Kızıl Elma Nedir - Kızıl Elma Neye Denir

Kızıl Elma Nedir - Kızıl Elma Neye Denir
0
20

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
44
Yaş
36
Coin
256,937
Kızıl elma nedir anlamı açıklaması,
kızıl elma ne demek hikayesi


Kızıl elma, Osmanlı ordularını uzak cephe savaşlarına özendirmek için gösterilen sembolik hedeftir.
Osmanlıların yükselme döneminde ortaya atıldığı sanılmaktadır. Bir söylentiye göre, Konstantinopolis’e (İstanbul) İustinianos” un heykeli dikilirken eline, dünyayı simgele­yen bir kürecik konur. Bir gün bu kürecik düşünce, Bizans halkı bunu, dünyayı Türk­lerin istila edeceği biçiminde yorumlar. Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde yer alan bir başka söylentiye göre ise, Hz. Muhammed’in doğduğu sırada, Ayasofya’ nm kubbesindeki “kızıl elma” düşer. Bu söylentilere bağlanan inançlar, uzun süre, Müslüman Türkler için Kızılelma’nın bir ülkü simgesi olmasını sağladı. İlk zamanlar ülkünün hedefi İstanbul’du. İstanbul feth­edilince bu kez askerler arasında, Kızılelma’ nın, Roma’daki San Pietro Bazilikası’nda olduğu inancı yayıldı. Bu dönemde yeniçe­riler arasında, kahvehanelerde “Ehl-i İslam Kızılelma’ya kadar fethedecektir” sözü yi­nelenirdi. 16. yüzyılda da “Bec Kızılelması” adıyla Viyana hedef gösterildi. Padişahların yeniçerileri savaşa özendirmek için “Kızıl elma’da buluşalım!” parolasını kullandıkları ileri sürülür. Bu, fetih güdüsüyle ordunun canlılığını ayakta tutma düşüncesinin ürünü olarak değerlendirilebilir. III. Selim’in (hd 1789-1807) Nizam-ı Cedid girişiminde de modern eğitime yanaşmayan yeniçerilerin “Testiye kurşun sıkar, keçeye pala sallar, Kızıl elma’ya dek gideriz!” dedikleri bilin­mektedir. Bir yeniçeri deyişinde de “Kızıl el­ma kapusun fetheder iken nacağı/Ne reva­dır bozula bu Hacıbektaş Ocağı” dizeleri geçer. Mütercim Asım (ö. 1819) Kızılelma” nın Roma ve Moskova olduğunu yazar.
Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasıyla (1826) uzun süre unutulan Kızıl elma ülküsü, 20. yüzyıl başında Türkçülük ve Turancılık ülküsünün simgesi durumuna geldi. Bu ülküyü ilk kez 1914′te Türk Yurdu dergisin­de Ziya Gökalp ortaya attı. “Kızıl Elma Destanı”ndan sonra 1914′te yayımladığı şiir kitabı da Kızıl Elma adını taşıyordu. Ömer Seyfeddin 1917′de “Kızıl elma Neresi” adlı öyküsünü yayımladı. Cumhuriyet dönemin­deki Turancılık hareketinde Nihal Atsız, bu ülkünün aydınlardan değil, halktan doğdu­ğu görüşünü ileri sürdü. Kızılelma’nın ulu­sal ve moral bir değer olarak herkesçe özümlenmesini önerdi.
Âşıklar ve divan şairleri Kızıl elma’yı bir mazmun olarak uzun süre kullanmışlardır. Âşıklar kahramanlık duygularını dile geti­rirken Kızıl elma’yı fethedilecek yerlerden biri olarak gösterirler. Divan şairleri bu kullanımın yanı sıra bir türlü ulaşılamayan sevgilileri de Kızılelma’ya benzetmişlerdir. Türk edebiyatında Kızıl elma’yı konu alan öbür yapıtlar arasında Aka Gündüz’ün Muhterem Katil (1914), Nihal Atsız’ın Yol­ların Sonu (1946) sayılabilir.
 
Üst Alt