Kızamıkçık nedir,
kızamıkçık belirtileri nelerdir
Kızamıkçık, dönem dönem salgınlara ne­den olan virüs kökenli döküntülü enfeksi­yon hastalığıdır. Kuluçka devresi kızamıktan daha uzundur; ender olarak komplikasyonlara neden olur. Virüsün hastalık yapma gücü kızamık virüsününkine oranla çok düşük olduğundan bulaşması için hastayla doğrudan karşılaşılması gerekir. Bebekler­de de görülebilir, ama sıklıkla daha büyük çocuklar ve genç erişkinlerde rastlanır. Bir kez geçirilmekle yaşam boyu bağışıklık kazanılır. Ne var ki. kızamık ve kızamıkçık­ta çapraz bağışıklık söz konusu değildir; ikinci kez geçirildiği sanılan kızamık vaka­larının çoğu kızamıkçıktır. Kuluçka devresi 17-18 gündür. Hastalığın ilk belirtisi kızamıktakinden daha soluk renkli bir döküntü­dür. Genellikle 24 saat içinffe düzensiz lekeler oluşturarak bütün vücuda yayılır ve iki günde hızla kaybolur. Kızamığa özgü Koplik lekeleri, burun akıntısı ve konjunktivit gibi belirtiler yoktur. Yüksek ateş ender görülür ve iki-üç günde düşer. Hasta­lığa özgü en önemli bulgu boyundaki, kulak arkasındaki ya da vücudun herhangi bir yerindeki lenf bezlerinin şişmesidir. Komplikasyonlara hemen hiç rastlanmaz; çok ender olarak ensefalit gelişebilir. Hastanın iyileşmesi, için birkaç günlük yatak istirahatı ile bol sıvı içeren hafif besinler verilmesi yeterlidir.
Kızamıkçık oldukça önemsiz bir hastalık olsa da, gebe kadın bu hastalığı geçirdiğinde dölütte çok ağır yapı ve gelişme bozukluk­larına yol açtığı için tehlikeli olabilir. Avustralyalı oftalmolog N M. Gregg 194!’de gebeliğin erken dönemlerinde kızamıkçık geçiren kadınların çocuklarında, özellikle gözlerde ve kalpte oluşum bozuklukları görüldüğünü saptadı. 1964′te ABD’de bü­yük bir kızamıkçık salgını sırasında yeni doğan bebekte kızamıkçık görülebileceği ve bu durumun büyüme geriliği, ensefalit. glokom, karaciğer ve dalakta büyüme, sarı­lık, trombositopenili purpura ile uzun ke­miklerde yapı bozukluklarına yol açabilece­ği anlaşıldı. Kızamıkçık bebeğin hemen bütün iç organlarında ağır zedelenmelere neden olabilir; yapılan otopsilerde kemik­ler. akciğer, karaciğer ve kalpte virüs bulun­duğu saptanmıştır. Bu nedenle, kızamıkçık geçirmemiş kadınların gebeliğin ilk dönem­lerinde kızamıkçıklı hastalarla karşılaşma­maya özen göstermeleri gerekir. Zayıflatıl­mış canlı virüs aşılarıyla iki tür bağışıklama uygulanmaktadır. Buna göre, her iki cins­ten küçük çocuklar ortamdaki virüsün ta­mamen yok edilmesi için, 11-12 yaşındaki kız çocuklar ise ileride gebelik sırasında kızamıkçık geçirme olasılığını ortadan kal­dırmak amacıyla aşılanır.
kızamıkçık belirtileri nelerdir
Kızamıkçık, dönem dönem salgınlara ne­den olan virüs kökenli döküntülü enfeksi­yon hastalığıdır. Kuluçka devresi kızamıktan daha uzundur; ender olarak komplikasyonlara neden olur. Virüsün hastalık yapma gücü kızamık virüsününkine oranla çok düşük olduğundan bulaşması için hastayla doğrudan karşılaşılması gerekir. Bebekler­de de görülebilir, ama sıklıkla daha büyük çocuklar ve genç erişkinlerde rastlanır. Bir kez geçirilmekle yaşam boyu bağışıklık kazanılır. Ne var ki. kızamık ve kızamıkçık­ta çapraz bağışıklık söz konusu değildir; ikinci kez geçirildiği sanılan kızamık vaka­larının çoğu kızamıkçıktır. Kuluçka devresi 17-18 gündür. Hastalığın ilk belirtisi kızamıktakinden daha soluk renkli bir döküntü­dür. Genellikle 24 saat içinffe düzensiz lekeler oluşturarak bütün vücuda yayılır ve iki günde hızla kaybolur. Kızamığa özgü Koplik lekeleri, burun akıntısı ve konjunktivit gibi belirtiler yoktur. Yüksek ateş ender görülür ve iki-üç günde düşer. Hasta­lığa özgü en önemli bulgu boyundaki, kulak arkasındaki ya da vücudun herhangi bir yerindeki lenf bezlerinin şişmesidir. Komplikasyonlara hemen hiç rastlanmaz; çok ender olarak ensefalit gelişebilir. Hastanın iyileşmesi, için birkaç günlük yatak istirahatı ile bol sıvı içeren hafif besinler verilmesi yeterlidir.
Kızamıkçık oldukça önemsiz bir hastalık olsa da, gebe kadın bu hastalığı geçirdiğinde dölütte çok ağır yapı ve gelişme bozukluk­larına yol açtığı için tehlikeli olabilir. Avustralyalı oftalmolog N M. Gregg 194!’de gebeliğin erken dönemlerinde kızamıkçık geçiren kadınların çocuklarında, özellikle gözlerde ve kalpte oluşum bozuklukları görüldüğünü saptadı. 1964′te ABD’de bü­yük bir kızamıkçık salgını sırasında yeni doğan bebekte kızamıkçık görülebileceği ve bu durumun büyüme geriliği, ensefalit. glokom, karaciğer ve dalakta büyüme, sarı­lık, trombositopenili purpura ile uzun ke­miklerde yapı bozukluklarına yol açabilece­ği anlaşıldı. Kızamıkçık bebeğin hemen bütün iç organlarında ağır zedelenmelere neden olabilir; yapılan otopsilerde kemik­ler. akciğer, karaciğer ve kalpte virüs bulun­duğu saptanmıştır. Bu nedenle, kızamıkçık geçirmemiş kadınların gebeliğin ilk dönem­lerinde kızamıkçıklı hastalarla karşılaşma­maya özen göstermeleri gerekir. Zayıflatıl­mış canlı virüs aşılarıyla iki tür bağışıklama uygulanmaktadır. Buna göre, her iki cins­ten küçük çocuklar ortamdaki virüsün ta­mamen yok edilmesi için, 11-12 yaşındaki kız çocuklar ise ileride gebelik sırasında kızamıkçık geçirme olasılığını ortadan kal­dırmak amacıyla aşılanır.