Umum Cerrahi polikliniklerine başvuran ve göğüsle ilgili sorunu olan hastaların en sık şikâyeti göğüs ağrısı, 2. sıklıkla da göğüste kitledir. Göğüs kitlelerinin %90 dan ziyadesi uygun huyludur. Kistik yapıdaki ( içi su dolu kese şeklinde) göğüs kitlelerine nazaran solid ( kistik olmayan) kitleler daha kıymetlidir. Genç yaş öbeğinde solid göğüs kitlelerinin en sık sebebi fibroadenom iken ileri yaşta göğüs kanseridir. Hatunlarda en sık görülen kanser tipi olan göğüs kanserlerinin üçte birinde birinci bulgu göğüste kitledir. Bilhassa 40 yaş üzerindeki bayanlarda göğüste kitle tespit edilmişse aksi ispat edilinceye kadar göğüs kanseri üzere kıymetlendirmek gereklidir.
Fizik muayenede kitlenin büyüklüğü, kıvamı, hareketliliği üzere özellikleri açısından kıymetlendirme yapıldıktan sonra görüntüleme prosedürleriyle de her iki göğüs ve kitlenin özellikleri incelenir. Hadleri düzgün, yumuşak, hareketli bir kitlenin güzel huylu; sert, sistemsiz hudutlu, muhit dokulara yapışık ve rahat hareket etmeyen yada ciltte-meme başında çekinti, portakal kabuğu üzere manzara oluşturan kitlenin ise bed huylu çıkma mümkünlüğü yüksektir. Görüntüleme prosedürlerinde birinci tercih edilecek formül hastanın yaşına nazaran değişir. 35 yaş altı bayanlarda görüntüleme de birinci tercih ultrasonografi iken 40 yaş üzerinde mamografi ve beraberinde ultrasonografinin kullanılması daha münâsib olacaktır. Göğüs kitlesinde fizik muayeneden sonra en hassas formül ele gelen kitle için ultrasonografidir , rastgele bir belirti vermeyen kitlelerde ise mamografinin hassaslığı daha ziyadedir. Bazen muayene ve yapılan tetkiklerle net bir sonuç alınamayabilir ki bu hastalarda magnetik rezonans (MR) incelemesi önerilebilir.
Görüntüleme metodu lezyonun kesin olarak uygun olduğunu söyleyebilirse ve kıymetlendirme klinik muayene ile koordinasyonlu ise ek tetkike gerek yoktur. Gelgelelim 40 yaş üzerinde lezyonun mamografide kuşkulu olması halinde ultrasonografi yapılır. Birinci tetkik ya da ek tetkik olarak yapılan ultrasonografide kuşkulu bulunan kitlelere patolojik inceleme yapılmalıdır. Bazan ultrasonografi ve mamografik görüntüle metotları alışılagelmiş olan hastalarda da bed huylu kitleler olabilir ki bu nispet umumide yüzde teğin altındadır. O yüzden şayet tetkikler sıradan olsa da klinik kuşku durumu varsa ya hastanın klinik olarak yakın takibe alınması gerekir yahut biyopsi yapılması gerekebilir. Göğüs kitlelerinde yapılacak biyopsi hastanın ve kitlenin özelliklerine bağlı olarak değişebilir. İğne biyopsisi, vakum biyopsi , telle işaretli biyopsi yahut kitlenin tümünü çıkarıcı biyopsiler yapılabilir. Biyopsi sonucu âlâ huylu gelirse hasta muayyen aralıklarla takibe alınır, şayet istenilmeyen huylu gelirse ileri tetkik ve tedavisi gerekir.
Göğüs kanseri hatunlarda en sık görülen kanser tipi olup yaklaşık her 10 hatundan biri göğüs kanserine yakalanmaktadır. . Göğüs kanserinden korunmanın en yeterli yolu sağlıklı beslenme, egzersiz, sigara ve alkolden uzak durmak, 25 li yaşlardan itibaren kendi kendini muayene olduğu üzere tarama prosedürleri ile illeti çok erken periyotta yahut daha gelişim aşamasında tespit edip gerekli önlemleri almaktır. Bu nedenle memleketimizde de 40 yaşından itibaren sistemli göğüs denetimleri yapılmaktadır. Münasebetiyle rastgele bir şikayeti olmayan 40 yaşını doldurmuş tüm hatunların göğüs denetim muayeneleri için sıhhat merkezine müracaatı gerekmektedir.
Fizik muayenede kitlenin büyüklüğü, kıvamı, hareketliliği üzere özellikleri açısından kıymetlendirme yapıldıktan sonra görüntüleme prosedürleriyle de her iki göğüs ve kitlenin özellikleri incelenir. Hadleri düzgün, yumuşak, hareketli bir kitlenin güzel huylu; sert, sistemsiz hudutlu, muhit dokulara yapışık ve rahat hareket etmeyen yada ciltte-meme başında çekinti, portakal kabuğu üzere manzara oluşturan kitlenin ise bed huylu çıkma mümkünlüğü yüksektir. Görüntüleme prosedürlerinde birinci tercih edilecek formül hastanın yaşına nazaran değişir. 35 yaş altı bayanlarda görüntüleme de birinci tercih ultrasonografi iken 40 yaş üzerinde mamografi ve beraberinde ultrasonografinin kullanılması daha münâsib olacaktır. Göğüs kitlesinde fizik muayeneden sonra en hassas formül ele gelen kitle için ultrasonografidir , rastgele bir belirti vermeyen kitlelerde ise mamografinin hassaslığı daha ziyadedir. Bazen muayene ve yapılan tetkiklerle net bir sonuç alınamayabilir ki bu hastalarda magnetik rezonans (MR) incelemesi önerilebilir.
Görüntüleme metodu lezyonun kesin olarak uygun olduğunu söyleyebilirse ve kıymetlendirme klinik muayene ile koordinasyonlu ise ek tetkike gerek yoktur. Gelgelelim 40 yaş üzerinde lezyonun mamografide kuşkulu olması halinde ultrasonografi yapılır. Birinci tetkik ya da ek tetkik olarak yapılan ultrasonografide kuşkulu bulunan kitlelere patolojik inceleme yapılmalıdır. Bazan ultrasonografi ve mamografik görüntüle metotları alışılagelmiş olan hastalarda da bed huylu kitleler olabilir ki bu nispet umumide yüzde teğin altındadır. O yüzden şayet tetkikler sıradan olsa da klinik kuşku durumu varsa ya hastanın klinik olarak yakın takibe alınması gerekir yahut biyopsi yapılması gerekebilir. Göğüs kitlelerinde yapılacak biyopsi hastanın ve kitlenin özelliklerine bağlı olarak değişebilir. İğne biyopsisi, vakum biyopsi , telle işaretli biyopsi yahut kitlenin tümünü çıkarıcı biyopsiler yapılabilir. Biyopsi sonucu âlâ huylu gelirse hasta muayyen aralıklarla takibe alınır, şayet istenilmeyen huylu gelirse ileri tetkik ve tedavisi gerekir.
Göğüs kanseri hatunlarda en sık görülen kanser tipi olup yaklaşık her 10 hatundan biri göğüs kanserine yakalanmaktadır. . Göğüs kanserinden korunmanın en yeterli yolu sağlıklı beslenme, egzersiz, sigara ve alkolden uzak durmak, 25 li yaşlardan itibaren kendi kendini muayene olduğu üzere tarama prosedürleri ile illeti çok erken periyotta yahut daha gelişim aşamasında tespit edip gerekli önlemleri almaktır. Bu nedenle memleketimizde de 40 yaşından itibaren sistemli göğüs denetimleri yapılmaktadır. Münasebetiyle rastgele bir şikayeti olmayan 40 yaşını doldurmuş tüm hatunların göğüs denetim muayeneleri için sıhhat merkezine müracaatı gerekmektedir.
