Korku ve kaygı aynı kavramlar gibi görünse de aralarında bir takım farklılıklar vardır.
Kaygı, belirsiz, potansiyel olarak tehlike oluşturma olasılığı olabilecek ama net tehlike halini almamış uyarana karşı verilen nöroendokrin, davranışsal, nörokimyasal yanıtı oluşturan emosyondur (duygudur). Belirtildiği gibi korkunun kaynağı daha belirgindir. Kaygıda da bazen net, belirgin bir kaynak olabilmekle birlikte ama daha çoğunlukla olma olasılığı olabilecek durumlar üzerine yaşanır.. Korku birden, tehlikeye karşı aniden oluşan bu ana yönelik anlık bir duygudur. Birden oluşmakla birlikte birden de yoğunlaşır. Kaygı ise korkuya göre daha uzun süre devam eden ama şiddeti korkudan daha az olan bir duygudur. Örneğin fare korkusu olan bir kişi fare ile karşılaştığı anda birden yoğun bir korku hisseder ancak bu çoğunlukla fare uyaranı ortadan kalktığı anda da geçer. Özetle net bir uyaran ile bir anda oluşur, bir anda çok yoğunlaşır ve kaynak ortadan kalktığı anda da düzelir. Ancak kaygıda ise örneğin kişi annesinin başına bir şey geleceği kaygısı duyar. Ortada böyle net bir durum yoktur ama kişi olabileceği üzerinden düşünür ve bunun üzerine kaygılanır. Bu düşünce ve düşüncenin tetiklediği kaygı daha uzun sürelidir. Kişinin ruminatif şekilde çoğu kez aklındadır. Korkudaki gibi aniden ortaya çıkıp yoğunlaşıp geçmez, devam eder ve süreklidir. Şiddeti korku kadar yoğun olmamakla birlikte daha azdır ancak süreklilik göstermesinden dolayı ve her an bir kötü bir şey olacak hissi yaşattığı için rahatsız ediciliği, hayatı etkilemesi yoğundur. Kaygı (anksiyete) tanımlanması zor bir korku ve endişe duygusudur. Anksiyete kişiyi devamlı tetikte olma gerekliliği içine sokar. Yaklaşan tehlikeler için tetikte olma halini uyarmakta ve kişinin tehdit öğesi ile baş etmek üzere önlem almasını sağlamaktadır. Korku da benzeri bir uyarıdır; ancak korku dışarıda bulunan, net bir duruma karşıdır. Oysa anksiyete, bilinmeyen, içten gelen, belirsiz ya da kökeni iç çatışmaya dayalı olan bir tehdide karşı gösterilen bir tepkidir.
Amerikan Psikiyatri birliğinin psikiyatrik hastalıkların tanı kriterlerini belirlediği güncellenen şekli olan DSM-5 tanı kitabına göre kaygı (anksiyete) bozuklukları aşağıdaki gibidir.
1. Özgül Fobi
2. Sosyal anksiyete bozukluğu
3. Panik bozukluk
4. Yaygın anksiyete bozukluğu
5. Agorafobi
6. Maddenin/İlacın yol açtığı anksiyete bozukluğu
7. Genel tıbbi duruma bağlı anksiyete bozukluğu
Kaygı, belirsiz, potansiyel olarak tehlike oluşturma olasılığı olabilecek ama net tehlike halini almamış uyarana karşı verilen nöroendokrin, davranışsal, nörokimyasal yanıtı oluşturan emosyondur (duygudur). Belirtildiği gibi korkunun kaynağı daha belirgindir. Kaygıda da bazen net, belirgin bir kaynak olabilmekle birlikte ama daha çoğunlukla olma olasılığı olabilecek durumlar üzerine yaşanır.. Korku birden, tehlikeye karşı aniden oluşan bu ana yönelik anlık bir duygudur. Birden oluşmakla birlikte birden de yoğunlaşır. Kaygı ise korkuya göre daha uzun süre devam eden ama şiddeti korkudan daha az olan bir duygudur. Örneğin fare korkusu olan bir kişi fare ile karşılaştığı anda birden yoğun bir korku hisseder ancak bu çoğunlukla fare uyaranı ortadan kalktığı anda da geçer. Özetle net bir uyaran ile bir anda oluşur, bir anda çok yoğunlaşır ve kaynak ortadan kalktığı anda da düzelir. Ancak kaygıda ise örneğin kişi annesinin başına bir şey geleceği kaygısı duyar. Ortada böyle net bir durum yoktur ama kişi olabileceği üzerinden düşünür ve bunun üzerine kaygılanır. Bu düşünce ve düşüncenin tetiklediği kaygı daha uzun sürelidir. Kişinin ruminatif şekilde çoğu kez aklındadır. Korkudaki gibi aniden ortaya çıkıp yoğunlaşıp geçmez, devam eder ve süreklidir. Şiddeti korku kadar yoğun olmamakla birlikte daha azdır ancak süreklilik göstermesinden dolayı ve her an bir kötü bir şey olacak hissi yaşattığı için rahatsız ediciliği, hayatı etkilemesi yoğundur. Kaygı (anksiyete) tanımlanması zor bir korku ve endişe duygusudur. Anksiyete kişiyi devamlı tetikte olma gerekliliği içine sokar. Yaklaşan tehlikeler için tetikte olma halini uyarmakta ve kişinin tehdit öğesi ile baş etmek üzere önlem almasını sağlamaktadır. Korku da benzeri bir uyarıdır; ancak korku dışarıda bulunan, net bir duruma karşıdır. Oysa anksiyete, bilinmeyen, içten gelen, belirsiz ya da kökeni iç çatışmaya dayalı olan bir tehdide karşı gösterilen bir tepkidir.
Amerikan Psikiyatri birliğinin psikiyatrik hastalıkların tanı kriterlerini belirlediği güncellenen şekli olan DSM-5 tanı kitabına göre kaygı (anksiyete) bozuklukları aşağıdaki gibidir.
1. Özgül Fobi
2. Sosyal anksiyete bozukluğu
3. Panik bozukluk
4. Yaygın anksiyete bozukluğu
5. Agorafobi
6. Maddenin/İlacın yol açtığı anksiyete bozukluğu
7. Genel tıbbi duruma bağlı anksiyete bozukluğu