zeberus1234
Yeni Üye
5269 Yezid Mevlâ'lMünbais anlatıyor: Zeyd İbnu Hâlid radıyallahu anh'ı işittim Diyordu ancak: Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'a altın ya da gümüş buluntu hakkında sorulmuştu
Kesesini ve bağını belle, sonra onu bir sene duyuru et (Sahibini) bilemezsen, onu harca O yanına bir emânet olsun Günün birinde arayanı gelecek olursa, ona ödersinbuyurdu Bunun üstüne Aleyhissalâtu vesselâm'a kaybolmuş develerden soruldu
Kaybolan develerden sana ne? Onları (kendi hâline) bırak Zira sahibi onu buluncaya dek, ayağında çarığı, sırtında su tulumu vardır Suya gider, ottan yerbuyurdular Bu sefer (kaybolmuş) davardan soruldu:
Onları alın Zira onlar ya senindir, ya (kaybeden) kardeşinindir, ya da kurdundurbuyurdular
Buhârî, İlm 28, Şürb 12, Lukata 2, 3, 4,11, Talâk 22, Edeb 75; Müslim, Lukata 1, (1722); Muvatta, Akdiye 46, (2, 757); Ebu Dâvud, Lukata 1, (1704, 1705, 1706, 1707,1708); Tirmizî, Ahkâm 35, (1372, 1373)
5270 Amr İbnu şuayb an ebîhi lahza ceddihi radıyallahu anh anlatıyor: Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'a (dalında) asılı meyve hakkında sorulmuştu:
Gereksinim sahibi, sepetine almaksızın ağzıyla ulaşırsa, kendine bir vebal gelmez Ancak kim de, eteğinde (birşeyler) alarak oradan çıkarsa, aldığının iki kat değeriyle borçlanır Ayrıca (tâzir nevinden) cinayet da yer Kim de yığın yapıldıktan sonra meyveden çalarsa ve bunun değeri miğfer fiyatını bulursa, eli kesilirbuyurdu Daha Sonra kendisine lukata (buluntu)dan sorulmuştu:
İşlek yolda bulunmuş olanla, insanların bol miktarda yaşadığı meskun karyede bulunmuş olanı bir sene boyu ilân et Eğer sahibi gelirse anında ver Eğer gelmezse bundan böyle o senin olmuştur Harâbede bulunmuş ise, bununla, maden için humus (beşte bir) vergisi vardırbuyurdular
Ebu Dâvud, Lukata 1, (1710, 1711, 1712, 1713); Nesâî, Kat'u'sSârik 11, (8, 8485)
5271 Sehl İbnu Sa'd radıyallahu anh anlatıyor: Ali İbnu Ebi Talib radıyallahu anh, (bir gün), Hz Fatıma radıyallahu anhâ'nın yanında girmiş idi O sırada Hz Hasan ve Hüseyin ağlamakta idiler Niye ağlıyorsunuz?diye sordu Hz Fâtıma: Acıktılar!dedi
Hz Ali (bir gıda tedarik etmek üzere) çıktı Derken yolda bir dinar para buldu Dönüp Hz Fâtıma'ya gelerek haber verdi O da:
Falan yahudiye git, bununla un satın al!dedi Ali radıyallahu anh ona vardı ve un aldı Yahudi ona:
Sen, kendini Allah elçisi zanneden şu zâtın damadı mısın?dedi Hz Ali'nin eveti üstüne:
Dinarını al, un da senin olsun!dedi Ali oradan ayrılıp, Fâtıma radıyallahu anhâ'ya unu ve dinarı getirdi, durumu da anlattı Hz Fâtıma:
Şu Anda de şu falan kasaba git, bize bir dirhemlik et al!dedi Hz Ali gidip, dinarı bir dirhemlik et mukabilinde rehin bıraktı Eti Hz Fâtıma'ya getirdi O hamur yaptı, (tencereye) koydu, ekmek pişirdi Babasına haber gönderdi Resûlullah yanlarına gelince, Hz Fâtıma:
Ey Allah'ın Resûlü! (şu yemeğin) hikayesini size anlatayım da eğer helalse yiyelim, bizimle siz de yiyin Bunun mahiyeti şöyle şöyledirdiye antattı Aleyhissalâtu vesselâm:
Allah'ın adıyla yiyin!buyurdular ve defalarca beraber ekmekten yediler Onlar daha yerlerinde iken, bir esir gelip, Allah ve İslâm namına dinar bulan var mı?diye sormaya başladı Resülullah aleyhissalâtu vesselâm onu çağırıp (dinarı hakkında) sordu Köle:
Çarşıda benden düştü!dedi Aleyhissalâtu vesselâm:
Ey Ali! Haydi kasaba git Ona: Resülullah aleyhissalâtu vesselâm sana Dinarı bana göndersin, dirhemini ben ödeyeceğim!diyor de!emretti Kasap dinarı gönderdi Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm onu köleye verdi
Ebu Dâvud, Lukata 1, (1714)
5272 İyaz İbnu Hımâr radıyallahu anh anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular oysa:
Kim bir buluntu ele geçirirse, buna adâlet sahibi birini şâhid kılsın, ne filanı terkederek buluntuyu gizlesin, ne de (bir başka yere yollayarak) nazardan kaçırsın Sahibini buldumu derhal ona versin Sahibini bulamazsa (bilsin ancak) bu mülk Allah'ın malıdır, Allah onu dilediğine verir
Ebu Dâvud, Lukata 1, ( 1709)
5273 Hz Câbir radıyallahu anh anlatıyor: Resülullah aleyhissalâtu vesselâm değnek, kamçı, ip ve benzeri şeylerde ruhsat tanıdı Bunları bulan kimse (ilân etmeksizin) onlardan faydalanabilir
Ebu Dâvud, Lukata 1, (1717)
5274 Amiru'şŞa'bi rahimehullah der fakat: Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ancak:
Kim, sahibinin beslemekten aciz kalarak bırakıverdiği bir hayvan bulur da, onu alıp ihya edecek olursa o onun olur
Ebu Dâvud, Büyü' 77, (3524, 3525)
5275 Hz Ebu Hureyre ve Hz Enes radıyallahu anhümâ anlatıyorlar: Resülullah aleyhissalâtu vesselâm yolda giderken bir hurma adam başına rastlamıştı Eğer sadakadan (düşmüş) olacağından korkmasaydım bunu yerdim!buyurdular
Buhârî, Büyü' 4, Lukata 6; Müslim, Zekât 165, (1071); Ebu Dâvud, Zekat 29, (1651)
5276 Abdurrahman İbnu Osman etTeymî anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm hacının lukatasını nehyetti
Müslim, Lukâta 11, (1724); Ebu Dâvud, Lukâta 1, (1719)
5277 İbnu Mes'ud radıyallahu anh'ın anlattığına tarafından: (Yediyüz dirheme) bir cariye satın almış ve (borcunu ödemeden) sahibini kaybetmiştir Bir sene sahibini arayan İbnu Mes'ud onu bulamaz ve bu parayı, bir dirhem, iki dirhem biçiminde parça parça vermeye başlar ve: Ey Allahım, bunu falanca adına sadaka kabul et! Eger adam gelirse sadaka benim adıma olacak, borç da uhdemde kalacak!der İbnu Mes'ud derdi fakat:
Sahibini bulamadığınız buluntu hakkında böyle hareket edin!
Buhârî, Talâk 22, (Tercümede (bab başlığında) muallak olarak kaydedilmiştir)
YİTİK, BULANA HELAL DEĞIL
6737 Abdullah İbnu'sSıhhîr radıyallahu anh anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular oysa: Müslümanın yitirdiği (herşey) alev alevidir*
Kesesini ve bağını belle, sonra onu bir sene duyuru et (Sahibini) bilemezsen, onu harca O yanına bir emânet olsun Günün birinde arayanı gelecek olursa, ona ödersinbuyurdu Bunun üstüne Aleyhissalâtu vesselâm'a kaybolmuş develerden soruldu
Kaybolan develerden sana ne? Onları (kendi hâline) bırak Zira sahibi onu buluncaya dek, ayağında çarığı, sırtında su tulumu vardır Suya gider, ottan yerbuyurdular Bu sefer (kaybolmuş) davardan soruldu:
Onları alın Zira onlar ya senindir, ya (kaybeden) kardeşinindir, ya da kurdundurbuyurdular
Buhârî, İlm 28, Şürb 12, Lukata 2, 3, 4,11, Talâk 22, Edeb 75; Müslim, Lukata 1, (1722); Muvatta, Akdiye 46, (2, 757); Ebu Dâvud, Lukata 1, (1704, 1705, 1706, 1707,1708); Tirmizî, Ahkâm 35, (1372, 1373)
5270 Amr İbnu şuayb an ebîhi lahza ceddihi radıyallahu anh anlatıyor: Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'a (dalında) asılı meyve hakkında sorulmuştu:
Gereksinim sahibi, sepetine almaksızın ağzıyla ulaşırsa, kendine bir vebal gelmez Ancak kim de, eteğinde (birşeyler) alarak oradan çıkarsa, aldığının iki kat değeriyle borçlanır Ayrıca (tâzir nevinden) cinayet da yer Kim de yığın yapıldıktan sonra meyveden çalarsa ve bunun değeri miğfer fiyatını bulursa, eli kesilirbuyurdu Daha Sonra kendisine lukata (buluntu)dan sorulmuştu:
İşlek yolda bulunmuş olanla, insanların bol miktarda yaşadığı meskun karyede bulunmuş olanı bir sene boyu ilân et Eğer sahibi gelirse anında ver Eğer gelmezse bundan böyle o senin olmuştur Harâbede bulunmuş ise, bununla, maden için humus (beşte bir) vergisi vardırbuyurdular
Ebu Dâvud, Lukata 1, (1710, 1711, 1712, 1713); Nesâî, Kat'u'sSârik 11, (8, 8485)
5271 Sehl İbnu Sa'd radıyallahu anh anlatıyor: Ali İbnu Ebi Talib radıyallahu anh, (bir gün), Hz Fatıma radıyallahu anhâ'nın yanında girmiş idi O sırada Hz Hasan ve Hüseyin ağlamakta idiler Niye ağlıyorsunuz?diye sordu Hz Fâtıma: Acıktılar!dedi
Hz Ali (bir gıda tedarik etmek üzere) çıktı Derken yolda bir dinar para buldu Dönüp Hz Fâtıma'ya gelerek haber verdi O da:
Falan yahudiye git, bununla un satın al!dedi Ali radıyallahu anh ona vardı ve un aldı Yahudi ona:
Sen, kendini Allah elçisi zanneden şu zâtın damadı mısın?dedi Hz Ali'nin eveti üstüne:
Dinarını al, un da senin olsun!dedi Ali oradan ayrılıp, Fâtıma radıyallahu anhâ'ya unu ve dinarı getirdi, durumu da anlattı Hz Fâtıma:
Şu Anda de şu falan kasaba git, bize bir dirhemlik et al!dedi Hz Ali gidip, dinarı bir dirhemlik et mukabilinde rehin bıraktı Eti Hz Fâtıma'ya getirdi O hamur yaptı, (tencereye) koydu, ekmek pişirdi Babasına haber gönderdi Resûlullah yanlarına gelince, Hz Fâtıma:
Ey Allah'ın Resûlü! (şu yemeğin) hikayesini size anlatayım da eğer helalse yiyelim, bizimle siz de yiyin Bunun mahiyeti şöyle şöyledirdiye antattı Aleyhissalâtu vesselâm:
Allah'ın adıyla yiyin!buyurdular ve defalarca beraber ekmekten yediler Onlar daha yerlerinde iken, bir esir gelip, Allah ve İslâm namına dinar bulan var mı?diye sormaya başladı Resülullah aleyhissalâtu vesselâm onu çağırıp (dinarı hakkında) sordu Köle:
Çarşıda benden düştü!dedi Aleyhissalâtu vesselâm:
Ey Ali! Haydi kasaba git Ona: Resülullah aleyhissalâtu vesselâm sana Dinarı bana göndersin, dirhemini ben ödeyeceğim!diyor de!emretti Kasap dinarı gönderdi Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm onu köleye verdi
Ebu Dâvud, Lukata 1, (1714)
5272 İyaz İbnu Hımâr radıyallahu anh anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular oysa:
Kim bir buluntu ele geçirirse, buna adâlet sahibi birini şâhid kılsın, ne filanı terkederek buluntuyu gizlesin, ne de (bir başka yere yollayarak) nazardan kaçırsın Sahibini buldumu derhal ona versin Sahibini bulamazsa (bilsin ancak) bu mülk Allah'ın malıdır, Allah onu dilediğine verir
Ebu Dâvud, Lukata 1, ( 1709)
5273 Hz Câbir radıyallahu anh anlatıyor: Resülullah aleyhissalâtu vesselâm değnek, kamçı, ip ve benzeri şeylerde ruhsat tanıdı Bunları bulan kimse (ilân etmeksizin) onlardan faydalanabilir
Ebu Dâvud, Lukata 1, (1717)
5274 Amiru'şŞa'bi rahimehullah der fakat: Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ancak:
Kim, sahibinin beslemekten aciz kalarak bırakıverdiği bir hayvan bulur da, onu alıp ihya edecek olursa o onun olur
Ebu Dâvud, Büyü' 77, (3524, 3525)
5275 Hz Ebu Hureyre ve Hz Enes radıyallahu anhümâ anlatıyorlar: Resülullah aleyhissalâtu vesselâm yolda giderken bir hurma adam başına rastlamıştı Eğer sadakadan (düşmüş) olacağından korkmasaydım bunu yerdim!buyurdular
Buhârî, Büyü' 4, Lukata 6; Müslim, Zekât 165, (1071); Ebu Dâvud, Zekat 29, (1651)
5276 Abdurrahman İbnu Osman etTeymî anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm hacının lukatasını nehyetti
Müslim, Lukâta 11, (1724); Ebu Dâvud, Lukâta 1, (1719)
5277 İbnu Mes'ud radıyallahu anh'ın anlattığına tarafından: (Yediyüz dirheme) bir cariye satın almış ve (borcunu ödemeden) sahibini kaybetmiştir Bir sene sahibini arayan İbnu Mes'ud onu bulamaz ve bu parayı, bir dirhem, iki dirhem biçiminde parça parça vermeye başlar ve: Ey Allahım, bunu falanca adına sadaka kabul et! Eger adam gelirse sadaka benim adıma olacak, borç da uhdemde kalacak!der İbnu Mes'ud derdi fakat:
Sahibini bulamadığınız buluntu hakkında böyle hareket edin!
Buhârî, Talâk 22, (Tercümede (bab başlığında) muallak olarak kaydedilmiştir)
YİTİK, BULANA HELAL DEĞIL
6737 Abdullah İbnu'sSıhhîr radıyallahu anh anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular oysa: Müslümanın yitirdiği (herşey) alev alevidir*