Hareket etmenin ve özellikle su tüketiminin azaldığı, gecelerin ise iyice uzadığı kış mevsiminde akşam atıştırmalarının da sıklaşmasıyla obezite kapıda bekleyen sinsi hastalıklar arasında yerini alıyor.
Kış mevsimini daha çok seviyor!
Mevsim değişikliğine bağlı sıcaklık düşüşleriağırlık artışının başlıca nedenleri arasında yer alıyor. Sıcaklıklar düştüğü için vücut bir savunma mekanizması oluşturuyor ve vücudu sıcak tutmak için yağ dokusunu artırma eğilimine gidiyor. Fazladan alınan karbonhidratlar ise vücutta yağ olarak depolanıyor. Özellikle şekerli besinler tüketildiğinde kan şekeri hızlı bir şekilde yükseldiğinden vücut ısısı aniden artıyor. Bu nedenle sıcaklıklar düştüğünde insanların şeker ve şekerli besinleri tüketiminin arttığı ve buna bağlı olarak kilo artışı görülüyor.
Bağışıklık sistemini korumak için yenen yüksek kalorili besinlerin alımı: Genellikle kışın hastalıklardan korunmak için pekmez ve bal tüketimi artar. Bu besinler bağışıklık sistemini güçlendirmelerin yanında; yüksek kalori içerirler. Fazla tüketildiklerinde günlük alınan enerji artacağından, ağırlık artışlarına sebep olurlar. Dikkatli ve ölçülü tüketilmelidirler.
Uyku düzensizlikleri ve geç saatlerde uyumak: Uykusuz kalmak, geceleri geç saatlerde uyumak besin tüketimini artırmaktadır. Özellikle uykusuzluk durumunda açlık hormonu dediğimiz ghrelin, tokluk hormonu dediğimiz leptin hormonunun etkileri değişir. Leptin hormonu uykusuz kalmış bir bedende çok düşüktür. Ghrelin hormonu ise tam tersine uykusuz kalmış yorgun bir bedende çok yüksektir. Uykumuzu alamadığımız günlerde sürekli yemek yeme ihtiyacında oluşumuzun ve çok fazla karbonhidrat içeren besinlere olan iştahımızın artmasının sebebi budur. Uyku saatlerimizi düzene sokarak, 7 saatlik kaliteli bir uyku ile Leptin ve Ghrelin hormonlarını dengeleyerek, özellikle geceleri fazla kalori alımının önüne geçilebilir.
Ev ziyaretleri, misafirlikler, evde fazla vakit geçirmek: Kışın insanların sosyal aktiviteleri, dışarıda geçirdikleri süre yaz aylarına göre az olduğundan, daha fazla kapalı alanda vakit geçirildiğinden genellikle şekerli ya da karbonhidrat içeren besinlerin tüketimini daha da artmaktadır. Dışarıda yenilen yemeklerde veya atıştırmalıklarda sağlıklı olanların tercih edilmesi, ızgara veya fırın yemekleri yenmesi, misafirliklerde ise çay saatlerinin ağırlıklı salatalardan hazırlanması, tam tahıllı ürünler kullanılması gerekmektedir.
Kışın depresyonun daha fazla görülmesi: Yapılan araştırmalar kışın insanların daha fazla depresyona girdiği bu nedenle de mutlu olmak için daha fazla şekerli ve yüksek karbonhidrat içeren besinler tükettiğini göstermektedir. Karbonhidrat içeren besinler serotonin hormonunun salgılanmasını artırarak sizi mutlu etse de kısa bir süre sonra şekeri düşürüp daha yoğun bir mutsuzluk hissine sebep olurlar. Daha yoğun mutsuzluk hisseden kişi ise, daha çok şekerli gıda tüketerek kendini bir kısır döngüye sokar ki bu da nihayetinde kilo aldırır, pişmanlık hissi getirir ve yaz ayları başladığında kişiyi kilolu olma gibi bir sorunla karşı karşıya bırakır.
Kışın Obeziteden korunmak için;
Yeterli ve dengeli beslenme mutlaka sağlanmalıdır. Süt ve süt ürünlerinden, et, yumurta, kurubaklagil grubundan, sebze ve yağlardan, ekmek ve tahıl grubundan vücudun ihtiyacı olduğu kadar tüketin.
Su tüketimini artırmak için suyun içine aroma olsun diye mandalina, limon, taze nane, tarçın, karanfil gibi besinler atılabilir. En az hergün 8-10 bardak su tüketin.
En az 3 ana öğün, en az 2 ara öğün yapın
Kan şekerini dengede tutup açlık oluşmaması için proteinli yiyeceklerle karbonhidratlı yiyecekleri karışık tüketin. Meyvelerin yanında mutlaka süt, yoğurt, ayran, badem, fındık, ceviziçi olsun.
Gece evde otururken sağlıklı atıştırmalıkları tercih edin.
Egzersizi ihmal etmeyin. Gün içerisinde yapacağınız 30 dakikalık orta tempolu yürüyüşler yeterli olacaktır. Hızlı yemek yemeyin. Lokmalar arasında mutlaka çatalınızı bırakın. Beyne tokluk sinyalinin 20 dakikada gittiğini unutmayın.
Kışın ara öğünler ve atıştırmalıklar için öneriler
Meyveler: Ara öğün tercihlerinizi taze ve kuru meyvelerden yapabilirsiniz. Özellikle kış aylarında meyveler lif içeriğinin fazla olması nedeni ile hem sindirim sisteminizi düzenler hem de uzun süreli tok kalmanızı sağlar. Kış aylarının incisi vitamin deposu portakal, mandalina, kivi, greyfurt, antioksidan içeriği yüksek nar ise bağışıklık sisteminizi güçlendirir, bağırsak hareketlerinizi artırır. Kuru meyvelerin hem tüketimi pratiktir hem de gün içinde enerjik ve zinde olmanızı sağlar.
Süt ve süt ürünleri: Protein ve kalsiyum içeriği yüksek olan süt ve süt ürünleri uzun süreli tokluk sağlar. Probiyotik yoğurtlar ve içecekler kış aylarında bağışıklık sistemi için çok faydalıdır. Mutlaka ara öğünlerde tüketilmelidir.
Yağlı Tohumlar: Ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar yüksek lif, magnezyum, çinko ve E vitamini içeriğinden besleyici besinlerdir. Yağlı tohumlar meyvelerle birlikte tüketildiğinde kan şekerini hızlı yükselmesini önler ve uzun süreli tokluk sağlar.
Boza: Boza, darı irmiği, su ve şekerden üretilen alkolsüz, hafif mayalı bir içecektir. Bilinen en eski Türk içeceklerinden biridir. Zengin karbonhidrat, protein ve B Grubu vitamin içeriği nedeni ile yoğun iş temposunda çalışanlar, gebeler, emziren anneler ve sporcular için enerji içeriği yüksek, besleyici,100 ml si 240 kalori içerir. Karbonhidrat ve proteinin yanı sıra birçok besin öğesini içerdiğinden besleyici özelliği nedeniyle “sıvı ekmek” olarak anılan boza; kalsiyum, demir, fosfor, sodyum, tiamin, niasin, riboflavin bakımından değerlidir. Mayalı olması içinde laktik asit oluşmasına neden olarak, mideyi koruyucu etki yaratır, sindirimi kolaylaştırır, gaz şikayetlerinin ortadan kalkmasını sağlar, kabızlığı azaltır, mide yanması gibi şikayetlerin oluşmasına engel olur. Üzerine eklenen toz tarçın ise kan şekerini düzenleyici etkiye sahiptir.
Sahlep: Yabani orkide çiçeklerinin soğanlarından elde edilir. Kışın tüketimi artan sahlep, şekersiz yapıldığında ve üzerine zencefil ve toz tarçın eklendiğinde güzel bir ara öğün tercihi olabilir. Mide şikayetlerini azaltan, öksürüğe iyi gelen güzel bir alternatiftir.
Bitki Çayları: Siyah çay ve kahve kültürel alışkanlıklarımızdan biridir. Ancak bu çaylarda aşırıya kaçıldığında kansızlığa, kafein nedeni ile de uykusuzluğa sebep olabilir. Ihlamur, rezene, papatya, yeşil çay ve diğer bitki çaylarından tüketebilirsiniz. Yeşil çay doygunluk hissi veren hormonların artmasını sağlar. Böylece öğün aralarında içeceğiniz yeşil çay 2-4 saat tokluğunuzun sürmesini sağlar. Sağlık veren evde hazırlayacağınız çaylardan ise özellikle ayvalı ve elmalı çayları tercih edebilirsiniz.
Çayın yanında Atıştırmalıklar: Havanın soğuk gecelerin uzun olması ile birlikte çay tüketiminin artması ile yanında mutlaka atıştırmalıklar tüketiyorsanız tercihiniz; yulaflı kuru meyveli kurabiyeleri, leblebiler, tam buğday unu veya kepekli undan yapılan galetalar olabilir. Yatmadan 2 saat önce besin tüketiminin sonlandırılıp, su tüketiminin devam ettirilmesi gerektiğini unutmayın.
Kış mevsimini daha çok seviyor!
Mevsim değişikliğine bağlı sıcaklık düşüşleriağırlık artışının başlıca nedenleri arasında yer alıyor. Sıcaklıklar düştüğü için vücut bir savunma mekanizması oluşturuyor ve vücudu sıcak tutmak için yağ dokusunu artırma eğilimine gidiyor. Fazladan alınan karbonhidratlar ise vücutta yağ olarak depolanıyor. Özellikle şekerli besinler tüketildiğinde kan şekeri hızlı bir şekilde yükseldiğinden vücut ısısı aniden artıyor. Bu nedenle sıcaklıklar düştüğünde insanların şeker ve şekerli besinleri tüketiminin arttığı ve buna bağlı olarak kilo artışı görülüyor.
Bağışıklık sistemini korumak için yenen yüksek kalorili besinlerin alımı: Genellikle kışın hastalıklardan korunmak için pekmez ve bal tüketimi artar. Bu besinler bağışıklık sistemini güçlendirmelerin yanında; yüksek kalori içerirler. Fazla tüketildiklerinde günlük alınan enerji artacağından, ağırlık artışlarına sebep olurlar. Dikkatli ve ölçülü tüketilmelidirler.
Uyku düzensizlikleri ve geç saatlerde uyumak: Uykusuz kalmak, geceleri geç saatlerde uyumak besin tüketimini artırmaktadır. Özellikle uykusuzluk durumunda açlık hormonu dediğimiz ghrelin, tokluk hormonu dediğimiz leptin hormonunun etkileri değişir. Leptin hormonu uykusuz kalmış bir bedende çok düşüktür. Ghrelin hormonu ise tam tersine uykusuz kalmış yorgun bir bedende çok yüksektir. Uykumuzu alamadığımız günlerde sürekli yemek yeme ihtiyacında oluşumuzun ve çok fazla karbonhidrat içeren besinlere olan iştahımızın artmasının sebebi budur. Uyku saatlerimizi düzene sokarak, 7 saatlik kaliteli bir uyku ile Leptin ve Ghrelin hormonlarını dengeleyerek, özellikle geceleri fazla kalori alımının önüne geçilebilir.
Ev ziyaretleri, misafirlikler, evde fazla vakit geçirmek: Kışın insanların sosyal aktiviteleri, dışarıda geçirdikleri süre yaz aylarına göre az olduğundan, daha fazla kapalı alanda vakit geçirildiğinden genellikle şekerli ya da karbonhidrat içeren besinlerin tüketimini daha da artmaktadır. Dışarıda yenilen yemeklerde veya atıştırmalıklarda sağlıklı olanların tercih edilmesi, ızgara veya fırın yemekleri yenmesi, misafirliklerde ise çay saatlerinin ağırlıklı salatalardan hazırlanması, tam tahıllı ürünler kullanılması gerekmektedir.
Kışın depresyonun daha fazla görülmesi: Yapılan araştırmalar kışın insanların daha fazla depresyona girdiği bu nedenle de mutlu olmak için daha fazla şekerli ve yüksek karbonhidrat içeren besinler tükettiğini göstermektedir. Karbonhidrat içeren besinler serotonin hormonunun salgılanmasını artırarak sizi mutlu etse de kısa bir süre sonra şekeri düşürüp daha yoğun bir mutsuzluk hissine sebep olurlar. Daha yoğun mutsuzluk hisseden kişi ise, daha çok şekerli gıda tüketerek kendini bir kısır döngüye sokar ki bu da nihayetinde kilo aldırır, pişmanlık hissi getirir ve yaz ayları başladığında kişiyi kilolu olma gibi bir sorunla karşı karşıya bırakır.
Kışın Obeziteden korunmak için;
Yeterli ve dengeli beslenme mutlaka sağlanmalıdır. Süt ve süt ürünlerinden, et, yumurta, kurubaklagil grubundan, sebze ve yağlardan, ekmek ve tahıl grubundan vücudun ihtiyacı olduğu kadar tüketin.
Su tüketimini artırmak için suyun içine aroma olsun diye mandalina, limon, taze nane, tarçın, karanfil gibi besinler atılabilir. En az hergün 8-10 bardak su tüketin.
En az 3 ana öğün, en az 2 ara öğün yapın
Kan şekerini dengede tutup açlık oluşmaması için proteinli yiyeceklerle karbonhidratlı yiyecekleri karışık tüketin. Meyvelerin yanında mutlaka süt, yoğurt, ayran, badem, fındık, ceviziçi olsun.
Gece evde otururken sağlıklı atıştırmalıkları tercih edin.
Egzersizi ihmal etmeyin. Gün içerisinde yapacağınız 30 dakikalık orta tempolu yürüyüşler yeterli olacaktır. Hızlı yemek yemeyin. Lokmalar arasında mutlaka çatalınızı bırakın. Beyne tokluk sinyalinin 20 dakikada gittiğini unutmayın.
Kışın ara öğünler ve atıştırmalıklar için öneriler
Meyveler: Ara öğün tercihlerinizi taze ve kuru meyvelerden yapabilirsiniz. Özellikle kış aylarında meyveler lif içeriğinin fazla olması nedeni ile hem sindirim sisteminizi düzenler hem de uzun süreli tok kalmanızı sağlar. Kış aylarının incisi vitamin deposu portakal, mandalina, kivi, greyfurt, antioksidan içeriği yüksek nar ise bağışıklık sisteminizi güçlendirir, bağırsak hareketlerinizi artırır. Kuru meyvelerin hem tüketimi pratiktir hem de gün içinde enerjik ve zinde olmanızı sağlar.
Süt ve süt ürünleri: Protein ve kalsiyum içeriği yüksek olan süt ve süt ürünleri uzun süreli tokluk sağlar. Probiyotik yoğurtlar ve içecekler kış aylarında bağışıklık sistemi için çok faydalıdır. Mutlaka ara öğünlerde tüketilmelidir.
Yağlı Tohumlar: Ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar yüksek lif, magnezyum, çinko ve E vitamini içeriğinden besleyici besinlerdir. Yağlı tohumlar meyvelerle birlikte tüketildiğinde kan şekerini hızlı yükselmesini önler ve uzun süreli tokluk sağlar.
Boza: Boza, darı irmiği, su ve şekerden üretilen alkolsüz, hafif mayalı bir içecektir. Bilinen en eski Türk içeceklerinden biridir. Zengin karbonhidrat, protein ve B Grubu vitamin içeriği nedeni ile yoğun iş temposunda çalışanlar, gebeler, emziren anneler ve sporcular için enerji içeriği yüksek, besleyici,100 ml si 240 kalori içerir. Karbonhidrat ve proteinin yanı sıra birçok besin öğesini içerdiğinden besleyici özelliği nedeniyle “sıvı ekmek” olarak anılan boza; kalsiyum, demir, fosfor, sodyum, tiamin, niasin, riboflavin bakımından değerlidir. Mayalı olması içinde laktik asit oluşmasına neden olarak, mideyi koruyucu etki yaratır, sindirimi kolaylaştırır, gaz şikayetlerinin ortadan kalkmasını sağlar, kabızlığı azaltır, mide yanması gibi şikayetlerin oluşmasına engel olur. Üzerine eklenen toz tarçın ise kan şekerini düzenleyici etkiye sahiptir.
Sahlep: Yabani orkide çiçeklerinin soğanlarından elde edilir. Kışın tüketimi artan sahlep, şekersiz yapıldığında ve üzerine zencefil ve toz tarçın eklendiğinde güzel bir ara öğün tercihi olabilir. Mide şikayetlerini azaltan, öksürüğe iyi gelen güzel bir alternatiftir.
Bitki Çayları: Siyah çay ve kahve kültürel alışkanlıklarımızdan biridir. Ancak bu çaylarda aşırıya kaçıldığında kansızlığa, kafein nedeni ile de uykusuzluğa sebep olabilir. Ihlamur, rezene, papatya, yeşil çay ve diğer bitki çaylarından tüketebilirsiniz. Yeşil çay doygunluk hissi veren hormonların artmasını sağlar. Böylece öğün aralarında içeceğiniz yeşil çay 2-4 saat tokluğunuzun sürmesini sağlar. Sağlık veren evde hazırlayacağınız çaylardan ise özellikle ayvalı ve elmalı çayları tercih edebilirsiniz.
Çayın yanında Atıştırmalıklar: Havanın soğuk gecelerin uzun olması ile birlikte çay tüketiminin artması ile yanında mutlaka atıştırmalıklar tüketiyorsanız tercihiniz; yulaflı kuru meyveli kurabiyeleri, leblebiler, tam buğday unu veya kepekli undan yapılan galetalar olabilir. Yatmadan 2 saat önce besin tüketiminin sonlandırılıp, su tüketiminin devam ettirilmesi gerektiğini unutmayın.