zeberus1234
Yeni Üye
Kuşların göç etmeleri ve nereye göç ettikleri hakkında bilgiler
Göçmen kuş nedir?
Bazı kuşlar sonbaharda ortadan kaybolup, ilkbaharda yeniden ortaya çıkıverirler. Aristo, küçük kuşların yeraltında kış uykusuna yattıklarını; bahar aylarında kızılgerdan olarak bilinen kuşun, kışın kara kızılkuyruğa dönüştüğünü düşünmüştür. Bugün kuş gözlemleri, halkalama çalışmaları, radyo vericileri sayesinde “göç” hakkındaki bilgilerimiz epeyce artmıştır. Artık pek çok kuş türünün yıl boyunca beslenme ve yuva yapma amacıyla binlerce kilometrelik uzun yolculuklar yaptıklarını biliyoruz; Avrupa’dan Afrika’ya, Kuzey Amerika’dan Güney Amerika’ya.
Arıkuşu
Göçmeyenler var mı?
Eğer uygun beslenme ve üreme koşullarına sahiplerde kuşların göçmeleri için bir neden yoktur. Koşulların değişmesi göç alışkanlığının değişmesine de neden olabilir. Kara leylek ve arıkuşu gibi genelde göçmen olan türler, Güney Afrika’da artık yerleşik türler haline gelmişlerdir. Türkiye’den de kara leyleğin kışladığı bazı alanlar (Gediz, Enez, Göksu deltaları), bu göçmen kuşun bizde de yerleşik hale gelmeye başladığını göstermektedir. Bunun tersine küçük isketenin atasal Akdeniz popülasyonları yerliyken, kuzeye yayılan popülasyonları göç davranışı göstermektedirler.
Kara Leylek
Neden göç?
Göçün başlıca nedeni bulundukları bölgenin beslenme ve üremeye elverişsiz hale gelmesidir. Sert kış koşullarında Avrupa’da beslenme şansları azalan kuşlar sonbaharda yığınlar halinde sıcak Afrika’ya göç ederler. İlkbahar aylarında ise üreme koşullarının daha uygun hale geldiği Avrupa’ya göç başlar. Ilıman-tropik bölgelerdeki yerli (göçmeyen) kuşların yoğunluğu ve üreme alanları için gereken sıkı rekabet, görece daha az kuşun bulunduğu kuzeyde üremeyi daha cazip kılmaktadır.
Göç rotaları?
Yırtıcı kuşların iri gövdeleri ve geniş kanatlarıyla uçabilmek için çok fazla enerjiye gereksinimleri vardır. Kanat çırpmak yorucu ve çok enerji isteyen bir iştir. Bu sorunu termallerden (sıcak hava akımlarından) yararlanıp süzülerek çözerler. Ancak bunun getirdiği ek sorun, termaller sadece karalarda oluştuğundan, denizleri aşamamalarıdır. Denizleri, karaların birbirine en çok yaklaştığı boğazlardan aşarak göç ederler. İstanbul Boğazı’nda göç sırasında çok sayıda yırtıcının göç etmesinin temel nedeni budur. Ancak ötücü kuşlar ve su kuşları yeryüzü şekillerine bağlı kalmaksızın geniş bir alanda göç ederler. Ötücü kuşların göçü, özellikle yırtıcı kuşlardan korunmak için gece boyunca yığınlar halinde olur; böcek bulmanın daha kolay olduğu gündüz saatlerini beslenme ve dinlenmeyle geçirmeyi yeğlerler.
Yılan Kartalı Kara Çaylak
Göç öğrenilir mi, kalıtılır mı?
İkisi de. Göç zamanının geldiğini ve göç rotasını, aynı göçü daha önce yapmış ebeveynlerinden öğrenirler. Ancak genlerinde de bu özellik vardır. Göç geldiğinde genetik bilgileri onları göçe zorlar. Bunu test etmek için yapılan bir araştırmada, göçmen olmayan bir sumru yavrusunu, göç eden başka bir sumrunun yuvasına bırakmışlar, göç zamanı geldiğinde göçmen olan ebeveyn göç hazırlıklarına başladığında, genlerinde “göç” olmayan yavru buna katılmamış, göç eden ebeveyni öylece izlemiştir. Bunun tersine yerleşik ebeveynin yuvasına konan göçmen yavru, göç zamanı geldiğinde huzursuzlaşıp, kıpırdanmaya başladığında bu kez öylece oturma sırası yerleşik olma genlerinde yerleşik olan ebeveyne gelmiştir.
Küçük Sumru
Göç zamanının geldiğini nerden bilirler?
Göçün zamanlaması o kadar dakiktir ki, saatli maarif takvimlerinde “kırlangıçların geliş zamanı”, “leyleklerin gidişi” gibi sevimli notlar hepinizin ilgisini çekmiştir. Mart başında kırlangıçların gelmeye başlaması benim için baharın habercisidir. İlk ibibik sesini neredeyse her zaman nisan başında duyarım. Kuşların “iç saat” lerinin göçün zamanlamasını belirlediği düşünülmektedir. Hormonal değişiklikler göç zamanının geldiğini belirleyen en önemli etkendir. Göçün başlaması için kuşlar, hava koşullarını, rüzgâr ve basıncı da dikkate alır, uygun koşullar yoksa göçe başlamazlar.
Kırlangıç, Kum Kırlangıcı
Göç yolları hep aynı mı? Pusulaları mı var, haritaları mı?
Göç sırasında yeryüzü şekillerini kullanarak yollarını bulurlar. Gündüz güneşin, gece yıldızların konumu da yönlerini saptamalarında yardımcı olur. İç pusulaları sayesinde manyetik kuzeyi kolayca buldukları sanılmaktadır. Kuşlar göç sırasında dünyanın manyetik alanını da rehber olarak kullanırlar. Bunun için doğal bir pusulaya sahip oldukları üzerinde durulmaktadır. Kızılgerdan, nerede bulunursa bulunsun her zaman göç edeceği yöne doğru döner. Bunun için dünyanın manyetik alanından yararlanır, ama bu düzeneğin nasıl işlediği bilinmemektedir. Göç yönünün saptanmasında kalıtım önemlidir; ancak, aynı göçü daha önce yapmış deneyimli kuşların liderliği de çok önemlidir.
Kızılgerdan
Göç sırasında yollarını bulmak için gündüz güneşten, gece yıldızlardan ve aydan yararlanırlar. Kötü havalarda güneş bulutun arkasında kaldığında yollarını şaşırabilirler. Sığırcıklar kalıtımsal bir duyguyla göç doğrultularını güneşin yardımıyla saptarlar. Turnalar ve birçok gece göç edici kuş yıldızların konumuna göre yön seçerler. Nehir, deniz kenarı, göl kenarı, dağ sıraları, vadiler gibi coğrafi şekilleri de göç sırasında rehber olarak kullanırlar. Deniz dalgalarının içerilere kadar girerek oluşturdukları son derece kısa ses dalgalarının kuşlar tarafından duyulabildiği düşünülmektedir.
Sığırcık
Son yıllarda kervan yolları kuşlar için daha da çekici olmuştur. Bunun nedeni, garip görünmekle beraber, onlar için ölüm tehlikesi yaratan çevre kirliliğidir. Yol kenarındaki eski otomobillerin enkazı ve oraya buraya atılmış boş benzin varilleri, birdenbire karşılaşacakları kum fırtınalarında onlara bir sığınma ve kurtulma olanağı verir. Zira kum fırtınası sırasında sığınacak bir yer bulamayan bir insan ya da kuş ölmüş demektir. Kum fırtınasından haftalar, hatta aylar sonra oradan geçen biri bu felaketin kurbanlarını görebilirler: kurumuş kuş iskeletleri. Bunları, göçmen kuşların ölüleriyle yaşayan çöl fareleri ve çöl tilkileri çok iyi karşılarlar. Çölü geçerken karşılaştıkları bu tehlikelerden dolayı, alçaktan uçan kırlangıçların 15-20 kuşluk guruplar halinde uçmak zorunda kalmaları olasıdır. On binlerce kuşluk filolar halinde uçsalar ve bir kum fırtınasına ya da deniz üstünde bir fırtınaya yakalanmış olsalardı, bir anda bir yörenin tüm kırlangıç nüfusu yok olabilirdi. Bu nedenle kırlangıçlar göçerken ufak guruplar halinde uçmayı yeğlerler. “Bir kırlangıçla bahar olmaz” sözü de bundan kaynaklanmış olabilir.
Birçok göçmen kuş gelecek yıl aynı yuvalarına geri dönerler. Leyleklerde bunu kolaylıkla gözleyebiliriz. Halkalama çalışmaları da bu konuda değerli bilgiler edinmemizi sağlamıştır.
Leylek
Göç zor mudur? Ne kadar enerji gerekir?
Binlerce kilometre mesafeyi göç etmek çok fazla enerji gerektirir. Kimi zaman bir solukta uzun mesafeleri aşmak gerekir. Arada dinlenecek, beslenecek alanların bulunmadığı durumlarda bu enerji vücutta göç öncesinde depolanan yağdan sağlanır. Göç başlamadan önce kuşların bu depoyu sağlamak için beslenme yarışına girip, olabildiğince yağlandıkları görülür. Yine de arada mola verip, yakıt depolamaları gerektiğinden, bu dinlenme-beslenme alanlarının korunması-yok edilmemesi göçün-neslin devamı açısından çok önemlidir.
Bazı kuşlar göç sırasında binlerce km uçarlar. Bu kadar uzağa gidebilmek için enerjilerini çok etkin kullanmaları gerekir. Bazı kuş sürüleri (kazlar, ördekler) uçarken “V” şeklini alırlar. Bu sayede arkadaki kuşlar daha az hava direnciyle karşılaşırlar ve önemli ölçüde enerji tasarrufu sağlarlar. Doğal olarak en başta uçan kuş en fazla enerjiyi harcar. Buna bir çözüm olarak sürüdeki kuşlar sürekli olarak yer değiştirirler, öndeki kuş yorulunca arkadakiyle yer değiştirir.
Sarı Kuyruksallayan
Kuşların hiç durmadan bir çırpıda uçuşunu İngilizlerin Malta ile Cebelitarık arasında yaptıkları incelemeler kanıtlamıştır. Bu incelemeler için bir uçak gemisinin radarından yararlanmışlardır. Radar ekranları üzerinde göçmen kuşların kanat çırpmaları yüzünden titreşen minik noktalar görülmektedir. Saniyedeki kanat çırpmaları ve uçuş hızları her tür için karakteristik olduğundan, radar ekranında hangi tür kuşların geçmekte olduğu anlaşılabilmektedir.
Ötücü kuşlar Akdeniz’i geçmeden önce son molayı Girit ya da diğer Ege adalarında verirler. Fakat burada da onları ölüm tehlikesi beklemektedir. Bir tür şahin sürüler halince, kıyı çizgisinde avlarını beklerler. Akşam Yunanistan’dan yola çıkan göçmenler, ilk gün ışığıyla beraber inecekler yerde karşılarında düşmanlarını bulurlar. Geri dönmek diye bir şey yoktur. Bu nedenle bu transit yolcular daha yükseklere çıkarlar ve kurşun gibi giderek düşman sıralarının arasından geçerek adanın sazlıkları içine inerek güvenceye varırlar. Sonra gecenin karanlığından yararlanarak yollarına devam ederler. Ertesi gün çölün üzerindeki güneş dayanılamayacak kadar sıcak olunca sayıları 2,5 milyarı bulan ve sonbaharda çölü geçmeye çalışan bu küçük göçmen kuşların birçoğu biraz serinlik bulmak için normal uçuş yüksekliklerini bırakır ve 2000 metre yüksekliğe kadar çıkarlar. Çölde 2000 km kadar tutan bu susuz yol, Çad Gölü’ne kadar eski kervanların yollarını izler. Bunun birçok iyi nedeni vardır. Burada her 100 km’de bir vahaya rastlarlar ve gerektiğinde zorunlu bir iniş için uçuşa ara verebilirler. Diğer yandan bunun tersine, yollarını kaybeden bedeviler bu göçmen kuşların uçuş doğrultusunu izlerler, zira bu doğrultunun kendilerini su bulunan en yakın yere götüreceğinin bilirler.
Kızıl Kırlangıç
Göçmen kuşları nerde, nasıl, ne zaman izlenebilir?
Ötücü kuşlar dağınık olarak göç ederler. Göç sırasında dinlenme-beslenme alanlarında çok sayıda gözlenebilirler. Sarı kuyruksallayanların göç sırasında binlercesini bir arada gözlersiniz, kısa süre sonra aynı alanda bir tekini bile göremezsiniz neredeyse, göç hızla sürmektedir zira. Yırtıcı kuşlar, leylek, turna gibi büyük kuşlar için göç izlem noktaları neredeyse nokta bazında sabittir. Denizleri aşmak için her yıl aynı noktadan geçerler: İstanbul Boğazı, Belen Geçidi (Antakya) bunların en önemlilerindendir. Göç sırasında (mart ortası-mayıs ortası, eylül-kasım) bu noktalarda her gün binlerce yırtıcıyı, leyleği görmek alışıldıktır. İlkbahar göçünde Sarıyer tepelerine oturup, dürbüne bile gerek kalmadan, kanat açıklığı metrelerle ifade edilen kartalları on metrelerce üstünüzden geçerken izlemenin tadına doyum olmaz. Son yıllarda kentleşmenin, yüksek yapıların hızla artmasıyla İstanbul üzerinde de yırtıcı göçü dağınık hale gelmeye başlamıştır. Hele son günlerde planlama çalışmaları süren 3. köprünün göç rotasının hemen üzerinde yapılmasının düşünülmesinin göç rotası üzerinde ne derece bir yıkıma yol açacağını düşünmek zor değildir.
Göçmen kuş nedir?
Bazı kuşlar sonbaharda ortadan kaybolup, ilkbaharda yeniden ortaya çıkıverirler. Aristo, küçük kuşların yeraltında kış uykusuna yattıklarını; bahar aylarında kızılgerdan olarak bilinen kuşun, kışın kara kızılkuyruğa dönüştüğünü düşünmüştür. Bugün kuş gözlemleri, halkalama çalışmaları, radyo vericileri sayesinde “göç” hakkındaki bilgilerimiz epeyce artmıştır. Artık pek çok kuş türünün yıl boyunca beslenme ve yuva yapma amacıyla binlerce kilometrelik uzun yolculuklar yaptıklarını biliyoruz; Avrupa’dan Afrika’ya, Kuzey Amerika’dan Güney Amerika’ya.
Arıkuşu
Göçmeyenler var mı?
Eğer uygun beslenme ve üreme koşullarına sahiplerde kuşların göçmeleri için bir neden yoktur. Koşulların değişmesi göç alışkanlığının değişmesine de neden olabilir. Kara leylek ve arıkuşu gibi genelde göçmen olan türler, Güney Afrika’da artık yerleşik türler haline gelmişlerdir. Türkiye’den de kara leyleğin kışladığı bazı alanlar (Gediz, Enez, Göksu deltaları), bu göçmen kuşun bizde de yerleşik hale gelmeye başladığını göstermektedir. Bunun tersine küçük isketenin atasal Akdeniz popülasyonları yerliyken, kuzeye yayılan popülasyonları göç davranışı göstermektedirler.
Kara Leylek
Neden göç?
Göçün başlıca nedeni bulundukları bölgenin beslenme ve üremeye elverişsiz hale gelmesidir. Sert kış koşullarında Avrupa’da beslenme şansları azalan kuşlar sonbaharda yığınlar halinde sıcak Afrika’ya göç ederler. İlkbahar aylarında ise üreme koşullarının daha uygun hale geldiği Avrupa’ya göç başlar. Ilıman-tropik bölgelerdeki yerli (göçmeyen) kuşların yoğunluğu ve üreme alanları için gereken sıkı rekabet, görece daha az kuşun bulunduğu kuzeyde üremeyi daha cazip kılmaktadır.
Göç rotaları?
Yırtıcı kuşların iri gövdeleri ve geniş kanatlarıyla uçabilmek için çok fazla enerjiye gereksinimleri vardır. Kanat çırpmak yorucu ve çok enerji isteyen bir iştir. Bu sorunu termallerden (sıcak hava akımlarından) yararlanıp süzülerek çözerler. Ancak bunun getirdiği ek sorun, termaller sadece karalarda oluştuğundan, denizleri aşamamalarıdır. Denizleri, karaların birbirine en çok yaklaştığı boğazlardan aşarak göç ederler. İstanbul Boğazı’nda göç sırasında çok sayıda yırtıcının göç etmesinin temel nedeni budur. Ancak ötücü kuşlar ve su kuşları yeryüzü şekillerine bağlı kalmaksızın geniş bir alanda göç ederler. Ötücü kuşların göçü, özellikle yırtıcı kuşlardan korunmak için gece boyunca yığınlar halinde olur; böcek bulmanın daha kolay olduğu gündüz saatlerini beslenme ve dinlenmeyle geçirmeyi yeğlerler.
Yılan Kartalı Kara Çaylak
Göç öğrenilir mi, kalıtılır mı?
İkisi de. Göç zamanının geldiğini ve göç rotasını, aynı göçü daha önce yapmış ebeveynlerinden öğrenirler. Ancak genlerinde de bu özellik vardır. Göç geldiğinde genetik bilgileri onları göçe zorlar. Bunu test etmek için yapılan bir araştırmada, göçmen olmayan bir sumru yavrusunu, göç eden başka bir sumrunun yuvasına bırakmışlar, göç zamanı geldiğinde göçmen olan ebeveyn göç hazırlıklarına başladığında, genlerinde “göç” olmayan yavru buna katılmamış, göç eden ebeveyni öylece izlemiştir. Bunun tersine yerleşik ebeveynin yuvasına konan göçmen yavru, göç zamanı geldiğinde huzursuzlaşıp, kıpırdanmaya başladığında bu kez öylece oturma sırası yerleşik olma genlerinde yerleşik olan ebeveyne gelmiştir.
Küçük Sumru
Göç zamanının geldiğini nerden bilirler?
Göçün zamanlaması o kadar dakiktir ki, saatli maarif takvimlerinde “kırlangıçların geliş zamanı”, “leyleklerin gidişi” gibi sevimli notlar hepinizin ilgisini çekmiştir. Mart başında kırlangıçların gelmeye başlaması benim için baharın habercisidir. İlk ibibik sesini neredeyse her zaman nisan başında duyarım. Kuşların “iç saat” lerinin göçün zamanlamasını belirlediği düşünülmektedir. Hormonal değişiklikler göç zamanının geldiğini belirleyen en önemli etkendir. Göçün başlaması için kuşlar, hava koşullarını, rüzgâr ve basıncı da dikkate alır, uygun koşullar yoksa göçe başlamazlar.
Kırlangıç, Kum Kırlangıcı
Göç yolları hep aynı mı? Pusulaları mı var, haritaları mı?
Göç sırasında yeryüzü şekillerini kullanarak yollarını bulurlar. Gündüz güneşin, gece yıldızların konumu da yönlerini saptamalarında yardımcı olur. İç pusulaları sayesinde manyetik kuzeyi kolayca buldukları sanılmaktadır. Kuşlar göç sırasında dünyanın manyetik alanını da rehber olarak kullanırlar. Bunun için doğal bir pusulaya sahip oldukları üzerinde durulmaktadır. Kızılgerdan, nerede bulunursa bulunsun her zaman göç edeceği yöne doğru döner. Bunun için dünyanın manyetik alanından yararlanır, ama bu düzeneğin nasıl işlediği bilinmemektedir. Göç yönünün saptanmasında kalıtım önemlidir; ancak, aynı göçü daha önce yapmış deneyimli kuşların liderliği de çok önemlidir.
Kızılgerdan
Göç sırasında yollarını bulmak için gündüz güneşten, gece yıldızlardan ve aydan yararlanırlar. Kötü havalarda güneş bulutun arkasında kaldığında yollarını şaşırabilirler. Sığırcıklar kalıtımsal bir duyguyla göç doğrultularını güneşin yardımıyla saptarlar. Turnalar ve birçok gece göç edici kuş yıldızların konumuna göre yön seçerler. Nehir, deniz kenarı, göl kenarı, dağ sıraları, vadiler gibi coğrafi şekilleri de göç sırasında rehber olarak kullanırlar. Deniz dalgalarının içerilere kadar girerek oluşturdukları son derece kısa ses dalgalarının kuşlar tarafından duyulabildiği düşünülmektedir.
Sığırcık
Son yıllarda kervan yolları kuşlar için daha da çekici olmuştur. Bunun nedeni, garip görünmekle beraber, onlar için ölüm tehlikesi yaratan çevre kirliliğidir. Yol kenarındaki eski otomobillerin enkazı ve oraya buraya atılmış boş benzin varilleri, birdenbire karşılaşacakları kum fırtınalarında onlara bir sığınma ve kurtulma olanağı verir. Zira kum fırtınası sırasında sığınacak bir yer bulamayan bir insan ya da kuş ölmüş demektir. Kum fırtınasından haftalar, hatta aylar sonra oradan geçen biri bu felaketin kurbanlarını görebilirler: kurumuş kuş iskeletleri. Bunları, göçmen kuşların ölüleriyle yaşayan çöl fareleri ve çöl tilkileri çok iyi karşılarlar. Çölü geçerken karşılaştıkları bu tehlikelerden dolayı, alçaktan uçan kırlangıçların 15-20 kuşluk guruplar halinde uçmak zorunda kalmaları olasıdır. On binlerce kuşluk filolar halinde uçsalar ve bir kum fırtınasına ya da deniz üstünde bir fırtınaya yakalanmış olsalardı, bir anda bir yörenin tüm kırlangıç nüfusu yok olabilirdi. Bu nedenle kırlangıçlar göçerken ufak guruplar halinde uçmayı yeğlerler. “Bir kırlangıçla bahar olmaz” sözü de bundan kaynaklanmış olabilir.
Birçok göçmen kuş gelecek yıl aynı yuvalarına geri dönerler. Leyleklerde bunu kolaylıkla gözleyebiliriz. Halkalama çalışmaları da bu konuda değerli bilgiler edinmemizi sağlamıştır.
Leylek
Göç zor mudur? Ne kadar enerji gerekir?
Binlerce kilometre mesafeyi göç etmek çok fazla enerji gerektirir. Kimi zaman bir solukta uzun mesafeleri aşmak gerekir. Arada dinlenecek, beslenecek alanların bulunmadığı durumlarda bu enerji vücutta göç öncesinde depolanan yağdan sağlanır. Göç başlamadan önce kuşların bu depoyu sağlamak için beslenme yarışına girip, olabildiğince yağlandıkları görülür. Yine de arada mola verip, yakıt depolamaları gerektiğinden, bu dinlenme-beslenme alanlarının korunması-yok edilmemesi göçün-neslin devamı açısından çok önemlidir.
Bazı kuşlar göç sırasında binlerce km uçarlar. Bu kadar uzağa gidebilmek için enerjilerini çok etkin kullanmaları gerekir. Bazı kuş sürüleri (kazlar, ördekler) uçarken “V” şeklini alırlar. Bu sayede arkadaki kuşlar daha az hava direnciyle karşılaşırlar ve önemli ölçüde enerji tasarrufu sağlarlar. Doğal olarak en başta uçan kuş en fazla enerjiyi harcar. Buna bir çözüm olarak sürüdeki kuşlar sürekli olarak yer değiştirirler, öndeki kuş yorulunca arkadakiyle yer değiştirir.
Sarı Kuyruksallayan
Kuşların hiç durmadan bir çırpıda uçuşunu İngilizlerin Malta ile Cebelitarık arasında yaptıkları incelemeler kanıtlamıştır. Bu incelemeler için bir uçak gemisinin radarından yararlanmışlardır. Radar ekranları üzerinde göçmen kuşların kanat çırpmaları yüzünden titreşen minik noktalar görülmektedir. Saniyedeki kanat çırpmaları ve uçuş hızları her tür için karakteristik olduğundan, radar ekranında hangi tür kuşların geçmekte olduğu anlaşılabilmektedir.
Ötücü kuşlar Akdeniz’i geçmeden önce son molayı Girit ya da diğer Ege adalarında verirler. Fakat burada da onları ölüm tehlikesi beklemektedir. Bir tür şahin sürüler halince, kıyı çizgisinde avlarını beklerler. Akşam Yunanistan’dan yola çıkan göçmenler, ilk gün ışığıyla beraber inecekler yerde karşılarında düşmanlarını bulurlar. Geri dönmek diye bir şey yoktur. Bu nedenle bu transit yolcular daha yükseklere çıkarlar ve kurşun gibi giderek düşman sıralarının arasından geçerek adanın sazlıkları içine inerek güvenceye varırlar. Sonra gecenin karanlığından yararlanarak yollarına devam ederler. Ertesi gün çölün üzerindeki güneş dayanılamayacak kadar sıcak olunca sayıları 2,5 milyarı bulan ve sonbaharda çölü geçmeye çalışan bu küçük göçmen kuşların birçoğu biraz serinlik bulmak için normal uçuş yüksekliklerini bırakır ve 2000 metre yüksekliğe kadar çıkarlar. Çölde 2000 km kadar tutan bu susuz yol, Çad Gölü’ne kadar eski kervanların yollarını izler. Bunun birçok iyi nedeni vardır. Burada her 100 km’de bir vahaya rastlarlar ve gerektiğinde zorunlu bir iniş için uçuşa ara verebilirler. Diğer yandan bunun tersine, yollarını kaybeden bedeviler bu göçmen kuşların uçuş doğrultusunu izlerler, zira bu doğrultunun kendilerini su bulunan en yakın yere götüreceğinin bilirler.
Kızıl Kırlangıç
Göçmen kuşları nerde, nasıl, ne zaman izlenebilir?
Ötücü kuşlar dağınık olarak göç ederler. Göç sırasında dinlenme-beslenme alanlarında çok sayıda gözlenebilirler. Sarı kuyruksallayanların göç sırasında binlercesini bir arada gözlersiniz, kısa süre sonra aynı alanda bir tekini bile göremezsiniz neredeyse, göç hızla sürmektedir zira. Yırtıcı kuşlar, leylek, turna gibi büyük kuşlar için göç izlem noktaları neredeyse nokta bazında sabittir. Denizleri aşmak için her yıl aynı noktadan geçerler: İstanbul Boğazı, Belen Geçidi (Antakya) bunların en önemlilerindendir. Göç sırasında (mart ortası-mayıs ortası, eylül-kasım) bu noktalarda her gün binlerce yırtıcıyı, leyleği görmek alışıldıktır. İlkbahar göçünde Sarıyer tepelerine oturup, dürbüne bile gerek kalmadan, kanat açıklığı metrelerle ifade edilen kartalları on metrelerce üstünüzden geçerken izlemenin tadına doyum olmaz. Son yıllarda kentleşmenin, yüksek yapıların hızla artmasıyla İstanbul üzerinde de yırtıcı göçü dağınık hale gelmeye başlamıştır. Hele son günlerde planlama çalışmaları süren 3. köprünün göç rotasının hemen üzerinde yapılmasının düşünülmesinin göç rotası üzerinde ne derece bir yıkıma yol açacağını düşünmek zor değildir.