Son konular

Kıssadan Hisse Hikayeleri

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
58
Yaş
36
Coin
256,936
Kıssadan Hisse Hikayeleri
Kıssadan Hisse Hikayeler




Bir parmak fark
Gunun birinde vezir padişah ile samimiyetine guvenerek; padişahın neşeli bir zamanında sorar:

Hunkarım, bildiğiniz uzere surekli yanınızdayım ve her konuda size yardımda bulunmaktayım Akıllıca duşunmek ve sorunlara cozum bulma konusunda da sizden aşağı kalır yanım yok! Lakin siz padişahsınız ben ise vezirinizim Aramızda ne fark var?
Bu soru uzerine padişah, işaret parmağını uzatmasını ister; kendi de işaret parmağını vezire uzatır Vezire Isır!der, kendisi de vezirin parmağını ısırmaya başlar Bir muddet cebelleşmeden sonra vezir; dayanamayarak bağırır Bunun uzerine padişah vezire donup:
Eğer sen feryat etmesen, ben de takatimin sonunda idim Ama sen feryat ettiğine gore ben demek ki senden daha dayanıklıyım
Demiş ve eklemiş:
Bırak da aramızda bir parmak fark olsun!

Terbiye yaratılışa bağlıdır

Hukumdarlardan biri vezirine, oğlunun hocasıyla ilgili yakınıyordu:
Ben oğlum ilim oğrensin istiyorum Benim yerime iyi bir hukumdar olsun Ama o devamlı muzikle, sazla, sozle uğraşıyor Zannımca hocası onu, vasfına yakışır şekilde yetişmesi yonunde destekleyemiyor
Vezir:
Hukumdarım, hocanın elinde mucize yok! Cocuğun neye yeteneği varsa hocası ancak onda ilerlemesine yardım edebilir İnsanın doğası değiştirilemez Terbiye yaratılışa bağlıdır
Hukumdar duşuncesinin arkasındaydı Doğuştan sahip olduğumuz yetilerin, terbiye ile değiştirilebileceğini savunuyordu Bunu kanıtlamak icin de; bir akşam sarayda eğlence tertip ettirdi Eğlence arasında eğitimli kedilerin bir gosterisi vardı Kediler, sırtlarına konan tabağı ve tabağın icindeki yanan mumları duşurmeden itinayla taşıyorlardı Hukumdar vezire, kedileri gostererek:
Goruyor musun? dedi Terbiye ile neler başarılabiliyor
Vezir karşılık vermedi, olumlu ya da olumsuz Başka bir eğlence gecesini bekledi ve bu geceye gelirken de yanında birkac tane fare getirdi gizlice Kedilerin gosterisi başladığında, fareleri kedilere doğru salıverdi Fareleri goren kediler, sırtlarındaki tabağı, mumu unutup farelerin peşine duştuler Mumlar bir yana, tabaklar bir yana yuvarlandı Yanan mumlardan, halılar tutuştu Ortalık bir anda tarumar oldu Bu sırada vezir ise padişaha sokulup; iddiasını destekler kanıtı gururla seyrederek şoyle dedi:
Gordunuz mu padişahım, terbiye yaratılışa bağlıdır!

Dalkavuk arayan padişah

Bir zamanlar bir padişah can sıkıntısından kurtulmak icin dalkavuk aramaya başlamış Ama sıradan bir dalkavuk değil, ulkenin en iyi dalkavuğunu arıyormuş Dort bir yana haber salınmış Ulkenin ceşitli yerlerinden yuzlerce kişi padişahın dalkavuğu olmaya talip olmuş
Padişah adayları sırayla huzurunda kabul etmeye başlamış İlk aday kendisini tanıtıp calıştığı yerleri anlatmaya başlamış Padişah sabırla dinledikten sonra, demiş ki:
Aslında sen pek dalkavuğa benzemiyorsun
Dalkavuk adayı:
Nasıl olur padişahım? Hizmetinde bulunduğum herkes benden ovguyle bahsederdi Onlara da sorsanız benim ne kadar iyi bir dalkavuk olduğumu anlatacaklardır, diyerek kendini savunmaya calışırken
Padişih bu adayın istediği dalkavuk olmadığını soyleyip diğer adayı cağırtmış Aynı konuşmalar defalarca tekrar etmiş Gelen herkes kendisini ve calıştığı yerleri anlatıyor, padişahın Sen pek dalkavuğa benzemiyorsunsozune karşılık, kendilerini savunmaya fırsat bulamadan sıra diğer adaya geciyormuş
Nihayet bir aday da kendini tanıtınca padişah yine aynı sozle eleştirmiş:
Aslında sen pek dalkavuğa benzemiyorsun
Aday:
Pek benzemem padişahım!
Padişah:
Dur bakayım sanki biraz benziyorsun?
Aday:
Biraz benziyor olabilirim padişahım!
Bu sozler uzerine padişah, adamı sarayın dalkavukluğuna almış

Saray yolunda taş

Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun uzerine kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuş, gecenleri izlemek icin
Ulkenin en zengin tuccarları, en guclu kervancıları, saray gorevlileri birer birer gelmişler, sabahtan oğlene kadar Hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girmişler Pek coğu kralı eleştirmiş: Halkından bu kadar vergi alıyor ama yolları temiz tutamıyordiyerek
Sonunda bir koylu cıkagelmiş Saraya meyve ve sebze getiriyormuş Sırtındaki kufeyi yere indirip iki eli ile kayaya sarılmış ve ıkına sıkına itmeye başlamış Sonunda kan ter icinde kalmış ama kayayı da yolun kenarına cekmiş Tam kufesini yeniden sırtına almak uzereymiş ki, kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu gormuş Acmış ki bir de ne gorsun, kese altın doluymuş Bir de kralın notu varmış icinde Bu altınlar kayayı yoldan ceken kişiye aittirdiye yazıyormuş notta

Senin işin daha zor
Behlul Dana'nın menkıbelerinden kitaplar meydana getirilmiştir Bunların hepsi insanları iyiliğe, doğruluğa, Allah rızasını kazanmaya ozendirici bir nitelik taşır Turk halkı arasında da bunlardan bir bolumu bilinmekte ve anlatılmaktadır

Bir hac ibadeti sırasında Harun Reşid ve Behlul yuksekce bir yere oturup oradan ibadet ve dua eden ve bu arada ağlayıp gozyaşı doken insan selini seyrediyorlardı Behlul Dana halifeyi uyarmak icin yeni bir fırsat yakalamıştı Dedi ki:

Ey muslumanların halifesi, butun bu ağlayıp sızlayan insanlar kendi nefislerinin gunahlarının hesabını verip veremeyeceklerini bilmedikleri icin ağlaşıyorlar Halbuki sen kendi nefsinin hesabı yanında butun bu insanların da hesabını vereceksin
 
Üst Alt