Mesnevi
Mesnevi Divan edebiyatında her beytinin dizelerinin kendi aralarında uyaklı olduğu şiir türü
Aruz kalıplarının genellikle kısa biçimleriyle yazılan mesnevilerde yazılan mesnevilerde, uzaktan örgüsü aa, bb, cc, dd biçimindedir Kafiye sıkıntısı bulunmadığından, genelde, öykü yada öğretici yapıtlar gibi uzun konular için yeğlenmiş olan mesnevi türünde, amaç genelde beyitte tamamlanır; fakat ara sıra, anlamın beyitten beyite anlatıldığı da olur
Mesnevilerin Özellikleri
Mesneviler, konularına tarafından sınıflandırılabilir: Destansı mesneviler ( Firdevsi'nin Şehname'si), eğitici mesneviler ( Nabi'nin Hayriye'si); dinsel ve tasavvufla ilgili mesneviler ( Mevlana'nın Mesnevi'si; Fuzulinin Leyla ile Mecnun'u ; Şeyh Galip'in Hüsn ü Aşk'ı) Ayrıca, Padişahların savaşlarını anlatan yapıtlar ( gazavatnameler), kentleri ve kentlerdeki güzelleri anlatan yapıtlar ( şehrenğizler ) ve bazı yergi yapıtlar da, mesnevi nazım biçimiyle yazılmıştır
Mesnevi, İran edebiyatında ortaya çıkmış, İran edebiyatında mesnevilerin en güzel örneklerini Genceli Nizami Cami vermiştir Genceli Nizami'nin 5 mesneviden oluşan hamsesi ( Penç Genc), daha sonraları İslam ve Türk şairleri kadar da misal alınmıştır
Türk Eebiyat Mesneviler
Türk edebiyatında birincil mesnevi, Yusuf has Hacip'in Kutadgu Bilig ( Kutlu Olma Bilgisi ) adlı yapıtıdır Sonraki yüzyıllarda türün esas örneklerini verenler aralarında XIII yy'da Şeyyat Hamza ( Yusuf ile Züleyha ), Mevlana ( Mesnevi) ve Yusuf emre ( Vesiletün Necat ), XIV yy'da Süleyman Celebi ( Vesilet ün Nebi, mevlit), Şeyhi ( Hüsrev ü Şirin ), Hamdullah Hamdi ( Yusuf ile Züleyha, hamse ) ve Ali Şir Nevai ( Seddi İskender, hamse), XVIyy'da Lamii ( Vamık u Azra ), Taşlıcalı Yahya ( Şah u Geda, Hamse), zati ( Şem ü Pervane ) ve fuzuli Leyla ile Mecnun ), XVII yy'da Nezizade Atai ( Hilyet ülErkan, hamse ) ve Nabi ( Surname ) XVIII: yy'da Şeh şampiyon ( Hüsn ü Aşk Enderunlu Fazıl ( Zenanmame ) ve Sünbülzade Vehbi ( Şehrengiz ) sayılabilir Batı mesnevi türü genelde bırakılmış olmakla birlikte, İbrahim Şinasi, Mehmet Akif Ersoy, ve sanki şairler mesnevi kafiye düzenini kullanmışlardır
*
Mesnevi Divan edebiyatında her beytinin dizelerinin kendi aralarında uyaklı olduğu şiir türü
Aruz kalıplarının genellikle kısa biçimleriyle yazılan mesnevilerde yazılan mesnevilerde, uzaktan örgüsü aa, bb, cc, dd biçimindedir Kafiye sıkıntısı bulunmadığından, genelde, öykü yada öğretici yapıtlar gibi uzun konular için yeğlenmiş olan mesnevi türünde, amaç genelde beyitte tamamlanır; fakat ara sıra, anlamın beyitten beyite anlatıldığı da olur
Mesnevilerin Özellikleri
Mesneviler, konularına tarafından sınıflandırılabilir: Destansı mesneviler ( Firdevsi'nin Şehname'si), eğitici mesneviler ( Nabi'nin Hayriye'si); dinsel ve tasavvufla ilgili mesneviler ( Mevlana'nın Mesnevi'si; Fuzulinin Leyla ile Mecnun'u ; Şeyh Galip'in Hüsn ü Aşk'ı) Ayrıca, Padişahların savaşlarını anlatan yapıtlar ( gazavatnameler), kentleri ve kentlerdeki güzelleri anlatan yapıtlar ( şehrenğizler ) ve bazı yergi yapıtlar da, mesnevi nazım biçimiyle yazılmıştır
Mesnevi, İran edebiyatında ortaya çıkmış, İran edebiyatında mesnevilerin en güzel örneklerini Genceli Nizami Cami vermiştir Genceli Nizami'nin 5 mesneviden oluşan hamsesi ( Penç Genc), daha sonraları İslam ve Türk şairleri kadar da misal alınmıştır
Türk Eebiyat Mesneviler
Türk edebiyatında birincil mesnevi, Yusuf has Hacip'in Kutadgu Bilig ( Kutlu Olma Bilgisi ) adlı yapıtıdır Sonraki yüzyıllarda türün esas örneklerini verenler aralarında XIII yy'da Şeyyat Hamza ( Yusuf ile Züleyha ), Mevlana ( Mesnevi) ve Yusuf emre ( Vesiletün Necat ), XIV yy'da Süleyman Celebi ( Vesilet ün Nebi, mevlit), Şeyhi ( Hüsrev ü Şirin ), Hamdullah Hamdi ( Yusuf ile Züleyha, hamse ) ve Ali Şir Nevai ( Seddi İskender, hamse), XVIyy'da Lamii ( Vamık u Azra ), Taşlıcalı Yahya ( Şah u Geda, Hamse), zati ( Şem ü Pervane ) ve fuzuli Leyla ile Mecnun ), XVII yy'da Nezizade Atai ( Hilyet ülErkan, hamse ) ve Nabi ( Surname ) XVIII: yy'da Şeh şampiyon ( Hüsn ü Aşk Enderunlu Fazıl ( Zenanmame ) ve Sünbülzade Vehbi ( Şehrengiz ) sayılabilir Batı mesnevi türü genelde bırakılmış olmakla birlikte, İbrahim Şinasi, Mehmet Akif Ersoy, ve sanki şairler mesnevi kafiye düzenini kullanmışlardır
*