zeberus1234
Yeni Üye
Doğu Anadolu'da yetişen evliyânın meşhurlarından. Babası Seyyid Abdülazîz hazretleridir. 1854 (H.1270) senesinde Yukarı Doğubâyezîd'de doğdu. 1914 (H.1332) de yine orada vefât etti. Tasavvufta yüksek haller ve kerâmetler sâhibi mübârek bir zâttı. Kabri Yukarı Doğubâyezîd'de âile kabristanındadır.
Geceleri parmaklarından sızan ışıkla yazı yazardı. Bu kerâmetini görenler bu ışıkta satırları sayardık demişlerdir. Zaif ve nazik yapılı bir zâttı. Soğuktan sıcaktan mütessir olurdu. Ekseriya evinde oturur ilimle meşgul olurdu. Neden çıkmadığı sorulunca; "Herkes fasulyeden patatesten söz ediyor. Allahü teâlâdan bahseden kalmadı." buyururdu. Geceleri de uyumazdı. Oğlu Abdülhakîm Efendi; "Ben babamı hiç yatakta görmedim." demiştir.
Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri Doğubâyezîd'e akrabâ ziyâreti ve irşâd faâliyeti için her gidişinde Seyyid Mehmed Emîn'in evinde misâfir olurdu. Çok tatlı sohbetler ederlerdi. Bir defâ gidişinde MehmedEmîn Efendinin bir oğlu dünyâya geldi. Ona muhabbetlerinin çokluğundan bu bebeği kucağına alıp ismini kendi ismi gibi Abdülhakîm koyup, hayır duâ etmişlerdir.
Mehmed Emîn hazretlerinin eserleri ve mevcud kitapları Rus işgâli sırasında yakılıp tahrib edilmiştir. Malları ve hayvanları da Ermeniler tarafından talan edilmiştir. Seyyide Vesîle ve Hatice adında iki kızı ve Seyyid Abdülkâdir, MuhammedMûsâ, Abdülazîz (Baba Efendi), Abdülazîz, Abdurrahîm, Abdullah (I) veAbdullah (II) isimlerinde oğulları vardı.
ANNEN VE BABAN EVLİYÂ İDİLER
Seyyid Muhammed Berzencî müftî olarak Doğubâyezîd'e gitmişti.Şehrin eşrafı ona hoş geldine gittiler. Müftü efendi; "Bu şehirde âlim ve âriflerden kimler vardır?" diye sorunca, Seyyid Mehmed Emîn'den bahsettiler. Onun husûsî hallerini bilmediği için bir müddet hoşgeldine gelmesi için bekledi. O gelmeyince, Müftî efendi kendisi ziyârete gitti. Evine varınca, ikinci kata çıkarıp; "Efendi içerdedir. Siz içeri buyurun." dediler. Müftî Efendi içeri girip selâm verdi. Kendini tanıttı.Sonra da hoş geldine gelmediği için sitem etti. Bu sitem nezâket ehli için ağır ve incitici bulunduğundan, MehmedEmîn Efendi çok müteessir olup oturmasını ricâ etti. Fakat o anda Müftî efendi büyük bir dehşet ve korku içinde titremeye başladı. Mehmed Emîn Efendinin hanımı Seyyide Medine Hanım, kerâmetiyle bu hâlin farkına varıp alt kattan; "Şeyh Efendi misâfiriniz korkuyor, onu teskin ediniz." diye seslendi.
O sırada Mehmed Emîn hazretlerinin oturduğu sedirin altında, bir arslanın saldırmaya hazır vaziyette işâret beklediği görüldü. Kalkıp eliyle sedirin altına işâret etti. Arslan kayboldu. Misâfiri elinden tutup iltifat göstererek teskin etti. Aynı sedirin üzerine oturttu. Kerâmetlerini çok gizlediği halde, bu kerâmeti iradeleri dışında vukû bulmuştu. Müftî Seyyid Muhammed Berzencî başından geçen bu hâdiseyi Seyyid MehmedEmîn hazretlerinin oğluna aynen anlattıktan sonra; "Senin baban evliyâ idi.Annen de ondan aşağı değildi. Bunu benden işitmiş ol." demiştir.
1) İslâm Meşhûrları Ansiklopedisi
Geceleri parmaklarından sızan ışıkla yazı yazardı. Bu kerâmetini görenler bu ışıkta satırları sayardık demişlerdir. Zaif ve nazik yapılı bir zâttı. Soğuktan sıcaktan mütessir olurdu. Ekseriya evinde oturur ilimle meşgul olurdu. Neden çıkmadığı sorulunca; "Herkes fasulyeden patatesten söz ediyor. Allahü teâlâdan bahseden kalmadı." buyururdu. Geceleri de uyumazdı. Oğlu Abdülhakîm Efendi; "Ben babamı hiç yatakta görmedim." demiştir.
Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri Doğubâyezîd'e akrabâ ziyâreti ve irşâd faâliyeti için her gidişinde Seyyid Mehmed Emîn'in evinde misâfir olurdu. Çok tatlı sohbetler ederlerdi. Bir defâ gidişinde MehmedEmîn Efendinin bir oğlu dünyâya geldi. Ona muhabbetlerinin çokluğundan bu bebeği kucağına alıp ismini kendi ismi gibi Abdülhakîm koyup, hayır duâ etmişlerdir.
Mehmed Emîn hazretlerinin eserleri ve mevcud kitapları Rus işgâli sırasında yakılıp tahrib edilmiştir. Malları ve hayvanları da Ermeniler tarafından talan edilmiştir. Seyyide Vesîle ve Hatice adında iki kızı ve Seyyid Abdülkâdir, MuhammedMûsâ, Abdülazîz (Baba Efendi), Abdülazîz, Abdurrahîm, Abdullah (I) veAbdullah (II) isimlerinde oğulları vardı.
ANNEN VE BABAN EVLİYÂ İDİLER
Seyyid Muhammed Berzencî müftî olarak Doğubâyezîd'e gitmişti.Şehrin eşrafı ona hoş geldine gittiler. Müftü efendi; "Bu şehirde âlim ve âriflerden kimler vardır?" diye sorunca, Seyyid Mehmed Emîn'den bahsettiler. Onun husûsî hallerini bilmediği için bir müddet hoşgeldine gelmesi için bekledi. O gelmeyince, Müftî efendi kendisi ziyârete gitti. Evine varınca, ikinci kata çıkarıp; "Efendi içerdedir. Siz içeri buyurun." dediler. Müftî Efendi içeri girip selâm verdi. Kendini tanıttı.Sonra da hoş geldine gelmediği için sitem etti. Bu sitem nezâket ehli için ağır ve incitici bulunduğundan, MehmedEmîn Efendi çok müteessir olup oturmasını ricâ etti. Fakat o anda Müftî efendi büyük bir dehşet ve korku içinde titremeye başladı. Mehmed Emîn Efendinin hanımı Seyyide Medine Hanım, kerâmetiyle bu hâlin farkına varıp alt kattan; "Şeyh Efendi misâfiriniz korkuyor, onu teskin ediniz." diye seslendi.
O sırada Mehmed Emîn hazretlerinin oturduğu sedirin altında, bir arslanın saldırmaya hazır vaziyette işâret beklediği görüldü. Kalkıp eliyle sedirin altına işâret etti. Arslan kayboldu. Misâfiri elinden tutup iltifat göstererek teskin etti. Aynı sedirin üzerine oturttu. Kerâmetlerini çok gizlediği halde, bu kerâmeti iradeleri dışında vukû bulmuştu. Müftî Seyyid Muhammed Berzencî başından geçen bu hâdiseyi Seyyid MehmedEmîn hazretlerinin oğluna aynen anlattıktan sonra; "Senin baban evliyâ idi.Annen de ondan aşağı değildi. Bunu benden işitmiş ol." demiştir.
1) İslâm Meşhûrları Ansiklopedisi