MEME KANSERİ VE BESLENME
ÖZET
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen malignitedir.Kansere bağlı ölümlerde akçiğer kanserinden sonra ikinci sırada gelmektedir.
Malnutrisyon ve kilo kaybı kanserli hastaların en önemli ölüm nedenlerinden biri olarak kabul edilir. Kaşeksi; kanserli hastada anoreksi, kilo kaybı, adipoz doku, kas dokusunun kaybı ve metabolik değişiklikler ile oluşan kompleks bir sendrom olarak tanımlanmaktadır.Kanser hastalarında beslenme durumunun belirlenmesi;yüksek riskli hastaların malnütrisyon durumunun değerlendirilip onlara uygun kapsamlı beslenme programı yapılmasını amaçlar. Beslenme desteği tanı anında başlamalıdır ve tüm hastalık evrelerinde tedavi planı içinde yer almalıdır..Beslenme öncelikle ağız yoluyla olmalıdır.Oral yoldan yeterli besin alamayan hastalarda oral beslenme desteği önerilir. Günlük besin ihtiyaçlarını oral yoldan karşılayamayan hastalarda mümkün olduğunca erken enteral tüple beslenmeye başlanmalıdır Parenteral nütrisyon sadece şiddetli malabsorpsiyon, yüksek debili fistül, dismotilite ve karın ağrısı gibi gastrointestinal yolun uygun olmadığı durumlarda kullanılmalıdır. Beslenme, elektrolitler, eser elementler ve vitaminlerle desteklenmelidir.Çünkü kanser hastalarında oksidatif stres belirteçleri artmış ve antioksidan düzeyleri azalmıştır.
Anahtar kelime: Meme kanseri,Kaşeksi,Beslenme desteği,Kanser hastalarında beslenme
GİRİŞ
Kadın memesi, yağ, bağ doku ve çok sayıda küçük süt bezinden meydana gelir. Meme kanseri genellikle meme dokusunda bir kitle şeklinde ortaya çıkar, ancak memedeki kitlelerin çoğu kanserli değildir. Meme kanseri kadınlarda en sık görülen malignitedir ve kansere bağlı ölümlerde akciğer kanserinin ardından, ikinci sırada gelmektedir.Meme kanseri ender olarak erkeklerde de görülür. Her 100.000 erkekte 1 meme kanseri görülür.Tüm meme kanserlerinin %1'inden daha azını oluşturur.Meme kanseri 30 yaşından önce nadir olup, bu yaşı takip eden reprodüktif yıllarda hızlı bir tırmanış gösterir.Bu artış menapoz sonrasında da yavaş eğimle yükselmeye devam eder.Meme kanseri daha çok 40 yaşın üzerindeki kadınlarda görülür. Meme kanseri gelişimi için en önemli risk faktörü ilerleyen yaşın yanı sıra meme kanseri aile öyküsüdür Genetik geçiş gösteren formlar tüm meme kanserlerinin %10'unu oluşturur ve bu gruptaki hastalarda, daha genç yaşta ve her iki memede kanserde görülme sıklığının yüksek olması dikkat çekicidir.
A.B.D.’de kadın kanserlerinin %30’unu,Türkiye’de kadın kanserlerinin %25-28’ini oluşturmaktadır.Bir kadında yaşamı boyunca meme kanseri gelişme riski%10-12.8 ya da 1:8-1:10’dir.Ülkemizde 2006 yılında meme kanseri sıklığı 37,3/100.000 iken son yıllarda Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen çalışmalara göre bu oranın 50/100.000’e ulaştığı tahmin edilmektedir.
MEME KANSERİNİN BELİRTİ VE TARAMASI
Meme kanserinin belirtileri hastalığın vücuttaki yayılım derecesine ve kişiden kişiye göre farklılık göstermektedir. Kadınların çoğunda meme kanseri ilk başlarda ağrısız olarak ortaya çıksa da aşağıda yer alacak olan belirtilerin görüleceği de ifade edilmektedir.
[*]Memede bir kitlenin varlığının [*]Memenin portakal kabuğu şeklinde bir görüntü almasının, [*]Doğumsal nedenlere bağlı olmaksızın meme başının içe çekilmesinin, [*]Meme başından kanlı ya da kansız akıntı gelmesinin, [*]Meme derisinde ülser, kızarıklık ve ödem meydana gelmesinin, [*]Lenf bezleri ve kolda şişlik ve ödem oluşmasının vb.nin önemli olduğu görülmektedir
Memede ele gelen kitlelerin çoğu kanser olmamakla beraber, kadınlar tarafından memede farklı bir kitle fark edildiğinde önlemlerin alınması gerekmektedir.Kanserde erken tanı hastalık bulguları ortaya çıkmadan erken dönemde saptanmasını sağlar. Erken tanıda amaç kanserden ölümleri azaltmak, tedavi şansını artırmak, sağkalım süresini uzatmaktır.
Meme kanseri öncelikle bölgesel lenf bezlerine yayılmakta ve sıklıkla da koltukaltı lenf bezlerini tutmaktadır. Bölgesel lenf bezlerini aşan kanser hücreleri kan dolaşımına katılarak sırasıyla akciğer, plevra, kemik, karaciğer, periton, böbrek üstü bezleri, beyin ve yumurtalıklara yayılma gösterebilmektedir.
Kendi Kendine Meme Muayenesi(KKMM), Klinik Meme Muayenesi( KMM), Mamografi çektirilmesi meme kanserinin tanısında kullanılan yaygın tarama yöntemleridir. Mamogrofi 'altın bir standart' olarak kabul görürken KKMM ve KMM'nin mortaliteyi azaltma etkisi düşüktür.Erken tanı meme kanseri ölümlerinde %30oranında azalma sağlamaktadır.
MEME KANSERİ EVRELERİ
Kanser hastalığı uluslarası TNM sistemine göre dereceşendirilir. buna göre tümörün yayılma(T), lenf düğümlerinin hastalanması(N) ve hastalığın başka organlara sıçrama(M) derecesi değerlendirilerek hastalık şöyle sınıflandırılıyor.
T0 Tümör Yok
T1 Tümörün çapı 2cm'ye kadar ulaşabilen büyüklükte
T2 Tümörün çapı 5cm'ye kadar ulaşabilen büyüklükte
T3 Tümörün çapı 5cmin üzerinde
T4 Tümör deriye ya da memeyi çevreleyen dokulara sıçramış
TX Tümörün yayılması konusunda karar verilemiyor
N0 Lenf düğümleri hastalığa yakalanmamış
N1 Tümör koltuk altı lenf düğümlerine ulaşmış
N2-3 Tümör koltukaltı lenf düğümlerine ve/veya göğüs kafesindeki büyük damarlara ulaşmış; lenf düğümleri kendi aralarında ya da çevredeki dokulara karşı artık yer değiştirmiyor
NX Lenf düğümünün hastalanması konusunda karar verilemiyor
M0 Başka organlara sıçrama(metastaz) yok
M1 Başka organlara sıçrama var. Ör: kemiklere ve akciğerlere gibi
MX Başka organlara sıçrama konusunda karar verilemiyor. (12)
MEME KANSERİ TÜRLERİ
Meme kanseri kanser hücrelerine mikroskop altında bakıldığında farklı çeşitlerinin olduğu gözlenmektedir.Bazı durumlarda, tek bir göğüs tümörü bunların bir kombinasyonu olabilir veya invaziv ve in situ kanserinin bir karışımı olabilir.Ve meme kanserinin bazı nadir türlerinde, kanser hücrelerinin hiç bir tümör oluşturmadığı görülebilir.
Duktal karsinoma in situ
Duktal karsinoma in situ (DCIS)non-invazif veya pre-invaziv meme kanseri olarak kabul edilir.DCISve invaziv kanser arasındaki fark kanal duvarları yoluyla çevre meme dokusuna yayılmamasıdır. Çünkü DCIS meme dışında metastaz yapamaz.DCISbir ön-kanser olarak kabul edilir, bazı durumlarda invaziv kansere doğru gidebilir. Bu erken aşamada teşhis alan kadınların neredeyse hepsi tedavi edilebilmektedir.
İnvaziv (infiltratif) duktal karsinom
Bu meme kanserinin en sık görülen tipidir.İnvaziv (veya infiltratif)duktal karsinom(IDC), meme süt kanalında başlar, kanalın duvarını aşar ve meme yağ dokusu içine büyür.Bu noktada, lenfatik sistem ve kan yoluyla vücudun diğer bölgelerine (metastaz)yayılabilir.
İnvaziv (veya infiltratif) lobüler karsinom
İnvaziv lobüler karsinom(LAK)süt üreten bezlerde (lobüllerde)başlar.IDC gibi, vücudun diğer bölgelerine(metastaz)yayılabilir.İnvaziv lobüler karsinomun bir manogram tarafından tespiti, invaziv duktal karsinoma göre daha zordur.
İnflamatuar meme kanseri
İnflamatuvar meme kanseri (İMK) meme derisinin tutulumu ile kendini gösteren en agresif meme kanseri formudur. İMK tüm meme kanserlerinin %1-6'sını oluşturmaktadır.
Genellikle tek memede şişlik veya tümör vardır. inflamatuar meme kanserinde (IMK) meme cildi kırmızı görünür ve memede sıcaklık hissedilir.Ayrıca meme derisinin portakal kabuğuna benzer kalın, çukurlu görünümü var.
Meme Paget hastalığı
Paget hastalığı meme kanseri ile birlikte ortaya çıkan nadir bir hastalıktır. Paget hastalığı meme ucunda ya da onu çevreleyen daha koyu deri alanında (areola)başlar. Genellikle öncelikle kırmızı, pullu döküntü olarak görülür. Kaşıntılı olabilir.
Fillodes tümör
Bu nadir tümör türü kanallar veya lobüller yerine meme stromasında (bağ dokusunda)gelişmektedir. İyi huylu fillodes tümörler normal meme dokusunun bir marjı ile birlikte tümör alınarak tedavi edilir. Kötü huylu bir fillodes tümör normal dokunun geniş bir marjı ile veya mastektomi ile tedavi edilir.
Anjiyosarkomu
Memenin primer anjiyosarkomu nadir görülen bir tümördür. Anjiosarkomlar; primer
meme anjiosarkomu, kronik lenfödeme, radioterapiye-mastektomiye bağlı olmak üzere klinik olarak üç grupta sınıflanır. Erken tanı ve tedaviye rağmen prognozu kötüdür.
ÖZET
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen malignitedir.Kansere bağlı ölümlerde akçiğer kanserinden sonra ikinci sırada gelmektedir.
Malnutrisyon ve kilo kaybı kanserli hastaların en önemli ölüm nedenlerinden biri olarak kabul edilir. Kaşeksi; kanserli hastada anoreksi, kilo kaybı, adipoz doku, kas dokusunun kaybı ve metabolik değişiklikler ile oluşan kompleks bir sendrom olarak tanımlanmaktadır.Kanser hastalarında beslenme durumunun belirlenmesi;yüksek riskli hastaların malnütrisyon durumunun değerlendirilip onlara uygun kapsamlı beslenme programı yapılmasını amaçlar. Beslenme desteği tanı anında başlamalıdır ve tüm hastalık evrelerinde tedavi planı içinde yer almalıdır..Beslenme öncelikle ağız yoluyla olmalıdır.Oral yoldan yeterli besin alamayan hastalarda oral beslenme desteği önerilir. Günlük besin ihtiyaçlarını oral yoldan karşılayamayan hastalarda mümkün olduğunca erken enteral tüple beslenmeye başlanmalıdır Parenteral nütrisyon sadece şiddetli malabsorpsiyon, yüksek debili fistül, dismotilite ve karın ağrısı gibi gastrointestinal yolun uygun olmadığı durumlarda kullanılmalıdır. Beslenme, elektrolitler, eser elementler ve vitaminlerle desteklenmelidir.Çünkü kanser hastalarında oksidatif stres belirteçleri artmış ve antioksidan düzeyleri azalmıştır.
Anahtar kelime: Meme kanseri,Kaşeksi,Beslenme desteği,Kanser hastalarında beslenme
GİRİŞ
Kadın memesi, yağ, bağ doku ve çok sayıda küçük süt bezinden meydana gelir. Meme kanseri genellikle meme dokusunda bir kitle şeklinde ortaya çıkar, ancak memedeki kitlelerin çoğu kanserli değildir. Meme kanseri kadınlarda en sık görülen malignitedir ve kansere bağlı ölümlerde akciğer kanserinin ardından, ikinci sırada gelmektedir.Meme kanseri ender olarak erkeklerde de görülür. Her 100.000 erkekte 1 meme kanseri görülür.Tüm meme kanserlerinin %1'inden daha azını oluşturur.Meme kanseri 30 yaşından önce nadir olup, bu yaşı takip eden reprodüktif yıllarda hızlı bir tırmanış gösterir.Bu artış menapoz sonrasında da yavaş eğimle yükselmeye devam eder.Meme kanseri daha çok 40 yaşın üzerindeki kadınlarda görülür. Meme kanseri gelişimi için en önemli risk faktörü ilerleyen yaşın yanı sıra meme kanseri aile öyküsüdür Genetik geçiş gösteren formlar tüm meme kanserlerinin %10'unu oluşturur ve bu gruptaki hastalarda, daha genç yaşta ve her iki memede kanserde görülme sıklığının yüksek olması dikkat çekicidir.
A.B.D.’de kadın kanserlerinin %30’unu,Türkiye’de kadın kanserlerinin %25-28’ini oluşturmaktadır.Bir kadında yaşamı boyunca meme kanseri gelişme riski%10-12.8 ya da 1:8-1:10’dir.Ülkemizde 2006 yılında meme kanseri sıklığı 37,3/100.000 iken son yıllarda Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen çalışmalara göre bu oranın 50/100.000’e ulaştığı tahmin edilmektedir.
MEME KANSERİNİN BELİRTİ VE TARAMASI
Meme kanserinin belirtileri hastalığın vücuttaki yayılım derecesine ve kişiden kişiye göre farklılık göstermektedir. Kadınların çoğunda meme kanseri ilk başlarda ağrısız olarak ortaya çıksa da aşağıda yer alacak olan belirtilerin görüleceği de ifade edilmektedir.
[*]Memede bir kitlenin varlığının [*]Memenin portakal kabuğu şeklinde bir görüntü almasının, [*]Doğumsal nedenlere bağlı olmaksızın meme başının içe çekilmesinin, [*]Meme başından kanlı ya da kansız akıntı gelmesinin, [*]Meme derisinde ülser, kızarıklık ve ödem meydana gelmesinin, [*]Lenf bezleri ve kolda şişlik ve ödem oluşmasının vb.nin önemli olduğu görülmektedir
Memede ele gelen kitlelerin çoğu kanser olmamakla beraber, kadınlar tarafından memede farklı bir kitle fark edildiğinde önlemlerin alınması gerekmektedir.Kanserde erken tanı hastalık bulguları ortaya çıkmadan erken dönemde saptanmasını sağlar. Erken tanıda amaç kanserden ölümleri azaltmak, tedavi şansını artırmak, sağkalım süresini uzatmaktır.
Meme kanseri öncelikle bölgesel lenf bezlerine yayılmakta ve sıklıkla da koltukaltı lenf bezlerini tutmaktadır. Bölgesel lenf bezlerini aşan kanser hücreleri kan dolaşımına katılarak sırasıyla akciğer, plevra, kemik, karaciğer, periton, böbrek üstü bezleri, beyin ve yumurtalıklara yayılma gösterebilmektedir.
Kendi Kendine Meme Muayenesi(KKMM), Klinik Meme Muayenesi( KMM), Mamografi çektirilmesi meme kanserinin tanısında kullanılan yaygın tarama yöntemleridir. Mamogrofi 'altın bir standart' olarak kabul görürken KKMM ve KMM'nin mortaliteyi azaltma etkisi düşüktür.Erken tanı meme kanseri ölümlerinde %30oranında azalma sağlamaktadır.
MEME KANSERİ EVRELERİ
Kanser hastalığı uluslarası TNM sistemine göre dereceşendirilir. buna göre tümörün yayılma(T), lenf düğümlerinin hastalanması(N) ve hastalığın başka organlara sıçrama(M) derecesi değerlendirilerek hastalık şöyle sınıflandırılıyor.
T0 Tümör Yok
T1 Tümörün çapı 2cm'ye kadar ulaşabilen büyüklükte
T2 Tümörün çapı 5cm'ye kadar ulaşabilen büyüklükte
T3 Tümörün çapı 5cmin üzerinde
T4 Tümör deriye ya da memeyi çevreleyen dokulara sıçramış
TX Tümörün yayılması konusunda karar verilemiyor
N0 Lenf düğümleri hastalığa yakalanmamış
N1 Tümör koltuk altı lenf düğümlerine ulaşmış
N2-3 Tümör koltukaltı lenf düğümlerine ve/veya göğüs kafesindeki büyük damarlara ulaşmış; lenf düğümleri kendi aralarında ya da çevredeki dokulara karşı artık yer değiştirmiyor
NX Lenf düğümünün hastalanması konusunda karar verilemiyor
M0 Başka organlara sıçrama(metastaz) yok
M1 Başka organlara sıçrama var. Ör: kemiklere ve akciğerlere gibi
MX Başka organlara sıçrama konusunda karar verilemiyor. (12)
MEME KANSERİ TÜRLERİ
Meme kanseri kanser hücrelerine mikroskop altında bakıldığında farklı çeşitlerinin olduğu gözlenmektedir.Bazı durumlarda, tek bir göğüs tümörü bunların bir kombinasyonu olabilir veya invaziv ve in situ kanserinin bir karışımı olabilir.Ve meme kanserinin bazı nadir türlerinde, kanser hücrelerinin hiç bir tümör oluşturmadığı görülebilir.
Duktal karsinoma in situ
Duktal karsinoma in situ (DCIS)non-invazif veya pre-invaziv meme kanseri olarak kabul edilir.DCISve invaziv kanser arasındaki fark kanal duvarları yoluyla çevre meme dokusuna yayılmamasıdır. Çünkü DCIS meme dışında metastaz yapamaz.DCISbir ön-kanser olarak kabul edilir, bazı durumlarda invaziv kansere doğru gidebilir. Bu erken aşamada teşhis alan kadınların neredeyse hepsi tedavi edilebilmektedir.
İnvaziv (infiltratif) duktal karsinom
Bu meme kanserinin en sık görülen tipidir.İnvaziv (veya infiltratif)duktal karsinom(IDC), meme süt kanalında başlar, kanalın duvarını aşar ve meme yağ dokusu içine büyür.Bu noktada, lenfatik sistem ve kan yoluyla vücudun diğer bölgelerine (metastaz)yayılabilir.
İnvaziv (veya infiltratif) lobüler karsinom
İnvaziv lobüler karsinom(LAK)süt üreten bezlerde (lobüllerde)başlar.IDC gibi, vücudun diğer bölgelerine(metastaz)yayılabilir.İnvaziv lobüler karsinomun bir manogram tarafından tespiti, invaziv duktal karsinoma göre daha zordur.
İnflamatuar meme kanseri
İnflamatuvar meme kanseri (İMK) meme derisinin tutulumu ile kendini gösteren en agresif meme kanseri formudur. İMK tüm meme kanserlerinin %1-6'sını oluşturmaktadır.
Genellikle tek memede şişlik veya tümör vardır. inflamatuar meme kanserinde (IMK) meme cildi kırmızı görünür ve memede sıcaklık hissedilir.Ayrıca meme derisinin portakal kabuğuna benzer kalın, çukurlu görünümü var.
Meme Paget hastalığı
Paget hastalığı meme kanseri ile birlikte ortaya çıkan nadir bir hastalıktır. Paget hastalığı meme ucunda ya da onu çevreleyen daha koyu deri alanında (areola)başlar. Genellikle öncelikle kırmızı, pullu döküntü olarak görülür. Kaşıntılı olabilir.
Fillodes tümör
Bu nadir tümör türü kanallar veya lobüller yerine meme stromasında (bağ dokusunda)gelişmektedir. İyi huylu fillodes tümörler normal meme dokusunun bir marjı ile birlikte tümör alınarak tedavi edilir. Kötü huylu bir fillodes tümör normal dokunun geniş bir marjı ile veya mastektomi ile tedavi edilir.
Anjiyosarkomu
Memenin primer anjiyosarkomu nadir görülen bir tümördür. Anjiosarkomlar; primer
meme anjiosarkomu, kronik lenfödeme, radioterapiye-mastektomiye bağlı olmak üzere klinik olarak üç grupta sınıflanır. Erken tanı ve tedaviye rağmen prognozu kötüdür.