1-Yanlış: ''Memede görülen her kitle kanseri gösteririr.''
Doğrusu:Memede ele gelen kitlelerin %90'ı kanser değildir.
Genç yaşlarda fibroadenom veya kist denen iyi huylu lezyonlar çok görülür. Orta ve ileri yaşlarda fibrokistik değişiklikler ele kitle olarak gelebilir.Kitlelerin ağrılı veya ağrısız olması bunun kanser olduğu anlamına gelmez.Ancak memede ele gelen farklı bir yapı veya kitlenin ne olduğunun mutlaka aydınlatılması gerekmektedir.Meme de kitle fark edildiğinde mutlaka doktora başvurmak gerekir.
2-Yanlış: “Meme kanseri risk faktörlerini içeren kişiler mutlaka kanser olur.”
Doğrusu:Kadın olmak,ailede meme kanseri öyküsü,ileri yaş,geç menopoza girmek, erken adet görmek, çocuk doğurmamış olmak, süt vermemek, obezite, çevreden aldığımız radyasyon riski arttıran faktörler olarak sayılabilir.Bu nedenle kadınların risklerine uygun bir tarama programı öneriyoruz.Sonuçta, meme kanseri açısından risk unsurları taşıyan kadın mutlaka meme kanserine yakalanacak ya da tam tersi meme kanseri açısından risk unsurları taşımayan kadınlarda meme kanseri görülmeyeceğini söylemek mümkün değil.
3-Yanlış: ''Meme kanseri genç yaşlarda görülmez''
Doğrusu: Meme kanseri görülme sıklığı yaşla birlikte artmakta ancak20’li 30’lu yaşlardaki genç kadınlarda da meme kanseri görüyoruz. Meme kanserinin her yaşta görülen bir hastalık olduğunu söylemekle beraber ileri yaşlarda görülme sıklığının arttığının altını çizmeliyiz.
4-Yanlış: “Ailesinde ve akrabalarında meme kanseri tanısı konmuş kimse yoksa,meme kanseri olmaz”
Doğrusu:Meme kanserinin %10-15’i kalıtsal nedenlerle ortaya çıkar, geri kalan %85’inin genetikle bir ilişkisi yoktur.Eğer bir kişinin ailesinde kalıtsal meme kanserine neden olan gen mutasyonu varsa riski anlamlı ölçüde artar.Ancak,bir kişinin ailesinde meme kanseri yaşanmamış olması da meme kanseri görülmeyeceği anlamına gelmez.
5-Yanlış: ''Erkekler meme kanseri olmaz.''
Doğrusu: Bu da yanlış bir bilgi.Her 100 meme kanseri hastasından birisi erkek. Özellikle kalıtsal meme kanseri ailelerinde olan erkeklerde meme kanseri daha sık görülüyor. Bu nedenle erkekler de memelerinde bir kitle fark ederlerse zaman kaybetmeden bir doktora başvurmalı.
6-Yanlış: ''Meme kanseri olanlar ameliyatta tüm memesini kaybeder.''
Doğrusu: Artık meme kanseri ameliyatlarında sıklıkla meme korunabiliyor.Meme koruyucu cerrahi ile tümör güvenli cerrahi sınırlarla çıkartılabilliyor.Ameliyat sonrasında geride kalan meme dokusunda tümör nüksü olmaması için ışın tedavisi (radyoterapi) almaları gerekiyor.Bazı hasta gruplarında ameliyat öncesi ya da sonrasında ilaç tedaviside gerekebiliyor.
7-Yanlış: ''Meme kanseri ameliyatlarından sonra mutlaka kadınların kolu şişer.''
Doğrusu: Özellikle son yıllarda gelişen yeni teknolojilerinin de yardımıyla koltuk altındaki lenf bezlerine daha az müdahale ediyoruz.Koltukaltı ameliyatında, ameliyat öncesi işaretlenen lenf bezleri bulunup çıkartılıyor ve ameliyat sırasında patoloji uzmanı tarafından inceleniyor. Eğer lenf bezlerinde meme kanseri yayılımı saptanmazsa, ameliyata devam edilmiyor.Ama hastalığın koltuk altındaki lenf bezlerine de yayıldığını saptadığımız hastalarda lenf bezlerini tamamen temizliyoruz.
8-Yanlış: ''Ameliyat sonrası memenin dış görünüşü değişir.''
Doğrusu: Son 20-30 yıldır meme kanserinin tedavisinde meme koruyucu cerrahi yapılması ve erken evrede yakalanan tümörlerde sadece kitleyi ve onun etrafındaki küçük bir sağlam meme dokusunu çıkarttığımız için,özellikle de tümörün yerleşimi uygun olduğunda, meme kanseri nedeniyle cerrahi tedavi uygulanmış olduğu çıplak gözle bile fark edilemeyecek düzeyde olabiliyor.Yine vurguladığımız gibi ERKEN TANI,ERKEN TEDAVİ.
Günümüzde her 8 kadından 1’i hayatı boyunca meme kanseriyle karşı karşıya kalma riskiyle yaşıyor.
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanserdir.Fakat, çok az kiţi bunun önemini anlamakta veya risk altında olduđunun farkýna varmaktadır.Meme kanserine karşı vermiţ olduğumuz savaşı ancak toplum olarak bilinçlenerek yenebiliriz.
Risk faktörlerini bilmek önemli...
Meme kanserinin %15’i genetik nedenlerle ortaya çıkar, geri kalan %85’inin genetikle bir ilişkisi yoktur. Kadın olmak,ileri yaş,geç menopoza girmek, erken adet görmek, çocuk doğurmamış olmak, süt vermemek, obezite, çevreden aldığımız radyasyon riski arttıran faktörler olarak sayılabilir. Kesin kanıt bulunmasa da kötü beslenme ve sedanter yaşamın meme kanseri gelişimine etkisinin olduğu söylenebilir.
Ailede meme kanseri öyküsü bulunan kişinin meme kanserine yakalanma riski diğer insanlara göre daha fazladır.
Birinci derece bir akrabada 50 yaşından önce görülen meme kanseri, kişinin meme kanserine yakalanma ihtimalini 3 kat artırmaktadır. Yine 2. derece akrabalarda görülen meme kanseri de önemli meme kanseri risk faktörlerindendir.
Meme muayenesi, erken tanı için çok önemli!
Erken tanı için elle muayenenin özellikle 20 yaşından sonra her kadının ayda bir kez kendini kontrol etmesi gerekmektedir. Kadınların özellikle 40 yaşından sonra mamografik ve ultrasonografik tarama periyodlarını aksatmamaları erken tanıda önemlidir.
Memede ele gelen kitlelerin %90'ı kanser değildir.Ancak...
Genç yaşlarda fibroadenom veya kist denen kanser olmayan kitleler çok görülür. Orta ve ileri yaşlarda fibrokistik değişiklikler ele kitle olarak gelebilir.Kitlelerin ağrılı veya ağrısız olması bunun kanser olduğu anlamına gelmez.Ancak meme de ele gelen farklı bir yapı veya kitlenin ne olduğunun mutlaka aydınlatılması gerekmektedir.Meme de kitle fark edildiğinde mutlaka doktora başvurmak gerekir.
Meme kanseri teşhis edilen kadınlarda memenin tamamının alınması gerekmiyor.
Günümüzde, bazı özel durumlar dışında, memenin yalnızca sınırlı bir bölümü çıkartılmakta ve koltuk altına da eskisi kadar geniş bir girişim yapılmamaktadır.Böylece, kolda şişme gibi istenmeyen bir soruna olanak tanınmamaktadır.
Dünyada her yıl milyonlarca kadın meme kanserinden dolayı hayata veda ediyor.HAYAT MEME KANSERİNE YENİLMESİN!!!
Doğrusu:Memede ele gelen kitlelerin %90'ı kanser değildir.
Genç yaşlarda fibroadenom veya kist denen iyi huylu lezyonlar çok görülür. Orta ve ileri yaşlarda fibrokistik değişiklikler ele kitle olarak gelebilir.Kitlelerin ağrılı veya ağrısız olması bunun kanser olduğu anlamına gelmez.Ancak memede ele gelen farklı bir yapı veya kitlenin ne olduğunun mutlaka aydınlatılması gerekmektedir.Meme de kitle fark edildiğinde mutlaka doktora başvurmak gerekir.
2-Yanlış: “Meme kanseri risk faktörlerini içeren kişiler mutlaka kanser olur.”
Doğrusu:Kadın olmak,ailede meme kanseri öyküsü,ileri yaş,geç menopoza girmek, erken adet görmek, çocuk doğurmamış olmak, süt vermemek, obezite, çevreden aldığımız radyasyon riski arttıran faktörler olarak sayılabilir.Bu nedenle kadınların risklerine uygun bir tarama programı öneriyoruz.Sonuçta, meme kanseri açısından risk unsurları taşıyan kadın mutlaka meme kanserine yakalanacak ya da tam tersi meme kanseri açısından risk unsurları taşımayan kadınlarda meme kanseri görülmeyeceğini söylemek mümkün değil.
3-Yanlış: ''Meme kanseri genç yaşlarda görülmez''
Doğrusu: Meme kanseri görülme sıklığı yaşla birlikte artmakta ancak20’li 30’lu yaşlardaki genç kadınlarda da meme kanseri görüyoruz. Meme kanserinin her yaşta görülen bir hastalık olduğunu söylemekle beraber ileri yaşlarda görülme sıklığının arttığının altını çizmeliyiz.
4-Yanlış: “Ailesinde ve akrabalarında meme kanseri tanısı konmuş kimse yoksa,meme kanseri olmaz”
Doğrusu:Meme kanserinin %10-15’i kalıtsal nedenlerle ortaya çıkar, geri kalan %85’inin genetikle bir ilişkisi yoktur.Eğer bir kişinin ailesinde kalıtsal meme kanserine neden olan gen mutasyonu varsa riski anlamlı ölçüde artar.Ancak,bir kişinin ailesinde meme kanseri yaşanmamış olması da meme kanseri görülmeyeceği anlamına gelmez.
5-Yanlış: ''Erkekler meme kanseri olmaz.''
Doğrusu: Bu da yanlış bir bilgi.Her 100 meme kanseri hastasından birisi erkek. Özellikle kalıtsal meme kanseri ailelerinde olan erkeklerde meme kanseri daha sık görülüyor. Bu nedenle erkekler de memelerinde bir kitle fark ederlerse zaman kaybetmeden bir doktora başvurmalı.
6-Yanlış: ''Meme kanseri olanlar ameliyatta tüm memesini kaybeder.''
Doğrusu: Artık meme kanseri ameliyatlarında sıklıkla meme korunabiliyor.Meme koruyucu cerrahi ile tümör güvenli cerrahi sınırlarla çıkartılabilliyor.Ameliyat sonrasında geride kalan meme dokusunda tümör nüksü olmaması için ışın tedavisi (radyoterapi) almaları gerekiyor.Bazı hasta gruplarında ameliyat öncesi ya da sonrasında ilaç tedaviside gerekebiliyor.
7-Yanlış: ''Meme kanseri ameliyatlarından sonra mutlaka kadınların kolu şişer.''
Doğrusu: Özellikle son yıllarda gelişen yeni teknolojilerinin de yardımıyla koltuk altındaki lenf bezlerine daha az müdahale ediyoruz.Koltukaltı ameliyatında, ameliyat öncesi işaretlenen lenf bezleri bulunup çıkartılıyor ve ameliyat sırasında patoloji uzmanı tarafından inceleniyor. Eğer lenf bezlerinde meme kanseri yayılımı saptanmazsa, ameliyata devam edilmiyor.Ama hastalığın koltuk altındaki lenf bezlerine de yayıldığını saptadığımız hastalarda lenf bezlerini tamamen temizliyoruz.
8-Yanlış: ''Ameliyat sonrası memenin dış görünüşü değişir.''
Doğrusu: Son 20-30 yıldır meme kanserinin tedavisinde meme koruyucu cerrahi yapılması ve erken evrede yakalanan tümörlerde sadece kitleyi ve onun etrafındaki küçük bir sağlam meme dokusunu çıkarttığımız için,özellikle de tümörün yerleşimi uygun olduğunda, meme kanseri nedeniyle cerrahi tedavi uygulanmış olduğu çıplak gözle bile fark edilemeyecek düzeyde olabiliyor.Yine vurguladığımız gibi ERKEN TANI,ERKEN TEDAVİ.
Günümüzde her 8 kadından 1’i hayatı boyunca meme kanseriyle karşı karşıya kalma riskiyle yaşıyor.
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanserdir.Fakat, çok az kiţi bunun önemini anlamakta veya risk altında olduđunun farkýna varmaktadır.Meme kanserine karşı vermiţ olduğumuz savaşı ancak toplum olarak bilinçlenerek yenebiliriz.
Risk faktörlerini bilmek önemli...
Meme kanserinin %15’i genetik nedenlerle ortaya çıkar, geri kalan %85’inin genetikle bir ilişkisi yoktur. Kadın olmak,ileri yaş,geç menopoza girmek, erken adet görmek, çocuk doğurmamış olmak, süt vermemek, obezite, çevreden aldığımız radyasyon riski arttıran faktörler olarak sayılabilir. Kesin kanıt bulunmasa da kötü beslenme ve sedanter yaşamın meme kanseri gelişimine etkisinin olduğu söylenebilir.
Ailede meme kanseri öyküsü bulunan kişinin meme kanserine yakalanma riski diğer insanlara göre daha fazladır.
Birinci derece bir akrabada 50 yaşından önce görülen meme kanseri, kişinin meme kanserine yakalanma ihtimalini 3 kat artırmaktadır. Yine 2. derece akrabalarda görülen meme kanseri de önemli meme kanseri risk faktörlerindendir.
Meme muayenesi, erken tanı için çok önemli!
Erken tanı için elle muayenenin özellikle 20 yaşından sonra her kadının ayda bir kez kendini kontrol etmesi gerekmektedir. Kadınların özellikle 40 yaşından sonra mamografik ve ultrasonografik tarama periyodlarını aksatmamaları erken tanıda önemlidir.
Memede ele gelen kitlelerin %90'ı kanser değildir.Ancak...
Genç yaşlarda fibroadenom veya kist denen kanser olmayan kitleler çok görülür. Orta ve ileri yaşlarda fibrokistik değişiklikler ele kitle olarak gelebilir.Kitlelerin ağrılı veya ağrısız olması bunun kanser olduğu anlamına gelmez.Ancak meme de ele gelen farklı bir yapı veya kitlenin ne olduğunun mutlaka aydınlatılması gerekmektedir.Meme de kitle fark edildiğinde mutlaka doktora başvurmak gerekir.
Meme kanseri teşhis edilen kadınlarda memenin tamamının alınması gerekmiyor.
Günümüzde, bazı özel durumlar dışında, memenin yalnızca sınırlı bir bölümü çıkartılmakta ve koltuk altına da eskisi kadar geniş bir girişim yapılmamaktadır.Böylece, kolda şişme gibi istenmeyen bir soruna olanak tanınmamaktadır.
Dünyada her yıl milyonlarca kadın meme kanserinden dolayı hayata veda ediyor.HAYAT MEME KANSERİNE YENİLMESİN!!!