Meme başı akıntısı , memede kitle ve ağrı şikayetinden sonra karşımıza cıkan bir sorundurMeme ile ilgili nedenlerle polikliniğe başvuran hastalarda bu oran %35 olup, bu sebeple meme ameliyatı gecirenlerin oranı ise %78'i oluşturmaktadırYaş olarak da en sık 2545 yaşları arasında gorulur
Meme başı akıntısı daha cok iyi huylu hastalıklarla birlikte olmasına karşın akıntının bir memeden ya da her iki memeden olması, kendiliğinden veya uyarımla olması, surekli ya da aralıklı olması, tek bir kanaldan ya da bircok kanaldan akıntının gelmesi, akıntının kanlı veya kansız olması altta yatan olası kotu hastalığı ortaya cıkarmak acısından onemli noktalardır
Adet doneminin başlamasından itibaren gebelikte,laktasyonda(sut verme donemi) ve menopoz sonrası donemde memelerde fonksiyonel(beklenen) ve patolojik(normalin dışında) değişiklikler olur Bu patolojik değişikliklerden birisi de meme başı akıntısıdır, gebelik ve laktasyon dışında ortaya cıktığında patolojik olarak kabul edilir
Meme başı akıntıları genel olarak uc grup altında incelenebilir;
# Galaktore
# Kansız akıntı
# Kanlı akıntı
GALAKTORE
Her iki memeden, spontan (kendiliğinden) olarak, tum kanallardan sutlu akıntı gelmesi galaktore olarak adlandırılır Memelerden sutlu akıntı gelmesi gebelik sırasında veya gebelik bittiğinde gorulebilirBu yaklaşık iki yıl kadar surebilir ve emzirme bittiğinde kesilir Gebelik veya emzirme olmaksızın memelerden sutlu akıntı gelmesi fizyolojik, farmakolojik (ilaclara bağlı) veya endokrinolojik (hormonal) nedenlere bağlı olabilir
Fizyolojik olarak;aşırı meme manuplasyonu (elle uyarılması), meme başlarının emilme şeklinde uyarılması buna yol acabilir Tanı ve tedavi icin uyarı kesilerek akıntının devam edip etmediğine bakılır
Farmakolojik nedenler ise başka problemler nedeniyle kullanılan ilacların galaktoreye sebep olmasıdır Bu ilaclar arasında en sık ulser ilacları, doğum kontrol ilacları, antiemetikler (bulantı giderici ilacların bir kısmı) ve antidepresanlar sayılabilir Ayrıca kronik morfin kullananlarda da gorulebilir
Endokrinolojik sebeplere gelince bir grup kadında galaktorenin sebebi kolayca acıklanamaz Boyle durumlarda serum prolaktin seviyesi oldukca yardımcıdır Prolaktin, hipofiz on lobundan salgılanan bir hormondur Gorevi memeden sut salınımını sağlamak, diğer hormonlarla birlikte memenin gelişimine katkıda bulunmaktır
Gebelik sırasında prolaktin seviyesi yukselerek doğumdan hemen sonra 200 ngml ye ulaşır Gebelik ve doğum olmaksızın prolaktin seviyesindeki artış hipofize ait tumoral bir kitleyi duşundurmelidir Hastalarda kitleye bağlı baş ağrısı ve gorme bozukluğu vardır Tanı icin gorme alanı muayenesi yapılırKafa grafisi ile buyuk bir hipofizer kitle ortaya cıkarılabilir Daha kucuk kitleler icin bilgisayarlı tomografi ya da magnetik rezonans cekilebilir Kitlenin boyutuna ve medikal(ilac) tedavisinin sonucuna gore cerrahi eksizyon ve radyoterapi(ışın tedavisi) planlanabilir
Bunların dışında hipotalamik kitleler, enfeksiyonlar, vaskuler (damarsal) ya da dejeneratif hasarlar, ektopik (normal yeri dışında) prolaktin salgılayan bronkojenik karsinoma, goğus duvarına ait lezyonlar; herpes zoster, cerrahi skarlar da galaktoreye sebep olabilir
Eğer galaktore kontrol altına alınamıyor, hastanın sosyal ve seksuel yaşamını etkiliyorsa ayrıca gelecekte gebelik planı yoksa cerrahi ile tum kanallar cıkarılabilir
KANSIZ AKINTILAR
Purulan Akıntılar: Sıklıkla cocuk emzirme doneminde gorulmekle beraber postmenapozal kadınlarda da gorulebilir Memede ağrı, huzursuzluk ve bir cok kanaldan kaynaklanan, spontan, tek taraflı akıntı enfeksiyon (iltihap) belirtileri ile birlikte mevcuttur Enflamasyona ait klinik ve laboratuar bulguları ile tanı koyulabilir
Tedavi icin kultur alınarak uygun antibiyotik ve antiinflamatuar (iltihap giderici) verilir Eğer apse oluşmuşsa insizyon ve drenaj gereklidir Ayrıca inflamatuar kanser acısından dikkatli olmak gerekmektedir
KANLI AKINTILAR
Bu hastalarda sıklıkla
# %481 İntraduktal papillom
# %329 Fibrokistik değişiklik
# %143 Kanser
# %48 Duktal ektazi
saptanmıştır
Meme duktus ektazisinde (meme kanallarının genişlemesi) bu tur akıntı gorulurBu grupta akıntılar farklı renklerde ,spontan , yapışkan ,bilatera l(iki taraflı) ve bir cok kanaldan olur Cocuk doğurmuş, meme başı uyarımı olan, 3753 y arasında ki kadınlarda daha sıklıkla gorulur Akıntı sıklıkla farklı renklerde karşımıza cıkarken genellikle yeşil hakimdir Sırasıyla sarı, beyaz ,kahverengigri ve kırmızımsı kahverengi olabilir Bu son renk kanlı akıntı ile karışabilir
İntraduktal papillomlar da bu tur akıntılara sebep olabilirGenellikle 2040 yaşlarında gorulurler Coğunlukla meme başına yakın bir kist ya da genişlemiş bir duktus icinde gelişen genellikle 1 cm den kucuk lezyondur Bazen papillomlar bircok duktusda ve duktusun farklı yerlerinde de olabilir Fizik muayene ile akıntının geldiği duktus saptanmaya calışılır Tanıda mamografi yalnız başına yetersizdir Duktografi (kanallardan ilac verilerek goruntuleme) ve histopatolojik (parcanın alınarak mikroskop altında incelenmesi) tanıda onemlidir
Bu akıntılar sıklıkla kanserle veya prekaseroz mastopati ile birliktedir Akıntı tek taraflı , tek kanaldan kaynaklanıyor, kitle var ise sitolojik ve mamografik bulgular da değerlendirilerek kanser ayırıcı tanısına gidilmelidir
Akıntı serosanginoz (sulukanlı gibi) ya da kanlı ise 50 yaşın altında iyi huylu olma olasılığı artarken, 50 yaşın ustunde kotu bir hastalık ile birlikteliği sıktır Yaş artışı ve kitle varlığı kanser olasılığını akla getirmelidir
Meme başı akıntısında hastaya yaklaşım ve tanı yontemleri ne olmalıdır ?
Eğer akıntı camaşır uzerinde spontan fark edilmişse bu hastanın aktivasyonu orneğin jimnastik sonrası fark edilenden daha onemlidir Akıntının menstruel siklus (adet kanamaları), ovulasyon ve mevcut gebelik ile ilişkisinin olması nonkanseroz (kanser dışı) lezyon ayırımında onemlidir Akıntının rengi, travma (hasara maruz kalma), cerrahi, herpes zoster gibi enfeksiyonlarda ayırıcı tanıda onemlidir Hikayede ilac kullanımı araştırılmalıdır
Hasta yaşı ve ailede kanser hikayesi meme kanseri gelişiminde artmış bir risktir Tum menapoz sonrası akıntılar onemlidir
Her iki memenin fizik muayenesi nazik ve dikkatli bicimde yapılmalıdır Akıntının geldiği kadranın demonstrasyonu onemlidir Akıntının rengi ve konsantrasyonu gozlenir Sitoloji yapılabilir fakat yalancı negatif sonuc oranı yuksektir Sitoloji şupheli, kitle tespit edilememişse kesin tanı icin akıntının geldiği meme duktusu cıkarılarak tanıya gidilmelidir Tum palpe edilen (ele gelen) kitlelerde ince iğne aspirasyon biyopsisi gereklidir Histopatolojik tanı daha değerlidir ve bizi kesin tanıya goturur Mammografi oncelikle yapılmalıdır Duktografi ozellikle intraduktal papillom tanısında yardımcı olabilir
Sonuc olarak tek taraflı, kendiliğinden olan, kanlı akıntılarda mutlaka tanının konması gerekmektedirAyrıca unutmamamız gereken onemli bir nokta ise, akıntının gelip gelmediğini kontrol icin kesinlikle meme başını uyarmamalıyız Akıntı var ise zaten gelecektir
Meme başı akıntısı daha cok iyi huylu hastalıklarla birlikte olmasına karşın akıntının bir memeden ya da her iki memeden olması, kendiliğinden veya uyarımla olması, surekli ya da aralıklı olması, tek bir kanaldan ya da bircok kanaldan akıntının gelmesi, akıntının kanlı veya kansız olması altta yatan olası kotu hastalığı ortaya cıkarmak acısından onemli noktalardır
Adet doneminin başlamasından itibaren gebelikte,laktasyonda(sut verme donemi) ve menopoz sonrası donemde memelerde fonksiyonel(beklenen) ve patolojik(normalin dışında) değişiklikler olur Bu patolojik değişikliklerden birisi de meme başı akıntısıdır, gebelik ve laktasyon dışında ortaya cıktığında patolojik olarak kabul edilir
Meme başı akıntıları genel olarak uc grup altında incelenebilir;
# Galaktore
# Kansız akıntı
# Kanlı akıntı
GALAKTORE
Her iki memeden, spontan (kendiliğinden) olarak, tum kanallardan sutlu akıntı gelmesi galaktore olarak adlandırılır Memelerden sutlu akıntı gelmesi gebelik sırasında veya gebelik bittiğinde gorulebilirBu yaklaşık iki yıl kadar surebilir ve emzirme bittiğinde kesilir Gebelik veya emzirme olmaksızın memelerden sutlu akıntı gelmesi fizyolojik, farmakolojik (ilaclara bağlı) veya endokrinolojik (hormonal) nedenlere bağlı olabilir
Fizyolojik olarak;aşırı meme manuplasyonu (elle uyarılması), meme başlarının emilme şeklinde uyarılması buna yol acabilir Tanı ve tedavi icin uyarı kesilerek akıntının devam edip etmediğine bakılır
Farmakolojik nedenler ise başka problemler nedeniyle kullanılan ilacların galaktoreye sebep olmasıdır Bu ilaclar arasında en sık ulser ilacları, doğum kontrol ilacları, antiemetikler (bulantı giderici ilacların bir kısmı) ve antidepresanlar sayılabilir Ayrıca kronik morfin kullananlarda da gorulebilir
Endokrinolojik sebeplere gelince bir grup kadında galaktorenin sebebi kolayca acıklanamaz Boyle durumlarda serum prolaktin seviyesi oldukca yardımcıdır Prolaktin, hipofiz on lobundan salgılanan bir hormondur Gorevi memeden sut salınımını sağlamak, diğer hormonlarla birlikte memenin gelişimine katkıda bulunmaktır
Gebelik sırasında prolaktin seviyesi yukselerek doğumdan hemen sonra 200 ngml ye ulaşır Gebelik ve doğum olmaksızın prolaktin seviyesindeki artış hipofize ait tumoral bir kitleyi duşundurmelidir Hastalarda kitleye bağlı baş ağrısı ve gorme bozukluğu vardır Tanı icin gorme alanı muayenesi yapılırKafa grafisi ile buyuk bir hipofizer kitle ortaya cıkarılabilir Daha kucuk kitleler icin bilgisayarlı tomografi ya da magnetik rezonans cekilebilir Kitlenin boyutuna ve medikal(ilac) tedavisinin sonucuna gore cerrahi eksizyon ve radyoterapi(ışın tedavisi) planlanabilir
Bunların dışında hipotalamik kitleler, enfeksiyonlar, vaskuler (damarsal) ya da dejeneratif hasarlar, ektopik (normal yeri dışında) prolaktin salgılayan bronkojenik karsinoma, goğus duvarına ait lezyonlar; herpes zoster, cerrahi skarlar da galaktoreye sebep olabilir
Eğer galaktore kontrol altına alınamıyor, hastanın sosyal ve seksuel yaşamını etkiliyorsa ayrıca gelecekte gebelik planı yoksa cerrahi ile tum kanallar cıkarılabilir
KANSIZ AKINTILAR
Purulan Akıntılar: Sıklıkla cocuk emzirme doneminde gorulmekle beraber postmenapozal kadınlarda da gorulebilir Memede ağrı, huzursuzluk ve bir cok kanaldan kaynaklanan, spontan, tek taraflı akıntı enfeksiyon (iltihap) belirtileri ile birlikte mevcuttur Enflamasyona ait klinik ve laboratuar bulguları ile tanı koyulabilir
Tedavi icin kultur alınarak uygun antibiyotik ve antiinflamatuar (iltihap giderici) verilir Eğer apse oluşmuşsa insizyon ve drenaj gereklidir Ayrıca inflamatuar kanser acısından dikkatli olmak gerekmektedir
KANLI AKINTILAR
Bu hastalarda sıklıkla
# %481 İntraduktal papillom
# %329 Fibrokistik değişiklik
# %143 Kanser
# %48 Duktal ektazi
saptanmıştır
Meme duktus ektazisinde (meme kanallarının genişlemesi) bu tur akıntı gorulurBu grupta akıntılar farklı renklerde ,spontan , yapışkan ,bilatera l(iki taraflı) ve bir cok kanaldan olur Cocuk doğurmuş, meme başı uyarımı olan, 3753 y arasında ki kadınlarda daha sıklıkla gorulur Akıntı sıklıkla farklı renklerde karşımıza cıkarken genellikle yeşil hakimdir Sırasıyla sarı, beyaz ,kahverengigri ve kırmızımsı kahverengi olabilir Bu son renk kanlı akıntı ile karışabilir
İntraduktal papillomlar da bu tur akıntılara sebep olabilirGenellikle 2040 yaşlarında gorulurler Coğunlukla meme başına yakın bir kist ya da genişlemiş bir duktus icinde gelişen genellikle 1 cm den kucuk lezyondur Bazen papillomlar bircok duktusda ve duktusun farklı yerlerinde de olabilir Fizik muayene ile akıntının geldiği duktus saptanmaya calışılır Tanıda mamografi yalnız başına yetersizdir Duktografi (kanallardan ilac verilerek goruntuleme) ve histopatolojik (parcanın alınarak mikroskop altında incelenmesi) tanıda onemlidir
Bu akıntılar sıklıkla kanserle veya prekaseroz mastopati ile birliktedir Akıntı tek taraflı , tek kanaldan kaynaklanıyor, kitle var ise sitolojik ve mamografik bulgular da değerlendirilerek kanser ayırıcı tanısına gidilmelidir
Akıntı serosanginoz (sulukanlı gibi) ya da kanlı ise 50 yaşın altında iyi huylu olma olasılığı artarken, 50 yaşın ustunde kotu bir hastalık ile birlikteliği sıktır Yaş artışı ve kitle varlığı kanser olasılığını akla getirmelidir
Meme başı akıntısında hastaya yaklaşım ve tanı yontemleri ne olmalıdır ?
Eğer akıntı camaşır uzerinde spontan fark edilmişse bu hastanın aktivasyonu orneğin jimnastik sonrası fark edilenden daha onemlidir Akıntının menstruel siklus (adet kanamaları), ovulasyon ve mevcut gebelik ile ilişkisinin olması nonkanseroz (kanser dışı) lezyon ayırımında onemlidir Akıntının rengi, travma (hasara maruz kalma), cerrahi, herpes zoster gibi enfeksiyonlarda ayırıcı tanıda onemlidir Hikayede ilac kullanımı araştırılmalıdır
Hasta yaşı ve ailede kanser hikayesi meme kanseri gelişiminde artmış bir risktir Tum menapoz sonrası akıntılar onemlidir
Her iki memenin fizik muayenesi nazik ve dikkatli bicimde yapılmalıdır Akıntının geldiği kadranın demonstrasyonu onemlidir Akıntının rengi ve konsantrasyonu gozlenir Sitoloji yapılabilir fakat yalancı negatif sonuc oranı yuksektir Sitoloji şupheli, kitle tespit edilememişse kesin tanı icin akıntının geldiği meme duktusu cıkarılarak tanıya gidilmelidir Tum palpe edilen (ele gelen) kitlelerde ince iğne aspirasyon biyopsisi gereklidir Histopatolojik tanı daha değerlidir ve bizi kesin tanıya goturur Mammografi oncelikle yapılmalıdır Duktografi ozellikle intraduktal papillom tanısında yardımcı olabilir
Sonuc olarak tek taraflı, kendiliğinden olan, kanlı akıntılarda mutlaka tanının konması gerekmektedirAyrıca unutmamamız gereken onemli bir nokta ise, akıntının gelip gelmediğini kontrol icin kesinlikle meme başını uyarmamalıyız Akıntı var ise zaten gelecektir