Üreme kapasitesinin istek dışı azalması infertilite adını alır. Başka bir ifade ile doğum kontrol yöntemi kullanmadan düzenli bir cinsel yaşama rağmen 1 yıl süreyle gebelik oluşmamasına infertilite yani kısırlık adı verilir. Genellikle sterilite terimi de infertilite anlamında kullanılmaktadır. Ancak sterilite üreme kapasitesinin tümüyle kaybını ifade eden bir terim olup infertil grubun küçük bir bölümünü oluşturmaktadır. Ortalama olarak evli çiftlerin %15’i infertildir. Kadınların yaklaşık 1/5’i infertilite nedeniyle doktora başvurmaktadır. Normal bir gebeliğin gerçekleşebilmesi için aşağıda sıralanan temel koşulların bir arada ve eksiksiz olması gereklidir.
1-) Yeterli miktarda üreme kapasitesi içeren spermlerin vajinaya bırakılması: Bunun için normal bir sperm yapımı, ejekülasyon ve cinsel ilişki gereklidir.
2-) Vajinaya bırakılan spermlerin rahim ağzındaki mukus bölgesine yapışması ve rahim ağzı kanalına geçmesi
3-) Yumurta ve spermin birleşmesinde mekanik bir engelin bulunmaması yani tüplerin açık olması
4-) Döllenebilir özellikte yumurta olması: Bunun için normal yapıda follikül içeren yumurtalıklar ve follikül yapımı için normal denge gereklidir.
5-) Spermin yumurtayı dölleyebilmesi: Burada özellikle immünolojik mekanizmaların rol oynadığı düşünülmektedir.
6-) Döllenmiş yumurtanın rahime yapışması: Burada yine sağlıklı bir rahim iç zarı yapısı, hormonal immün denge varlığı söz konusudur.
7-) Oluşan embriyonun gebelik boyunca gelişimini sürdürmesi için uygun bir rahim iç zarı ve rahim kavitesi gereklidir.
Yukarıdaki tüm koşulların normal olmasına rağmen endometriyozis veya henüz açıklayamadığımız bazı faktörlerden dolayı gebelik oluşmayabilir.
İnfertil çiftlerin değerlendirilmesi konusunda bazı faktörlerin üzerinde durulması gerekir. Bu faktörlerin başında yaş faktörü gelmektedir. Yaş ilerledikçe üreyebilirlik oranı azalmaktadır. Kadınlarda gebelik için en uygun dönem 24 yaş civarıdır.
Gebelik olasılığını gerek yaş ve gerekse zaman faktörü açısından değerlendirdiğimizde şu sonuçlara varabiliriz;
1-) Yaşları 25’ ten genç olan çiftlerde infertilite tetkiklerine başlamak için 2 yıl beklenebilir.
2-) Yaşları 30’ dan genç olan çiftlerde infertilite tetkiklerine başlamak için duruma göre 6 ile 12 aylık bir sürede gebelik oluşmamış olması kabul edilebilir. Bu yaklaşımla daha fazla beklemeden çiftlerin tedavisi açısından zaman kazanılmış olur.
3-) Öte yandan infertilite tedavisinde bir tedavi protokolünü primer infertilitelerde en az 6 ay sekonder infertilitelerde 3-6 ay sürdürmek gerekir.
İnfertil Çiftin Değerlendirilmesi
İnfertil çiftin değerlendirilmesinde hedef öncelikle infertilite neden veya nedenlerinin ortaya konulmasıdır. İnfertil çiftin değerlendirilmesinde temel kural erkek faktörünün öncelikle araştırılması, yani spermiogram yapmaktır. Kadına ait testlerin çoğunluğu kadının adet döngüsü günleriyle ilişkilidir. Erkekte döllenme için zamanlama önemli değildir. Ancak günümüz bilgisine göre kadın ayda bir yumurtlar ve bu yumurtanın 18 saatlik döllenebilirlik süresi vardır. İnfertil çifti nasıl değerlendirmeliyiz: Bazı infertil çiftlerde iyi alınan bir öyküyle dahi infertilite nedenini ortaya koymaya yeterlidir. Örneğin erkekte iktidarsızlık oluşu veya erkeğin denizcilik gibi bir mesleğe sahip olup çiftin beraber olma sürelerinin az olması, ilişki sonrası vajinanın yıkanması veya ilişki için kayganlaştırıcı maddelerin kullanılmasının öyküyle ortaya konması sorunu çözecektir.
İnfertilite Faktörlerinin Araştırılması
Erkek faktörü; İnfertil çiftin değerlendirilmesinde öncelik sırası erkek faktörünün araştırılmasıdır. Erkek faktörünü ortaya koyan önemli testler spermiogram, post coital test, antisperm antikorlarının ölçümü ve spermin dölleyebilme yeteneğinin testleridir.
Kadında Faktörü: İnfertiliteye neden olan en önemli etken ovulasyon yani yumurtlama faktörüdür. Adet döngüsünde yumurtlamayla sonuçlanan yumurtalık gelişimi ve yumurtlama sonrasında gelişen dönem birlikte ovulatuvar faktörü oluşturur. Kadında follikül gelişmemesi veya gelişmesinde bozukluk olması sonucunda yumurtlama olmamasına anovulasyon denilir. Normal follikül gelişimini aksatıp anovulasyon yani yumurtlama olmamasına sebep olan sorunlar şunlardır: stress, akut stress, ağır nevroz ve psikozlar, ruhsal hastalıklar, şişmanlık (genellikle 90 kiloyu aşan obez kadınlarda yumurtlama bozukluğu sıktır),aşırı egzersiz, beyinden kaynaklanan birtakım problemler, prolaktin hormonunun aşırı artmış olması.Yumurtlama kaynaklı yumurtlama problemlerinin en sık görüleni polikistik over sendromudur.Yumurtalığa ait tümörler de yumurtlamaya engel olabilir. Tiroid hastalıkları, hem tiroidin az çalışması hem de fazla çalışması yumurtlama bozukluğuna yol açabilir. Böbrek üstü bezi hastalıkları, karaciğer hastalıkları ya da sebebi bilinemeyen bir yumurtlama problemi çiftin çocuk sahibi olmasına engel olabilir. Bu hastaların çoğu yumurtlama yani ovulasyon tedavisine cevap verebilirler.
Tüplere ait faktörler: Tüpler sadece yumurta, sperm ve döllenmiş yumurtaya geçit veren basit bir yol değildir. Tüpe ait epitelin silia denen parçacıkları epitel hücrelerinin salgıları ve enzimatik aktiviteleri, tüp içindeki ortam, kas tabakasının aktivitesi yumurtanın yakalanmasında spermin taşınmasında döllenmede ve döllenmiş yumurtanın taşınmasında aktif rol oynar.
Rahim faktörü: Rahimin doğumsal anomalileri, rahim içi yapışıklıklar, myom, polip, özellikle tüberküloz gibi enfeksiyonlar, endometritler ve kanser gibi patolojiler rahim faktörünü oluştururlar. Bu şekilde gerek rahimin duvarı, gerekse rahim boşluğunu ilgilendiren problemler infertiliteye neden olabilmektedir. Bu tür anomaliler oluşan gebeliğin tutunmasını engelleyebildiği gibi tutunmanın kötü olmasına veya tutunma sonrası gelişimin aksamasına da neden olabilir.
Nedeni Açıklanamayan İnfertilite
İnfertilite nedeni olarak bilinen tüm faktörlerin araştırma sonrası infertilite nedeni ortaya çıkarılamayan ve buna karşılık en azından 2 yıl süreyle çocuk sahibi olamayan çiftler bu gruba girerler. Bir çifti nedeni açıklanamayan infertilite grubuna sokmak için bazı kriterlere gerek vardır. Normal bir öykü ve normal bir fizik muayene, yeterli cinsel ilişki sıklığı, en az 3 kez normal spermiogram, düzenli yumurtlamalı adetler, yumurtladıktan sonra geçen sürenin (bir sonraki adete kadar geçen sürenin) 12 günden uzun olması, normal hormonal profil, normal HSG, laparoskopi ve histereskopi bulguları ve bunlara rağmen infertilite süresinin bir yılı aşması.
İnfertilitede Tedavi:
İnfertil bir çiftin tedavisine başlamadan önce en önemli kural infertilite nedeni veya nedenlerinin doğru bir şekilde ortaya konması, daha sonra da etkin tedavinin seçilip uygun bir sürede uygulanmasıdır. İnfertilitede tedavi programı çifte anlatılmalı, tam bir başarı sağlanamayacağı, tedaviyle şansın artacağı belirtilmelidir. Bunun yanında infertilite tedavisinin sabır gerektiği de hatırlatılmalıdır.
Bir infertil çiftin tedavisi sırasında şu genel prensipler unutulmamalıdır:
1-) İnfertilite nedeni veya nedenlerinin tanısı konmalıdır.
2-) İnfertilite etkenine yönelik uygun tedavi seçilmelidir.
3-) Seçilen tedavinin sonucunu görmek için en az 3-6 ay boyunca devam edilmelidir.
4-) Tedavi süresince hekim, hasta, laboratuvar işbirliğinin güvenilir ve uyumlu olması sağlanmalıdır.
5-) Tedavinin hiçbir zaman tam çözüm sağlayamayacağı ancak doğurganlık şansını artırmaya yönelik olduğu çifte anlatılmalıdır.
6-) Tedavi de çiftin yaş faktörü tedavi uygulayabilme yeteneği dikkate alınmalıdır.
7-) Tedavi süresince gerek ilaç ve gerekse laboratuar takipleri açısından ölçülü davranılarak gereksiz harcamalardan kaçınılmalıdır.
Bütün bunlar daha en başta çifte uygun ve geniş şekilde anlatılmalıdır.
Yapay Döllenme (İnseminasyon – Aşılama): Spermlerin bir pipet aracılığı ile kadın genital sistemine verilmesidir. Günümüzde en yaygın olarak kullanılan yöntem intrauterin inseminasyon adıyla da bilinen aşılama metodudur. Erkek ejekülatının rahim içine verilmesi için çeşitli özel kataterler kullanılır. Kullanılan sperm taze olmalı, yeni verilmiş olmalı ve birtakım işlemlerden geçirilmiş olmalıdır ki buna genellikle sperm yıkanması adı verilmektedir. Ejekülat bazı işlemlerden geçirilerek hem hızı artırılır hem daha konsantre hale getirilir.
Aşılamanın zamanlaması: Yumurtanın 24 saat yaşadığı ve bunun da ilk 12 saatte döllenme yeteneğinin oldukça yüksek olduğu ifade edilmektedir. Diğer taraftan spermin kadın genital sisteminde ortalama 48 saat kadar canlı kalabildiği bilinmektedir. Bu nedenle yumurtlama takibi ile muhtemel yumurtlama günü belirlenmelidir. En sık olarak ultrason ile follikül takibi yapılmaktadır. Follikülometride döllenme ihtimalinin en fazla yumurtlamadan 3 gün öncesi ile yumurtlama günü arasındaki dönem uygulanan aşılamalarda olduğu görülmüştür. En fazla gebelik oranı ise yumurtlama günü yapılan aşılamalarda görülmektedir.
1-) Yeterli miktarda üreme kapasitesi içeren spermlerin vajinaya bırakılması: Bunun için normal bir sperm yapımı, ejekülasyon ve cinsel ilişki gereklidir.
2-) Vajinaya bırakılan spermlerin rahim ağzındaki mukus bölgesine yapışması ve rahim ağzı kanalına geçmesi
3-) Yumurta ve spermin birleşmesinde mekanik bir engelin bulunmaması yani tüplerin açık olması
4-) Döllenebilir özellikte yumurta olması: Bunun için normal yapıda follikül içeren yumurtalıklar ve follikül yapımı için normal denge gereklidir.
5-) Spermin yumurtayı dölleyebilmesi: Burada özellikle immünolojik mekanizmaların rol oynadığı düşünülmektedir.
6-) Döllenmiş yumurtanın rahime yapışması: Burada yine sağlıklı bir rahim iç zarı yapısı, hormonal immün denge varlığı söz konusudur.
7-) Oluşan embriyonun gebelik boyunca gelişimini sürdürmesi için uygun bir rahim iç zarı ve rahim kavitesi gereklidir.
Yukarıdaki tüm koşulların normal olmasına rağmen endometriyozis veya henüz açıklayamadığımız bazı faktörlerden dolayı gebelik oluşmayabilir.
İnfertil çiftlerin değerlendirilmesi konusunda bazı faktörlerin üzerinde durulması gerekir. Bu faktörlerin başında yaş faktörü gelmektedir. Yaş ilerledikçe üreyebilirlik oranı azalmaktadır. Kadınlarda gebelik için en uygun dönem 24 yaş civarıdır.
Gebelik olasılığını gerek yaş ve gerekse zaman faktörü açısından değerlendirdiğimizde şu sonuçlara varabiliriz;
1-) Yaşları 25’ ten genç olan çiftlerde infertilite tetkiklerine başlamak için 2 yıl beklenebilir.
2-) Yaşları 30’ dan genç olan çiftlerde infertilite tetkiklerine başlamak için duruma göre 6 ile 12 aylık bir sürede gebelik oluşmamış olması kabul edilebilir. Bu yaklaşımla daha fazla beklemeden çiftlerin tedavisi açısından zaman kazanılmış olur.
3-) Öte yandan infertilite tedavisinde bir tedavi protokolünü primer infertilitelerde en az 6 ay sekonder infertilitelerde 3-6 ay sürdürmek gerekir.
İnfertil Çiftin Değerlendirilmesi
İnfertil çiftin değerlendirilmesinde hedef öncelikle infertilite neden veya nedenlerinin ortaya konulmasıdır. İnfertil çiftin değerlendirilmesinde temel kural erkek faktörünün öncelikle araştırılması, yani spermiogram yapmaktır. Kadına ait testlerin çoğunluğu kadının adet döngüsü günleriyle ilişkilidir. Erkekte döllenme için zamanlama önemli değildir. Ancak günümüz bilgisine göre kadın ayda bir yumurtlar ve bu yumurtanın 18 saatlik döllenebilirlik süresi vardır. İnfertil çifti nasıl değerlendirmeliyiz: Bazı infertil çiftlerde iyi alınan bir öyküyle dahi infertilite nedenini ortaya koymaya yeterlidir. Örneğin erkekte iktidarsızlık oluşu veya erkeğin denizcilik gibi bir mesleğe sahip olup çiftin beraber olma sürelerinin az olması, ilişki sonrası vajinanın yıkanması veya ilişki için kayganlaştırıcı maddelerin kullanılmasının öyküyle ortaya konması sorunu çözecektir.
İnfertilite Faktörlerinin Araştırılması
Erkek faktörü; İnfertil çiftin değerlendirilmesinde öncelik sırası erkek faktörünün araştırılmasıdır. Erkek faktörünü ortaya koyan önemli testler spermiogram, post coital test, antisperm antikorlarının ölçümü ve spermin dölleyebilme yeteneğinin testleridir.
Kadında Faktörü: İnfertiliteye neden olan en önemli etken ovulasyon yani yumurtlama faktörüdür. Adet döngüsünde yumurtlamayla sonuçlanan yumurtalık gelişimi ve yumurtlama sonrasında gelişen dönem birlikte ovulatuvar faktörü oluşturur. Kadında follikül gelişmemesi veya gelişmesinde bozukluk olması sonucunda yumurtlama olmamasına anovulasyon denilir. Normal follikül gelişimini aksatıp anovulasyon yani yumurtlama olmamasına sebep olan sorunlar şunlardır: stress, akut stress, ağır nevroz ve psikozlar, ruhsal hastalıklar, şişmanlık (genellikle 90 kiloyu aşan obez kadınlarda yumurtlama bozukluğu sıktır),aşırı egzersiz, beyinden kaynaklanan birtakım problemler, prolaktin hormonunun aşırı artmış olması.Yumurtlama kaynaklı yumurtlama problemlerinin en sık görüleni polikistik over sendromudur.Yumurtalığa ait tümörler de yumurtlamaya engel olabilir. Tiroid hastalıkları, hem tiroidin az çalışması hem de fazla çalışması yumurtlama bozukluğuna yol açabilir. Böbrek üstü bezi hastalıkları, karaciğer hastalıkları ya da sebebi bilinemeyen bir yumurtlama problemi çiftin çocuk sahibi olmasına engel olabilir. Bu hastaların çoğu yumurtlama yani ovulasyon tedavisine cevap verebilirler.
Tüplere ait faktörler: Tüpler sadece yumurta, sperm ve döllenmiş yumurtaya geçit veren basit bir yol değildir. Tüpe ait epitelin silia denen parçacıkları epitel hücrelerinin salgıları ve enzimatik aktiviteleri, tüp içindeki ortam, kas tabakasının aktivitesi yumurtanın yakalanmasında spermin taşınmasında döllenmede ve döllenmiş yumurtanın taşınmasında aktif rol oynar.
Rahim faktörü: Rahimin doğumsal anomalileri, rahim içi yapışıklıklar, myom, polip, özellikle tüberküloz gibi enfeksiyonlar, endometritler ve kanser gibi patolojiler rahim faktörünü oluştururlar. Bu şekilde gerek rahimin duvarı, gerekse rahim boşluğunu ilgilendiren problemler infertiliteye neden olabilmektedir. Bu tür anomaliler oluşan gebeliğin tutunmasını engelleyebildiği gibi tutunmanın kötü olmasına veya tutunma sonrası gelişimin aksamasına da neden olabilir.
Nedeni Açıklanamayan İnfertilite
İnfertilite nedeni olarak bilinen tüm faktörlerin araştırma sonrası infertilite nedeni ortaya çıkarılamayan ve buna karşılık en azından 2 yıl süreyle çocuk sahibi olamayan çiftler bu gruba girerler. Bir çifti nedeni açıklanamayan infertilite grubuna sokmak için bazı kriterlere gerek vardır. Normal bir öykü ve normal bir fizik muayene, yeterli cinsel ilişki sıklığı, en az 3 kez normal spermiogram, düzenli yumurtlamalı adetler, yumurtladıktan sonra geçen sürenin (bir sonraki adete kadar geçen sürenin) 12 günden uzun olması, normal hormonal profil, normal HSG, laparoskopi ve histereskopi bulguları ve bunlara rağmen infertilite süresinin bir yılı aşması.
İnfertilitede Tedavi:
İnfertil bir çiftin tedavisine başlamadan önce en önemli kural infertilite nedeni veya nedenlerinin doğru bir şekilde ortaya konması, daha sonra da etkin tedavinin seçilip uygun bir sürede uygulanmasıdır. İnfertilitede tedavi programı çifte anlatılmalı, tam bir başarı sağlanamayacağı, tedaviyle şansın artacağı belirtilmelidir. Bunun yanında infertilite tedavisinin sabır gerektiği de hatırlatılmalıdır.
Bir infertil çiftin tedavisi sırasında şu genel prensipler unutulmamalıdır:
1-) İnfertilite nedeni veya nedenlerinin tanısı konmalıdır.
2-) İnfertilite etkenine yönelik uygun tedavi seçilmelidir.
3-) Seçilen tedavinin sonucunu görmek için en az 3-6 ay boyunca devam edilmelidir.
4-) Tedavi süresince hekim, hasta, laboratuvar işbirliğinin güvenilir ve uyumlu olması sağlanmalıdır.
5-) Tedavinin hiçbir zaman tam çözüm sağlayamayacağı ancak doğurganlık şansını artırmaya yönelik olduğu çifte anlatılmalıdır.
6-) Tedavi de çiftin yaş faktörü tedavi uygulayabilme yeteneği dikkate alınmalıdır.
7-) Tedavi süresince gerek ilaç ve gerekse laboratuar takipleri açısından ölçülü davranılarak gereksiz harcamalardan kaçınılmalıdır.
Bütün bunlar daha en başta çifte uygun ve geniş şekilde anlatılmalıdır.
Yapay Döllenme (İnseminasyon – Aşılama): Spermlerin bir pipet aracılığı ile kadın genital sistemine verilmesidir. Günümüzde en yaygın olarak kullanılan yöntem intrauterin inseminasyon adıyla da bilinen aşılama metodudur. Erkek ejekülatının rahim içine verilmesi için çeşitli özel kataterler kullanılır. Kullanılan sperm taze olmalı, yeni verilmiş olmalı ve birtakım işlemlerden geçirilmiş olmalıdır ki buna genellikle sperm yıkanması adı verilmektedir. Ejekülat bazı işlemlerden geçirilerek hem hızı artırılır hem daha konsantre hale getirilir.
Aşılamanın zamanlaması: Yumurtanın 24 saat yaşadığı ve bunun da ilk 12 saatte döllenme yeteneğinin oldukça yüksek olduğu ifade edilmektedir. Diğer taraftan spermin kadın genital sisteminde ortalama 48 saat kadar canlı kalabildiği bilinmektedir. Bu nedenle yumurtlama takibi ile muhtemel yumurtlama günü belirlenmelidir. En sık olarak ultrason ile follikül takibi yapılmaktadır. Follikülometride döllenme ihtimalinin en fazla yumurtlamadan 3 gün öncesi ile yumurtlama günü arasındaki dönem uygulanan aşılamalarda olduğu görülmüştür. En fazla gebelik oranı ise yumurtlama günü yapılan aşılamalarda görülmektedir.