Kemal Eroğlun Kimdir,Kemal Eroğlu Hayatı,Kemal Eroğlu Biyografisi15 Ekim 1953 tarihinde Ankara da doğdu. İlk okulu çeşitli illerde (İstanbul, İzmir, Edirne, Babaeski, Ankara) da okuduktan sonra orta ve sanat okulu torna ve tesviye bölümünü Ankara da bitirdi. O yıllarda bağlamaya karşı olan sevgisi bağlama öğrenmeye ve ders almaya yöneltti. Ankara'da Mehmet Cihan müzik evinden bağlama ve nota eğitimi almaya, türküleri öğrenmeye başladı.
Ailede, dayısında gördüğü bağlamayı daha geliştirip doğru ve güzel ses çıkartmak adına başladığı yolculuğu, yine Mehmet Cihan Müzik Evindeki bağlama yapım atölyesinde yeni bir çalışmayla devam etti. Orada bağlama yapımını da öğrenmeye ve işin mutfağında bunun nasıl şekil aldığını, hangi evrelerden geçip çalınır hale geldiğini öğrenmeye başladı.
Sanat okulunda gördüğü teknik resim,simetri, genel estetik ve resimsi bir görünüş onu gördüğü ve beğenmediği bağlamaları daha güzel görüntüde ve estetik, aynı zamanda doğru ses çıkarabilen bağlamaları yapmasında yardımcı oldu. Ders almaya gittiği müzik evi'nde çalışmaya başladı. Okul bitiminde okullu bir tornacı ustası olarak iş bulamayınca, yine aynı müzik evi'nde çalışmaya başladı. O yıllarda kendisinden daha önce bu işe başlamış olan eski ustalardan nasıl yapıldığını sorarak öğrenmek dışında, atölyeye gelen zamanın ünlü üstatlarından da eleştiri ve öneriler almaya başladı. Çıraklık dönemlerinde ona yol gösteren, Yusuf Yeniay, Halil Yeniay, Yaşar Külekçi, Ahmet usta ve kendisine örnek olabilecek bazı ustalardan feyiz aldı.
Daha sonraki kalfalık ve ustalık dönemlerinde yine dönemin usta icracılarıyla çalışma ve meşk etme fırsatı buldu. Ahmet Gazi Ayhan, Yaşar Aydaş, Emin Aldemir, Hacı Taşan, Zekeriya Bozdağ, Muharrem Ertaş, Yıldıray Çınar, Şinasi Cihan, Rıfat Balaban ve daha birçok hoca ve sanatçıya bağlama yaptı.
1974 yılında askere gidip döndüğünde yine bağlamalarına ve atölyesine kavuştu. 1980 yılına dek Ankara'da mesleğini sürdürdü, daha sonra yeni ufuklar ve arayışlar için, birazda sanatın merkezi olmasından ötürü İstanbul'a taşındı. Önceleri ufak atölyelerde geçimini temin etmek için çalıştı. Bu arada Arif Sağ ve Yusuf Toraman ile tanıştı. 1981 yılında Aksaray'daki Arif Sağ müzik evinde birlikte çalışmalara başladılar. Bu, hem yeni bir iş hem de yeni arayışların başlangıcı oldu. Hem Arif Sağ'a bağlama yapıp beğendirebilmenin heyecanını hem de,onun çağdaşı diğer hoca ve üstatlarla tanışıp çalışma fırsatı buldu.
Bu dönemlerde, Nida Tüfekçi, Orhan Gencebay, Aşık Mahzuni, Muharrem Akkuş, Sarı Zeki, Selda, Emre Saltık, Rahmi Saltuk, Erdoğan Eskimez, İrfan Kurt, Muhlis Akarsu, Musa Eroğlu gibi üstat ve sanatçılara bağlama yaptı. 1983 yılında oradan ayrılıp şimdiki atölyesini kurdu. Araştırma ve geliştirme adına yola çıktığı yolculuğuna burada da devam etmekte. Daha özgür ve yeni şeyler yapmaya amaçladığı atölyesinde çalışmalarını sürdürürken, Erkan Oğur'la başlayan yeni bir döneme de imza attı. Unutulmaya başlamış sazımız kopuz, yine Erkan Oğur'un tasarımı 6 sıralı 12 telli oğur sazı'nı yapıp çalınır hale getirme çalışmalarını sürdürüyor.
İşimi bana onlar öğretti dediği usta icracılarla çalışmalarına devam ediyor. İsmail Hakkı Demircioğlu, Arif Sağ, Erdal Erzincan, Grup Yorum, Kardeş Türküler, Güler Duman, Ferhat Tunç, Suavi, Adnan Koç, Cihangir Terzi, Engin Şafak Gürler, Cengiz Özkan, Muharrem Temiz, Yılmaz Çelik, İsmail Özden, Emre Saltık, Metin Karataş, Sadık Gürbüz, Okan Murat Öztürk, Nida Ateş, Ulaş Özdemir, Engin Arslan, Hasan Saltık, Sinan Çelik, Ayla Karacan, Özlem Özdil, Bekir Karadeniz, Ayhan Zorlu ve daha birçok sanatçı, öğretim görevlisi hoca icracılarla çalışıyor.
Çalışmaları ve kendisi İ.T.Ü. Konservatuarı Enstrüman yapım bölümünden mezun olan birçok öğrenciye bitirme tezinde örnek olan ve tez konusu olan Kemal Eroğlu kendini şöyle ifade ediyor: "35 yıla yakın bu sanat yolculuğunda henüz işin başındayım, eskiler, mesleğin ilk otuz yılı çok zordur derlerdi. Ben, yeni yola çıktım daha yeniyim" diyor.
Kemal Eroğlu
Kopuz Müzik Evi-İstanbul
kopuzmuzik@hotmail.com
Basından:
STRADİVARİUS'UN KEMANI, DAYIMIN BAĞLAMASI
Eserlerinden bazıları:
Yandırıyorsun
Müzik: İsmail Özden
Gel Karşıma Görün Kimsin Nerdesin
Neden Köşe Bucak Saklanıyorsun
Bilmem Burda Bilmem Başka Yerdesin
Yine Üstümüzde Haklanıyorsun
Meleklerin Vardır İki Kanatlı
Hızırların Vardır Bilmem Kaç Atlı
Zemzem Suyun Akar Tatlı Mı Tatlı
Bir Damla İçirip Kandırıyorsun
Kardeşi Kardeşe Vurduruyorsun
Umulmadık Sual Sorduruyorsun
Kitaplar Gönderip İnsanoğlunun
Aklını Başından Aldırıyorsun
Dünyanın Üstü Var Ama Altı Neresi
Üç Beş Gün Yaşarız Şunun Şurası
Eroğluyum Çeker Çeker Aşkın Çilesi
Cehenneme Atıp Yandırıyorsun
Derdim Bitmez
Müzik: İsmail Özden
Döner dolap çevrilirim
Geçer ömür derdim bitmez
Diyar gurbet savrulurum
Geçer ömür derdim bitmez
Misafiriz biz bu handa
Gah o yanda gah bu yanda
Can bedenden çıkmayanda
Geçer ömür derdim bitmez
Kimi gelir kimi gider
Gelmeyenler merak eder
Dertler bedenimi yutar
Geçer ömür derdim bitmez
Merak edip sual sordum
Düşlerimi hayra yordum
Eroglu'nu hasta gördüm
Geçer ömür derdim bitmez
Deli Gönül
Müzik: Güler Duman
Deli gônül senden şikayetim var
Neden bir soysuza kul ettin beni
Gônül dağlarımdan eksik olmaz kar
İndirip düzede sel ettin beni
Hayali uzakta varamaz elim
Kesildi dermandan her iki kolum
Yanıma gelince açılan dilim
Pelteğe döndürdün lal ettin beni
Eloğlu anlamaz bendeki derdi
Felek bunca gamı hep bana verdi
Yalanım yok bunu her kişi gôrdü
Vurdun dalımada deli ettin beni
Eroglu'm Kemal'e ermeden yaşım
Büküldü bellerim döküldü dişim
Kesildi dünyadan ekmeğim asim
Yandırıp canimi kül ettin beni
alıntı
Ailede, dayısında gördüğü bağlamayı daha geliştirip doğru ve güzel ses çıkartmak adına başladığı yolculuğu, yine Mehmet Cihan Müzik Evindeki bağlama yapım atölyesinde yeni bir çalışmayla devam etti. Orada bağlama yapımını da öğrenmeye ve işin mutfağında bunun nasıl şekil aldığını, hangi evrelerden geçip çalınır hale geldiğini öğrenmeye başladı.
Sanat okulunda gördüğü teknik resim,simetri, genel estetik ve resimsi bir görünüş onu gördüğü ve beğenmediği bağlamaları daha güzel görüntüde ve estetik, aynı zamanda doğru ses çıkarabilen bağlamaları yapmasında yardımcı oldu. Ders almaya gittiği müzik evi'nde çalışmaya başladı. Okul bitiminde okullu bir tornacı ustası olarak iş bulamayınca, yine aynı müzik evi'nde çalışmaya başladı. O yıllarda kendisinden daha önce bu işe başlamış olan eski ustalardan nasıl yapıldığını sorarak öğrenmek dışında, atölyeye gelen zamanın ünlü üstatlarından da eleştiri ve öneriler almaya başladı. Çıraklık dönemlerinde ona yol gösteren, Yusuf Yeniay, Halil Yeniay, Yaşar Külekçi, Ahmet usta ve kendisine örnek olabilecek bazı ustalardan feyiz aldı.
Daha sonraki kalfalık ve ustalık dönemlerinde yine dönemin usta icracılarıyla çalışma ve meşk etme fırsatı buldu. Ahmet Gazi Ayhan, Yaşar Aydaş, Emin Aldemir, Hacı Taşan, Zekeriya Bozdağ, Muharrem Ertaş, Yıldıray Çınar, Şinasi Cihan, Rıfat Balaban ve daha birçok hoca ve sanatçıya bağlama yaptı.
1974 yılında askere gidip döndüğünde yine bağlamalarına ve atölyesine kavuştu. 1980 yılına dek Ankara'da mesleğini sürdürdü, daha sonra yeni ufuklar ve arayışlar için, birazda sanatın merkezi olmasından ötürü İstanbul'a taşındı. Önceleri ufak atölyelerde geçimini temin etmek için çalıştı. Bu arada Arif Sağ ve Yusuf Toraman ile tanıştı. 1981 yılında Aksaray'daki Arif Sağ müzik evinde birlikte çalışmalara başladılar. Bu, hem yeni bir iş hem de yeni arayışların başlangıcı oldu. Hem Arif Sağ'a bağlama yapıp beğendirebilmenin heyecanını hem de,onun çağdaşı diğer hoca ve üstatlarla tanışıp çalışma fırsatı buldu.
Bu dönemlerde, Nida Tüfekçi, Orhan Gencebay, Aşık Mahzuni, Muharrem Akkuş, Sarı Zeki, Selda, Emre Saltık, Rahmi Saltuk, Erdoğan Eskimez, İrfan Kurt, Muhlis Akarsu, Musa Eroğlu gibi üstat ve sanatçılara bağlama yaptı. 1983 yılında oradan ayrılıp şimdiki atölyesini kurdu. Araştırma ve geliştirme adına yola çıktığı yolculuğuna burada da devam etmekte. Daha özgür ve yeni şeyler yapmaya amaçladığı atölyesinde çalışmalarını sürdürürken, Erkan Oğur'la başlayan yeni bir döneme de imza attı. Unutulmaya başlamış sazımız kopuz, yine Erkan Oğur'un tasarımı 6 sıralı 12 telli oğur sazı'nı yapıp çalınır hale getirme çalışmalarını sürdürüyor.
İşimi bana onlar öğretti dediği usta icracılarla çalışmalarına devam ediyor. İsmail Hakkı Demircioğlu, Arif Sağ, Erdal Erzincan, Grup Yorum, Kardeş Türküler, Güler Duman, Ferhat Tunç, Suavi, Adnan Koç, Cihangir Terzi, Engin Şafak Gürler, Cengiz Özkan, Muharrem Temiz, Yılmaz Çelik, İsmail Özden, Emre Saltık, Metin Karataş, Sadık Gürbüz, Okan Murat Öztürk, Nida Ateş, Ulaş Özdemir, Engin Arslan, Hasan Saltık, Sinan Çelik, Ayla Karacan, Özlem Özdil, Bekir Karadeniz, Ayhan Zorlu ve daha birçok sanatçı, öğretim görevlisi hoca icracılarla çalışıyor.
Çalışmaları ve kendisi İ.T.Ü. Konservatuarı Enstrüman yapım bölümünden mezun olan birçok öğrenciye bitirme tezinde örnek olan ve tez konusu olan Kemal Eroğlu kendini şöyle ifade ediyor: "35 yıla yakın bu sanat yolculuğunda henüz işin başındayım, eskiler, mesleğin ilk otuz yılı çok zordur derlerdi. Ben, yeni yola çıktım daha yeniyim" diyor.
Kemal Eroğlu
Kopuz Müzik Evi-İstanbul
kopuzmuzik@hotmail.com
Basından:
STRADİVARİUS'UN KEMANI, DAYIMIN BAĞLAMASI
Eserlerinden bazıları:
Yandırıyorsun
Müzik: İsmail Özden
Gel Karşıma Görün Kimsin Nerdesin
Neden Köşe Bucak Saklanıyorsun
Bilmem Burda Bilmem Başka Yerdesin
Yine Üstümüzde Haklanıyorsun
Meleklerin Vardır İki Kanatlı
Hızırların Vardır Bilmem Kaç Atlı
Zemzem Suyun Akar Tatlı Mı Tatlı
Bir Damla İçirip Kandırıyorsun
Kardeşi Kardeşe Vurduruyorsun
Umulmadık Sual Sorduruyorsun
Kitaplar Gönderip İnsanoğlunun
Aklını Başından Aldırıyorsun
Dünyanın Üstü Var Ama Altı Neresi
Üç Beş Gün Yaşarız Şunun Şurası
Eroğluyum Çeker Çeker Aşkın Çilesi
Cehenneme Atıp Yandırıyorsun
Derdim Bitmez
Müzik: İsmail Özden
Döner dolap çevrilirim
Geçer ömür derdim bitmez
Diyar gurbet savrulurum
Geçer ömür derdim bitmez
Misafiriz biz bu handa
Gah o yanda gah bu yanda
Can bedenden çıkmayanda
Geçer ömür derdim bitmez
Kimi gelir kimi gider
Gelmeyenler merak eder
Dertler bedenimi yutar
Geçer ömür derdim bitmez
Merak edip sual sordum
Düşlerimi hayra yordum
Eroglu'nu hasta gördüm
Geçer ömür derdim bitmez
Deli Gönül
Müzik: Güler Duman
Deli gônül senden şikayetim var
Neden bir soysuza kul ettin beni
Gônül dağlarımdan eksik olmaz kar
İndirip düzede sel ettin beni
Hayali uzakta varamaz elim
Kesildi dermandan her iki kolum
Yanıma gelince açılan dilim
Pelteğe döndürdün lal ettin beni
Eloğlu anlamaz bendeki derdi
Felek bunca gamı hep bana verdi
Yalanım yok bunu her kişi gôrdü
Vurdun dalımada deli ettin beni
Eroglu'm Kemal'e ermeden yaşım
Büküldü bellerim döküldü dişim
Kesildi dünyadan ekmeğim asim
Yandırıp canimi kül ettin beni
alıntı