Kütahya Düğün Gelenekleri - Kütahya Düğün Adetleri
Düğünler, Kütahya halkının ince zevkini, asaletini ve geleneklere bağlılığını göz önüne serer. Önce kız istenip, söz kesilir. Tabi ki kız evi naz evidir ve bazen söz alabilmek için kız evinin yolunu birkaç kere tutmak gerekebilir. Söz kesildikten sonra, kız evinde nişan merasimi yapılır. Ailenin büyüklerinden biri yüzükleri takar, dualar edilir, şerbetler içilir . Nişanlılık döneminde çeşitli vesilelerle taraflar hediyeleşirler. Bayramlarda gelinlik kıza ayağının terliğinden, başının oyalı danesine kadar giyim eşyalarının bulunduğu bir bohça gönderilir. Kurban bayramında ise yine böyle bir bohçanın yanında irice bir koç alınıp, boynuzlarına al kurdele ile bağlanmış üç adet beşi birlik ile birlikte kız evine gönderilir. Kız evi de bunlara karşılık bir tepsi baklava ve damada çamaşır ve bir takım eşya gönderir.Düğünden bir hafta önce akrabalar gelin hamamına gider. Düğüne davet edilenler "okucu" denilen akrabadan bir kadın tarafından bir bir davet edilir.
(Okucu kelimesi, Orta Asya' da boy beyleri ve kabile reislerini birer ok göndererek şölene veya savaşa katılmaya çağıran görevlinin adı olup, zaman içinde bu resmi anlamı unutulmuştur.) Düğüne davet edilenlerin okucuya bahşiş vermesi adettendir. Düğünden birkaç gün önce kız evinde "çeyiz altı" denilen bir eğlence tertiplenir, kızın arkadaşları davet edilir, ikindi üzeri toplanılır, hep birlikte akşam yemeği yenilir, yemekten sonra geniş bir odada eğlenilir ve sohbet edilir. Nikah, düğünden birkaç gün önce, genellikle çeyiz altı gününde kıyılırdı. Nikahta, gelin kız ve damat bulunmayabilir, onları vekilleri temsil ederdi. Düğünün bir gün öncesinde sabahtan başlayan kına günü yapılır, gelinin ellerine ve ayaklarına kına yakılır, oyunlar oynanır, öğle yemeğinde zerdeli pilav ikram edilir. Düğün günü kız evinde sabahtan gelin hazırlanır, oyunlar oynanır, gelinin erkek akrabalar kuşak bağlarlar ve geline hediyelerini takarlar.
Oğlan evinden gelin almaya gelenler, gelinin karşısında dua edip, para ve şeker saçarak gelini alıp ***ürürler. Gelin gittikten sonra kız evin- den yakınları kızartılmış kuzu veya tavuk ve baklavalar ile oğlan evine giderler. Oğlan evinde güvey salma yapılır. Yemeğe çağrılan akrabalar yatsı namazından sonra dualarla, tekbirlerle kapının önünde damadın sırtını yumruklayarak gelin odasına gönderirler. Ertesi gün yakın akrabalar öğle yemeğine çağrılır. Paça adı verilen bu toplantıda yemekten önce gelin misafirlerin elini öper, sonra elbise değiştirip kolonya tutar, tekrar elbise değiştirip şeker tutar. Yengelerinin yardımı ile misafirlere her hizmetinde ayrı bir elbise giyerek karşılarına çıkar. Düğünden sonra kırk gün akrabalar yeni gelini kutlama ziyaretine gelirler. Buna mübareke (tebrikleşme) denir. Bu kırk günlük süre içinde gelin her gün her misafiri karşılarken, el öpme, şeker, kolonya, çay ikram etme ve her ikramdan sonra elbise değiştirme işlemini tekrarlar. Biraz zor bir iş olmasına rağmen, bu işlem kırk gün boyunca aksatılmadan yerine getirilir.
Düğünler, Kütahya halkının ince zevkini, asaletini ve geleneklere bağlılığını göz önüne serer. Önce kız istenip, söz kesilir. Tabi ki kız evi naz evidir ve bazen söz alabilmek için kız evinin yolunu birkaç kere tutmak gerekebilir. Söz kesildikten sonra, kız evinde nişan merasimi yapılır. Ailenin büyüklerinden biri yüzükleri takar, dualar edilir, şerbetler içilir . Nişanlılık döneminde çeşitli vesilelerle taraflar hediyeleşirler. Bayramlarda gelinlik kıza ayağının terliğinden, başının oyalı danesine kadar giyim eşyalarının bulunduğu bir bohça gönderilir. Kurban bayramında ise yine böyle bir bohçanın yanında irice bir koç alınıp, boynuzlarına al kurdele ile bağlanmış üç adet beşi birlik ile birlikte kız evine gönderilir. Kız evi de bunlara karşılık bir tepsi baklava ve damada çamaşır ve bir takım eşya gönderir.Düğünden bir hafta önce akrabalar gelin hamamına gider. Düğüne davet edilenler "okucu" denilen akrabadan bir kadın tarafından bir bir davet edilir.
(Okucu kelimesi, Orta Asya' da boy beyleri ve kabile reislerini birer ok göndererek şölene veya savaşa katılmaya çağıran görevlinin adı olup, zaman içinde bu resmi anlamı unutulmuştur.) Düğüne davet edilenlerin okucuya bahşiş vermesi adettendir. Düğünden birkaç gün önce kız evinde "çeyiz altı" denilen bir eğlence tertiplenir, kızın arkadaşları davet edilir, ikindi üzeri toplanılır, hep birlikte akşam yemeği yenilir, yemekten sonra geniş bir odada eğlenilir ve sohbet edilir. Nikah, düğünden birkaç gün önce, genellikle çeyiz altı gününde kıyılırdı. Nikahta, gelin kız ve damat bulunmayabilir, onları vekilleri temsil ederdi. Düğünün bir gün öncesinde sabahtan başlayan kına günü yapılır, gelinin ellerine ve ayaklarına kına yakılır, oyunlar oynanır, öğle yemeğinde zerdeli pilav ikram edilir. Düğün günü kız evinde sabahtan gelin hazırlanır, oyunlar oynanır, gelinin erkek akrabalar kuşak bağlarlar ve geline hediyelerini takarlar.
Oğlan evinden gelin almaya gelenler, gelinin karşısında dua edip, para ve şeker saçarak gelini alıp ***ürürler. Gelin gittikten sonra kız evin- den yakınları kızartılmış kuzu veya tavuk ve baklavalar ile oğlan evine giderler. Oğlan evinde güvey salma yapılır. Yemeğe çağrılan akrabalar yatsı namazından sonra dualarla, tekbirlerle kapının önünde damadın sırtını yumruklayarak gelin odasına gönderirler. Ertesi gün yakın akrabalar öğle yemeğine çağrılır. Paça adı verilen bu toplantıda yemekten önce gelin misafirlerin elini öper, sonra elbise değiştirip kolonya tutar, tekrar elbise değiştirip şeker tutar. Yengelerinin yardımı ile misafirlere her hizmetinde ayrı bir elbise giyerek karşılarına çıkar. Düğünden sonra kırk gün akrabalar yeni gelini kutlama ziyaretine gelirler. Buna mübareke (tebrikleşme) denir. Bu kırk günlük süre içinde gelin her gün her misafiri karşılarken, el öpme, şeker, kolonya, çay ikram etme ve her ikramdan sonra elbise değiştirme işlemini tekrarlar. Biraz zor bir iş olmasına rağmen, bu işlem kırk gün boyunca aksatılmadan yerine getirilir.