Kürtlerin hemojen bir unsur olup olmadıklarını tesbit bakımından antropolojik sınıflandırma konusunda da çalışmalar yapılmıştır.Birçok bilim adamınca gerçekleştirilen araştırmaların yeterli bir özeti B.Nikitin'in Kürtler adlı eserinde mevcuttur.
Nikitin'in kitabının ''Antropolojik Kanıtlar'' bölümü şu tesbitle başlamaktadır.''Tarih ve dilbilim alanında yaptığımız bu gezi henüz birçok noktayı karanlıkta bırakıyor ve Kürtlerin kökenleri üzerinde ''ancak bazı varsayımlar'' öne sürmemize imkan veriyorsa antropoloji de bize bu konuda fazla yardımcı olmayacaktı.''(sf.48)
Nikitin;Kürtler konusunda araştırmalar yapmak üzere Ruslar'ın Urmiye'de konsolos olarak görevlendirdikleri bir diplomattır.Görevinin mahiyeti konuya yaklaşımını etkilemiştir.Ayrıca bir kürdolif (Kürt hayranı) olarak da kabul edilir.Nikitin bilindiğine göre Stalze'nin fotoğraflarını çektiği doğu Kürtlerinin hepsi,bölgedeki İran halkıyla tam bir benzerlik taşıyan esmer ve son derece brakisefal tiplerdir.Van Luschan'ın Nemrut ve Zemcenli yöresinde antropolojik yönden titizlikle incelediği batı Kürtleri ise büyük oranda 'sarışın' ve 'dolikosefal'dirler.
Luschan sonuç olarak bazı bölgelerde esmer ve brakisefal unsurların ortaya çıkmasını Türklerle,Ermenilerle ya da İranlılarla kaynaşmaya bağlar.Milingen Türkiye ile İran'ın kuzey sınırlarında Kürt tiplerinin çeşitlilik gösterdiğine işaret eser ve ''Her ne kadar kara gözlü kara saçlı tipler hakimsede,sarı ve kestane rengi saçlar,mavi gözlü tiplerede rastlanır.''(Nikitin,Kürtler,sf.49) der.
Yine Van Luschan sarışın ve dolikofesal Kürtleri Cermen olarak nitelemezse de bunların Avrupa'nın kuzeyinden geldiklerini varsayar.Bu iddiasına gerekçe olarak ''Kuzey Avrupa dışında hiçbir yerde şimdiye kadar,mavi gözlü, sarışın dolikofesal kaynağın tesbit edilmediğini''gösterir.(a.g.e,sf.49)
A.Başmakof'un belirttiğine göre,bu sarışın ve mavi gözlü ''nordik'' tipin önasyaya geldiği zaman dilinin Kürtçe olmaması ve Kürtçe'nin ona,kendisini boyunduruk altına alan irani unsurlarla temasa gelmesi sonucu zorla kabul ettirilmiş olması mümkündür.(a.g.e.,sf.50)
A.Başmakov'a göre sorun 'muhtemel' dolikasefal olan ve 'belki'de Kürdün en eski halini meydana getiren 'kimmer' probleminin temel noktaları tespit edildiği gün açıklığa kavuşabilecektir.(Kimmerler Sibir-Kafkas'dan 8.yy.gelip güneydoğuyu işgal etmiş bir kavimdir.Bunların Türklüğü konusunda Prof.Aydın Taner tez çalışması mevcuttur.(T.Ö.)
E.Soane'nin tespitleri daha ilginçtir;''...Aralarında birçok sarışın mavi gözlü insan vardır.(Doğu Kürtleri) Bu tipteki Kürt çocuğu İngiliz çocuğu arasına bırakılsa ayırt edilemez,beyaz tenlidir...Dalga dalga akan açık renk saçlar,sarkık uzun bıyıklar ve açık bir ten...sadece yüz ölçüt alınsa ve dillerinde bulunan başka kanıt da hesaba katılmasa bile bütün bunlar Anglasakson'la Kürdün aynı kökenden olduğunu yeterince kanıtlar.(Nikitin,Kürtler sf.51)
Buna karşın Nikitin Kürdü;Sami (Arap vs.) saymaya neden olabilecek ayrı bir gözleme de yer verir;''Kalde'nin çok eski kralı Ur Nına'nın profili ile yukarı Mezopotamya'daki Buruki Kürdünün profilini karşılaştırmalı olarak yayımlamış bulunan Dr.Hamy bu hususu çok belirgin bir şekilde kanıtlamıştır''(a.g.e.sf.51)
Buraya kadar gözlem tespit ve savların özetlediğimiz bilim adamlarının verdikleri bilgilerin ne denli çelişkili ve farklı olduğu;Kürtler'inbrakisefal mi dolikesafal mi,sarışın nordik mi yoksa esmer Önasyalı mı oldukları konusunda tam bir karmaşa ve kaosun söz konusu olduğu açıkça görülmektedir.
nikitin kendi nihai görüşünü ''saptayabileceğimiz tek şey,Kürt etnik tipinin çok karışık bir karakterde oluşudur.''diye özetler ve Urmiye'de kaldığı 3 yıl içinde çok sayıda Kürt görmek fırsatını bulduğunu ifadeyle''Mark Sykes'in Halifenin Mirası eserinde (sf.321,343,425) bulunan;Milli Kürtleri'in (Arap tipi) olarak verdiği Kuzey Kürt'leri tiplerini karşılaştırırsak 'Kürt' tipi için ortak bir formül bulma düşüncesinin bir hayal olduğunu kolayca söyleyebiliriz.''değerlendirmesine tamamiyle katıldığını belirtir.(Nikitin,Kürtler,sf.53)
Ve konuyu şöyle bağlar''Demek ki kürtlerin kökeni çok tartışmalı bir sorundur...''(sf.54)
Bu açık tespitler karşısında,sayısız kavimlere yurt olmuş ve sayısız işgaller görmüş bir bölgede yaşayan topluluğun hiçbir veri ve kayıta dayanılmaksızın nasıl olupta tek tek bir kökene bağlanmak istendiği ve hele bu toplumun 5000 yıldır öz benliğini ve saflığını koruduğu yolundaki önyargılar herhalde sorgulanmalıdır.
Kürt tipiyle ilgili antropolojik kanıtlar tamamlanmak üzere kürt dili ve Söylenceleri isimli kitabında Gürdal Aksoy'un tesbitlerini aktarmakta da yarar vardır.
''Kürtler kimdir?Tarih sahnesinde ne zaman yer aldılar?Konuştukları dil hangi dil grubuna girer?Bu ve benzeri sorular bilinç ufkumun bir köşesinde sürekli yer almıştır.Gerek yazılı belgelerin az oluşu,gerek Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da denilen bölgedeiarkeolojik kazıların sınırlı tutulması,bu soruları daha da keskinleştirmekte.
Doğal olarak konunun bulanıklığı biraz da tarihçilik oyunu seven kimi yazarların semerelerinden kaynaklanıyor.Tüm bunlara birde geniş boyutlu araştırmaların yokluğu eklenince,işin içinden çıkmak büsbütün güçleşiyor.''(a.g.e.,sf.147)
Ulusun ırk birliğinden çok kültür birliği gerçeğine dayandığını vurgulayan Aksoy,Ari ırk kavramını irdeler ve sonra ripley'in Asyatik türkiye'de oturan Kürtlerin,gerek linguistik gerekse fiziki bakımından İranlı olduklarını diğer yandan ve Kürtlerin doğal olarak 'dolichocephic' olduklarını belirttiğini aktarır.
Bilim adamları ve araştırmacıların bir kavram olarak,sık kullandıkları''İrani'' ya da ''İran'lı''kelimeleri bugün anlaşıldığı gibi bir ulusu tanımlamazlar.İran aynen Anadolu tabiri gibi birçok ulusa yurtluk etmiş geniş bir geçiş alanı olan coğrafyanın ismidir.Dolayısiyle 'İrani'ya da 'İran'lı' tanımlarını bu çerçevede anlamk gerekir.Bu konuda yanlış bir yorum yanılgılara yol açar.(T.O.)
G.Aksoy;E.Soane'nin görüşünü Nikitin'in alıntısından biraz farklı aktardıktan sonra Haddan'dan 'Batılı Kürtler,dolikasefaldır.Yarısından çoğu mavi gözlü,sarışındır;ancak türk ve Ermeni karışımının artmasıyla birlikte,başlar kısalmış ve genişlemiş,saç ve gözlerde siyahlamıştır;Doğulu Kürtlerde ise yuvarlak başlı,siyah saçlı ve daha çok çirkin olanlar,daha yüksek oranda görülür.Kürtler'in dağlı olmuş Prota-Nordik istep halkından olduğu görüşüne itibar edilebilir''alıntısını verir.(a.g.e.,sf.151)
Bu tespit de Kürt tipinin karışık olduğunun kanıtıdır.
Bu durumda Soane'nin Anglasakson ve Haddan'ın protonordik tip olarak tanımladığı Kürtler Asyalı Medler olabilir mi?Yoksa Medler İranlı olmayıp Kuzey Avrupa'dan mı gelmişler?Oysa Medlerin anayurdu bellidir asya.O halde Kürtleri Medlere bağlayan varsayımın geçerliliği nedir?Luschan'a göre sarışın nordik tipin tek kaynağı kuzey Avrupadır.
Medlerin köken olarak güney Sibir-Hazar yörelerinden Önasya'ya indikleri ve Asya'lı oldukları kesin olarak kanıtlanmış bir gerçektirçBu gerçek karşısında yukarıdaki sorular elbette geçersizdir.
Bu örnek Kürtleri hem nordik,Anglaskson hemde 'günümüzün medleridir.'diye tanımlayan Soane gibi ünlü bir araştırmacının dahi ne denli yanılgı ve çelişki içinde olduğunu göstermek bakımından önemlidir.
Doç.Dr. Yalçın Küçük'te Kürtler Üzerine Tezler aslı kitabında gerçeği özetleyerek ''Tipleri ise değişiktir.Bir Kürt tipinden söz etmek kolay görünmüyor,yaşadıkları yöreye ve kaynaştıkları diğer ırklara göre Kürt tipleri birbirinden ayrılıyor.''tespitini yapar.(sf.39)
Nikitin'in kitabının ''Antropolojik Kanıtlar'' bölümü şu tesbitle başlamaktadır.''Tarih ve dilbilim alanında yaptığımız bu gezi henüz birçok noktayı karanlıkta bırakıyor ve Kürtlerin kökenleri üzerinde ''ancak bazı varsayımlar'' öne sürmemize imkan veriyorsa antropoloji de bize bu konuda fazla yardımcı olmayacaktı.''(sf.48)
Nikitin;Kürtler konusunda araştırmalar yapmak üzere Ruslar'ın Urmiye'de konsolos olarak görevlendirdikleri bir diplomattır.Görevinin mahiyeti konuya yaklaşımını etkilemiştir.Ayrıca bir kürdolif (Kürt hayranı) olarak da kabul edilir.Nikitin bilindiğine göre Stalze'nin fotoğraflarını çektiği doğu Kürtlerinin hepsi,bölgedeki İran halkıyla tam bir benzerlik taşıyan esmer ve son derece brakisefal tiplerdir.Van Luschan'ın Nemrut ve Zemcenli yöresinde antropolojik yönden titizlikle incelediği batı Kürtleri ise büyük oranda 'sarışın' ve 'dolikosefal'dirler.
Luschan sonuç olarak bazı bölgelerde esmer ve brakisefal unsurların ortaya çıkmasını Türklerle,Ermenilerle ya da İranlılarla kaynaşmaya bağlar.Milingen Türkiye ile İran'ın kuzey sınırlarında Kürt tiplerinin çeşitlilik gösterdiğine işaret eser ve ''Her ne kadar kara gözlü kara saçlı tipler hakimsede,sarı ve kestane rengi saçlar,mavi gözlü tiplerede rastlanır.''(Nikitin,Kürtler,sf.49) der.
Yine Van Luschan sarışın ve dolikofesal Kürtleri Cermen olarak nitelemezse de bunların Avrupa'nın kuzeyinden geldiklerini varsayar.Bu iddiasına gerekçe olarak ''Kuzey Avrupa dışında hiçbir yerde şimdiye kadar,mavi gözlü, sarışın dolikofesal kaynağın tesbit edilmediğini''gösterir.(a.g.e,sf.49)
A.Başmakof'un belirttiğine göre,bu sarışın ve mavi gözlü ''nordik'' tipin önasyaya geldiği zaman dilinin Kürtçe olmaması ve Kürtçe'nin ona,kendisini boyunduruk altına alan irani unsurlarla temasa gelmesi sonucu zorla kabul ettirilmiş olması mümkündür.(a.g.e.,sf.50)
A.Başmakov'a göre sorun 'muhtemel' dolikasefal olan ve 'belki'de Kürdün en eski halini meydana getiren 'kimmer' probleminin temel noktaları tespit edildiği gün açıklığa kavuşabilecektir.(Kimmerler Sibir-Kafkas'dan 8.yy.gelip güneydoğuyu işgal etmiş bir kavimdir.Bunların Türklüğü konusunda Prof.Aydın Taner tez çalışması mevcuttur.(T.Ö.)
E.Soane'nin tespitleri daha ilginçtir;''...Aralarında birçok sarışın mavi gözlü insan vardır.(Doğu Kürtleri) Bu tipteki Kürt çocuğu İngiliz çocuğu arasına bırakılsa ayırt edilemez,beyaz tenlidir...Dalga dalga akan açık renk saçlar,sarkık uzun bıyıklar ve açık bir ten...sadece yüz ölçüt alınsa ve dillerinde bulunan başka kanıt da hesaba katılmasa bile bütün bunlar Anglasakson'la Kürdün aynı kökenden olduğunu yeterince kanıtlar.(Nikitin,Kürtler sf.51)
Buna karşın Nikitin Kürdü;Sami (Arap vs.) saymaya neden olabilecek ayrı bir gözleme de yer verir;''Kalde'nin çok eski kralı Ur Nına'nın profili ile yukarı Mezopotamya'daki Buruki Kürdünün profilini karşılaştırmalı olarak yayımlamış bulunan Dr.Hamy bu hususu çok belirgin bir şekilde kanıtlamıştır''(a.g.e.sf.51)
Buraya kadar gözlem tespit ve savların özetlediğimiz bilim adamlarının verdikleri bilgilerin ne denli çelişkili ve farklı olduğu;Kürtler'inbrakisefal mi dolikesafal mi,sarışın nordik mi yoksa esmer Önasyalı mı oldukları konusunda tam bir karmaşa ve kaosun söz konusu olduğu açıkça görülmektedir.
nikitin kendi nihai görüşünü ''saptayabileceğimiz tek şey,Kürt etnik tipinin çok karışık bir karakterde oluşudur.''diye özetler ve Urmiye'de kaldığı 3 yıl içinde çok sayıda Kürt görmek fırsatını bulduğunu ifadeyle''Mark Sykes'in Halifenin Mirası eserinde (sf.321,343,425) bulunan;Milli Kürtleri'in (Arap tipi) olarak verdiği Kuzey Kürt'leri tiplerini karşılaştırırsak 'Kürt' tipi için ortak bir formül bulma düşüncesinin bir hayal olduğunu kolayca söyleyebiliriz.''değerlendirmesine tamamiyle katıldığını belirtir.(Nikitin,Kürtler,sf.53)
Ve konuyu şöyle bağlar''Demek ki kürtlerin kökeni çok tartışmalı bir sorundur...''(sf.54)
Bu açık tespitler karşısında,sayısız kavimlere yurt olmuş ve sayısız işgaller görmüş bir bölgede yaşayan topluluğun hiçbir veri ve kayıta dayanılmaksızın nasıl olupta tek tek bir kökene bağlanmak istendiği ve hele bu toplumun 5000 yıldır öz benliğini ve saflığını koruduğu yolundaki önyargılar herhalde sorgulanmalıdır.
Kürt tipiyle ilgili antropolojik kanıtlar tamamlanmak üzere kürt dili ve Söylenceleri isimli kitabında Gürdal Aksoy'un tesbitlerini aktarmakta da yarar vardır.
''Kürtler kimdir?Tarih sahnesinde ne zaman yer aldılar?Konuştukları dil hangi dil grubuna girer?Bu ve benzeri sorular bilinç ufkumun bir köşesinde sürekli yer almıştır.Gerek yazılı belgelerin az oluşu,gerek Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da denilen bölgedeiarkeolojik kazıların sınırlı tutulması,bu soruları daha da keskinleştirmekte.
Doğal olarak konunun bulanıklığı biraz da tarihçilik oyunu seven kimi yazarların semerelerinden kaynaklanıyor.Tüm bunlara birde geniş boyutlu araştırmaların yokluğu eklenince,işin içinden çıkmak büsbütün güçleşiyor.''(a.g.e.,sf.147)
Ulusun ırk birliğinden çok kültür birliği gerçeğine dayandığını vurgulayan Aksoy,Ari ırk kavramını irdeler ve sonra ripley'in Asyatik türkiye'de oturan Kürtlerin,gerek linguistik gerekse fiziki bakımından İranlı olduklarını diğer yandan ve Kürtlerin doğal olarak 'dolichocephic' olduklarını belirttiğini aktarır.
Bilim adamları ve araştırmacıların bir kavram olarak,sık kullandıkları''İrani'' ya da ''İran'lı''kelimeleri bugün anlaşıldığı gibi bir ulusu tanımlamazlar.İran aynen Anadolu tabiri gibi birçok ulusa yurtluk etmiş geniş bir geçiş alanı olan coğrafyanın ismidir.Dolayısiyle 'İrani'ya da 'İran'lı' tanımlarını bu çerçevede anlamk gerekir.Bu konuda yanlış bir yorum yanılgılara yol açar.(T.O.)
G.Aksoy;E.Soane'nin görüşünü Nikitin'in alıntısından biraz farklı aktardıktan sonra Haddan'dan 'Batılı Kürtler,dolikasefaldır.Yarısından çoğu mavi gözlü,sarışındır;ancak türk ve Ermeni karışımının artmasıyla birlikte,başlar kısalmış ve genişlemiş,saç ve gözlerde siyahlamıştır;Doğulu Kürtlerde ise yuvarlak başlı,siyah saçlı ve daha çok çirkin olanlar,daha yüksek oranda görülür.Kürtler'in dağlı olmuş Prota-Nordik istep halkından olduğu görüşüne itibar edilebilir''alıntısını verir.(a.g.e.,sf.151)
Bu tespit de Kürt tipinin karışık olduğunun kanıtıdır.
Bu durumda Soane'nin Anglasakson ve Haddan'ın protonordik tip olarak tanımladığı Kürtler Asyalı Medler olabilir mi?Yoksa Medler İranlı olmayıp Kuzey Avrupa'dan mı gelmişler?Oysa Medlerin anayurdu bellidir asya.O halde Kürtleri Medlere bağlayan varsayımın geçerliliği nedir?Luschan'a göre sarışın nordik tipin tek kaynağı kuzey Avrupadır.
Medlerin köken olarak güney Sibir-Hazar yörelerinden Önasya'ya indikleri ve Asya'lı oldukları kesin olarak kanıtlanmış bir gerçektirçBu gerçek karşısında yukarıdaki sorular elbette geçersizdir.
Bu örnek Kürtleri hem nordik,Anglaskson hemde 'günümüzün medleridir.'diye tanımlayan Soane gibi ünlü bir araştırmacının dahi ne denli yanılgı ve çelişki içinde olduğunu göstermek bakımından önemlidir.
Doç.Dr. Yalçın Küçük'te Kürtler Üzerine Tezler aslı kitabında gerçeği özetleyerek ''Tipleri ise değişiktir.Bir Kürt tipinden söz etmek kolay görünmüyor,yaşadıkları yöreye ve kaynaştıkları diğer ırklara göre Kürt tipleri birbirinden ayrılıyor.''tespitini yapar.(sf.39)