Kızılderililerle Türkler Arasındaki Kültürel Benzerlikler Nelerdir?
1- Kızılderililer’de “loğusa kadınlar” a önem verilmesi, onlarda bir kutsîyet bulunduğuna inanılması ve kırklarının yapılması, onların silahlara dokunmalarının yasak olması kültürel bir benzerliktir.
2- Atabaşkan ve Keçuva kabilelerinde Türkler’e özgü olduğu bilinen, parmakların arasına sicim (kalın ip) geçirilerek oynanan “sicim oyunu” nun oynanması da yine benzerlik teşkil etmektedir.
3- Cenazelerde “yasçı” ların bulundurulması da Türkler’le Kızılderililer arasındaki belirgin benzerliklerden biridir. Orhun Yazıtları‘nda da geçtiği üzere, en eski soydaşlarımız da ölüm törenlerine “yasçı, sıgıtçı…” denilen “ağıt yakan” ölü ağlayıcıları getirtirlermiş. Kızılderililer de tıpkı Türkler gibi bu biçimde törenler yapıyorlarmış.
4- Bizdeki “Kırkpınar Efsanesi”nde anlatılan ve pehlivanların can vermesine kadar devam eden güreşlerle, Brezilya Ormanları’ndaki Zakuma Kızılderilileri’nin tuttukları “güreş“, benzerlik göstermektedir.
5- Mohavk Kızılderilileri’nin Anadolu’da oynanan ve arasında “uzun eşek” oyununun da bulunduğu oyunların 12’sinden 11′ini bilmeleri de yine benzerliğe örnektir.
6- İnkalar’da bizdeki “kopuz” a benzeyen bir tür sazın bulunduğu gözlenmiştir.
Yaşantı Benzerlikleri:
1- Bilindiği üzere Türkler “avcı” bir soydur. Bugün bile izlerini hissettiren “avcılık ruhu”, Kızılderililer’de de görülüyor. Zaten göç yoluyla Altay Türkleri’nin Amerika’ya geçerek orada Kızılderilileri oluşturması düşüncesinin de temelinde avcılık var.
2- Kızılderililerin kullandıkları av aletleri, temel ihtiyaçlarını gidermeleri için kullandıkları eşyalar… Türkler’in kullandıklarıyla benzer özellikler taşıyor. Üstü sivri çadırlarda yaşamaları, önleri kesik giysiler giymeleri, “huş” adı verilen oyma kayıklar kullanmaları… da Türk yaşantısına benziyor.
3- Kızılderililerle ilgili gördüğünüz resimlerden anımsarsınız, onlar da tıpkı Türkler gibi atlı yaşam süren topluluklardır.
Dinsel Benzerlikler:
1- Halk kültürü benzerliklerinde belirttiğimiz “loğusa” ya kutsiyet verilmesi, dinî kültürün de bir yansımasıdır.
2- En eski Türk inancı olan “Şamanizm” (Gök Tanrı Dini) ile, Kızılderililer’in inançları arasında çok yakın benzerlikler vardır. Aşağıdaki bilgi dikkat çekicidir:
Kızılderililerin yaptığı merasim ve kutlamaların en ilginç yanlarından birisi, kabilenin Şamanı’nın “Gök Tanrı” olarak kabul edilen “Ulu Ruh” a daha çok yaklaşmak ve kabilesi için O’nun yardımını ve rahmetini talep etmek maksadıyla, bu düzgün”direğe”tırmanmasıdır. Dinî maksatlı bu merasimi yöneten Şaman’ın bu direğe tırmanması, mensubu olduğu kabilesini kötü ruhlardan ve onların sebep olabileceği hastalıklardan koruması, yeni yılda kabilesine bol mahsul bahsetmesi konularında görüşme talep etmek maksadıyla”Gök Tanrı”ya daha yakın olma amacı taşır. Direğe tırmanma merasimi Kaliforniya eyaletindeki Camella Kızılderilileri arasında oldukça yaygındır.
3- Amerika yerli Kızılderili kabileleri ile Sibirya Saka, Altay, Hakas, Telvit ve Tuva bölgelerinde yaşayan eski Türk âdetlerinin ve mevsimlik dinî merasimlerin birbirine benzemesi ve paralellikler göstermesi oldukça ilgi çekicidir.
4- Bilindiği gibi Türkler’de “totemizm” yoktur. Yani Türkler “totemleştirdiği” (kutsallaştırdığı) canlı - cansız hiçbir varlığa tapmazlar. Fakat Türkler’de çok yaygın bir kutsîyet duygusu vardır. Güçlerinin yetmediği “gök gürültüsü ve şimşek” gibi doğa olaylarını kut’lu saymışlardır. Ötüken Ormanı’nı, “Iduk Ötüken yış budun” [Kutsal Ötüken Ormanı'nın Budunu (Ulusu) ] diye kutsallaştırmışlardır. Veya “İnçü Ögüz’ü” [İnci Irmağı'nı] temiz tutmuşlar onu kut’lulaştırmışlardır. Fakat bu sayılanlara hiçbir zaman tapmamışlardır. Totemizm inancına sahip topluluklar, totemlerin bir ruh taşıdıklarına inanır ve o totemlerdeki kut’lu ruha sahip olmak için onları bedenleriyle bütünleştirirlermiş. Fakat Türkler hiçbir zaman en kut’lu varlıklardan birisi olarak gördükleri “Bozkurt” u pişirip yememişlerdir. Kızılderililer’de de bu “kutsallaştırma” olgusu bulunmaktadır. Bu da ayrı bir benzerliktir.
1- Kızılderililer’de “loğusa kadınlar” a önem verilmesi, onlarda bir kutsîyet bulunduğuna inanılması ve kırklarının yapılması, onların silahlara dokunmalarının yasak olması kültürel bir benzerliktir.
2- Atabaşkan ve Keçuva kabilelerinde Türkler’e özgü olduğu bilinen, parmakların arasına sicim (kalın ip) geçirilerek oynanan “sicim oyunu” nun oynanması da yine benzerlik teşkil etmektedir.
3- Cenazelerde “yasçı” ların bulundurulması da Türkler’le Kızılderililer arasındaki belirgin benzerliklerden biridir. Orhun Yazıtları‘nda da geçtiği üzere, en eski soydaşlarımız da ölüm törenlerine “yasçı, sıgıtçı…” denilen “ağıt yakan” ölü ağlayıcıları getirtirlermiş. Kızılderililer de tıpkı Türkler gibi bu biçimde törenler yapıyorlarmış.
4- Bizdeki “Kırkpınar Efsanesi”nde anlatılan ve pehlivanların can vermesine kadar devam eden güreşlerle, Brezilya Ormanları’ndaki Zakuma Kızılderilileri’nin tuttukları “güreş“, benzerlik göstermektedir.
5- Mohavk Kızılderilileri’nin Anadolu’da oynanan ve arasında “uzun eşek” oyununun da bulunduğu oyunların 12’sinden 11′ini bilmeleri de yine benzerliğe örnektir.
6- İnkalar’da bizdeki “kopuz” a benzeyen bir tür sazın bulunduğu gözlenmiştir.
Yaşantı Benzerlikleri:
1- Bilindiği üzere Türkler “avcı” bir soydur. Bugün bile izlerini hissettiren “avcılık ruhu”, Kızılderililer’de de görülüyor. Zaten göç yoluyla Altay Türkleri’nin Amerika’ya geçerek orada Kızılderilileri oluşturması düşüncesinin de temelinde avcılık var.
2- Kızılderililerin kullandıkları av aletleri, temel ihtiyaçlarını gidermeleri için kullandıkları eşyalar… Türkler’in kullandıklarıyla benzer özellikler taşıyor. Üstü sivri çadırlarda yaşamaları, önleri kesik giysiler giymeleri, “huş” adı verilen oyma kayıklar kullanmaları… da Türk yaşantısına benziyor.
3- Kızılderililerle ilgili gördüğünüz resimlerden anımsarsınız, onlar da tıpkı Türkler gibi atlı yaşam süren topluluklardır.
Dinsel Benzerlikler:
1- Halk kültürü benzerliklerinde belirttiğimiz “loğusa” ya kutsiyet verilmesi, dinî kültürün de bir yansımasıdır.
2- En eski Türk inancı olan “Şamanizm” (Gök Tanrı Dini) ile, Kızılderililer’in inançları arasında çok yakın benzerlikler vardır. Aşağıdaki bilgi dikkat çekicidir:
Kızılderililerin yaptığı merasim ve kutlamaların en ilginç yanlarından birisi, kabilenin Şamanı’nın “Gök Tanrı” olarak kabul edilen “Ulu Ruh” a daha çok yaklaşmak ve kabilesi için O’nun yardımını ve rahmetini talep etmek maksadıyla, bu düzgün”direğe”tırmanmasıdır. Dinî maksatlı bu merasimi yöneten Şaman’ın bu direğe tırmanması, mensubu olduğu kabilesini kötü ruhlardan ve onların sebep olabileceği hastalıklardan koruması, yeni yılda kabilesine bol mahsul bahsetmesi konularında görüşme talep etmek maksadıyla”Gök Tanrı”ya daha yakın olma amacı taşır. Direğe tırmanma merasimi Kaliforniya eyaletindeki Camella Kızılderilileri arasında oldukça yaygındır.
3- Amerika yerli Kızılderili kabileleri ile Sibirya Saka, Altay, Hakas, Telvit ve Tuva bölgelerinde yaşayan eski Türk âdetlerinin ve mevsimlik dinî merasimlerin birbirine benzemesi ve paralellikler göstermesi oldukça ilgi çekicidir.
4- Bilindiği gibi Türkler’de “totemizm” yoktur. Yani Türkler “totemleştirdiği” (kutsallaştırdığı) canlı - cansız hiçbir varlığa tapmazlar. Fakat Türkler’de çok yaygın bir kutsîyet duygusu vardır. Güçlerinin yetmediği “gök gürültüsü ve şimşek” gibi doğa olaylarını kut’lu saymışlardır. Ötüken Ormanı’nı, “Iduk Ötüken yış budun” [Kutsal Ötüken Ormanı'nın Budunu (Ulusu) ] diye kutsallaştırmışlardır. Veya “İnçü Ögüz’ü” [İnci Irmağı'nı] temiz tutmuşlar onu kut’lulaştırmışlardır. Fakat bu sayılanlara hiçbir zaman tapmamışlardır. Totemizm inancına sahip topluluklar, totemlerin bir ruh taşıdıklarına inanır ve o totemlerdeki kut’lu ruha sahip olmak için onları bedenleriyle bütünleştirirlermiş. Fakat Türkler hiçbir zaman en kut’lu varlıklardan birisi olarak gördükleri “Bozkurt” u pişirip yememişlerdir. Kızılderililer’de de bu “kutsallaştırma” olgusu bulunmaktadır. Bu da ayrı bir benzerliktir.