Biliyoruz ki ebeveynlerin büyük bir çoğunluğu karneye son derece önem veriyor. Çocuklarının başarı durumunu, derslere olan ilgi ve alakasını karnede gördüğü notla anlayabileceğini düşünen aileler var. Son dönemde çocuğunun karnesini sosyal medyada paylaşan ebeveynlerin sayısı arttı. Çocuğunun başarılı olduğunu göstermekten gurur duyan ebeveynler bir yana başarısız karne getiren çocukların ebeveynleri bundan son derece kötü etkileniyor. Evet, herkes çocuğunun başarılı olmasını ister ancak fark bunu isteme şeklinde ortaya çıkıyor.
Başarısız karne getiren çocuğa ‘Ne istediysen aldık, seni en iyi okullara gönderdik hala bu karneyi getiriyorsun.’ demek çocuğun bir sonraki karnesinde başarıyı arttırmayacağı gibi bir de işin içine suçluluk ve yetersizlik duygusunu ekliyor. Karne dönemi bazı ailelerde anne/baba-çocuk arasındaki ilişkiyi olumsuz yönde etkileyebiliyor. Bu dönemde karne alan çocuğa(başarılı/başarısız fark etmeksizin) koşulsuz sevildiği bilgisini aktarmanın önemi büyük. Yani karnen nasıl olursa olsun biz seni seviyoruz ve karnenin sana olan sevgimize bir etkisi yok duygusunu çocuğa geçirmek önemli.
Karne döneminde ailenin tutumu tamamen çocuğa yansır. Aile çok kaygılıysa bu kaygı çocuğa da geçer. Bu, tamamen ailenin karneyi değerlendirme şekli ile ilintilidir. Karnedeki notlara büyük anlam yükleyen ailelerin çocukları karneyi kendi değerlerinin bir göstergesi olarak görmeye başlar.
Peki, Karne Günü Çocuğuma Nasıl Davranmalıyım?
-Öncelikle başarılı olduğu alandan başlayıp üzerine konuşup, tebrik etmek gerekir. Teşekkür etmek ve tebrik etmek arasında fark vardır. Beklentimiz aileleri istediği için başarılı olmaya çabalayan çocuklar değil sorumluluklarını içselleştirmiş çocuklar olduğu için teşekkür etmemize gerek yoktur.
- Başarılar konuşulduktan sonra düşük olan notlar hakkında konuşup neden notun düşük olduğuna dair çocuğun görüşü alınmalı ve söyledikleri dikkatle dinlenmelidir. Bir sonraki aşamada ise nasıl daha başarılı olabileceğine dair ebeveynler çocuklarıyla birlikte beyin fırtınası yapıp hedefler belirleyebilir. Bu noktada çocuğun ailenin desteğini yanında hissetmesi önemlidir.
-Karne başarısına göre çocuğa olan sevgi ve ilgi azaltılmamalı/arttırılmamalıdır.
-Abla/Ağabey, kardeş, arkadaş ile kıyaslama kesinlikle yapılmamalıdır. Her çocuk kendine özel ve biriciktir, kendi içinde değerlendirilmelidir.
-Belirlenen hedefler çocuğun kapasitesi ve yetenekleri ile doğru orantıda olmalıdır. Çocuğa kaldırabileceğinden fazla sorumluluk yüklemek başarıyı arttırmaz aksine başarısızlık getirir.
-Çocuğu etiketlememek gerekir. ‘Tembelsin, başarısızsın, hiçbir şeyi hak etmiyorsun’ gibi söylemler çocuğun üzerindeki baskıyı arttıracaktır.
-İyi notlar abartılarak övülmemelidir. ‘Tebrik ederim, güzel iş çıkardın. İstersen bunu kutlayabiliriz.’ yeterli olacaktır.
-Kutlama ve ödüllerde abartıya kaçılmamalı. Hep beraber yenilecek bir yemek veya sinemaya gitmek gibi birlikte yapılacak aktiviteler gerçekleştirilebilir. Tabii bu yazıyı okumadan önce karne hediyesi sözü verdiyseniz sözünüzü tutmalısınız.
Sevgili ebeveynler, unutmayın ki çocuklar kötü notlar bile alsalar dinlenmeye ve eğlenmeye ihtiyaçları vardır. İyi tatiller diliyorum.
Başarısız karne getiren çocuğa ‘Ne istediysen aldık, seni en iyi okullara gönderdik hala bu karneyi getiriyorsun.’ demek çocuğun bir sonraki karnesinde başarıyı arttırmayacağı gibi bir de işin içine suçluluk ve yetersizlik duygusunu ekliyor. Karne dönemi bazı ailelerde anne/baba-çocuk arasındaki ilişkiyi olumsuz yönde etkileyebiliyor. Bu dönemde karne alan çocuğa(başarılı/başarısız fark etmeksizin) koşulsuz sevildiği bilgisini aktarmanın önemi büyük. Yani karnen nasıl olursa olsun biz seni seviyoruz ve karnenin sana olan sevgimize bir etkisi yok duygusunu çocuğa geçirmek önemli.
Karne döneminde ailenin tutumu tamamen çocuğa yansır. Aile çok kaygılıysa bu kaygı çocuğa da geçer. Bu, tamamen ailenin karneyi değerlendirme şekli ile ilintilidir. Karnedeki notlara büyük anlam yükleyen ailelerin çocukları karneyi kendi değerlerinin bir göstergesi olarak görmeye başlar.
Peki, Karne Günü Çocuğuma Nasıl Davranmalıyım?
-Öncelikle başarılı olduğu alandan başlayıp üzerine konuşup, tebrik etmek gerekir. Teşekkür etmek ve tebrik etmek arasında fark vardır. Beklentimiz aileleri istediği için başarılı olmaya çabalayan çocuklar değil sorumluluklarını içselleştirmiş çocuklar olduğu için teşekkür etmemize gerek yoktur.
- Başarılar konuşulduktan sonra düşük olan notlar hakkında konuşup neden notun düşük olduğuna dair çocuğun görüşü alınmalı ve söyledikleri dikkatle dinlenmelidir. Bir sonraki aşamada ise nasıl daha başarılı olabileceğine dair ebeveynler çocuklarıyla birlikte beyin fırtınası yapıp hedefler belirleyebilir. Bu noktada çocuğun ailenin desteğini yanında hissetmesi önemlidir.
-Karne başarısına göre çocuğa olan sevgi ve ilgi azaltılmamalı/arttırılmamalıdır.
-Abla/Ağabey, kardeş, arkadaş ile kıyaslama kesinlikle yapılmamalıdır. Her çocuk kendine özel ve biriciktir, kendi içinde değerlendirilmelidir.
-Belirlenen hedefler çocuğun kapasitesi ve yetenekleri ile doğru orantıda olmalıdır. Çocuğa kaldırabileceğinden fazla sorumluluk yüklemek başarıyı arttırmaz aksine başarısızlık getirir.
-Çocuğu etiketlememek gerekir. ‘Tembelsin, başarısızsın, hiçbir şeyi hak etmiyorsun’ gibi söylemler çocuğun üzerindeki baskıyı arttıracaktır.
-İyi notlar abartılarak övülmemelidir. ‘Tebrik ederim, güzel iş çıkardın. İstersen bunu kutlayabiliriz.’ yeterli olacaktır.
-Kutlama ve ödüllerde abartıya kaçılmamalı. Hep beraber yenilecek bir yemek veya sinemaya gitmek gibi birlikte yapılacak aktiviteler gerçekleştirilebilir. Tabii bu yazıyı okumadan önce karne hediyesi sözü verdiyseniz sözünüzü tutmalısınız.
Sevgili ebeveynler, unutmayın ki çocuklar kötü notlar bile alsalar dinlenmeye ve eğlenmeye ihtiyaçları vardır. İyi tatiller diliyorum.