On sekizinci yüzyıl Osmanlı kumandan ve devlet adamı. Doğum yeri, târihi ve âilesi bilinmemektedir. “Koca” lakabıyla anılan Yûsuf Paşa, kölelikten yetiştirilmedir. Kaptan-ı deryâ Cezayirli Gâzi Hasan Paşanın himâyesinde devlet kademesine girdi. Gâzi Hasan Paşanın Kapı Kethüdalığında bulundu. Sultan Birinci Abdülhamid Han (1774-1789) devrinde, vezirlikle Mora Muhassılı vazifesindeyken, 25 Ocak 1786’da Vezîr-i âzam oldu. Bu sırada Rusya, Osmanlı Devletinin yıkılması için Avusturya ile ittifak kurdu. İngiltere ve Prusya’da Rusya ile Avusturya’ya karşı cephe aldılar. Rusların Müslüman ahâli üzerinde ve Osmanlı ülkesindeki emellerini iyice bilen ve fırsat kollayan Yûsuf Paşa, Şeyhülislâm ve Sultan Birinci Abülhamid Hanın tasvibi ile 19 Ağustos 1787’de Rusya’ya harp îlân edilmesini sağladı. Avusturya da Rusya’nın safında yer aldı. Osmanlı-Rus-Avusturya muhârebelerinde Yûsuf Paşa, Serdâr-ı ekrem tayin edildi. Yeniçerilerin intizamsızlığına rağmen 20 Eylül 1788’de Avusturyalılara karşı Sebeş Muharebesi kazanıldı. Rusya cephesindeyken Sultan Üçüncü Selim Han tahta geçince, 7 Haziran 1789’da Vidin Seraskerliğine tayin edildi. 1790’da Bosna Vâliliğine getirildi. Bu vazifedeyken 1791’de tekrar Vezir-i âzamlıkla Rus cephesinde kumandayı ele alan Koca Yûsuf Paşa, ordunun intizamsız durumunu bildiğinden, antlaşma yolunu tercih etti. Rusya ile Yaş Antlaşması imzâlandı.
4 Mayıs 1792’de Trabzon Vâliliği ile Anapa Seraskerliğine tâyin edildi. Son vazifesi, Medîne Seraskerliği olup, burada vefât etti (1800).
Koca Yûsuf Paşa hamiyetli ve çalışkan bir kimseydi. Çalışkan ve halîm-selim bir şahsiyete sâhip olmasına rağmen, yerine ve zamanına göre iş yapar ve hareket ederdi. Rusların Müslümanlara karşı giriştiği mezalimler dolayısıyla bu ülkeye karşı büyük bir kin duyuyordu. Ancak katıldığı muharebelerde yeniçerilerin bozukluğunu gördüğünden, düşmanlara karşı niyetini bütünüyle gerçekleştiremedi.
4 Mayıs 1792’de Trabzon Vâliliği ile Anapa Seraskerliğine tâyin edildi. Son vazifesi, Medîne Seraskerliği olup, burada vefât etti (1800).
Koca Yûsuf Paşa hamiyetli ve çalışkan bir kimseydi. Çalışkan ve halîm-selim bir şahsiyete sâhip olmasına rağmen, yerine ve zamanına göre iş yapar ve hareket ederdi. Rusların Müslümanlara karşı giriştiği mezalimler dolayısıyla bu ülkeye karşı büyük bir kin duyuyordu. Ancak katıldığı muharebelerde yeniçerilerin bozukluğunu gördüğünden, düşmanlara karşı niyetini bütünüyle gerçekleştiremedi.