Lawrence Durrell Kimdir - Lawrence Durrell Biyografisi

Lawrence Durrell Kimdir - Lawrence Durrell Biyografisi
0
20

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
44
Yaş
36
Coin
256,937
Lawrence Durrell-Lawrence Durrell Kimdir - Lawrence Durrell Biyografisi

27 Aralık 1912 tarihinde Hindistan'da doğdu Öğrenimi için on iki yaşlarında İngiltere'ye gitti Londra'da çeşitli işlerde çalıştıktan sonra, Yunanistan'da Korfu adasına yerleşti İkinci Dünya Savaşı sırasında ve savaştan sonraki yıllarda Rodos, İskenderiye, Kıbrıs gibi Akdeniz ülkelerinde yaşadı Şiirleri, romanları bu yerlerin yankıları ile doludur "Justine" adlı romanının yayınlandığı 1957 yılına değin az tanınan bir ozan iken "Justine", "Balthazar", "Mauntoliv", "Clea" adlı roman dizisinden sonra günümüzün en çok okunan ve sözü edilen yazarlarından biri oldu


JUSTINE İSKENDERİYE DÖRTLÜSÜ : 1
Önce yadırganan, ama büyük bir ilgiyle karşılanan, dünyanın dört bir yanında okunup tartışılan bu ünlü dörtlünün amacını, "Lawrence Durrell", "çağdaş sevginin irdelenmesi" olarak açıklar Yazar, sevgi ilişkilerini yalnızca erkek-dişi ilişkisi olarak almaz Dörtlünün ilki olan "Justine"de," Sade"ın sevişmenin hiçbir türlüsünü suç saymayan görüşünü de benimse Çağdaş İngiliz romanına yepyeni bir soluk getiren "Lawrence Durrell", "Justine"de, yaşam dolu, tutkularıyla kabına sığmayan, İskenderiye'li bir Yahudi güzelini anlatır
Çeviri : Ülker İnce
Can Yayınları

BALTHAZAR İSKENDERİYE DÖRTLÜSÜ : 2
Ünlü İngiliz yazarı "Lawrence Durrell"in dört kitabından oluşan "İskenderiye Dörtlüsü"nün ilk kitabı olan "Justine"i kısa bir süre önce yayımlamıştık "Balthazar", bu dörtlünün ikinci kitabı Üçüncü kitap olan "Mountolive" ve son kitap "Clea"yı da yakında yayımlayıp bu büyük dörtlüyü tamamlamış olacağız Bilindiği gibi "İskenderiye Dörtlüsü", 1960'lı yıllarda İngiliz romancılığında büyük yankılar uyandırmış, kısa sürede dünya dillerine çevrilmişti "Durrell"ın bu dörtlüde anlattığı sevgi ilişkileri, yalnızca erkek-dişi ilişkisi olarak kalmaz "Durrell", her türlü cinsel ilişkiyi büyük bir soğukkanlılıkla ele alır ve anlatır Cinselliğin değişik biçimlerini deneyen Justine'in ilişkilerinin tanığı olan Darley, yıllar sonra bu izlenimlerini yazar ve ortaya "Justine" adlı kitap çıkar Ancak Darley'in olayları ve gerçekleri yorumlayışı, kendi görüş açısıyla sınırladır Birçok ayrıntı belirsiz kalır Bu belirsizlikler, öbür roman kişilerinin bakış açılarından anlatılarak değişik boyutlara erişecek ve böylece ortaya "Balthazar" (1958), "Mountolive" (1958) ve "Clea" (1960) adlı, dörtlünün öbür iç kitabı çıkacaktır
Çeviri : Ülker İnce
Can Yayınları
MOUNTOLİVE İSKENDERİYE DÖRTLÜSÜ : 3
"Mountolive", 20 yüzyılın en büyük romancılarından biri olan "Lawrence Durrell"in, dört romandan oluşan "İskenderiye Dörtlüsü"nün üçüncü kitabı(Ötekiler: "Justine", "Balthazar" ve "Clea") Bu dörtlü, "roman zamanı" bakımından süreç olarak birbirinin devamı değildirler Aynı olay ve kişileri aynı zaman diliminde, dört ayrı bakış açısından anlatırlar Böylece, yazar, bakış açıları değişince olayların ve kişilerin görünümlerinin de değişeceğini göstermiş olur Bu yöntem, çağımız roman sanatında çok önemli bir anlatı devrimidirGerçekten de aynı anlatı malzemesinden dört ayrı roman çıkmıştır Her romanda bir öncekinin birtakım düğümleri çözülürken, yeni düğümler de atılır; gizem, açılırken yeni bir gizemin örtüsüne dönüşür
Çeviri : Ülker İnce
Can Yayınları
CLEA İSKENDERİYE DÖRTLÜSÜ : 4
"Clea", ünlü İngiliz romancısı "Lawrence Durrell"in dört kitaptan oluşan "İskenderiye Dörtlüsü"nün dördüncü ve son romanıDaha önce yayımladığımız "Justine" (1957), "Balthazar" (1958), "Mountolive" adlı ilk üç kitapta anlatılan olaylar ve yaratılan kişiler, ancak dördüncü roman "Clea" (1960) ile bir bütünlük kazanıyor Diyelim ki "Balthazar"da romanın kişilerinden biri olan Pursewarden intihar etti; üçüncü roman "Mountolive"de bu intiharın nedeni açıklanır gibi olur; ama "Clea"da, Pursewarden'in kendi kör kızkardeşine yasak bir aşk beslemesi olduğunu görürüz
Çeviri : Ülker İnce
Can Yayınları

ACI LİMONLAR
Bu siyasi içerikli bir kitap değildir 1953-56 arası çalkantılı yıllar sırasında Kıbrıs'ın ruh hali ve atmosferini inceleyen, bir ölçüde izlenimci bir araştırmadır Adaya bağımsız bir birey olarak gittim ve Güzelyurt adlı Rum bölgesine yerleştim Bundan sonra olan ve ilerideki sayfalarda yer alan olaylar, olanaklar elverdiği ölçüde misafirperver köylü arkadaşlarımın gözünden anlatılmıştır ve bu kitabın Kıbrıslı köylülerle adanın manzarasına dikilmiş etkisiz bir anıt olmadığını umuyorum Ada kitapları 'üçlemem' bununla tamamlanmaktadır Koşullar Kıbrıs yaşamını ve olaylarını eşsiz açılardan görmemi sağladı, çünkü orada yaşarken bir dizi farklı işte çalıştım, hatta adada kalışımın son iki yılında Kıbrıs Hükümetinde memur olarak görev aldım Böylece Kıbrıs trajedisine hem köy kahvesinden, hem de Hükümet Konağından bakabildiğimi öne sürebiliyorum Bunu karakterlerim aracılığı ile betimlemeye ve siyasetler değil bireyler açısından değerlendirmeye çalıştım, çünkü bu kitabın küçük yakınmalar içermemesini ve bu dönemdeki yanlış anlaşılmalar er ya da geç sona erdikten sonra da okunabilirliğini korumasını istiyorum (Lawrence Durrell)
Belge Yayınları
Çeviri : Hüseyin Aşuroğlu

AFRODIT IN BAŞKALDIRISI
Durrell, kapitalizm ve teknoloji merkezli modern kültürel değerleri inceler ve eleştirirken yer yer bilim-kurgu tekniklerinden yararlanır Olayları denetleme gücü neredeyse tanrısal boyutlara varan Merlin'e ya da onun temsil ettiği müteşebbis kültüre karşı verilen amansız özgürlük mücadelesini anlatırken, karakterler arasındaki aşk-nefret ilişkilerini de olağanüstü bir derinlikle işler, insan olmanın anlamını sorgularDoğu ve Batı kültürleri içindeki insanlar birbirlerinden ne bakımdan farklıdırlar? Kişi, kültürünü ne ölçüde aşabilir? "Yanılsamaların en verimlisi" olan özgürlük neden bu denli gereklidir, insan ne kadar özgür olabilir? İnsanın yarattığı bir şey (bir robot, bir şirket, bir sistem) kendisinden daha özgür olabilir mi? İnsan, belleği olan bir yaratık olmanın ötesinde nedir? Aşk ve yaratım kurtuluş mudur? Güzelliği ve acımasızlığıyla insanı iliklerine kadar sarsan bir roman
Çeviri : Aslı Biçen
Ayrıntı Yayınları

MONSIEUR YA DA KARANLIKLAR PRENSİ AVIGNON BEŞLİSİ : 1
"İskenderiye Dörtlüsü"nü yapısal özellikleri bakımından bir Avrupa romanı sayan "Lawrence Durrell", "Avignon Beşlisi" ile, Budizm'in beş ögesini (özdeksellik, duygu, algı, zihinsel biçimlenme, farkında olma) temel alan ve insan kişiliğinin ayrımını tartışma konusu yapan bir Tibet romanı yazmayı amaçladığını söylüyor "Monsieur ya da Karanlıklar Prensi"nde anlatı, hangisi yapıntı olduğu (şimdilik) bilinmeyen, biri ensest'in, öteki eşcinselliğin izlerini taşıyan iki "aşk üçgeni"nin çevresinde yoğunlaşmakta ve Monsieur'nün (Şeytanın) egemen olduğu çağımız irdelenmektedir
Çeviri : Seçkin Selvi
Can Yayınları
LIVIA YA DA DİRİ DİRİ GÖMÜLMEK AVIGNON BEŞLİSİ : 2
Livia, "Avignon Beşlisi"nin ikinci kitabıdır Beşlinin ilk kitabı olan "Monsieur ya da Karanlıklar Prensi"nin sonunda, yazar Aubrey Blanford, eski dostu "Tu" takma adıyla anılan Constance'ı akşam yemeğine beklemektedir Livia'nın başında ise, güçsüz ve yaşlı Blanford, Tu'nun ölümüne üzülmekte ve "Monsieur"nün kahramanlarından olan bir başka yazarın, Sutcliff'in kişiliğini irdelemektedir Bu iki romancıdan hangisi ötekinin yaratıcısıdır? Bu aynalar ve yansımalar oyununda, geçmişin karanlıklarından, sevilen kadınlar, ihanetler, yitik hayaller belirmeye başlar ve okur, Platon'un ünlü mağarasının eşiğinde bulur kendini Blanford, Livia'nın kızkardeşi Constance'ı sevmiş, fakat Livia ile evlenmiştir Ancak arada bir engel vardır: Livia'nın lezbiyenliği Livia'nın öteki kahramanları da aynı kişisel karmaşıklıkla aynalarda gezinirler Lawrencece Durrell, kesişen, paralel ya da ayrılan yollarda okuru bir şiirsel labirenti dolaşmaya davet eder Okurun bu labirentte yitmemesi için romanın en önemli boyutu olan zaman'ı yakalaması gerekmektedir; çünkü "rehber", "zaman"dır Tıpkı "Monsieur ya da Karanlıklar Prensi" gibi yeni bir "okuma sevinci", yeni bir "okuma şöleni"dir Livia ya da "Diri Diri Gömülmek
Çeviri : Seçkin Selvi
Can Yayınları

CONSTANCE YA DA YALNIZLIKLAR AVIGNON BEŞLİSİ : 3
"Monsieur" ve "Livia"dan sonra "Avignon Beşlisi"nin üçüncü kitabı: "Constance ya da Yalnızlıklar" İkinci Dünya Savaşından önceki son mutlu yazı izleyen günlerde yalnızca Avignon ve Fransa'daki değil, İsviçre ve Mısır'daki küçük İngiliz "kolonileri" de dağılacaktırConstance, Livia ve Blanford'un bu dönemde yaşayacağı yeni serüvenlere katılıyoruz bu kitapta Romancının hem yaratıcı, hem yaratılan konumunda olduğu ve sayısız ayna oyunlarına bir başlangıç noktası oluşturan "romanın doğuşu"ndan başlayarak, yazarın değer verdiği düşüncelerle yeniden karşılaşıyoruz Durrell'in olağanüstü yeteneğini bir kez daha ortaya koyan "Constance ya da Yalnızlıklar", Durrell hayranlarının özlemle beklediği bir yapıt
Çeviri : Ülker İnce
Can Yayınları
SEBASTIAN YA DA GÜÇLÜ TUTKULAR AVIGNON BEŞLİSİ : 4
"Monsieur", "Livia ve Constance"tan sonra "Sebastian", Avignon Beşlisi'nin dördüncü kitabı oluyor Yakında yayınlayacağımız beşinci kitap "Quinx" ile, bu beşli tamamlanıyor Lawrence Durrell, İskenderiye Dörtlüsü'nde "aşk" ilişkilerini konu aldığını, araştırdığını yazıyordu "Avignon Beşlisi"nde ise aşk kadar ağırlıklı "ölüm" var: Ölmek ve öldürmek, bilinçli intihar, çaresizlikle kabul edilen kaçınılmaz son olarak çeşitli kılıklarda karşımıza çıkan ölüm Bir bilinirci (Gnostik) ve Mısır'daki bir intihar derneğinin üyesi olan Affad'ın deyimiyle "korkunç derecede çekici", "insanları deyindiren" bir "tutku" olan ölüm
Çeviri : Ülker İnce
Can Yayınları
QUINKS YA DA KUSURSUZLUK PEŞİNDE AVIGNON BEŞLİSİ : 5
"Quinx, 'Avignon Beşlisi'nin beşinci ve son kitabı Böylece, "Monsieur" ile başlayıp Livia, Constance ve Sebastian ile devam eden dizi tamamlanmış oluyor Constance, Livia, Sutcliff ve Blanford'un çarpıcı kişiliklerinin bir kez daha sergilendiği, ilişkilerin olgunlaştığı, kahramanların yine aşk ile ölüm arasında karmaşık yolculuklara çıktığı bu kitapta da, Doğu-Batı ekseni üzerinde tartışmaya açık gelip gitmeler ana izleklerden biri Lawrence Durrell, iç içe girmiş Doğu-Batı ilişkisini, aşkı ve ölümü de içerecek biçimde irdelerken, özellikle batı uygarlığını acımasızca eleştiriyor
Çeviri : Gülçin Aldemir
Can Yayınları

LABİRENT
1947 yılının Haziran başlarında, beş-on İngiliz turist, Girit adasında yeni keşfedilmiş Cefalu labirentini dolaşmak üzere, Yunan rehberin önderliğinde labirente giriyorlar Ama beklenmedik bir göçük sonucu bir mağarada kapalı kalıyorlar Kazadan kurtulanlar için bir çıkış yolu arayışı başlıyor Labirentin o karanlık, bilinmeyen yeraltı dünyasındaki ürkünç yolculuk, parlak Yunan güneşinin altındaki aydınlık dünyada son bulduğu zaman, simgesel bir anlam kazanıyor Labirentten çıkış yolunu bulan bir karı-koca, önlerinde hiç hazır olmadıkları, tuhaf ama yepyeni bir hayat seçeneği buluyorlar Lawrence Durrell hayranlarının severek okuyacakları bir roman Durrell'in yazarlık hayatının ilk döneminde, 1947 yılında, "Dörtlü"den çok önce kaleme alınmış "Labirent", ama "İskenderiye Dörtlüsü"nün , "Avignon Beşlisi"nin daha o zaman yazılmaya başlandığı görülüyor İzlekleri, kişileri, soruları, savları, biçemiyle aslında Durrell'in başından beri tek bir roman yazmış olduğunu düşündürüyor Yine gizem dolu, gerilimli, sürükleyici, yanardöner bir öyküyle büyülüyor bizi
Çeviri : Gülderen Tuğcu
Telos Yayıncılık

KARA DEFTER
"Kara Defter" çılgın, tutkulu, zekice süslenmiş, cicili, bicili, göz kamaştıran bir fantezi; aslında tam da genç bir adama yaraşan bir kitap Durrell'ın 24 yaşındayken çıktığı bu ruhsal ve cinsel serüven, bu sözünü sakınmayan, gözüpek günce, alabildiğine açık saçık, hatta tiksindirici, sağlıksız, ama canlandırıcı, sivri dilli, bolca güldüren, kendine acıyan, ama kendisiyle dalga geçen, her şeyin ötesinde de, gerek üslup gerekse içerik açısından, dönemin hiçbir genç yazarının yeltenemeyeceği kadar yenilikçi
Çeviri : Püren Özgören
Can Yayınları
 
Üst Alt