Kılınacak bir namazın gecerli olması icin gerekli şartlar neler
Namazın Şartları
Namazın gecerli olması icin bazı şartların ve rukunlerin bulunması gereklidir Şart, sozlukte alamet demektir Bir terim olarak şart; varlığı kendisinin varlığına bağlı bulunan, fakat onun gercek varlığından ve mahiyetinden ayrı olan şeydir Rukun ise, sozlukte; en kuvvetli taraf demektir Bir terim olarak rukun; bir şeyin varlığı kendisine bağlı bulunan ve o şeyin esas unsur ve parcalarını teşkil eden esaslardır Şer'i hukum olarak şart ve rukne farz vasfı verilir Bunların her ikisi de farzdır Bu yuzden bazı fakihler bu konuya namazın farzlarıbaşlığını koymuşlardır Bir de namazın farz olmasının şartları vardır Bunlar musluman olmak, buluğ cağına ulaşmak ve akıllı olmak uzere uc tanedir
Namazın farzları on ikidir Bunlardan altısı daha namaza başlamadan bulunması gereken farzlar olup şunlardır:
1) Hadesten temizlenme 2) Necasetten temizlenme, 3) Avret yerini ortmek, 4) Kıbleye yonelmek, 5 ) Vakit, 6) Niyet Bunlara, namazın şartlarıdenir
Diğer altısı da namaza başladıktan sonra bulunması gereken farzlar olup şunlardır: 1) İftitah tekbiri, 2) Kıyam, 3) Kıraat, 4) RukU, 5) SucUd, 6) Son oturuşta etTehiyyatuyu okuyacak kadar bir sure oturmak Bunlara da namazın rukunleridenir Bunlardan başka ta'dili erkan ve namazdan kendi isteği ile cıkmak gibi başka rukunler de vardır İleride bunları acıklayacağız
Burada, once namazın şartları uzerinde duracağız:
1) Hadesten Temizlenme:
Abdestsizlik, cunupluk, hayız veya lohusa hallerinde bulunmaya hades halidenir Abdestsizlik kucuk hades, diğerleri buyuk hadestir Kucuk veya buyuk hadeslerden temizlenmek abdest almak, yıkanmak veya teyemmum etmekle olur Allah Teala şoyle buyurur: Ey iman edenler! Namaza kalktığınız zaman yuzlerinizi, dirseklerle birlikte ellerinizi yıkayın Başınızın bir bolumunu meshedin Topuklarla birlikte ayaklarınızı da (yıkayın) Eğer cunup iseniz iyice temizlenin (elMaide, 56)
Hz Peygamber de şoyle buyurmuştur: Abdest bozan kimse, abdest almadıkca Allah Teala sizden birinizin namazını kabul etmez
Allah Teala temizlenilmeksizin hic bir namazı kabul etmez
Farz, vacib, sunnet veya nafile tam namaz veya tilavet yahut şukur secdesi gibi eksik namaz icin hadesten temizlenmiş olmak şarttır Abdestsiz kılınacak bir namaz sahih olmaz
Namaz kılarken herhangi bir sebeple abdest bozulsa, namaz da bozulmuş olur Hz Peygamber (sas) şoyle buyurmuştur: Sizden birisi, namazda yellendiği zaman, namazdan ayrılıp abdest alsın ve namazını iade etsin (EbU DavUd, Tahare, 81, Salat, 187; Tirmizi, Racia, 12)
Hadesten temizlenme, namazın diğer şartları gibi sıhhat şartlarındandır
2) Necasetten Temizlenme:
Namazdan once bedende, elbisede veya namaz kılınacak yerde bulunan pisliği temizlemek gerekir Bu temizlik namazın gecerli olması icin on şarttır Elbisede ve namaz kılınan yerde, ayak, el ve dizler ile sağlam goruşe gore alnın konulacağı yerde dort gramdan (1 miskal) fazla insan dışkısı gibi katı yahut avuc icinden daha geniş alana yayılan insan sidiği veya şarap gibi sıvı pisliğin bulunması namazın sıhhatine engel teşkil eder Eti yenen hayvanların veya atların sidiği ve dışkısı ise bulaştığı bedenin veya elbisenin dortte bir bolumunden az miktarı namaza engel olmaz, affedilmiş sayılır Bundan fazlasını ise, temizlemeye guc yetince namazın sıhhatine engel olur
Allah Teala; Elbiseni temizle(elMuddessir, 744) buyurmuştur İbn Sirin, bu temizlemenin elbisedeki pisliğin su ile temizlemek olduğunu soylemiştir Hz Peygamber Fatıma binti Ebi Hubeyş (ranha)'nın ozur kanının (istihaza) hukmunu sorması uzerine şu cevabı vermiştir:
Bu, kanama yapan bir damardır Ay başı değildir Adet zamanın geldiğinde, namazı bırak Adetin kadar bir sure gectikten sonra kanını yıka, guslet ve namaz kıl
Mescidin icinde kucuk abdest bozan bedevi icin Resulullah (sas);
Bu bedevinin işediği yere kova ile su dokun buyurmuştur
Yukarıdaki ayet elbiseyi temizlemenin, ilk hadis bedeni, ikinci hadis ise namaz kılınacak yeri temizlemenin farz olduğuna delalet eder
3) Avret Yerini Ortmek:
Avret sozlukte; eksiklik, kusur, duşmanın sızmasından korkulan zayıf mevzi, ortulmesi gereken yer ve kadın gibi anlamlara gelir Şer'i bir terim olarak; bakılması haram olup, ortulmesi farı bulunan uzuvlara avret yeridenir Hanefilere gore, insanların huzurunda avret yerinin ortulmesi icma ile farzdır Sağlam olan goruşe gore, tenhada ortmek de farzdır Bir kimse karanlık bir evde bile olsa, temiz elbisesi bulunduğu halde cıplak olarak namaz kılsa, bu namaz sahih olmaz (İbn Abidin, age, I, 375)
Yıkanma, tabii ihtiyac, taharetlenme gibi ihtiyaclar dışında, tenha bir yerde de bulunulsa, namazda veya namaz dışında avret yerlerinin ortulmesi farzdır Bunun delili Kitap ve Sunnettir Allah Teala şoyle buyurur: Ey Ademoğulları! Her mescide gelişinizde guzel elbiselerinizi giyerek gelin(elA'raf, 731) İbn Abbas (ra)'a gore; bundan kastedilen namazda giyilen temiz elbiselerdir
Hz Peygamber şoyle buyurur:
Allah Teala buluğa ermiş kadının namazını başortusuz kabul etmezEy Esma! Kadın buluğ cağına ulaşınca, onun şu ve şu uzuvlarından başkasının gorunmesi helal ve caiz olmaz Hz Peygamber bu sozleri soylerken, elleri ile yuzunu işaret etmişti
Erkeklerin avret yeri sayılan uzuvları; gobekleri altından dizleri altına kadar olan kısımdır Sağlam goruşe gore diz kapağı da uyluktan olup avret yeri sayılır Delil, Hz Peygamber'in şu hadisidir: Erkeğin avret yeri, gobeği ile diz kapağı arasıdır, Gobeğinden aşağısı diz kapaklarını gecinceye kadar olan kısımdır Başka bir delil de Darekutni'den rivayet edilen, Diz kapağı avret yerlerindendiranlamındaki zayıf hadistir
Hur kadınların yuzleriyle ellerinden başka, sarkan sacları dahil butun bedenleri avrettir Yuzleriyle elleri ise ne namazda, ne de bir fitne korkusu bulunmadıkca namaz dışında avret değildir Ayakları konusunda ise goruş ayrılığı vardır Daha sağlam gorulen goruşe gore, ayakları da avret değildir Cunku ayaklarla yolda yurume zarUreti vardır Ozellikle bunları ortmek yoksullar icin guctur Başka bir goruşe gore, bir kadının namazı, ayağının dortte biri nisbetinde acık bulunmasıyla bozulur, diğer bir goruşe gore ise, ayakları namaza gore avret yeri sayılmazsa da namaz dışında avret yeri sayılır Bu goruş ayrılığından kurtulmak icin ayakların ortulmesi daha uygun gorulmuştur Sağlam goruşe gore, hur kadınların kolları ile kulakları ve salıverilmiş sacları da avrettir
Allah Teala şoyle buyurmuştur:
Kadınlar, kendiliğinden gorunen dışında, ziynetlerini gostermesinler(enNUr, 2431) Bundan kastedilen ziynetlerin takıldığı yerlerdir Kadının kendiliğinden gorunen yerleri ise elleri ile yuzdur Hz Peygamber şoyle buyurmuştur: Kadın avrettir Dışarı cıktığı zaman şeytan ona gozunu diker(Tirmizi, Rada', 18) Diğer yandan Allah elcisi, Esma (ranha)'ya buluğ cağından sonra el ile yuz ve avuclarına işaret ederek, bu yerlerin dışındaki kısımların ortulmesini bildirmiştir Hz Aişe'den nakledilen; Allah Teala buluğ cağına ulaşan kadının namazını başortusuz kabul etmezhadisi de, sacları ortunme kapsamına almaktadır
Mustehcen avret yerleri olan on ve arka uzuvlar ile hafif avret yeri sayılan, bu iki yer dışındaki uzuvlardan birinin tamamı veya en az dortte biri acık bulunur ve bu durum kasıtsız olarak iki rukun eda edecek kadar devam ederse namaz bozulur Cunku bir şeyin dortte biri tamamı hukmundedir
Cildin rengini gosterecek derecede ince olan elbise ile avret yeri ortulmuş sayılmaz Bu yuzden derinin rengini belli edecek şekilde bulunan, dolayısıyla derinin beyazlığı veya kırmızılığı belli olan elbise ile namaz sahih olmaz Cunku bununla ortunme gercekleşmemektedir Eğer elbise kalın olmakla birlikte uzvu belli ederse ve hacmi ortaya koyarsa bu, zemmedilmiş olmakla birlikte namaz sahih olur Cunku bundan kacınmak mumkun değildir
4) Kıbleye Yonelmek:
Namazı kıbleye doğru yonelerek kılmak şarttır Mekke doneminde ve Medine doneminin ilk gunlerinde muslumanların kıblesi Kudusteki Mescidi Aksa idi Medine doneminde inen şu ayeti kerime ilk kıble, Mekke'deki Ka'bei Muazzama'ya cevrildi: Yuzunu Mescidi Haram tarafına cevir Siz de olduğunuz yerde, yuzunuzu onun tarafına dondurunuz(elBakara2144) Kabe, Mekke'deki bilinen binadan ibaret değildir Ancak bu binanın yerini ifade eder Nitekim bu kutsal yerin goklere kadar ust tarafı ve toprağın derinliklerine kadar alt tarafı kıble yonudur Bu yuzden Kabei Muazzamanın yanında veya icinde bulunanlar, bunun herhangi bir tarafına yonelerek namazlarını kılabilirler Cemaatle namazda imamın onune gecmemek şartıyla, cemaat Kabe'nin cevresinde halka olur ve hepsi imamla birlikte namaz kılarlar
Hz Peygamber (sas)'in Mekke fethedildiği gun, Kabe'ye bir kere girip icinde namaz kıldığı nakledilir Abdullah b Omer, Bilal (ra)'e, Allah elcisinin Kabe'ye girdiği zaman namaz kılıp kılmadığını sormuş, Bilal şu cevabı vermiştir: Evet Kabe'ye girince sol taraftaki iki direk arasında namaz kıldıktan sonra cıktı ve Kabe'nin yonune doğru iki rek'at namaz kıldı(Buhari, Salat, 30; Nesai, Menasik, 127; Darimi, Menasik, 43; Ahmed İbn Hanbel, II, 75, III, 410, VI, 12, 13, 14)
Kabei Muazzamadan uzakta bulunanların tam Kabe'ye yonelerek namaz kılmaları farz değildir, Kabe tarafına yonelmeleri farz olup, bu yeterlidir Hz Peygamber (sas); Doğu ile batı orası kıbledir' buyurmuştur Eğer kıblede Kabe'nin kendisine isabet ettirmek farz olsaydı, bir mescidde uzun bir safın sadece Kabe'nin hizasına rastlayan kısımdaki cemaatin namazlarının sahih olması, diğerlerinin ise sahih olmaması gerekirdi
5) Vakit:
Farz namazlar ile bunların sunnetleri, vitr, teravih ve bayram namazları icin vakit şarttır Farz namazlar; sabah, oğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarından ibarettir Cuma namazı da oğle namazı yerine gecer Namazın yukumluye gerekli olması ve kılındığında da gecerli sayılması kendisine bağlı olan namaz vakitlerini bilmeyi gerektirir Bu vakitler Kitap ve Sunnetle belirlenmiştir:
Sabah Namazının Vakti: İkinci fecrin doğmasından guneşin doğmasına kadar olan sure, sabah namazının vaktidir İkinci fecir; sabaha karşı doğu ufkunda yayılmaya başlayan bir aydınlıktan ibarettir Bununla sabah vakti girmiş, yatsı namazının vakti cıkmış ve oruc tutacaklar icin bu ibadet başlamış olur Bu yuzden buna fecri sadıkdenir Bunun karşıtı, birinci fecirdir Bu, doğu ufkunun ortasında yukseklere doğru, iki tarafı karanlık ve uzunlamasına bir hat şeklinde yayılan bir beyazlıktır Bu beyazlık kısa bir sure sonra kaybolur ve kendisini bir karanlık izler Bundan sonra ikinci fecir doğar Bu birinci fecre, sabahın gercekten girdiğini gostermemesi ve yalancı bir aydınlık olması yuzunden fecri kazibadı verilmiştir Bu fecir gece hukmundedir Bununla ne yatsı namazı cıkmış ve ne de sabah namazı vakti girmiş olmaz Oruc tutacakların bu sure icinde yiyip icmeleri de caizdir
Zira Hz Peygamber (sas) şoyle buyurmuştur: Fecir (şafak) iki tanedir Birincisi yemeyi icmeyi haram kılan ve kendisinde namaz kılmayı helal kılan fecirdir İkincisi ise, sabah namazını kılmak caiz olmayan, fakat yemek icmek helal olan fecri kazibtir(esSan'ani, SubulusSelam, 2 baskı, ty, I,115) Sabah namazının vakti ikinci fecrin doğmasından, guneşin doğuşuna kadardır
Oğle Namazının Vakti: Oğle vakti, guneşin gokyuzunde cıktığı en yuksek noktadan batıya doğru meyletmesiyle başlar ve her şeyin golgesinin bir misli uzamasına kadar devam eder Cisimlerin, guneş tam tepe noktada iken yere duşen golgesi (feyi zeval), bunun dışındadır Oğlenin bu vaktine asrı evveldenir Bu, EbU Yusuf, İmam Muhammed, Şafii, Malik ve Ahmed b Hanbel'in goruşudur EbU Hanife'ye gore ise, oğlenin vakti, feyi zeval dışında, cisimlerin golgesi, iki misli uzayıncaya kadar devam eder Bununla oğle namazı vakti cıkmış, ikindi vakti girmiş olur Buna asrı sanidenir
Hac farizasını yerine getirmek icin dunyanın her tarafından Mekke ye gelen muslumanlar, namazlarını Haremi Şerifte kılmaya ozen gosterirler
Cisimlerin golgesinin mislini hesaplamada, zeval vaktinde bu cisimlerin sahip oldukları golge, uzunluğu itibar etmede uzayan golgeye ilave edilir
Coğunluk fakihlerin delili şu hadistir: Cebrail aleyhisselam, Hz Peygamber'e namaz vakitlerini oğretirken, ikinci gun her şeyin golgesi bir misli olduğu zaman oğle namazını kıldırmıştır
EbU Hanife'nin delili ise, Hz Peygamber'in şu hadisidir: Oğle namazını hava serinlediği zaman kılınız Cunku oğle vaktindeki sıcaklığın şiddeti, cehennemin sıcaklığını andırırArabistan yoresinde sıcağın en şiddetli olduğu zaman, her şeyin golgesinin bir misli olduğu zamandır Bu yuzden oğleyi yazın serine bırakmak (ibrad) mustehap sayılmıştır
Cuma namazının vakti de, tam oğle namazının vakti gibidir
İkindi Namazının Vakti : Vakti: İkindi vakti, oğle vaktinin cıktığı andan itibaren başlar ve guneşin batması ile son bulur İkindi vakti; coğunluk muctehidlere gore, her şeyin golgesinin bir misli, EbU Hanife'ye gore ise, iki misli olduğu andan itibaren başlar ve ittifakla guneşin battığı zamana kadar devam eder Zira Hz Peygamber (sas) şoyle buyurmuştur: Guneş batmadan once, ikindi namazından bir rekata yetişen kimse, ikindi namazına yetişmiştir
Coğunluk muctehidlere gore, ikindi namazını guneşin sararma vaktine kadar geciktirmek mekruhtur Cunku Resulullah (sas) şoyle buyurmuştur: Bu vakitte kılınan namaz munafıkların namazıdır Munafık oturup guneşi bekler Guneş şeytanın iki boynuzu arasına girdiği (batmaya yuz tuttuğu) zaman, cabuk olarak ikindiyi dort rekat kılar, Allah'ı cok az anar
İslam alimlerinin buyuk coğunluğuna gore Kur'anı Kerim'de sozu edilen orta namaz, ikindi namazıdır Delil, Hz Aişe (ranha)'nin naklettiği şu hadistir: Hz Peygamber (sas); Namazlara devam edin, orta namaza da devam edin(elBakara, 2238) ayetini okudu orta namaz ise ikindi namazıdırbuyurdu (EbU DavUd Salat, 5; İbn Hanbel, V, 8; İbn Kesir, Muhtasaru Tefsiri İbn Kesir thk M Ali esSabUni, Beyrut 1981, I, 218) İkindi namazına orta namazdenmesi iki adet geceye ait, iki adet de gunduze ait namazın arasında bulunması yuzundendir
Akşam Namazının Vakti: Akşam namazının vakti, guneş yuvarlağının tam olarak batmasıyla başlar ve şafağın kaybolması ile sona erer EbU Hanife'ye gore, şafak, akşamleyin batı ufkundaki kızartıdan sonra meydana gelen beyazlıktır EbU Yusuf, İmam Muhammed ve Hanefiler dışındaki diğer uc mezhep ile EbU Hanife'den başka bir rivayete gore ise şafak, ufukta meydana gelen kızıllıktan ibarettir Bu kızıllık gidince, akşam namazının vakti cıkmış olur Delil, İbn Omer'in; Şafak, ufuktaki kırmızılıktır(esSan'ani, SUbUtusSelam, I, 106) sozudur Hanefilerde fetvaya esas olan goruş EbU Yusuf ve İmam Muhammed'in goruşudur
Yatsı Namazının Vakti: Yatsının vakti, kırmızı şafağın kaybolduğu andan itibaren başlar ve ikinci fecrin doğmasına kadar devam eder İkinci fecir doğunca yatsının vakti cıkmış olur Delil, İbn Omer (ra)'den rivayet edilen şu hadistir: Şafak kırmızılıktır Şafak kaybolunca namaz kılmak farz olur(esSanani, age, I,114) Başka bir delil, EbU Katade hadisidir: Uyku halinde kusur yoktur Kusur ancak, diğer namazın vakti gelinceye kadar namazı kılmayandadır(Muslim, Mesacid, 311)
Yatsı namazını gecenin ucte birine kadar geciktirmek mustehaptır Gecenin yarısına kadar geciktirmek mubah, bir ozur bulunmadıkca ikinci fecre kadar geciktirmek ise mekruhtur Cunku bu durumda namazı kacırmaktan korkulur
Vitir namazının vaktinin başlangıcı, yatsı namazından sonradır Vitrin sonu ise, ikinci fecrin doğmasından biraz onceye kadardır
Vitir namazını, uyanacağından emin olmayan kimse icin uyumadan once kılmak, uyanacağından emin olan kimse icin ise, gecenin sonuna kadar geciktirmek daha faziletlidir
Teravih namazının vakti, tercih edilen goruşe gore, yatsı namazından sonradır, sabah namazının vaktine kadar devam eder Teravih, vitir namazından once de, sonra da kılınabilir Ancak yatsı namazı kılınmadan once teravih namazı kılınsa, iadesi gerekir Bayram namazlarının vakti, guneş doğup, kerahet vakti cıktıktan sonra başlar, guneşin gokyuzunde en yuksek noktaya cıkışına (istiva) kadar devam eder Ramazan bayramı namazı, bir ozur sebebiyle birinci gun istiva zamanından once kılınamazsa, ikinci gun istiva zamanına kadar kılınır, artık ozur bulunmasa da ucuncu gun kılınamaz Kurban bayramı namazı ise, bir ozur sebebiyle, birinci gun kılınamazsa ikinci gun kılınır İkinci gun de bir ozur sebebiyle kılınamazsa ucuncu gun istiva zamanına kadar kılınır Bu namazları bir ozur bulunmaksızın boyle ikinci veya ucuncu gune bırakmak ise cirkin bir ameldir Bu bayram namazları, istiva zamanından veya zeval vaktinden sonra ise hic bir halde kılınamaz Kazaları da caiz değildir (namaz vakitleri icin bk İbnulHumam, FethulKadir, I, 151160; İbn Abidin, ReddulMuhtar, I, 321342; elMeydani, elLubab, I, 5962; eşŞirazi, elMUhezzeb, I, 5154; İbn Kudame, elMuğni, I, 370395; ezZuhayli, age, I, 506 vd)
6) Kutuplarda Namaz Vakitleri:
Bu konuda iki goruş vardır a Vakit, namazın bir şartı olduğu gibi, farz olmasının da sebebidir Bu yuzden bir yerde, namaz vakitlerinden bir veya ikisi gercekleşmezse, o vakitlere ait namazlar, o yer halkına farz olmamış olur
Mesela, bazı yerlerde, yılın bir mevsiminde daha akşam namazının vakti cıkmadan sabahın ikinci fecri doğarak sabah namazının vakti girmektedir Artık bu gibi yerlerde yatsı namazı duşmuş olur Bu konuda, abdest organlarından bir veya ikisini kaybeden kimsenin bu organları yıkama yukumluluğunun duşmesine kıyas yapılarak namazın da duşeceğine fetva verilmiştir
b Araştırmacı bazı fakihlere gore, bu gibi yerlerdeki muslumanlar da beş vakit namazla yukumludurler Bulundukları yerde bu namazlardan herhangi birinin vakti gercekleşmezse, o namazı kaza olarak kılarlar veya o beldeye en yakın olup, beş vakit namazların vakitleri tam olarak gercekleşen beldenin vakitlerine gore, takdir ederek namazları edaya calışırlar Her ne kadar vakit, namazın bir şartı ve bir sebebi ise de, namazın asıl sebebi Allah'ın emri oluşudur Bu yuzden butun muslumanlar, bu beş vakit namazı kılmakla yukumludurler
İmam Şafii'nin goruşu de bu şekilde olup, ihtiyata uygun olan da budur
Guneşin uzun sure doğmadığı veya batmadığı kutup bolgeleri ve yakınlarında da yukarıdaki esaslara gore amel edilir Bu gibi yerlerde yaşayan muslumanların, oruc ve zekatları konusunda da bu şekilde bir takdir uygun duşer (İki namazı bir vakitte kılmak icin bk Cem'i Takdim ve Cem'i Tehirmad)
Namazın Şartları
Namazın gecerli olması icin bazı şartların ve rukunlerin bulunması gereklidir Şart, sozlukte alamet demektir Bir terim olarak şart; varlığı kendisinin varlığına bağlı bulunan, fakat onun gercek varlığından ve mahiyetinden ayrı olan şeydir Rukun ise, sozlukte; en kuvvetli taraf demektir Bir terim olarak rukun; bir şeyin varlığı kendisine bağlı bulunan ve o şeyin esas unsur ve parcalarını teşkil eden esaslardır Şer'i hukum olarak şart ve rukne farz vasfı verilir Bunların her ikisi de farzdır Bu yuzden bazı fakihler bu konuya namazın farzlarıbaşlığını koymuşlardır Bir de namazın farz olmasının şartları vardır Bunlar musluman olmak, buluğ cağına ulaşmak ve akıllı olmak uzere uc tanedir
Namazın farzları on ikidir Bunlardan altısı daha namaza başlamadan bulunması gereken farzlar olup şunlardır:
1) Hadesten temizlenme 2) Necasetten temizlenme, 3) Avret yerini ortmek, 4) Kıbleye yonelmek, 5 ) Vakit, 6) Niyet Bunlara, namazın şartlarıdenir
Diğer altısı da namaza başladıktan sonra bulunması gereken farzlar olup şunlardır: 1) İftitah tekbiri, 2) Kıyam, 3) Kıraat, 4) RukU, 5) SucUd, 6) Son oturuşta etTehiyyatuyu okuyacak kadar bir sure oturmak Bunlara da namazın rukunleridenir Bunlardan başka ta'dili erkan ve namazdan kendi isteği ile cıkmak gibi başka rukunler de vardır İleride bunları acıklayacağız
Burada, once namazın şartları uzerinde duracağız:
1) Hadesten Temizlenme:
Abdestsizlik, cunupluk, hayız veya lohusa hallerinde bulunmaya hades halidenir Abdestsizlik kucuk hades, diğerleri buyuk hadestir Kucuk veya buyuk hadeslerden temizlenmek abdest almak, yıkanmak veya teyemmum etmekle olur Allah Teala şoyle buyurur: Ey iman edenler! Namaza kalktığınız zaman yuzlerinizi, dirseklerle birlikte ellerinizi yıkayın Başınızın bir bolumunu meshedin Topuklarla birlikte ayaklarınızı da (yıkayın) Eğer cunup iseniz iyice temizlenin (elMaide, 56)
Hz Peygamber de şoyle buyurmuştur: Abdest bozan kimse, abdest almadıkca Allah Teala sizden birinizin namazını kabul etmez
Allah Teala temizlenilmeksizin hic bir namazı kabul etmez
Farz, vacib, sunnet veya nafile tam namaz veya tilavet yahut şukur secdesi gibi eksik namaz icin hadesten temizlenmiş olmak şarttır Abdestsiz kılınacak bir namaz sahih olmaz
Namaz kılarken herhangi bir sebeple abdest bozulsa, namaz da bozulmuş olur Hz Peygamber (sas) şoyle buyurmuştur: Sizden birisi, namazda yellendiği zaman, namazdan ayrılıp abdest alsın ve namazını iade etsin (EbU DavUd, Tahare, 81, Salat, 187; Tirmizi, Racia, 12)
Hadesten temizlenme, namazın diğer şartları gibi sıhhat şartlarındandır
2) Necasetten Temizlenme:
Namazdan once bedende, elbisede veya namaz kılınacak yerde bulunan pisliği temizlemek gerekir Bu temizlik namazın gecerli olması icin on şarttır Elbisede ve namaz kılınan yerde, ayak, el ve dizler ile sağlam goruşe gore alnın konulacağı yerde dort gramdan (1 miskal) fazla insan dışkısı gibi katı yahut avuc icinden daha geniş alana yayılan insan sidiği veya şarap gibi sıvı pisliğin bulunması namazın sıhhatine engel teşkil eder Eti yenen hayvanların veya atların sidiği ve dışkısı ise bulaştığı bedenin veya elbisenin dortte bir bolumunden az miktarı namaza engel olmaz, affedilmiş sayılır Bundan fazlasını ise, temizlemeye guc yetince namazın sıhhatine engel olur
Allah Teala; Elbiseni temizle(elMuddessir, 744) buyurmuştur İbn Sirin, bu temizlemenin elbisedeki pisliğin su ile temizlemek olduğunu soylemiştir Hz Peygamber Fatıma binti Ebi Hubeyş (ranha)'nın ozur kanının (istihaza) hukmunu sorması uzerine şu cevabı vermiştir:
Bu, kanama yapan bir damardır Ay başı değildir Adet zamanın geldiğinde, namazı bırak Adetin kadar bir sure gectikten sonra kanını yıka, guslet ve namaz kıl
Mescidin icinde kucuk abdest bozan bedevi icin Resulullah (sas);
Bu bedevinin işediği yere kova ile su dokun buyurmuştur
Yukarıdaki ayet elbiseyi temizlemenin, ilk hadis bedeni, ikinci hadis ise namaz kılınacak yeri temizlemenin farz olduğuna delalet eder
3) Avret Yerini Ortmek:
Avret sozlukte; eksiklik, kusur, duşmanın sızmasından korkulan zayıf mevzi, ortulmesi gereken yer ve kadın gibi anlamlara gelir Şer'i bir terim olarak; bakılması haram olup, ortulmesi farı bulunan uzuvlara avret yeridenir Hanefilere gore, insanların huzurunda avret yerinin ortulmesi icma ile farzdır Sağlam olan goruşe gore, tenhada ortmek de farzdır Bir kimse karanlık bir evde bile olsa, temiz elbisesi bulunduğu halde cıplak olarak namaz kılsa, bu namaz sahih olmaz (İbn Abidin, age, I, 375)
Yıkanma, tabii ihtiyac, taharetlenme gibi ihtiyaclar dışında, tenha bir yerde de bulunulsa, namazda veya namaz dışında avret yerlerinin ortulmesi farzdır Bunun delili Kitap ve Sunnettir Allah Teala şoyle buyurur: Ey Ademoğulları! Her mescide gelişinizde guzel elbiselerinizi giyerek gelin(elA'raf, 731) İbn Abbas (ra)'a gore; bundan kastedilen namazda giyilen temiz elbiselerdir
Hz Peygamber şoyle buyurur:
Allah Teala buluğa ermiş kadının namazını başortusuz kabul etmezEy Esma! Kadın buluğ cağına ulaşınca, onun şu ve şu uzuvlarından başkasının gorunmesi helal ve caiz olmaz Hz Peygamber bu sozleri soylerken, elleri ile yuzunu işaret etmişti
Erkeklerin avret yeri sayılan uzuvları; gobekleri altından dizleri altına kadar olan kısımdır Sağlam goruşe gore diz kapağı da uyluktan olup avret yeri sayılır Delil, Hz Peygamber'in şu hadisidir: Erkeğin avret yeri, gobeği ile diz kapağı arasıdır, Gobeğinden aşağısı diz kapaklarını gecinceye kadar olan kısımdır Başka bir delil de Darekutni'den rivayet edilen, Diz kapağı avret yerlerindendiranlamındaki zayıf hadistir
Hur kadınların yuzleriyle ellerinden başka, sarkan sacları dahil butun bedenleri avrettir Yuzleriyle elleri ise ne namazda, ne de bir fitne korkusu bulunmadıkca namaz dışında avret değildir Ayakları konusunda ise goruş ayrılığı vardır Daha sağlam gorulen goruşe gore, ayakları da avret değildir Cunku ayaklarla yolda yurume zarUreti vardır Ozellikle bunları ortmek yoksullar icin guctur Başka bir goruşe gore, bir kadının namazı, ayağının dortte biri nisbetinde acık bulunmasıyla bozulur, diğer bir goruşe gore ise, ayakları namaza gore avret yeri sayılmazsa da namaz dışında avret yeri sayılır Bu goruş ayrılığından kurtulmak icin ayakların ortulmesi daha uygun gorulmuştur Sağlam goruşe gore, hur kadınların kolları ile kulakları ve salıverilmiş sacları da avrettir
Allah Teala şoyle buyurmuştur:
Kadınlar, kendiliğinden gorunen dışında, ziynetlerini gostermesinler(enNUr, 2431) Bundan kastedilen ziynetlerin takıldığı yerlerdir Kadının kendiliğinden gorunen yerleri ise elleri ile yuzdur Hz Peygamber şoyle buyurmuştur: Kadın avrettir Dışarı cıktığı zaman şeytan ona gozunu diker(Tirmizi, Rada', 18) Diğer yandan Allah elcisi, Esma (ranha)'ya buluğ cağından sonra el ile yuz ve avuclarına işaret ederek, bu yerlerin dışındaki kısımların ortulmesini bildirmiştir Hz Aişe'den nakledilen; Allah Teala buluğ cağına ulaşan kadının namazını başortusuz kabul etmezhadisi de, sacları ortunme kapsamına almaktadır
Mustehcen avret yerleri olan on ve arka uzuvlar ile hafif avret yeri sayılan, bu iki yer dışındaki uzuvlardan birinin tamamı veya en az dortte biri acık bulunur ve bu durum kasıtsız olarak iki rukun eda edecek kadar devam ederse namaz bozulur Cunku bir şeyin dortte biri tamamı hukmundedir
Cildin rengini gosterecek derecede ince olan elbise ile avret yeri ortulmuş sayılmaz Bu yuzden derinin rengini belli edecek şekilde bulunan, dolayısıyla derinin beyazlığı veya kırmızılığı belli olan elbise ile namaz sahih olmaz Cunku bununla ortunme gercekleşmemektedir Eğer elbise kalın olmakla birlikte uzvu belli ederse ve hacmi ortaya koyarsa bu, zemmedilmiş olmakla birlikte namaz sahih olur Cunku bundan kacınmak mumkun değildir
4) Kıbleye Yonelmek:
Namazı kıbleye doğru yonelerek kılmak şarttır Mekke doneminde ve Medine doneminin ilk gunlerinde muslumanların kıblesi Kudusteki Mescidi Aksa idi Medine doneminde inen şu ayeti kerime ilk kıble, Mekke'deki Ka'bei Muazzama'ya cevrildi: Yuzunu Mescidi Haram tarafına cevir Siz de olduğunuz yerde, yuzunuzu onun tarafına dondurunuz(elBakara2144) Kabe, Mekke'deki bilinen binadan ibaret değildir Ancak bu binanın yerini ifade eder Nitekim bu kutsal yerin goklere kadar ust tarafı ve toprağın derinliklerine kadar alt tarafı kıble yonudur Bu yuzden Kabei Muazzamanın yanında veya icinde bulunanlar, bunun herhangi bir tarafına yonelerek namazlarını kılabilirler Cemaatle namazda imamın onune gecmemek şartıyla, cemaat Kabe'nin cevresinde halka olur ve hepsi imamla birlikte namaz kılarlar
Hz Peygamber (sas)'in Mekke fethedildiği gun, Kabe'ye bir kere girip icinde namaz kıldığı nakledilir Abdullah b Omer, Bilal (ra)'e, Allah elcisinin Kabe'ye girdiği zaman namaz kılıp kılmadığını sormuş, Bilal şu cevabı vermiştir: Evet Kabe'ye girince sol taraftaki iki direk arasında namaz kıldıktan sonra cıktı ve Kabe'nin yonune doğru iki rek'at namaz kıldı(Buhari, Salat, 30; Nesai, Menasik, 127; Darimi, Menasik, 43; Ahmed İbn Hanbel, II, 75, III, 410, VI, 12, 13, 14)
Kabei Muazzamadan uzakta bulunanların tam Kabe'ye yonelerek namaz kılmaları farz değildir, Kabe tarafına yonelmeleri farz olup, bu yeterlidir Hz Peygamber (sas); Doğu ile batı orası kıbledir' buyurmuştur Eğer kıblede Kabe'nin kendisine isabet ettirmek farz olsaydı, bir mescidde uzun bir safın sadece Kabe'nin hizasına rastlayan kısımdaki cemaatin namazlarının sahih olması, diğerlerinin ise sahih olmaması gerekirdi
5) Vakit:
Farz namazlar ile bunların sunnetleri, vitr, teravih ve bayram namazları icin vakit şarttır Farz namazlar; sabah, oğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarından ibarettir Cuma namazı da oğle namazı yerine gecer Namazın yukumluye gerekli olması ve kılındığında da gecerli sayılması kendisine bağlı olan namaz vakitlerini bilmeyi gerektirir Bu vakitler Kitap ve Sunnetle belirlenmiştir:
Sabah Namazının Vakti: İkinci fecrin doğmasından guneşin doğmasına kadar olan sure, sabah namazının vaktidir İkinci fecir; sabaha karşı doğu ufkunda yayılmaya başlayan bir aydınlıktan ibarettir Bununla sabah vakti girmiş, yatsı namazının vakti cıkmış ve oruc tutacaklar icin bu ibadet başlamış olur Bu yuzden buna fecri sadıkdenir Bunun karşıtı, birinci fecirdir Bu, doğu ufkunun ortasında yukseklere doğru, iki tarafı karanlık ve uzunlamasına bir hat şeklinde yayılan bir beyazlıktır Bu beyazlık kısa bir sure sonra kaybolur ve kendisini bir karanlık izler Bundan sonra ikinci fecir doğar Bu birinci fecre, sabahın gercekten girdiğini gostermemesi ve yalancı bir aydınlık olması yuzunden fecri kazibadı verilmiştir Bu fecir gece hukmundedir Bununla ne yatsı namazı cıkmış ve ne de sabah namazı vakti girmiş olmaz Oruc tutacakların bu sure icinde yiyip icmeleri de caizdir
Zira Hz Peygamber (sas) şoyle buyurmuştur: Fecir (şafak) iki tanedir Birincisi yemeyi icmeyi haram kılan ve kendisinde namaz kılmayı helal kılan fecirdir İkincisi ise, sabah namazını kılmak caiz olmayan, fakat yemek icmek helal olan fecri kazibtir(esSan'ani, SubulusSelam, 2 baskı, ty, I,115) Sabah namazının vakti ikinci fecrin doğmasından, guneşin doğuşuna kadardır
Oğle Namazının Vakti: Oğle vakti, guneşin gokyuzunde cıktığı en yuksek noktadan batıya doğru meyletmesiyle başlar ve her şeyin golgesinin bir misli uzamasına kadar devam eder Cisimlerin, guneş tam tepe noktada iken yere duşen golgesi (feyi zeval), bunun dışındadır Oğlenin bu vaktine asrı evveldenir Bu, EbU Yusuf, İmam Muhammed, Şafii, Malik ve Ahmed b Hanbel'in goruşudur EbU Hanife'ye gore ise, oğlenin vakti, feyi zeval dışında, cisimlerin golgesi, iki misli uzayıncaya kadar devam eder Bununla oğle namazı vakti cıkmış, ikindi vakti girmiş olur Buna asrı sanidenir
Hac farizasını yerine getirmek icin dunyanın her tarafından Mekke ye gelen muslumanlar, namazlarını Haremi Şerifte kılmaya ozen gosterirler
Cisimlerin golgesinin mislini hesaplamada, zeval vaktinde bu cisimlerin sahip oldukları golge, uzunluğu itibar etmede uzayan golgeye ilave edilir
Coğunluk fakihlerin delili şu hadistir: Cebrail aleyhisselam, Hz Peygamber'e namaz vakitlerini oğretirken, ikinci gun her şeyin golgesi bir misli olduğu zaman oğle namazını kıldırmıştır
EbU Hanife'nin delili ise, Hz Peygamber'in şu hadisidir: Oğle namazını hava serinlediği zaman kılınız Cunku oğle vaktindeki sıcaklığın şiddeti, cehennemin sıcaklığını andırırArabistan yoresinde sıcağın en şiddetli olduğu zaman, her şeyin golgesinin bir misli olduğu zamandır Bu yuzden oğleyi yazın serine bırakmak (ibrad) mustehap sayılmıştır
Cuma namazının vakti de, tam oğle namazının vakti gibidir
İkindi Namazının Vakti : Vakti: İkindi vakti, oğle vaktinin cıktığı andan itibaren başlar ve guneşin batması ile son bulur İkindi vakti; coğunluk muctehidlere gore, her şeyin golgesinin bir misli, EbU Hanife'ye gore ise, iki misli olduğu andan itibaren başlar ve ittifakla guneşin battığı zamana kadar devam eder Zira Hz Peygamber (sas) şoyle buyurmuştur: Guneş batmadan once, ikindi namazından bir rekata yetişen kimse, ikindi namazına yetişmiştir
Coğunluk muctehidlere gore, ikindi namazını guneşin sararma vaktine kadar geciktirmek mekruhtur Cunku Resulullah (sas) şoyle buyurmuştur: Bu vakitte kılınan namaz munafıkların namazıdır Munafık oturup guneşi bekler Guneş şeytanın iki boynuzu arasına girdiği (batmaya yuz tuttuğu) zaman, cabuk olarak ikindiyi dort rekat kılar, Allah'ı cok az anar
İslam alimlerinin buyuk coğunluğuna gore Kur'anı Kerim'de sozu edilen orta namaz, ikindi namazıdır Delil, Hz Aişe (ranha)'nin naklettiği şu hadistir: Hz Peygamber (sas); Namazlara devam edin, orta namaza da devam edin(elBakara, 2238) ayetini okudu orta namaz ise ikindi namazıdırbuyurdu (EbU DavUd Salat, 5; İbn Hanbel, V, 8; İbn Kesir, Muhtasaru Tefsiri İbn Kesir thk M Ali esSabUni, Beyrut 1981, I, 218) İkindi namazına orta namazdenmesi iki adet geceye ait, iki adet de gunduze ait namazın arasında bulunması yuzundendir
Akşam Namazının Vakti: Akşam namazının vakti, guneş yuvarlağının tam olarak batmasıyla başlar ve şafağın kaybolması ile sona erer EbU Hanife'ye gore, şafak, akşamleyin batı ufkundaki kızartıdan sonra meydana gelen beyazlıktır EbU Yusuf, İmam Muhammed ve Hanefiler dışındaki diğer uc mezhep ile EbU Hanife'den başka bir rivayete gore ise şafak, ufukta meydana gelen kızıllıktan ibarettir Bu kızıllık gidince, akşam namazının vakti cıkmış olur Delil, İbn Omer'in; Şafak, ufuktaki kırmızılıktır(esSan'ani, SUbUtusSelam, I, 106) sozudur Hanefilerde fetvaya esas olan goruş EbU Yusuf ve İmam Muhammed'in goruşudur
Yatsı Namazının Vakti: Yatsının vakti, kırmızı şafağın kaybolduğu andan itibaren başlar ve ikinci fecrin doğmasına kadar devam eder İkinci fecir doğunca yatsının vakti cıkmış olur Delil, İbn Omer (ra)'den rivayet edilen şu hadistir: Şafak kırmızılıktır Şafak kaybolunca namaz kılmak farz olur(esSanani, age, I,114) Başka bir delil, EbU Katade hadisidir: Uyku halinde kusur yoktur Kusur ancak, diğer namazın vakti gelinceye kadar namazı kılmayandadır(Muslim, Mesacid, 311)
Yatsı namazını gecenin ucte birine kadar geciktirmek mustehaptır Gecenin yarısına kadar geciktirmek mubah, bir ozur bulunmadıkca ikinci fecre kadar geciktirmek ise mekruhtur Cunku bu durumda namazı kacırmaktan korkulur
Vitir namazının vaktinin başlangıcı, yatsı namazından sonradır Vitrin sonu ise, ikinci fecrin doğmasından biraz onceye kadardır
Vitir namazını, uyanacağından emin olmayan kimse icin uyumadan once kılmak, uyanacağından emin olan kimse icin ise, gecenin sonuna kadar geciktirmek daha faziletlidir
Teravih namazının vakti, tercih edilen goruşe gore, yatsı namazından sonradır, sabah namazının vaktine kadar devam eder Teravih, vitir namazından once de, sonra da kılınabilir Ancak yatsı namazı kılınmadan once teravih namazı kılınsa, iadesi gerekir Bayram namazlarının vakti, guneş doğup, kerahet vakti cıktıktan sonra başlar, guneşin gokyuzunde en yuksek noktaya cıkışına (istiva) kadar devam eder Ramazan bayramı namazı, bir ozur sebebiyle birinci gun istiva zamanından once kılınamazsa, ikinci gun istiva zamanına kadar kılınır, artık ozur bulunmasa da ucuncu gun kılınamaz Kurban bayramı namazı ise, bir ozur sebebiyle, birinci gun kılınamazsa ikinci gun kılınır İkinci gun de bir ozur sebebiyle kılınamazsa ucuncu gun istiva zamanına kadar kılınır Bu namazları bir ozur bulunmaksızın boyle ikinci veya ucuncu gune bırakmak ise cirkin bir ameldir Bu bayram namazları, istiva zamanından veya zeval vaktinden sonra ise hic bir halde kılınamaz Kazaları da caiz değildir (namaz vakitleri icin bk İbnulHumam, FethulKadir, I, 151160; İbn Abidin, ReddulMuhtar, I, 321342; elMeydani, elLubab, I, 5962; eşŞirazi, elMUhezzeb, I, 5154; İbn Kudame, elMuğni, I, 370395; ezZuhayli, age, I, 506 vd)
6) Kutuplarda Namaz Vakitleri:
Bu konuda iki goruş vardır a Vakit, namazın bir şartı olduğu gibi, farz olmasının da sebebidir Bu yuzden bir yerde, namaz vakitlerinden bir veya ikisi gercekleşmezse, o vakitlere ait namazlar, o yer halkına farz olmamış olur
Mesela, bazı yerlerde, yılın bir mevsiminde daha akşam namazının vakti cıkmadan sabahın ikinci fecri doğarak sabah namazının vakti girmektedir Artık bu gibi yerlerde yatsı namazı duşmuş olur Bu konuda, abdest organlarından bir veya ikisini kaybeden kimsenin bu organları yıkama yukumluluğunun duşmesine kıyas yapılarak namazın da duşeceğine fetva verilmiştir
b Araştırmacı bazı fakihlere gore, bu gibi yerlerdeki muslumanlar da beş vakit namazla yukumludurler Bulundukları yerde bu namazlardan herhangi birinin vakti gercekleşmezse, o namazı kaza olarak kılarlar veya o beldeye en yakın olup, beş vakit namazların vakitleri tam olarak gercekleşen beldenin vakitlerine gore, takdir ederek namazları edaya calışırlar Her ne kadar vakit, namazın bir şartı ve bir sebebi ise de, namazın asıl sebebi Allah'ın emri oluşudur Bu yuzden butun muslumanlar, bu beş vakit namazı kılmakla yukumludurler
İmam Şafii'nin goruşu de bu şekilde olup, ihtiyata uygun olan da budur
Guneşin uzun sure doğmadığı veya batmadığı kutup bolgeleri ve yakınlarında da yukarıdaki esaslara gore amel edilir Bu gibi yerlerde yaşayan muslumanların, oruc ve zekatları konusunda da bu şekilde bir takdir uygun duşer (İki namazı bir vakitte kılmak icin bk Cem'i Takdim ve Cem'i Tehirmad)