Amerika bu yıl yaklaşık 150.000 kişinin kolorektal kanser teşhisi alacağını tahmin ediyor. Global Kanser İstatistiklerine göre, erkeklerde en sık üçüncü, kadınlarda ise en sık ikinci sırada teşhis edilen kanserdir. Gelişmiş ülkelerdeki erkeklerde kanserle ilgili ölümlerin ikinci ve kadınlarda üçüncü nedenidir. Bununla birlikte, erken bulup ve tedavi edildiğinde, beş yıllık sağ kalım oranı yüzde 90'dır. Ne yazık ki, kolorektal kanserlerin % 40'tan azı erken teşhis edilebilmektedir, bu nedenle, sorunların belirtilerini ve işaretlerini tanımak hayatınızı kurtarabilir.
Kolorektal Kanser Nedir?
Kolorektal kanser, barsak hücrelerin mutasyona girerek çok hızlı bir şekilde bölünmesi ile oluşur. Tümör kolonu tıkayabilir ve yakındaki organlara yayılabilir. Belirtiler aşağıdakileri içerebilir:
Karın ağrısı
Bağırsak alışkanlıklarında değişiklik
Dışkıda kan
Açıklanamayan anemi / yorgunluk
Hemoroid, kolon kanserine yol açamasa da, kolon kanserine benzer belirtiler üretebilir.
Kolorektal kanser herhangi bir belirti göstermeyebilir, bu da normal taramayı erken teşhis için önemli hale getirir. Kolorektal kanser gelişme riski yaşla birlikte artar ve en yaygın olarak 50 yaş üstü kişilerde teşhis edilir.
Risk faktörleri şunları içerir:
Kolorektal kanser tanısı konmuş bir aile üyesine sahip olmak (özellikle birinci derece akrabası)
Prekanseröz poliplerin olması (adenomlar olarak bilinir)
Ülseratif kolit gibi enflamatuar bağırsak hastalıklarının (IBD) ve daha az ölçüde Crohn hastalığının bulunması.
Düşük sosyo-ekonomik toplumlarda kolon kanseri oranı daha yüksektir.
Yüksek yağlı, düşük lifli bir diyet
Obezite
Sigara
Aşırı alkol kullanımı
Kolorektal kanseri önlemek için neler yapabiliriz ?
Bu hastalığa yakalanma riskini azaltmaya yardımcı olacak önlemleri vardır. Amerikan Gastroenteroloji Birliği'ne göre, kolorektal kanser için tarama, aile için kolorektal kanser öyküsü olmayan ortalama riskli hastalar için 50 yaşından itibaren başlamalıdır.
Irk, aile öyküsü veya inflamatuvar barsak hastalığına bağlı olarak daha yüksek risk altında olanlar daha erken bir yaşta tarama programına alınmalıdır. Özellikle düşük sosyoekonomik düzeyi olan toplumlarda veya daha yüksek risk taşıyan kişilerde 45 yaşından itibaren kolorektal taramaya başlanılması öneriliyor. Aile hikayesinden dolayı daha yüksek bir risk(bir kolon kanseri öyküsü olan birinci derece aile üyesi olan - ebeveyn veya kardeş) ve kolorektal kanser ile ilişkili bir kalıtsal sendrom özelliği olan hastalar, hekim ile genetik danışmanlık görüşmesi yapmalıdır.
Sağlıklı Bir Sindirim Sistemi Oluşturun
Sağlıklı bir sindirim sistemini desteklemeye ve sürdürmeye yardımcı olan ve enflamasyonu en aza indirgeye yardımcı diğer önleyici tedbirler şunları içerir:
Günlük lif alımının arttırılması. İyi lif kaynakları arasında tahıllar, fasulye, fındık, meyve, sebze ve yulaf ezmesi bulunur. Bağırsak hareketlerini normalleştirerek lif kolon sağlığında çok önemli bir rol oynamaktadır. Önerilen günde 20-35 gram lif tüketmektir, ancak bu seviyeye erişmek için alım miktarınızı yavaş yavaş artırın. Çok fazla, çok hızlı bir şekilde lifli gıda tüketmek abdominal kramp, şişkinlik, gaz ve kabızlık oluşturabilir.
Lifin işini yapmasına yardımcı olmak için yeterli miktarda su iç.
Dehidrasyona katkıda bulunabilecek ve kabızlığa neden olabilecek alkol ve kafein alımını sınırlayın.
Enflamasyona katkıda bulunabilecek yüksek yağlı gıdalar, örneğin kırmızı et ve hayvansal yağ alımını azaltın.
Düzenli egzersiz bağırsak hareketlerini normalleştirebilir.
Postmenopozal hormon tedavisi, D vitamini, aspirin ve balık yemenin kolon kanseri riskini azaltmaya yardımcı olabileceğini gösteren bazı çalışmalar var.
Doktorunuzla Sağlıkla İlgili Değişiklikleri Değerlendirin
Herhangi bir risk faktörü veya şüpheli semptomlar varsa her şeyden önce doktorunuzla konuşun. Koyu renkli veya siyah dışkı kan varlığını gösterebileceğinden dışkının hangi renkte olduğunu doktorunuza söylemek önemlidir. Doktorunuz sağlık durumunuzu iyileştirmenize yardımcı olabilecek uygun yaşam tarzı önerilerinde bulunduğu kadar uygun tarama testleri hakkında da bilgi verebilir.
Kolorektal Kanser Nedir?
Kolorektal kanser, barsak hücrelerin mutasyona girerek çok hızlı bir şekilde bölünmesi ile oluşur. Tümör kolonu tıkayabilir ve yakındaki organlara yayılabilir. Belirtiler aşağıdakileri içerebilir:
Karın ağrısı
Bağırsak alışkanlıklarında değişiklik
Dışkıda kan
Açıklanamayan anemi / yorgunluk
Hemoroid, kolon kanserine yol açamasa da, kolon kanserine benzer belirtiler üretebilir.
Kolorektal kanser herhangi bir belirti göstermeyebilir, bu da normal taramayı erken teşhis için önemli hale getirir. Kolorektal kanser gelişme riski yaşla birlikte artar ve en yaygın olarak 50 yaş üstü kişilerde teşhis edilir.
Risk faktörleri şunları içerir:
Kolorektal kanser tanısı konmuş bir aile üyesine sahip olmak (özellikle birinci derece akrabası)
Prekanseröz poliplerin olması (adenomlar olarak bilinir)
Ülseratif kolit gibi enflamatuar bağırsak hastalıklarının (IBD) ve daha az ölçüde Crohn hastalığının bulunması.
Düşük sosyo-ekonomik toplumlarda kolon kanseri oranı daha yüksektir.
Yüksek yağlı, düşük lifli bir diyet
Obezite
Sigara
Aşırı alkol kullanımı
Kolorektal kanseri önlemek için neler yapabiliriz ?
Bu hastalığa yakalanma riskini azaltmaya yardımcı olacak önlemleri vardır. Amerikan Gastroenteroloji Birliği'ne göre, kolorektal kanser için tarama, aile için kolorektal kanser öyküsü olmayan ortalama riskli hastalar için 50 yaşından itibaren başlamalıdır.
Irk, aile öyküsü veya inflamatuvar barsak hastalığına bağlı olarak daha yüksek risk altında olanlar daha erken bir yaşta tarama programına alınmalıdır. Özellikle düşük sosyoekonomik düzeyi olan toplumlarda veya daha yüksek risk taşıyan kişilerde 45 yaşından itibaren kolorektal taramaya başlanılması öneriliyor. Aile hikayesinden dolayı daha yüksek bir risk(bir kolon kanseri öyküsü olan birinci derece aile üyesi olan - ebeveyn veya kardeş) ve kolorektal kanser ile ilişkili bir kalıtsal sendrom özelliği olan hastalar, hekim ile genetik danışmanlık görüşmesi yapmalıdır.
Sağlıklı Bir Sindirim Sistemi Oluşturun
Sağlıklı bir sindirim sistemini desteklemeye ve sürdürmeye yardımcı olan ve enflamasyonu en aza indirgeye yardımcı diğer önleyici tedbirler şunları içerir:
Günlük lif alımının arttırılması. İyi lif kaynakları arasında tahıllar, fasulye, fındık, meyve, sebze ve yulaf ezmesi bulunur. Bağırsak hareketlerini normalleştirerek lif kolon sağlığında çok önemli bir rol oynamaktadır. Önerilen günde 20-35 gram lif tüketmektir, ancak bu seviyeye erişmek için alım miktarınızı yavaş yavaş artırın. Çok fazla, çok hızlı bir şekilde lifli gıda tüketmek abdominal kramp, şişkinlik, gaz ve kabızlık oluşturabilir.
Lifin işini yapmasına yardımcı olmak için yeterli miktarda su iç.
Dehidrasyona katkıda bulunabilecek ve kabızlığa neden olabilecek alkol ve kafein alımını sınırlayın.
Enflamasyona katkıda bulunabilecek yüksek yağlı gıdalar, örneğin kırmızı et ve hayvansal yağ alımını azaltın.
Düzenli egzersiz bağırsak hareketlerini normalleştirebilir.
Postmenopozal hormon tedavisi, D vitamini, aspirin ve balık yemenin kolon kanseri riskini azaltmaya yardımcı olabileceğini gösteren bazı çalışmalar var.
Doktorunuzla Sağlıkla İlgili Değişiklikleri Değerlendirin
Herhangi bir risk faktörü veya şüpheli semptomlar varsa her şeyden önce doktorunuzla konuşun. Koyu renkli veya siyah dışkı kan varlığını gösterebileceğinden dışkının hangi renkte olduğunu doktorunuza söylemek önemlidir. Doktorunuz sağlık durumunuzu iyileştirmenize yardımcı olabilecek uygun yaşam tarzı önerilerinde bulunduğu kadar uygun tarama testleri hakkında da bilgi verebilir.