‘’Sakin Uyanıklık’’ (S.U) tekniği meditasyon teknikleri arasında Veda’larda anlatılan orijinal tekniğe en yakın olan sade, kolay ve bilimsel araştırmalarla yararları kanıtlanmış bir zihin dinlendirme tekniğidir.
Zihinsel fonksiyonlarımızın aracı olan merkezi sinir sistemi, yorgunluk ve stresten en fazla etkilenir. Üstelik bu olumsuz etki diğer organlarımıza göre çok daha fazla kalıcıdır. Yani stres birikimi olur. Bu da zihinsel fonksiyonların giderek bozulmasına yol açar. Merkezi sinir sistemimizin ve onun fiziksek fonksiyonlarının beden sağlığımız üzerindeki önemi artık hepimizce bilinmektedir. Pek çok hastalıkta zihinsel etkenler temel nedendir. Geri kalan diğer hastalıklarda da en azından önemli bir kolaylaştırıcı faktördür. Zihinsel stres birikimi hastalıklara yol açmasa bile zihin-beden potansiyelinin gelişmesini ve gerçekleşmesini engeller.
Tekniğin özü; Her insan zihninin normalde düzenli olarak deneyimlediği uyku, rüya ve uyanık hallerine ilave olarak dördüncü bilinç durumu ‘Sakin Uyanıklık’ halinin deneyimlenmesi esasına dayanır.
Sabah ve akşam 15-20 dakika sakin uyanıklık halini düzenli olarak deneyimlendiği takdirde merkezi sinir sistemimiz giderek birikmiş olan streslerden arınır.
Stresten arınan merkezi sinir sisteminin (zihin) solunum, dolaşım, sindirim, iç salgı bezleri ve tüm bağışıklık sistemi üzerindeki düzenleyici ve kontrol edici etkileri çok daha mükemmel ve başarılı olur.
Meditasyonun insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri bu nedene dayanır.
Meditasyon Çeşitleri
Günümüzde meditasyon teknikleri adı altında ifade edilen yöntemleri incelediğimizde, büyük bir kavram kargaşası , sınıflandırma ve standardizasyon kargaşasının varlığını görmekteyiz.
Dolayısı ile meditasyon çeşitlerinden bahsetmek ve sınıflandırmak neredeyse imkansızdır.Ancak birbirleri ile ilişkilerine, benzerliklerine ve kronolojik olarak zaman içindeki değişimlerine baktığımızda tüm meditasyon diye isimlendirebileceğimiz tekniklerin tek bir kaynaktan çıktıklarını düşünebiliriz. Vedalar.
VEDAlar insanlık tarihinin bilinen en eski bilgileri olduğu sanılmaktadır.Veda medeniyetlerine ait en eski bulgular MÖ 5000 yıllarına kadar gerilere gittiği sanılmaktadır.İndus ırmağının yukarı kesimleri olan Mohenjo-Daro ve Harappa antik yerleşim yerlerinde yapılan ve halen devam eden kazılar Veda medeniyetlerine ilişkin pek çok bilgiyi gün ışığına çıkarmıştır.
Zaman tüneli içinde günümüze nesilden nesle, toplumlardan toplumlara aktarılarak nakledilen "veda bilgileri" unutulmuş, değişmiş ve giderek din ve inanç biçimlerine dönüşmüştür.
İnsanın sağlık ve mutlu yaşam süresi için önerilen teknikleri de dini ritüellere dönüşmüştür.
Meditasyon kavramı ve tekniği de zamanın bu etkisinden nasibini almıştır.
Toplumlardan toplumlara aktarılırken sosyal ve kültürel şartlara göre, toplumların ve aktaran öğretmenlerin bilinç durumlarına göre değişimler geçirmiştir.
Yakın tarihimizdeki değişimlerde göz önüne alınınca meditasyon çeşitlerini 3 ana başlıkta toplayabiliriz.
1.Kontamplasyon Teknikleri (Tefekkür) : Derin düşüncelere dalma
2.Konsantrasyon Teknikleri : Yoğunlaşma
3.Sakin Uyanıklık Tekniği (Transandantal bilinç)
Kontamplasyon Teknikleri (Tefekkür) :
Çeşitli Konularda derin düşüncelere dalma teknikleridir. Bu grupta farklı kültürlere göre pek çok farklı tekniklerden bahsetmek mümkündür.
•Dua Teknikleri
•Afirmasyon Teknikleri
•Kendi Kendini Şartlandırma
•İmajinasyon Teknikleri
•Vizualizasyon Teknikleri
•Relaksasyon Teknikleri
Bu grup tekniklerde seçilen bir konu üzerinde zihinsel düşünceyi yüklendirip konu ile ilgili farklı düşüncelere dalma esastır.
Konsantrasyon Teknikleri (Yoğunlaşma) :
Zihnin bir obje, ses, hareket veya görüntüye odaklanması esasına dayanan tekniklerdir. Bazı dans , hareket ve zen teknikleri bu gruba girebilir. Zihinsel farkındalığın bir obje üzerinde sabit tutulmaya çalışılması esasına dayandığından zihin için zorlayıcı tekniklerdir.
Sakin Uyanıklık Tekniği : (Turya-Çetan) (Çabasızlık Tekniği, Transandantal Bilinç, Aşkın Bilinç) olarak da isimlendirilir. Bu teknik Bhagavadgita ve "Yoga Veda"da esasları anlatılan tekniktir. "Çabasızlık" ilkesine dayanır. Zihnin tüm çabaları terk (feragat) ettikten sonra ulaştığı en sade, en doğal durumu olan çabasızlık ya da sakin uyanıklık olarak isimlendirdiğimiz bir bilinç durumunu deneyimlemesi esasına dayanır.
Meditasyonun Yararları
Meditasyon; bir zihin dinlendirme tekniğidir. Türkçe’ye "Sakin Uyanıklık" durumunun deneyimlenmesi olarak çevirebiliriz.
İnsan zihni uyanıklık durumunda iken yaptığı, yönettiği günlük aktiviteleri sonucu yorulur. Bunun sonucunda doğal bir süreç ile zihin aktiviteyi yavaş yavaş terk ederek uyku ve rüya olarak isimlendirdiğimiz dinlenme durumuna geçer.
Yapılan araştırmalar ve her insanin kendi kişisel deneyimleri gösteriyor ki; uyku ve rüya, zihin ve bedenin dinlenmesi, kendini yenilemesi için gerekli bir süreçtir. Uyku ve rüya esnasında zihnin ve buna bağlı olarak da bedenin fizyolojisi tamamen değişir. Bedenin kendi kendini iyileştirme süreçleri daha aktif hale gelir. Bu nedenle, UYKU ve RÜYA durumuna zihnin UYANIKLIK durumundan farklı HALLERI olarak isimlendiriyoruz.
İnsan bedeni; Beden - Zihin döngüsü içinde kendi kendini onarma, iyileştirme yeteneğine sahiptir. Bunun en basit örneği yorulduğumuzda dinleniriz veya uyuma sonrasında kendimizi tekrar canlı ve enerjik hissederiz. Dinlenme süreci tekrar canlılık kazanmamızı sağlamıştır. Bu dinlenme süreci kendili?inden ve otomatiktir. Tip biliminin en önemli araştırma konularından olan bu süreçler (Bağışıklık Sistemleri) çok karmaşık ve mükemmel bir dizayna sahiptir.
Ancak, uyku ve rüya sonucu elde edilen dinlenme, yasam boyu biriktirdi?imiz yorgunluk süreçlerinin temizlenmesi için yeterli olamamaktadır. Pek çok hastalık, kendi kendimizi iyileştirme süreçlerimizin bozulması sonucu ortaya çıkmaktadır.
Özellikle ;
• Yüksek Tansiyon
• Koroner Kalp Hastalıkları
• Sık görülen enfeksiyonlar
• Migren
• Obezite
• Kronik yorgunluklar
• Depresyon
• Anksiyete
• Panik Ataklar
• Uyku bozukluğu
• Dikkat dağınıklığı
gibi pek çok hastalığı özellikle biriken streslere bağlayabiliriz.
Stres ve yorgunluk birikimi arttıkça giderek daha ciddi hastalıklara zemin hazırladığını söyleyebiliriz.
Meditasyon (Sakin Uyanıklık) durumunun deneyimlenmesinin yararı bu noktada devreye girer. Uyku ve rüya durumlarının deneyimlenmesinin yeterli gelmediği birikmiş streslerin atılması sakin uyanıklık durumunun deneyimlenmesi ile atılabilir.
Meditasyonla ilgili bilinen en eski kayıtlara M.Ö. yaklaşık 5 ~ 7000 yy öncesine dayanan "Veda Bilgileri"nde rastlanmaktadır. Bu bilgilerde, insan zihninin 7 farklı "bilinç durumlarını" doğal bir eğilim olarak deneyimleyebileceği belirtilir.
Bu "bilinç durumları"nın ilk üçü hepimizin deneyimlediği ve bildiği (1) UYKU, (2) RÜYA ve (3) UYANIKLIK bilinç durumlarıdır. Zihnimiz bu 3 bilinç durumunu kendiliğinden, doğal olarak deneyimler. Bu deneyimin sonucu olarak da zihin ve beden fizyolojisi değişir. Uyku ve rüya süreçlerinde kendi kendini iyileştirme süreçleri hızlanır, zihin ve beden dinlenir. Yapılan araştırmalar bu durumu doğrulamaktadır.
UYANIKLIK bilinç durumunun deneyimlenmesi ise zihin ve bedenin sürekli farklı bir aktivite içinde bulunduğu bir durumdur.
Eylemlerimizde ve bu eylemlerin sonucunda beklentilerimizde kişiden kişiye farklı düzeylerde olsa da kaygı, korku, endişe, keder, üzüntü, sevinç, mutluluk, mutsuzluk ... vb. gibi duyguların etkisinde sürüp giden bir aktivite durumudur.
Yapılan araştırmalar tüm hayat aktivitelerinin özellikle de yoğun stres, öfke, kaygı, korku ... vb. içeren aktivitelerin vücut biyokimyasında "serbest radikal" adını verdiğimiz toksinlere (zehirli atıklara) dönüştüğünü göstermektedir. Birikerek bizi hastalandıran da bu atıklardır.
Uyanıklık bilincinde iken bu atıklar az yada çok vücudumuzda sürekli birikmektedir.
"Veda" bilgilerinde anlatılan insan zihninin basit ve doğal bir yöntemle deneyimleyebileceği dördüncü bilinç durumu ise "SAKİN UYANIKLIK" durumudur. Meditasyon tekniği ile bu bilinç durumunun deneyimlenmesi de kendi fizyolojik değişikliklerini ortaya çıkarır.
"Veda" bilgilerinde açıklanan "Sakin Uyanıklık" tekniği ile ilgili bugüne kadar 1000 in üzerinde bilimsel araştırmalar yapılmıştır.
Bu araştırmalar sonucunda, bu tekniği uygulayanlarda "serbest radikal" düzeyinin azaldığını, Bağışıklık ve kendi kendini iyileştirme süreçlerinin daha iyi işlediğini gösteren bulgularda artış olduğu gösterilmiştir.
Bütün bu araştırmaların sonucu olarak da artık tıp kitaplarına meditasyon, "tamamlayan" bir yöntem olarak girmeye başlamıştır.
Örneğin; dahiliyenin en önemli textbooku olarak kabul edilen "Harrisons Principle of Internal Medicine" kitabinin 16. bölümünde "migren tedavisi" için meditasyon ve yoga önerilmektedir.
Meditasyon; zihnin UYKU, RÜYA ve UYANIKLIK durumlarına ilave olarak "SAKİN UYANIKLIK" durumunun deneyimlenmesidir.
"SAKİN UYANIKLIK" durumu da zihnin diğer üç bilinç durumu gibi kendiliğinden deneyimleyebildiği bir durumdur.
"TEKNİK" bizi bu durumu deneyimlemeye çabasız bir şekilde götüren yöntemdir. Meditasyon tekniği "Veda" bilgilerinde özellikle "Baghvat Gita"da ve "Patanjali Yoga Sutra"larda açıkça anlatılmıştır. İnsanlığın ortak malıdır. Bu bilgileri günümüze aktaranlara teşekkür borçluyuz.
Günümüzde henüz akademik olarak standardize edilmiş, bir eğitim olmamakla birlikte, kanaatimce meditasyon tekniği konu ile ilgilenen deneyimli hekimlerce öğretilmelidir. Özellikle de bir tamamlayıcı tedavi yöntemi olarak uygulanacaksa konusunda deneyimli hekimlerce öğretilmesi çok daha önemlidir.
alintidir
Zihinsel fonksiyonlarımızın aracı olan merkezi sinir sistemi, yorgunluk ve stresten en fazla etkilenir. Üstelik bu olumsuz etki diğer organlarımıza göre çok daha fazla kalıcıdır. Yani stres birikimi olur. Bu da zihinsel fonksiyonların giderek bozulmasına yol açar. Merkezi sinir sistemimizin ve onun fiziksek fonksiyonlarının beden sağlığımız üzerindeki önemi artık hepimizce bilinmektedir. Pek çok hastalıkta zihinsel etkenler temel nedendir. Geri kalan diğer hastalıklarda da en azından önemli bir kolaylaştırıcı faktördür. Zihinsel stres birikimi hastalıklara yol açmasa bile zihin-beden potansiyelinin gelişmesini ve gerçekleşmesini engeller.
Tekniğin özü; Her insan zihninin normalde düzenli olarak deneyimlediği uyku, rüya ve uyanık hallerine ilave olarak dördüncü bilinç durumu ‘Sakin Uyanıklık’ halinin deneyimlenmesi esasına dayanır.
Sabah ve akşam 15-20 dakika sakin uyanıklık halini düzenli olarak deneyimlendiği takdirde merkezi sinir sistemimiz giderek birikmiş olan streslerden arınır.
Stresten arınan merkezi sinir sisteminin (zihin) solunum, dolaşım, sindirim, iç salgı bezleri ve tüm bağışıklık sistemi üzerindeki düzenleyici ve kontrol edici etkileri çok daha mükemmel ve başarılı olur.
Meditasyonun insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri bu nedene dayanır.
Meditasyon Çeşitleri
Günümüzde meditasyon teknikleri adı altında ifade edilen yöntemleri incelediğimizde, büyük bir kavram kargaşası , sınıflandırma ve standardizasyon kargaşasının varlığını görmekteyiz.
Dolayısı ile meditasyon çeşitlerinden bahsetmek ve sınıflandırmak neredeyse imkansızdır.Ancak birbirleri ile ilişkilerine, benzerliklerine ve kronolojik olarak zaman içindeki değişimlerine baktığımızda tüm meditasyon diye isimlendirebileceğimiz tekniklerin tek bir kaynaktan çıktıklarını düşünebiliriz. Vedalar.
VEDAlar insanlık tarihinin bilinen en eski bilgileri olduğu sanılmaktadır.Veda medeniyetlerine ait en eski bulgular MÖ 5000 yıllarına kadar gerilere gittiği sanılmaktadır.İndus ırmağının yukarı kesimleri olan Mohenjo-Daro ve Harappa antik yerleşim yerlerinde yapılan ve halen devam eden kazılar Veda medeniyetlerine ilişkin pek çok bilgiyi gün ışığına çıkarmıştır.
Zaman tüneli içinde günümüze nesilden nesle, toplumlardan toplumlara aktarılarak nakledilen "veda bilgileri" unutulmuş, değişmiş ve giderek din ve inanç biçimlerine dönüşmüştür.
İnsanın sağlık ve mutlu yaşam süresi için önerilen teknikleri de dini ritüellere dönüşmüştür.
Meditasyon kavramı ve tekniği de zamanın bu etkisinden nasibini almıştır.
Toplumlardan toplumlara aktarılırken sosyal ve kültürel şartlara göre, toplumların ve aktaran öğretmenlerin bilinç durumlarına göre değişimler geçirmiştir.
Yakın tarihimizdeki değişimlerde göz önüne alınınca meditasyon çeşitlerini 3 ana başlıkta toplayabiliriz.
1.Kontamplasyon Teknikleri (Tefekkür) : Derin düşüncelere dalma
2.Konsantrasyon Teknikleri : Yoğunlaşma
3.Sakin Uyanıklık Tekniği (Transandantal bilinç)
Kontamplasyon Teknikleri (Tefekkür) :
Çeşitli Konularda derin düşüncelere dalma teknikleridir. Bu grupta farklı kültürlere göre pek çok farklı tekniklerden bahsetmek mümkündür.
•Dua Teknikleri
•Afirmasyon Teknikleri
•Kendi Kendini Şartlandırma
•İmajinasyon Teknikleri
•Vizualizasyon Teknikleri
•Relaksasyon Teknikleri
Bu grup tekniklerde seçilen bir konu üzerinde zihinsel düşünceyi yüklendirip konu ile ilgili farklı düşüncelere dalma esastır.
Konsantrasyon Teknikleri (Yoğunlaşma) :
Zihnin bir obje, ses, hareket veya görüntüye odaklanması esasına dayanan tekniklerdir. Bazı dans , hareket ve zen teknikleri bu gruba girebilir. Zihinsel farkındalığın bir obje üzerinde sabit tutulmaya çalışılması esasına dayandığından zihin için zorlayıcı tekniklerdir.
Sakin Uyanıklık Tekniği : (Turya-Çetan) (Çabasızlık Tekniği, Transandantal Bilinç, Aşkın Bilinç) olarak da isimlendirilir. Bu teknik Bhagavadgita ve "Yoga Veda"da esasları anlatılan tekniktir. "Çabasızlık" ilkesine dayanır. Zihnin tüm çabaları terk (feragat) ettikten sonra ulaştığı en sade, en doğal durumu olan çabasızlık ya da sakin uyanıklık olarak isimlendirdiğimiz bir bilinç durumunu deneyimlemesi esasına dayanır.
Meditasyonun Yararları
Meditasyon; bir zihin dinlendirme tekniğidir. Türkçe’ye "Sakin Uyanıklık" durumunun deneyimlenmesi olarak çevirebiliriz.
İnsan zihni uyanıklık durumunda iken yaptığı, yönettiği günlük aktiviteleri sonucu yorulur. Bunun sonucunda doğal bir süreç ile zihin aktiviteyi yavaş yavaş terk ederek uyku ve rüya olarak isimlendirdiğimiz dinlenme durumuna geçer.
Yapılan araştırmalar ve her insanin kendi kişisel deneyimleri gösteriyor ki; uyku ve rüya, zihin ve bedenin dinlenmesi, kendini yenilemesi için gerekli bir süreçtir. Uyku ve rüya esnasında zihnin ve buna bağlı olarak da bedenin fizyolojisi tamamen değişir. Bedenin kendi kendini iyileştirme süreçleri daha aktif hale gelir. Bu nedenle, UYKU ve RÜYA durumuna zihnin UYANIKLIK durumundan farklı HALLERI olarak isimlendiriyoruz.
İnsan bedeni; Beden - Zihin döngüsü içinde kendi kendini onarma, iyileştirme yeteneğine sahiptir. Bunun en basit örneği yorulduğumuzda dinleniriz veya uyuma sonrasında kendimizi tekrar canlı ve enerjik hissederiz. Dinlenme süreci tekrar canlılık kazanmamızı sağlamıştır. Bu dinlenme süreci kendili?inden ve otomatiktir. Tip biliminin en önemli araştırma konularından olan bu süreçler (Bağışıklık Sistemleri) çok karmaşık ve mükemmel bir dizayna sahiptir.
Ancak, uyku ve rüya sonucu elde edilen dinlenme, yasam boyu biriktirdi?imiz yorgunluk süreçlerinin temizlenmesi için yeterli olamamaktadır. Pek çok hastalık, kendi kendimizi iyileştirme süreçlerimizin bozulması sonucu ortaya çıkmaktadır.
Özellikle ;
• Yüksek Tansiyon
• Koroner Kalp Hastalıkları
• Sık görülen enfeksiyonlar
• Migren
• Obezite
• Kronik yorgunluklar
• Depresyon
• Anksiyete
• Panik Ataklar
• Uyku bozukluğu
• Dikkat dağınıklığı
gibi pek çok hastalığı özellikle biriken streslere bağlayabiliriz.
Stres ve yorgunluk birikimi arttıkça giderek daha ciddi hastalıklara zemin hazırladığını söyleyebiliriz.
Meditasyon (Sakin Uyanıklık) durumunun deneyimlenmesinin yararı bu noktada devreye girer. Uyku ve rüya durumlarının deneyimlenmesinin yeterli gelmediği birikmiş streslerin atılması sakin uyanıklık durumunun deneyimlenmesi ile atılabilir.
Meditasyonla ilgili bilinen en eski kayıtlara M.Ö. yaklaşık 5 ~ 7000 yy öncesine dayanan "Veda Bilgileri"nde rastlanmaktadır. Bu bilgilerde, insan zihninin 7 farklı "bilinç durumlarını" doğal bir eğilim olarak deneyimleyebileceği belirtilir.
Bu "bilinç durumları"nın ilk üçü hepimizin deneyimlediği ve bildiği (1) UYKU, (2) RÜYA ve (3) UYANIKLIK bilinç durumlarıdır. Zihnimiz bu 3 bilinç durumunu kendiliğinden, doğal olarak deneyimler. Bu deneyimin sonucu olarak da zihin ve beden fizyolojisi değişir. Uyku ve rüya süreçlerinde kendi kendini iyileştirme süreçleri hızlanır, zihin ve beden dinlenir. Yapılan araştırmalar bu durumu doğrulamaktadır.
UYANIKLIK bilinç durumunun deneyimlenmesi ise zihin ve bedenin sürekli farklı bir aktivite içinde bulunduğu bir durumdur.
Eylemlerimizde ve bu eylemlerin sonucunda beklentilerimizde kişiden kişiye farklı düzeylerde olsa da kaygı, korku, endişe, keder, üzüntü, sevinç, mutluluk, mutsuzluk ... vb. gibi duyguların etkisinde sürüp giden bir aktivite durumudur.
Yapılan araştırmalar tüm hayat aktivitelerinin özellikle de yoğun stres, öfke, kaygı, korku ... vb. içeren aktivitelerin vücut biyokimyasında "serbest radikal" adını verdiğimiz toksinlere (zehirli atıklara) dönüştüğünü göstermektedir. Birikerek bizi hastalandıran da bu atıklardır.
Uyanıklık bilincinde iken bu atıklar az yada çok vücudumuzda sürekli birikmektedir.
"Veda" bilgilerinde anlatılan insan zihninin basit ve doğal bir yöntemle deneyimleyebileceği dördüncü bilinç durumu ise "SAKİN UYANIKLIK" durumudur. Meditasyon tekniği ile bu bilinç durumunun deneyimlenmesi de kendi fizyolojik değişikliklerini ortaya çıkarır.
"Veda" bilgilerinde açıklanan "Sakin Uyanıklık" tekniği ile ilgili bugüne kadar 1000 in üzerinde bilimsel araştırmalar yapılmıştır.
Bu araştırmalar sonucunda, bu tekniği uygulayanlarda "serbest radikal" düzeyinin azaldığını, Bağışıklık ve kendi kendini iyileştirme süreçlerinin daha iyi işlediğini gösteren bulgularda artış olduğu gösterilmiştir.
Bütün bu araştırmaların sonucu olarak da artık tıp kitaplarına meditasyon, "tamamlayan" bir yöntem olarak girmeye başlamıştır.
Örneğin; dahiliyenin en önemli textbooku olarak kabul edilen "Harrisons Principle of Internal Medicine" kitabinin 16. bölümünde "migren tedavisi" için meditasyon ve yoga önerilmektedir.
Meditasyon; zihnin UYKU, RÜYA ve UYANIKLIK durumlarına ilave olarak "SAKİN UYANIKLIK" durumunun deneyimlenmesidir.
"SAKİN UYANIKLIK" durumu da zihnin diğer üç bilinç durumu gibi kendiliğinden deneyimleyebildiği bir durumdur.
"TEKNİK" bizi bu durumu deneyimlemeye çabasız bir şekilde götüren yöntemdir. Meditasyon tekniği "Veda" bilgilerinde özellikle "Baghvat Gita"da ve "Patanjali Yoga Sutra"larda açıkça anlatılmıştır. İnsanlığın ortak malıdır. Bu bilgileri günümüze aktaranlara teşekkür borçluyuz.
Günümüzde henüz akademik olarak standardize edilmiş, bir eğitim olmamakla birlikte, kanaatimce meditasyon tekniği konu ile ilgilenen deneyimli hekimlerce öğretilmelidir. Özellikle de bir tamamlayıcı tedavi yöntemi olarak uygulanacaksa konusunda deneyimli hekimlerce öğretilmesi çok daha önemlidir.
alintidir