zeberus1234
Yeni Üye
Kuşlar Yollarını Nasıl Bulurlar
Uçmak çok fazla güç gerektirir Bu nedenle kuşlar, vücut kütlelerine oranla en fazla kas dokusuna sahip canlılardır Metabolizmaları da kasların harcadığı güçle doğru orantıda ayarlanmıştır Bir canlının metabolik hızı, ısıdaki 10 derecelik bir artışla ortalama iki katına çıkar Bir serçenin 42 derecelik, bir ardıç kuşunun 435 derecelik vücut sıcaklıkları ise, metobolizmalarının ne kadar hızlı çalıştığını gösterir Bir kara omurgalısına ancak ölüm getirecek olan bu vücut ısısı, enerji tüketimini ve böylece gücü artıran bir etken olarak, kuşlar için hayati önem taşır
Kuşlar bu derece fazla enerji sarf ettikleri için, yedikleri besinleri de çok iyi biçimde sindirecek bir yapıya sahiptir Kuşların sindirim sistemi, alınan besinin en verimli şekilde değerlendirilmesini sağlar Örneğin büyümekte olan yavru leylek, yediği 3 kg besinle 1 kg ağırlık kazanır Bu oran, aynı besinlerle beslenen memelilerde 10 kg'a karşılık 1 kg ağırlıktır Kuşların dolaşım sistemi de, yine yüksek enerji ihtiyacına uygun olarak yaratılmıştır İnsanın kalbi dakikada ortalama 78 kere çarparken, bu sayı serçede 460, sinek kuşunda 615'tir Aktif uçma çok yüksek bir enerji gerektirdiği için, kan dolaşımı da kara canlılarına göre çok daha hızlı gerçekleşmektedir Bu yüksek metabolik hız ve enerji sarfiyatı için gerekli olan oksijen, özel "hava tipi" akciğerler aracılığıyla vücuda alınır
Kuşlar bu denli yüksek enerji harcarlar, ama bu enerjiyi de çok yüksek verimle kullanır Kara canlılarıyla karşılaştırıldığında, enerji sarfiyatları kadar verimlilikleri de çok yüksektir Örneğin göç sırasında bir kırlangıç her kilometre 25 kilokalori harcarken, bu küçük bir memelide 41 kilokaloridir
Kuşları kara canlılarından ayıran bu özelliklerin hiçbiri mutasyonlarla ortaya çıkamaz Eğer rastgele mutasyonlarla bu özelliklerden herhangi birisinin meydana geldiği farz edilse bile -ki bu imkansızdır- bu özellik dahi tek başına hiçbir anlam ifade etmeyecektir Uçmak için gerekli olan yüksek miktarda enerjiyi sağlayan metabolizmanın oluşması, hava tipi bir akciğer olmaksızın hiçbir işe yaramayacak, aksine yetersiz oksijen alımından dolayı canlının boğularak ölmesine yol açacaktır Öncelikle hava tipi akciğerin oluşması durumunda ise, canlı gereğinden çok daha fazla oksijen alacak ve bunun sonucunda zarar görecektir Bir başka imkansızlık iskelet yapısından kaynaklanır: Kuş, bir şekilde hava tipi bir akciğere ve metabolik adaptasyonlara sahip olsa bile, yine de havalanamayacaktır Zira canlı ne kadar güçlü olursa olsun, bir kara canlısının ağır ve nispeten ayrık iskelet yapısıyla havalanması mümkün değildir Kanatların oluşması ise, başta da değindiğimiz gibi, apayrı ve yine kusursuz bir "tasarım" gerektirir
Uçmak çok fazla güç gerektirir Bu nedenle kuşlar, vücut kütlelerine oranla en fazla kas dokusuna sahip canlılardır Metabolizmaları da kasların harcadığı güçle doğru orantıda ayarlanmıştır Bir canlının metabolik hızı, ısıdaki 10 derecelik bir artışla ortalama iki katına çıkar Bir serçenin 42 derecelik, bir ardıç kuşunun 435 derecelik vücut sıcaklıkları ise, metobolizmalarının ne kadar hızlı çalıştığını gösterir Bir kara omurgalısına ancak ölüm getirecek olan bu vücut ısısı, enerji tüketimini ve böylece gücü artıran bir etken olarak, kuşlar için hayati önem taşır
Kuşlar bu derece fazla enerji sarf ettikleri için, yedikleri besinleri de çok iyi biçimde sindirecek bir yapıya sahiptir Kuşların sindirim sistemi, alınan besinin en verimli şekilde değerlendirilmesini sağlar Örneğin büyümekte olan yavru leylek, yediği 3 kg besinle 1 kg ağırlık kazanır Bu oran, aynı besinlerle beslenen memelilerde 10 kg'a karşılık 1 kg ağırlıktır Kuşların dolaşım sistemi de, yine yüksek enerji ihtiyacına uygun olarak yaratılmıştır İnsanın kalbi dakikada ortalama 78 kere çarparken, bu sayı serçede 460, sinek kuşunda 615'tir Aktif uçma çok yüksek bir enerji gerektirdiği için, kan dolaşımı da kara canlılarına göre çok daha hızlı gerçekleşmektedir Bu yüksek metabolik hız ve enerji sarfiyatı için gerekli olan oksijen, özel "hava tipi" akciğerler aracılığıyla vücuda alınır
Kuşlar bu denli yüksek enerji harcarlar, ama bu enerjiyi de çok yüksek verimle kullanır Kara canlılarıyla karşılaştırıldığında, enerji sarfiyatları kadar verimlilikleri de çok yüksektir Örneğin göç sırasında bir kırlangıç her kilometre 25 kilokalori harcarken, bu küçük bir memelide 41 kilokaloridir
Kuşları kara canlılarından ayıran bu özelliklerin hiçbiri mutasyonlarla ortaya çıkamaz Eğer rastgele mutasyonlarla bu özelliklerden herhangi birisinin meydana geldiği farz edilse bile -ki bu imkansızdır- bu özellik dahi tek başına hiçbir anlam ifade etmeyecektir Uçmak için gerekli olan yüksek miktarda enerjiyi sağlayan metabolizmanın oluşması, hava tipi bir akciğer olmaksızın hiçbir işe yaramayacak, aksine yetersiz oksijen alımından dolayı canlının boğularak ölmesine yol açacaktır Öncelikle hava tipi akciğerin oluşması durumunda ise, canlı gereğinden çok daha fazla oksijen alacak ve bunun sonucunda zarar görecektir Bir başka imkansızlık iskelet yapısından kaynaklanır: Kuş, bir şekilde hava tipi bir akciğere ve metabolik adaptasyonlara sahip olsa bile, yine de havalanamayacaktır Zira canlı ne kadar güçlü olursa olsun, bir kara canlısının ağır ve nispeten ayrık iskelet yapısıyla havalanması mümkün değildir Kanatların oluşması ise, başta da değindiğimiz gibi, apayrı ve yine kusursuz bir "tasarım" gerektirir