Merhaba Yâr!
Melekler adedince, kâinat dolusu Merhaba Yâr!
Merhaba ey kalbimizde tek intizar!
Hos geldin ezel ikliminden..
Serefe bogdun, mest eyledin fani yuvamizi. Faniler adedince, zerreler adedince Merhaba Yâr! Merhaba ey kalbimizdeki yangina medar!
Herkesin var bir sevdasi. Herkeste bir gönül yarasi. Her kalbin derinliklerinde biri yatar. Her kalp kendini bir yâre baglar. Vallahi Sensin bize tek Yâr. Bunca kirik, bunca yikik, bunca harap kalbimiz var. Birakalim Sana meftun kalbimiz böyle viran mi kalsin? Sefkat dolu dokunusunla bizi onarmaz misin?
Merhaba ey dupduru gönüllere Yâr!
Ne varsa Sende var. Seni var edene sonsuz hamd-u senalar. Kalbimiz zikrinle çarpar.
Merhaba ey kalbimize nur olan Yâr!
Gelisinle yeryüzü piril piril, gökyüzü isil isil, haneler civil civil.. Zulüm saraylarinda vaveyla koptu; kâhinlerin, ruhunu biçti cinnet… Bu gelen put kiran Muhammed. Ibrahim’in oglu, on sekiz bin âleme rahmet…
Rahmet sonsuzlugunca Merhaba Yâr! Yarali yüreklerimizde hep ümit var. Nuruna hasret kaldi bütün kitalar. Ellerinde güllerle beklesir bak, dudaklari ismine kanmis bütün çocuklar.
Hos geldin ey yaratilmislara Serdar…
Yaratilmislar adedince Merhaba Yâr! Merhaba ey âleme iftihar! Kalbimizde hep yâdin var.
Sen var isen her sey var.. Sensiz kalp neye yarar. Merhaba ey cana can katan Yâr! Tertemiz ruhlar Seninle bahtiyar. Kalbimizde sevdan var.
Merhaba karanlik zamana günes gibi dogan Yâr! Veyl olsun Sensiz geçen zamanlar.. Senin olmadigin yerde gurbet var. Merhaba çölleri gülsene çeviren Yâr!
Yükün altinda büzülmüs, ezilmis bir köle.. Siyah. Kâh agliyor, kâh inliyor. Sonra zulüm altinda bir fakir.. Dislanmis, tepelenmis.. Hor ve hakir. Ötede topraga gömülmüs minnacik bir çocuk… Kiz. Hep birden aglasiyor, soruyorlar: ‘Nerde kaldi kurtaricimiz?’
Merhaba imdada yetisen Yâr!
Sen geldin cennet oldu dünyalar. Ve iste hayat dolu bir bahar. Seni gönderene bitimsiz sükranlar. Seni gönderenin salât ve selamiyla Merhaba Yâr! Sensizlik cehennemi kalbimizi yakar.
Bahti karadir Seni kaybeden. Harap ve bitaptir ruh ve beden. Senin için geçilir candan ve her seyden. Bana ne agyardan, elden. Sensin ruhumu revan eden, beni Kitmir-i zaman eden. Kalbimi serha serha askina Suzan eden.
Merhaba ey âsiklara kible olan Yâr!
Sana kurban, Sana hayran Yusuflarin var! Adin anilinca Yâr; yanaklarinda ask kizilligi yanar. Gözleri hep Seni arar, kalpleri hep Seni sorar, dilleri hep Seni anar. Ve mücahitlerin var, saf, saf dizilmis; alinlarina Senin adin yazilmis.
Merhaba ey mücahitlere Yâr! Dünyalar dolusu derdimiz var. Bitmek bilmeyen hasretimiz var. Sensiz saraylar mezar. Sensiz cennet bile dar. Vuslatin umuduyla merhaba Yâr! Sana yangin, Sana ölgün kalbimiz var.
Sensiz Mekke öksüz kaldi, Medine yetim. Kudüs kan agliyor.. Bagdat kan agliyor.. Kabil kan agliyor.. Ve kan agliyor dört duvar arasinda kalbim, Sam, Amman, Kahire… Sensiz kahir ve çile.. Istanbul, Konya, Amed… Meydanlarda güllerle bekliyor Seni ümmet.. Açe, Kesmir, Islamabad.. Ancak Seninle oluruz âbâd... Pristine, Saraybosna ve Mostar.. Her kitada yetim ümmetin var. Gel ey mazlumlara Yâr! Sana tutkun kalbimiz var.
Merhaba ey Yetim Yâr!
Sensin yetimlere yâr. Sensiz her garip, her öksüz, her yetim aglar. Bencileyin gariplerin senden baska kimi var? Merhaba ey kimsesizlere Yâr!
Sevdan bir usare ve biz içtik ondan kana kana; eristik o essiz gülzare. Misk-u amber sünnetindir her derde çare. Sensiz insanlik avare; sönüp dökülür semada her sitare. Gel ey isigiyla âlemi aydinlatan mehpare. Sensizlik gurbetinde yanan kalbimiz var, pare pare.
Merhaba ey derde derman Yâr!
Merhaba ey âleme sultan Yâr!
Merhaba ey Sah-i devran Yâr!
Bir kalbimiz var.. Yalniz Sana giriftar. Rabbim ayirmasin Senden, sonsuza kadar…
Nurullah Gülsever (inzar Dergisi 67. Sayı)
Melekler adedince, kâinat dolusu Merhaba Yâr!
Merhaba ey kalbimizde tek intizar!
Hos geldin ezel ikliminden..
Serefe bogdun, mest eyledin fani yuvamizi. Faniler adedince, zerreler adedince Merhaba Yâr! Merhaba ey kalbimizdeki yangina medar!
Herkesin var bir sevdasi. Herkeste bir gönül yarasi. Her kalbin derinliklerinde biri yatar. Her kalp kendini bir yâre baglar. Vallahi Sensin bize tek Yâr. Bunca kirik, bunca yikik, bunca harap kalbimiz var. Birakalim Sana meftun kalbimiz böyle viran mi kalsin? Sefkat dolu dokunusunla bizi onarmaz misin?
Merhaba ey dupduru gönüllere Yâr!
Ne varsa Sende var. Seni var edene sonsuz hamd-u senalar. Kalbimiz zikrinle çarpar.
Merhaba ey kalbimize nur olan Yâr!
Gelisinle yeryüzü piril piril, gökyüzü isil isil, haneler civil civil.. Zulüm saraylarinda vaveyla koptu; kâhinlerin, ruhunu biçti cinnet… Bu gelen put kiran Muhammed. Ibrahim’in oglu, on sekiz bin âleme rahmet…
Rahmet sonsuzlugunca Merhaba Yâr! Yarali yüreklerimizde hep ümit var. Nuruna hasret kaldi bütün kitalar. Ellerinde güllerle beklesir bak, dudaklari ismine kanmis bütün çocuklar.
Hos geldin ey yaratilmislara Serdar…
Yaratilmislar adedince Merhaba Yâr! Merhaba ey âleme iftihar! Kalbimizde hep yâdin var.
Sen var isen her sey var.. Sensiz kalp neye yarar. Merhaba ey cana can katan Yâr! Tertemiz ruhlar Seninle bahtiyar. Kalbimizde sevdan var.
Merhaba karanlik zamana günes gibi dogan Yâr! Veyl olsun Sensiz geçen zamanlar.. Senin olmadigin yerde gurbet var. Merhaba çölleri gülsene çeviren Yâr!
Yükün altinda büzülmüs, ezilmis bir köle.. Siyah. Kâh agliyor, kâh inliyor. Sonra zulüm altinda bir fakir.. Dislanmis, tepelenmis.. Hor ve hakir. Ötede topraga gömülmüs minnacik bir çocuk… Kiz. Hep birden aglasiyor, soruyorlar: ‘Nerde kaldi kurtaricimiz?’
Merhaba imdada yetisen Yâr!
Sen geldin cennet oldu dünyalar. Ve iste hayat dolu bir bahar. Seni gönderene bitimsiz sükranlar. Seni gönderenin salât ve selamiyla Merhaba Yâr! Sensizlik cehennemi kalbimizi yakar.
Bahti karadir Seni kaybeden. Harap ve bitaptir ruh ve beden. Senin için geçilir candan ve her seyden. Bana ne agyardan, elden. Sensin ruhumu revan eden, beni Kitmir-i zaman eden. Kalbimi serha serha askina Suzan eden.
Merhaba ey âsiklara kible olan Yâr!
Sana kurban, Sana hayran Yusuflarin var! Adin anilinca Yâr; yanaklarinda ask kizilligi yanar. Gözleri hep Seni arar, kalpleri hep Seni sorar, dilleri hep Seni anar. Ve mücahitlerin var, saf, saf dizilmis; alinlarina Senin adin yazilmis.
Merhaba ey mücahitlere Yâr! Dünyalar dolusu derdimiz var. Bitmek bilmeyen hasretimiz var. Sensiz saraylar mezar. Sensiz cennet bile dar. Vuslatin umuduyla merhaba Yâr! Sana yangin, Sana ölgün kalbimiz var.
Sensiz Mekke öksüz kaldi, Medine yetim. Kudüs kan agliyor.. Bagdat kan agliyor.. Kabil kan agliyor.. Ve kan agliyor dört duvar arasinda kalbim, Sam, Amman, Kahire… Sensiz kahir ve çile.. Istanbul, Konya, Amed… Meydanlarda güllerle bekliyor Seni ümmet.. Açe, Kesmir, Islamabad.. Ancak Seninle oluruz âbâd... Pristine, Saraybosna ve Mostar.. Her kitada yetim ümmetin var. Gel ey mazlumlara Yâr! Sana tutkun kalbimiz var.
Merhaba ey Yetim Yâr!
Sensin yetimlere yâr. Sensiz her garip, her öksüz, her yetim aglar. Bencileyin gariplerin senden baska kimi var? Merhaba ey kimsesizlere Yâr!
Sevdan bir usare ve biz içtik ondan kana kana; eristik o essiz gülzare. Misk-u amber sünnetindir her derde çare. Sensiz insanlik avare; sönüp dökülür semada her sitare. Gel ey isigiyla âlemi aydinlatan mehpare. Sensizlik gurbetinde yanan kalbimiz var, pare pare.
Merhaba ey derde derman Yâr!
Merhaba ey âleme sultan Yâr!
Merhaba ey Sah-i devran Yâr!
Bir kalbimiz var.. Yalniz Sana giriftar. Rabbim ayirmasin Senden, sonsuza kadar…
Nurullah Gülsever (inzar Dergisi 67. Sayı)