün olarak da bilinen nikotin içerikli ürünler ağız, yemek borusu ve pankreas kanserine yol açmaktadır.
Obeziteye bağlı kanser türleri arasında yemek borusu, kolon, meme, rahim ve böbrek kanserleri gelir. Düzenli fizik egzersiz, sağlıklı bir diyet ve sağlıklı bir kilo; kanser riskini azaltır. Kanserojen içeren besinlerden uzak durmak, meyve ve sebzeden zengin beslenmek birçok kanser türüne karşı koruyucudur.
Alkol kullanımının ağız, yemek borusu, soluk borusu, karaciğer, kolon ve meme kanseriyle ilişkisi vardır. Alkol ve tütün kullanımının birlikteliği kansere yakalanma riskini arttırmaktadır.
Helikobakter pilori, HPV, Hepatit B ve C , EBV’ye bağlı enfeksiyonlar nedeniyle kansere yakalanma oranı %15 civarındadır. Enfeksiyonlara bağlı kanserlerin üçte ikisi az gelişmiş ülkelerde görülmektedir. Aşılama programları ile kanser riski azaltılabilir. Hepatit B virüsü aşısı ile karaciğer kanserleri, Human Papillom Virüsüne (HPV) karşı aşı ile serviks kanserleri önlenebilir.
Hava kirliliğine bağlı her yıl 200 binden fazla akciğer kanseri vakası görülmektedir. Hava kirliliğinin en büyük nedeni katı yakıtlar ve düzensiz sanayileşme olup, kansere yakalanma riskini özellikle kadınlarda 2 kat arttırmaktadır.
Radyasyona bağlı en sık görülen kanser türleri lösemi ve solid tümörlerdir. Genç yaşta radyasyona maruziyet riski arttırmaktadır. UV radyasyon, özellikle cilt kanseri riskini arttırır. Güneşe karşı koruyucu kıyafetler ve kremler maruziyeti azaltır.
Bütün bu risk faktörlerine karşı erken tanı ve tarama yoluyla önüne geçebileceğimiz kanserler vardır. Meme ve serviks kanseri bunların başındadır. Kadınlarda ensık meme, ikinci sırada ise serviks kanseri görülür. Bu kanser türlerinde erken tanı ve tedavi ile tam yanıt alınabilir, kansere bağlı ölümler önlenebilir. Meme kanseri taraması için 40 yaşından itibaren her kadının yılda bir kez mamografi çektirmesi önerilmektedir. Serviks kanseri için 9-14 yaş grubu kızlarda HPV aşılaması çok önemlidir. Ayrıca doğurganlık çağındaki her kadının 3 yılda bir servikal smear testi yaptırması önerilir.
Kanserle mücadele önleme ve erken tanıya yönelik olmalıdır. Kanserden korkmak yerine geç kalmaktan korkmalıyız. Sağlıklı günler dilerim.