Çinde başlayıp tüm dünyaya yayılan koronavirüs maalesef ki hala yayılmaya devam ediyor. Koronavirüs bulaştığı insanlarda tat ve koku kaybı, kas ağrıları, baş ağrısı, yüksek ateş, öksürük ve nefes darlığı üzere teneffüs yolu sorunları halinde bir tablo oluşturuyor. Ne yazık ki bu tablolar hayat kaybına kadar gidebilmektedir. Genel olarak koronavirüsün genç, sağlıklı ve bağışıklığı güçlü bireylerde daha hafif seyrettiği görülerken yaşlılarda ve kronik rahatsızlığı olan bireylerde daha ağır tablolar oluşturduğu görülmüştür. Koronavirüsün bu tesirleri ve hala devam eden yayılma süreci gebe olan anne adaylarını endişelendirmektedir. Gebelerin yüksek risk kümesinde olduğu ya da virüsün direkt olarak bebeğe geçtiğiyle ilgili bir bilgi bulunmamakta lakin hamilelik periyodunda bedende değişen hormonal tesirler sonucunda bağışıklık düşmektedir. Hamileliğin her anında çok değerli olan sağlıklı beslenme, bu koronovirüs sürecinde bağışıklığı güçlü tutmak için daha da kıymet arz etmektedir.
Hamilelikte bağışıklığı güçlü tutmanın kıymet arz ettiği devirlerden bir oburu de kış aylarıdır. Kış ayları soğuk hava kaideleri nedeniyle grip, soğuk algınlığı üzere hastalıklara davetiye çıkartmaktadır. Ayrıyeten güneş ışınlarından gereğince yararlanamama nedeniyle bağışıklık zayıflamaktadır. Esasen hamilelik sürecindeki hormon değişimi nedeniyle de anne adaylarında bağışıklık zayıflamıştı. Bu olumsuz tesirlerden anne ve bebeğin etkilenmemesi için sağlıklı beslenme elzemdir. Kış ayları, bu zorluklarının yanında portakal, nar, mandalina, brokoli, karnabahar, pırasa vb. vitamin ve mineral tarafından varlıklı meyve ve sebzelerin, Omega 3 açısından kıymetli olan balığın da mevsimidir. Günlük beslenmede bunlara yer verilmesi bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkı sağlar.
Koronovirüs sürecinde ve kış aylarında bilhassa gebelerin bağışıklığını güçlü tutması gerektiğini söyledik. Pekala bu nasıl sağlanır? Bağışıklık sistemini güçlü tutmak için kâfi ve istikrarlı (sağlıklı) beslenme çok değerlidir. Günlük olarak kâfi ölçüde zerzevat, meyve, tam tahıl, yüksek proteinli besinler (balık, tavuk, kırmızı et, kurubaklagil, yumurta,…) ve süt ve süt eserlerinin (yoğurt, ayran, kefir, peynir, …) tüketilmesi, zeytinyağı kullanımı ve kâfi su tüketimi sağlıklı beslenmenin altın kuralıdır.Yeterli ve istikrarlı beslenmenin yanında kâfi uyku, (Vücudun kendini en fazla tamir ettiği vakit uykudur.), tertipli yapılan idman, bağışıklığı olumsuz etkileyen gerilim faktörlerinden ve sigara, alkol üzere ziyanlı alışkanlıklardan uzak durmak bağışıklığı güçlendirecek temel faktörlerdir.
Koronavirüs devrinde ve kış aylarında gebelerin beslenmesi şu formda olmalıdır:
Anne ve bebeğin gereksinim duyduğu tüm makro (karbonhidrat, protein, yağ) ve mikro (vitamin ve mineraller) besin öğelerinin bedene kâfi ölçüde alınması gerekmektedir. Bunun için de besin çeşitliliğine ehemmiyet verilmelidir.
Bol su tüketilmedir.
Her gün kâfi protein alınmalıdır. Hamilelikte proteinin yetersiz alımına bağlı olarak ödem de görülmektedir.
Gerekli vitamin ve mineralleri sağlamak ve bağışıklığı desteklemek için zerzevat ve meyve tüketimi ön planda tutulmalıdır.
C vitamininden varlıklı yeşil biber, kapya biber, kivi, portakal, greyfurt, mandalina, ıspanak; E vitamininden varlıklı zeytinyağı, ceviz, badem, fındık; A vitamini türevi olan beta karoteni içeren havuç, ıspanak, domates, brokoli, pırasa, bal kabağı, yulaf üzere besinleri tüketmek bağışıklık sistemini güçlendirir.
Et, karaciğer, deniz eserleri, süt, yumurta, kabak çekirdeğinde bol ölçüde bulunan çinko minerali de bağışıklık sistemini geliştirir.
Bağırsaktaki faydalı bakterilerin artmasını sağlayarak bağışıklığa takviye veren Omega 3 açısından varlıklı yağlı balıklar (somon gibi) haftada 1-2 defa tüketilmelidir.
Probiyotik besinler de bağırsaktaki faydalı bakterileri arttırır. Probiyotiklere kefir, yoğurt, turşu örnek verilebilir. Kefir ve yoğurt hamilelikte ihtiyacı artan kalsiyum gereksinimini karşılamaya da yardımcı olur. Turşu fazla tuz içerdiğinden hamilelikte görülen ödem meselesini arttıracağından dikkatli tüketilmesinde yarar vardır.
Kemik suyu bağırsakları onarıp güçlendirir ve bağışıklık sistemini takviyeler.
Kış sebzelerinden olan pırasa ve ıspanak prebiyotik besinlere örnektir. İçeriğinde bulunan bileşikler bağırsaktaki faydalı bakteriler için güç kaynağıdır. Böylelikle faydalı bakteriler artar. Bu da bağırsak sıhhatini ve bağışıklık sistemini geliştirir.
Avokado içerisinde bulunan antioksidanlar, aminoasitler ve sağlıklı yağlar bağışıklığı güçlendirir ve gebelerin de tercih edebileceği çok yararlı bir besindir.
Doğal bir antibiyotik, antioksidan ve prebiyotik olan sarımsak bağışıklık sistemini güçlendirir. Gebeler günlük 1 diş tüketebilirler.
Hamilelikte bulantı ve kusma şikâyetlerine âlâ gelen zencefil birebir vakitte bağışıklığı da güçlendirir. (Aşırı tüketimi hamilelikte düşüğe neden olabilir. Günlük 1 gram zencefil inançlı kabul edilmektedir. Günlük içilen zencefil çayı 2 fincanı geçmemelidir. Kullanmadan evvel hekiminize danışın.)
D vitamini de bağışıklık sistemini güçlendiren vitaminlerden biridir. Güneş ışığı en hoş kaynağıdır. Besinsel kaynakları ise yumurta, süt ve yağlı balıklardır.
Çok yağlı/şekerli besinler, asitli içecekler, işlenmiş eserler, beyaz undan yapılan mamüller üzere bağışıklık sistemini zayıflatan besinler tüketilmemelidir yahut mümkün olduğunca az tüketilmelidir.
Koronavirüs Devrinde ve Kış Aylarında Gebelerin Destek Kullanması Gerekir Mi?
Hamilelik periyodunda bebeğin de muhtaçlıkları eklendiği için besin öğesi ihtiyacı artmaktadır. Bu artan gereksinim gerçek planlanmış, kâfi ve istikrarlı beslenmeyle karşılanabilir. Birtakım hamileler artan demir, folik asit, B12 üzere vitamin ve mineraller gereksinimlerini karşılayamaz. Ayrıyeten vejetaryen hamileler yahut ikiz, üçüz bebeğe gebe olanlar da bu gereksinimleri karşılayamayabilirler. Hekim onayıyla bu hamilelerin destek kullanması gerekebilir.
Gebeler, kış aylarında ve içinde bulunduğumuz koronavirüs sürecinde muhtaçlık duyulursa hekim onayıyla bağışıklık sistemini güçlendiren destekler kullanabilir. Bağışıklık sistemini güçlendiren çinko, selenyum, Omega 3, C ve D vitaminini içeren destekler, gebelerin enfeksiyonlara karşı dirençli olmasını sağlayarak kış ayı hastalıklarından ve koronavirüsten korunmalarını sağlayabilir. Yapılan araştırmalarda bağışıklık sisteminde kritik rol oynayan D vitamini yetersizliğinde koronavirüse yakalanma ve bu sebeple vefat riskinin daha yüksek olduğu, D vitamininin yetersiz olduğu şahısların hastalığı daha ağır atlattığı görülmüştür. Güneşten gereğince yararlanılamayan kış aylarında ve koronavirüs nedeniyle meskende kalınması gereken bu pandemi sürecinde bilhassa D vitamini desteği gerekebilir. Fakat katiyen kendi kendimize destek kullanmamalıyız. Destek kullanılabilmesi için öncelikle kan analizi yapılmalıdır. Şayet eksikliği bulunan vitamin yahut mineral varsa hekimin onayladığı eser, tabibin onayladığı doz kadar kullanılmalıdır. Zira çok vitamin ve mineral alımı toksik tesir yapabilir. Ayrıyeten birtakım ilaçlarla etkileşime girerek tesirini arttırabilir yahut azaltabilir. Bu durum da olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Destekler tabip onayı olmadan kullanılmamalıdır. Özel bir periyot olan hamilelikte annenin kullandığı destekler bebeği de etkileyeceğinden bu durum daha da kıymet kazanmaktadır. Sevgili anne adayları kendi ve bebeğinizin sıhhati için destek kullanmadan evvel kesinlikle hekiminize danışın. Hekiminiz ikinizin de sıhhati için en doğrusunu söyleyecektir. Sıhhatle kalın…
Hamilelikte bağışıklığı güçlü tutmanın kıymet arz ettiği devirlerden bir oburu de kış aylarıdır. Kış ayları soğuk hava kaideleri nedeniyle grip, soğuk algınlığı üzere hastalıklara davetiye çıkartmaktadır. Ayrıyeten güneş ışınlarından gereğince yararlanamama nedeniyle bağışıklık zayıflamaktadır. Esasen hamilelik sürecindeki hormon değişimi nedeniyle de anne adaylarında bağışıklık zayıflamıştı. Bu olumsuz tesirlerden anne ve bebeğin etkilenmemesi için sağlıklı beslenme elzemdir. Kış ayları, bu zorluklarının yanında portakal, nar, mandalina, brokoli, karnabahar, pırasa vb. vitamin ve mineral tarafından varlıklı meyve ve sebzelerin, Omega 3 açısından kıymetli olan balığın da mevsimidir. Günlük beslenmede bunlara yer verilmesi bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkı sağlar.
Koronovirüs sürecinde ve kış aylarında bilhassa gebelerin bağışıklığını güçlü tutması gerektiğini söyledik. Pekala bu nasıl sağlanır? Bağışıklık sistemini güçlü tutmak için kâfi ve istikrarlı (sağlıklı) beslenme çok değerlidir. Günlük olarak kâfi ölçüde zerzevat, meyve, tam tahıl, yüksek proteinli besinler (balık, tavuk, kırmızı et, kurubaklagil, yumurta,…) ve süt ve süt eserlerinin (yoğurt, ayran, kefir, peynir, …) tüketilmesi, zeytinyağı kullanımı ve kâfi su tüketimi sağlıklı beslenmenin altın kuralıdır.Yeterli ve istikrarlı beslenmenin yanında kâfi uyku, (Vücudun kendini en fazla tamir ettiği vakit uykudur.), tertipli yapılan idman, bağışıklığı olumsuz etkileyen gerilim faktörlerinden ve sigara, alkol üzere ziyanlı alışkanlıklardan uzak durmak bağışıklığı güçlendirecek temel faktörlerdir.
Koronavirüs devrinde ve kış aylarında gebelerin beslenmesi şu formda olmalıdır:
Anne ve bebeğin gereksinim duyduğu tüm makro (karbonhidrat, protein, yağ) ve mikro (vitamin ve mineraller) besin öğelerinin bedene kâfi ölçüde alınması gerekmektedir. Bunun için de besin çeşitliliğine ehemmiyet verilmelidir.
Bol su tüketilmedir.
Her gün kâfi protein alınmalıdır. Hamilelikte proteinin yetersiz alımına bağlı olarak ödem de görülmektedir.
Gerekli vitamin ve mineralleri sağlamak ve bağışıklığı desteklemek için zerzevat ve meyve tüketimi ön planda tutulmalıdır.
C vitamininden varlıklı yeşil biber, kapya biber, kivi, portakal, greyfurt, mandalina, ıspanak; E vitamininden varlıklı zeytinyağı, ceviz, badem, fındık; A vitamini türevi olan beta karoteni içeren havuç, ıspanak, domates, brokoli, pırasa, bal kabağı, yulaf üzere besinleri tüketmek bağışıklık sistemini güçlendirir.
Et, karaciğer, deniz eserleri, süt, yumurta, kabak çekirdeğinde bol ölçüde bulunan çinko minerali de bağışıklık sistemini geliştirir.
Bağırsaktaki faydalı bakterilerin artmasını sağlayarak bağışıklığa takviye veren Omega 3 açısından varlıklı yağlı balıklar (somon gibi) haftada 1-2 defa tüketilmelidir.
Probiyotik besinler de bağırsaktaki faydalı bakterileri arttırır. Probiyotiklere kefir, yoğurt, turşu örnek verilebilir. Kefir ve yoğurt hamilelikte ihtiyacı artan kalsiyum gereksinimini karşılamaya da yardımcı olur. Turşu fazla tuz içerdiğinden hamilelikte görülen ödem meselesini arttıracağından dikkatli tüketilmesinde yarar vardır.
Kemik suyu bağırsakları onarıp güçlendirir ve bağışıklık sistemini takviyeler.
Kış sebzelerinden olan pırasa ve ıspanak prebiyotik besinlere örnektir. İçeriğinde bulunan bileşikler bağırsaktaki faydalı bakteriler için güç kaynağıdır. Böylelikle faydalı bakteriler artar. Bu da bağırsak sıhhatini ve bağışıklık sistemini geliştirir.
Avokado içerisinde bulunan antioksidanlar, aminoasitler ve sağlıklı yağlar bağışıklığı güçlendirir ve gebelerin de tercih edebileceği çok yararlı bir besindir.
Doğal bir antibiyotik, antioksidan ve prebiyotik olan sarımsak bağışıklık sistemini güçlendirir. Gebeler günlük 1 diş tüketebilirler.
Hamilelikte bulantı ve kusma şikâyetlerine âlâ gelen zencefil birebir vakitte bağışıklığı da güçlendirir. (Aşırı tüketimi hamilelikte düşüğe neden olabilir. Günlük 1 gram zencefil inançlı kabul edilmektedir. Günlük içilen zencefil çayı 2 fincanı geçmemelidir. Kullanmadan evvel hekiminize danışın.)
D vitamini de bağışıklık sistemini güçlendiren vitaminlerden biridir. Güneş ışığı en hoş kaynağıdır. Besinsel kaynakları ise yumurta, süt ve yağlı balıklardır.
Çok yağlı/şekerli besinler, asitli içecekler, işlenmiş eserler, beyaz undan yapılan mamüller üzere bağışıklık sistemini zayıflatan besinler tüketilmemelidir yahut mümkün olduğunca az tüketilmelidir.
Koronavirüs Devrinde ve Kış Aylarında Gebelerin Destek Kullanması Gerekir Mi?
Hamilelik periyodunda bebeğin de muhtaçlıkları eklendiği için besin öğesi ihtiyacı artmaktadır. Bu artan gereksinim gerçek planlanmış, kâfi ve istikrarlı beslenmeyle karşılanabilir. Birtakım hamileler artan demir, folik asit, B12 üzere vitamin ve mineraller gereksinimlerini karşılayamaz. Ayrıyeten vejetaryen hamileler yahut ikiz, üçüz bebeğe gebe olanlar da bu gereksinimleri karşılayamayabilirler. Hekim onayıyla bu hamilelerin destek kullanması gerekebilir.
Gebeler, kış aylarında ve içinde bulunduğumuz koronavirüs sürecinde muhtaçlık duyulursa hekim onayıyla bağışıklık sistemini güçlendiren destekler kullanabilir. Bağışıklık sistemini güçlendiren çinko, selenyum, Omega 3, C ve D vitaminini içeren destekler, gebelerin enfeksiyonlara karşı dirençli olmasını sağlayarak kış ayı hastalıklarından ve koronavirüsten korunmalarını sağlayabilir. Yapılan araştırmalarda bağışıklık sisteminde kritik rol oynayan D vitamini yetersizliğinde koronavirüse yakalanma ve bu sebeple vefat riskinin daha yüksek olduğu, D vitamininin yetersiz olduğu şahısların hastalığı daha ağır atlattığı görülmüştür. Güneşten gereğince yararlanılamayan kış aylarında ve koronavirüs nedeniyle meskende kalınması gereken bu pandemi sürecinde bilhassa D vitamini desteği gerekebilir. Fakat katiyen kendi kendimize destek kullanmamalıyız. Destek kullanılabilmesi için öncelikle kan analizi yapılmalıdır. Şayet eksikliği bulunan vitamin yahut mineral varsa hekimin onayladığı eser, tabibin onayladığı doz kadar kullanılmalıdır. Zira çok vitamin ve mineral alımı toksik tesir yapabilir. Ayrıyeten birtakım ilaçlarla etkileşime girerek tesirini arttırabilir yahut azaltabilir. Bu durum da olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Destekler tabip onayı olmadan kullanılmamalıdır. Özel bir periyot olan hamilelikte annenin kullandığı destekler bebeği de etkileyeceğinden bu durum daha da kıymet kazanmaktadır. Sevgili anne adayları kendi ve bebeğinizin sıhhati için destek kullanmadan evvel kesinlikle hekiminize danışın. Hekiminiz ikinizin de sıhhati için en doğrusunu söyleyecektir. Sıhhatle kalın…
