Laboratuvar Tanı Testleri ve Sonuçları (Biyokimya, İdrar, Tam Kan, vb.)

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
57
Yaş
36
Coin
256,936
Laboratuvar Tanı Testleri ve Sonuçları (Biyokimya, İdrar, Tam Kan, vb.)

[FONT=Times New Roman,helvetica]LABORATUVAR TANI TESTLERİ[/FONT]



Birçok hastalığın teşhisinde, hastanın genel durumu hakkında bilimsel veriler toplayabilmek için istenilen kan ve idrar tetkikleri vücudumuzun genel durumu hakkında hekime tıbbi dille bilgi veren en güvenilir araçlardır.


SGOT-AST-SGPT-ALT-GGT:


Kısaltmalar ile gösterilen bu testler karaciğer fonksiyon testleri anlamına gelir. Karaciğerin etkilendiği düşünülen hastalıklarda hekim tarafından istenilir. Örneğin alkol bağımlılarında, bu testler bakıldığında istenilen değerlerin yükseldiği görülür. Fiziksel muayenesinde karaciğer ağrılı olabilir. GGT(gama-Glutamil-Transferase) olarak isimlendirilen değer böbrek, pankreas, karaciğer, safra kesesi ve prostat epitel (deri) dokusunun hücre mebranında bulunan bir enzimdir. GGT; alkol ve bazı ilaçların etkisi ile yada akut kolesistit ( kolon iltihabı), akut pankreatit( pankreas iltihabı), karaciğer nekrozu( karaciğer dokusunun kansız kalması), ve karaciğer metastazlarında artış gösteren bir enzimdir. SGOT; Karaciğer hastalıkları, kalp hastalıklarında yükselebilir. SGPT; Karaciğer hastalıkları, kalp hastalıkları ve bazı maddelerin (ilaçlar) karaciğerdeki toksik etkileri ile kandaki değeri artabilir. Tüm bu testler genellikle karaciğerden kaynaklanan hastalıkların şüphe edilmesi durumda kanda bakılan testlerdir.


HDL, LDL:


Kan kolesterol seviyesi parmak ya da kolunuzdan alınan kan örneğinden ölçülür. Bu testte total kolesterol ve iyi kolesterol (HDL) seviyeniz belirlenir. Kan testi öncesi aç olmanız ya da özel bir şey yapmanız gerekmez. Ancak bu verilerin sonucunda kötü kolesterol (LDL) seviyesinin direkt ölçümü gerekebilir, bu test için aç olmanız şarttır. Kötü kolesterol seviyesi doktorunuza kalp hastalığı riskinizle ilgili daha fazla bilgi verir ve tedaviyi belirlemede yardımcı olur.


HGB ( HEMOGLOBİN ):


100 cc kanda ne kadar demir taşıyıcı hemoglobin molekülünün bulunduğunu gösteren bir değerdir. Hemoglobin; kanda varolan oksijenle birleşmiş alyuvarlardır. Hemoglobin miktarının normal değer aralığından düşük olması anemi( kansızlık) belirtisi sayılabilir. Hemoglobin; aşırı sıvı kaybında ve Polisitemilerde yüksek çıkarken; anemilerde değeri normalden düşüktür.


HEMATOKRİT:


Kan iki kısımdan oluşur. Şekilli elemanlar ve serum olarak ikiye ayrılır. Hematokrit; kanın şekilli elemanlarının, kanın serum miktarına oranıdır. Kan kaybı fazla olan yada yoğun adet kanaması geçiren kadınlarda hemotokrit değeri düşük çıkabilir.


WBC (Lökosit):


Beyazküreler yanı akyuvarlarımızın sayısını belli eder. Kanda bakılır. Akyuvar sayısının belirlenen normal kriterlerin üzerinde çıkması vücutta enfeksiyon olabileceğinin işaretidir.


Trombosit sayısı:

Kanın pıhtılaşmasını sağlayan şekilli elemanlardır. Eksikliğinde kan yeterli sürede pıhtılaşmayacağı için ağır kanamalara neden olabilir. Bu nedenle trombosit değeri vücut için önemli bir bulgudur. Eksikliğinde periferik yayma denilen ikinci bir test ile trombositlerin durumu incelenir. Operasyon yada doğum gibi kanamanın fazla olabileceği uygulamalardan önce KZ ( Kanama Zamanı) ve PZ (Pıhtılaşma Zamanı) olarak adlandırılan iki test daha yapılarak kişinin kanamaya karşı direnci ölçülür. KZ ve PZ testleri parmağa batırılan lancet( steril iğne) ile çıkan kanın hangi sürede duracağı hesaplanarak yapılır.


MCV:


Tam kan sayımında önemli olan bir bulgudur.Özellikle gebelik döneminde annenin kırmızı kan hücrelerinin şekli hakkında genel ve uyarıcı bilgi verir. MCV kırmızı kan hücrelerinin çapı anlamına gelir. Talasemi gibi önemli genetik bağlayıcılığı olan hastalıkların teşhisinde tam kan sayımı içerisinde bakılabilen oldukça pratik ancak genel durum hakkında uyarıcı bilgi veren bir tetkiktir. Talasemi hastalarında MCV oranı düşük çıkar.


RBC(Kırmızı kan hücreleri):


Kanda bulunan eritrosit/alyuvar miktarıdır. Kemik iliği hastalıkları yada diğer kan hastalıklarında önemli bilgi verir.


İdrar Rengi, İdrar dansitesi, İdrar PH, İdrar Glukoz Miktarı, Lökosit Esteraz, İdrar bilirubin, İdrarda kan, İdrarda Protein:


Eskiden beri idarın renginin, vücudumuzun sağlığı hakkında bilgi verdiği iddiası, günümüzde yapılabilen ayrıntılı idrar testleri ile o zamanlarda inanılan kriterlerin doğruluğunu destekleyici yöndedir. İdrar rengi normal koşullarda berrak ve açık sarıdır. İdrarın konsatrasyonu ile bu renk koyuluğu değişebilir. İdrarın kırmızı olması idrarda kan bulunduğuna yada ürenin çok yüksek olduğuna işaret olabilir. Ancak raifampisin türevi ilaçlar idrarı boyayarak renginin değişmesini sağlayabilir. İdrar dansitesi idrar içerisinde bulunan şekilli elemanların, idrarın su kısmına oranı olarak da açıklanabilir. Akut böbrek yetmezliklerinde ve günlük tüketilen su miktarı ile idrar dansitesinde değişimler görülebilir. İdrar PH’ı; geçirilen idrar yolu iltihaplarında normal değerlerin üzerine çıkabilir. İdrar glikozu sağlıklı bir insanda negatif değerdedir. Ancak kan değerlerinde glukoz miktarının artmış olması, idrarda glukoz bulunmasına neden olabilir. Lökosit esteraz pozitifliği idrarda varolan lokositi, nitrit pozitifliği ise idradaki bakteri varlığının duyarlı olmayan göstergeleridir. İdrarda protein varlığı dikkat edilmesi gereken bir değerlendirmedir. Çok su içen yada idrara sık çıkan dilüe olmuş idrarda protein miktarı normal değerleri şaşırtıcı boyutta az çıkabilir. Bu nedenle idrarda protein miktarına genellikle 24 saat idrar toplanarak yapılır.


BUN (KAN ÜRE NİTROJEN):


Genellikle renal yani böbrekten kaynaklı problemlerde istenen bir tetkiktir. Ancak BUN değeri karaciğerde sentezlendiği ve tübüler rezabzorsiyonu da olduğu için renal fonksiyon bozukluğu yaşanmadığı durumlarda da değişimler görülebilir. Fazla protein alımı, aminoasit infüzyonu, Gastrointestinal sistem kanamaları (örneğin mide kanaması) ve kortikosteroid ve tetrasiklin türü ilaçların kullanımı da BUN düzeyini artıran nedenlerdir. Yine protein eksikliği ( malnütrisyon, çölyak hastalığı, nefrotik sendrom gibi), herhangi bir nedenle oluşmuş akut ve kronik ağır karaciğer hastalığı gibi durumlarda kan BUN düzeyler düşük çıkabilmektedir.


KREATİNİN:


Kreatinin düzeyi kas metabolizması ile yakından alakalı bir değerdir. İlerlemiş böbrek fonksiyon hastalıklarında kreatin miktarı iki katına çıkabilir. Bu tür durumlarda 24 saat biriktirilen idrarda yapılan kreatinin klirens hesaplamaları renal fonksiyonlar hakkında bize bilgi verilebilir. Ancak kreatinin miktarının yüksek olması sadece böbrek fonksiyon bozukluklarında ortaya çıkmaz. Ağır spor yapan sporcularda kas metabolizmasının hızlı olması nedeniyle kreatinin düzeyi de yüksek çıkabilir. Serum kreatinin denilen ve kanda bakılan kreatinin miktarı genel anlamda renal fonksiyonumuzun ne durumda olduğu hakkında bilgi verir. Yapılışı ve tam kan tetkiki ile birlikte istenilmesi genel bir değerlendirme açısından oldukça pratiktir.
 
Üst Alt