Tıbbı karşılığı osteoartrit olan kireçlenme, sıklığı yaşla birlikte artan, eklem kıkırdağının lokal kaybıyla
bilikte eklem kenarlarında meydana gelen kemik değişiklikleridir. Klinik olarak temel yakınma, ağrı ve
tutukluktur.
Kireçlenme tüm dünyada nüfusun yaşlanmasıyla beraber artmakta ve özellikle yaşamın ikinci yarısında
önemli ölçüde yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir.
Kireçlenmenin tanımlanmasında düz grafi gibi radyolojik görüntüler önemli yer tutmaktadır.
Kireçlenme eklem aralığında daralma, yeni kemik çıkıntıların oluşması, kist sık karşılaşılan radyolojik görüntülerdir.
Kireçlenme nedir? Risk faktörleri nelerdir?
Kireçlenmede bireysel risk etkenleri, hastalığa yatkınlığı artırmak ve eklemlerde anormal biyomekanik
yüklenmeye neden olmak şeklinde iki temel mekanizma üzeride etkili olurlar.
Yaş-cinsiyet- ırk: Yaş her iki cins için de en güçlü risk etmenlerinin başında gelir. Diz kireçlenmesi
kadınlarda daha sık görülürken, kalça kireçlenmesi erkeklerde daha sıktır.
Genetik: Kireçlenmede genetiğin etkisinin %50-65 düzeyinde olduğunu ve genetik etkinin el ve kalça
kireçlenmesinde, diz kireçlenmesinden daha belirgindir.
Obesite: Kilolu olmak, kadınlarda daha belirgin olmak üzere her iki cinste diz kireçlenmesinin hem
oluşumu hem de seyri açısından önemli bir risk etkenidir. Kalça kireçlenmesinde bu ilişki diz eklemi
kadar güçlü değildir. Obesite kireçlenme ilişkisinde mekanik yüklenmenin artışı temel mekanizma
olarak düşünülmektedir.
Yaralanma: Büyük travmalar ve eklemleri zorlayan tekrarlayan hareketler kireçlenme gelişimi
açısından zemin hazırlar. Ayak bileği ve dirsek gibi kireçlenmeden nadiren etkilenen eklemlerde
kireçlenme genellikle yaralanma sonrası olmaktadır. Çiftçilerde kalça, madencilerde bel ve diz
kireçlenmeleri daha sık görülür.
Kireçlenme nedir? Bulguları nelerdir?
Kireçlenmeye bağlı bulguların ortaya çıkması 40 yaşında önce nadirdir. Bulguların sıklığı ve şiddeti
yaşla beraber artmaktadır. Ağrı kireçlenmenin ana semptomudur. Derinde ve sızı şeklinde tanımlanır.
Hava durumu ve günlük yaşamda zorlamaya bağlı olarak azalıp artabilir. Hastalık ilerledikçe minimal
bir hareketle ve hatta istirahatle bile ağrı artmaya başlar. Ağrı vakalarda hasta ağrı nedeniyle uykudan
uyanmaya başlar. Sertlik sık görülen bir bulgu olup, daha çok sabahları ve belli bir süre hareketsizliği
takiben ortaya çıkar. Şişlik ve eklemlerde şekil değişikliği olabilir. El kireçlenmesinde kavrama
yetersizliği, omuz kireçlenmesinde giyinme zorluğu, kalça ve diz kireçlenmesinde ağrılı yürüme ve
yürüme mesafesinde azalma ve çobuk yorulma görülebilir.
Diz kireçlenmesi görülme sıklığı açısından omurga ve kalça kireçlenmesinden sonra üçüncü sırada yer
alır. hastalar klinik olarak iki katergoride incelenebilir. Birinci kategoride hasta sıklıkla genç ve
erkektir. Önceden geçirilmiş bir zedenlenme veya menisküs ameliyatına bağlı olarak dizde kireçlenme
saptanır. İkinci katergoride ise hasta orta yaş ve üstünde olup sılıkla kadındır. Dize ilavetan diğer
eklemde de tutulum vardır. Hastalar ağrının hareketle artıp istirahatle azaldığını belirtirler. Özellikle
yürüme ve merdiven inip çıkma sırasında ağrı artar.Eklemin çeşitli yerlerinde hassasiyet saptanır. Diz kireçlenmesi hastanı aktivitelerini önemli ölçüde kısıtlayabilir.
Muayenede diz eklemindeki oluşan osteofitler (kemik çıkıntıları) düzensiz ve sert şişlikler şeklinde
palpe edilirler. Diz eklem hareketinde kısıtlanma meydana gelebilir. Hastalığın ileri döneminde uyluk
ön yüzünde bulunan adelede erime olabilir. Diz yan bağlarının gevşemesine bağlı dizin normal
mekanik yapısı bozularak dizde deformiteler olur. Sıklıkla varus deformitesi yani 'O' bacak olur.
bilikte eklem kenarlarında meydana gelen kemik değişiklikleridir. Klinik olarak temel yakınma, ağrı ve
tutukluktur.
Kireçlenme tüm dünyada nüfusun yaşlanmasıyla beraber artmakta ve özellikle yaşamın ikinci yarısında
önemli ölçüde yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir.
Kireçlenmenin tanımlanmasında düz grafi gibi radyolojik görüntüler önemli yer tutmaktadır.
Kireçlenme eklem aralığında daralma, yeni kemik çıkıntıların oluşması, kist sık karşılaşılan radyolojik görüntülerdir.
Kireçlenme nedir? Risk faktörleri nelerdir?
Kireçlenmede bireysel risk etkenleri, hastalığa yatkınlığı artırmak ve eklemlerde anormal biyomekanik
yüklenmeye neden olmak şeklinde iki temel mekanizma üzeride etkili olurlar.
Yaş-cinsiyet- ırk: Yaş her iki cins için de en güçlü risk etmenlerinin başında gelir. Diz kireçlenmesi
kadınlarda daha sık görülürken, kalça kireçlenmesi erkeklerde daha sıktır.
Genetik: Kireçlenmede genetiğin etkisinin %50-65 düzeyinde olduğunu ve genetik etkinin el ve kalça
kireçlenmesinde, diz kireçlenmesinden daha belirgindir.
Obesite: Kilolu olmak, kadınlarda daha belirgin olmak üzere her iki cinste diz kireçlenmesinin hem
oluşumu hem de seyri açısından önemli bir risk etkenidir. Kalça kireçlenmesinde bu ilişki diz eklemi
kadar güçlü değildir. Obesite kireçlenme ilişkisinde mekanik yüklenmenin artışı temel mekanizma
olarak düşünülmektedir.
Yaralanma: Büyük travmalar ve eklemleri zorlayan tekrarlayan hareketler kireçlenme gelişimi
açısından zemin hazırlar. Ayak bileği ve dirsek gibi kireçlenmeden nadiren etkilenen eklemlerde
kireçlenme genellikle yaralanma sonrası olmaktadır. Çiftçilerde kalça, madencilerde bel ve diz
kireçlenmeleri daha sık görülür.
Kireçlenme nedir? Bulguları nelerdir?
Kireçlenmeye bağlı bulguların ortaya çıkması 40 yaşında önce nadirdir. Bulguların sıklığı ve şiddeti
yaşla beraber artmaktadır. Ağrı kireçlenmenin ana semptomudur. Derinde ve sızı şeklinde tanımlanır.
Hava durumu ve günlük yaşamda zorlamaya bağlı olarak azalıp artabilir. Hastalık ilerledikçe minimal
bir hareketle ve hatta istirahatle bile ağrı artmaya başlar. Ağrı vakalarda hasta ağrı nedeniyle uykudan
uyanmaya başlar. Sertlik sık görülen bir bulgu olup, daha çok sabahları ve belli bir süre hareketsizliği
takiben ortaya çıkar. Şişlik ve eklemlerde şekil değişikliği olabilir. El kireçlenmesinde kavrama
yetersizliği, omuz kireçlenmesinde giyinme zorluğu, kalça ve diz kireçlenmesinde ağrılı yürüme ve
yürüme mesafesinde azalma ve çobuk yorulma görülebilir.
Diz kireçlenmesi görülme sıklığı açısından omurga ve kalça kireçlenmesinden sonra üçüncü sırada yer
alır. hastalar klinik olarak iki katergoride incelenebilir. Birinci kategoride hasta sıklıkla genç ve
erkektir. Önceden geçirilmiş bir zedenlenme veya menisküs ameliyatına bağlı olarak dizde kireçlenme
saptanır. İkinci katergoride ise hasta orta yaş ve üstünde olup sılıkla kadındır. Dize ilavetan diğer
eklemde de tutulum vardır. Hastalar ağrının hareketle artıp istirahatle azaldığını belirtirler. Özellikle
yürüme ve merdiven inip çıkma sırasında ağrı artar.Eklemin çeşitli yerlerinde hassasiyet saptanır. Diz kireçlenmesi hastanı aktivitelerini önemli ölçüde kısıtlayabilir.
Muayenede diz eklemindeki oluşan osteofitler (kemik çıkıntıları) düzensiz ve sert şişlikler şeklinde
palpe edilirler. Diz eklem hareketinde kısıtlanma meydana gelebilir. Hastalığın ileri döneminde uyluk
ön yüzünde bulunan adelede erime olabilir. Diz yan bağlarının gevşemesine bağlı dizin normal
mekanik yapısı bozularak dizde deformiteler olur. Sıklıkla varus deformitesi yani 'O' bacak olur.