SoruCevap
Yeni Üye
Metabolik Sendrom Nedir?
Metabolik Sendrom, çok farklı meyvaların bir arada bulunduğu bir meyve sepetine benzetilebilir. Sadece tek bir tip şikayetten daha çok, farklı organ ya da sistemlere ait bozuklukların ortaya çıkarttığı şikayetler bütünüdür. Bunlar arasında kan basıncında yükseklik (hipertansiyon), insülin düzeyinde artış (hiperinsülinizm), özellikle bel çevresinde daha fazla görülen yağlanma artışı (santral obezite) ve kan yağlarında artış (hiperlipidemi) en başta sayılabilir. Bu belirtilerin birlikte olması özellikle şeker hastalığı (Diabet), inme ve kalp krizi riskini arttırır.
Bu durumlardan sadece birisinin saptanması, metabolik sendrom tanısı koydurmaz ama ciddi bir hastalık riski olduğunu gösterir. Ancak bunlardan üç yada fazlasının olması durumu, metabolik sendrom olarak adlandırılır ve belirtiler çeşitlendikçe, hastalık dereceniz gittikçe ağırlaşır, hayati riskiniz artar.
“Eğer metabolik sendromunuz var ise, hayat şeklinizde yapacağınız radikal değişiklikler ve uygun tıbbi/cerrahi tedavi ile hastalık etkileri durdurulabilir hatta geriletilebilir.”
“Metabolik Sendromu olan insanlarda yağ birikimi özellikle karın ve bel çevresinde olduğundan, vücut şekli (santral obezite nedeniyle) elmaya benzetilir. Armut tipi vücudu olanlarda, bel incedir ve yağlanma daha çok bel altı ve kalçalarda olmaktadır. Bu insanlarda şeker hastalığı, kalp hastalıkları ve kan yağlarında artış daha az görülür.”
Metabolik Sendrom Bulguları
Metabolik Sendrom tanısı için en az üç farklı bulgunun olması gerekir;
· Şişmanlık (Elma tipi yağlanma – santral obezite)
· Kan Basıncı Yüksekliği (Hipertansiyon)
· Kan Yağlarında Bozulma (Dislipidemi)
· İnsülin Direnci (Kan şekerini düşüren bir hormon)
Bunlardan sadece bir tanesine bile sahip olmanız, kalanlar içinde yatkınlığınız olduğunu gösterir. Ne kadar fazla sayıda bulgu varsa, kalp krizi, inme ve şeker hastalığı riski o kadar artar.
Metabolizma Nedir?
Metabolik senromu anlatırken, metabolizmadan bahsetmek gerekir. Metabolizma basit olarak, vücudun enerjiyi kullandığı faaliyetlerin bütünüdür. Dışarıdan hiçbir yiyecek almasak ve hiç hareket etmesek bile, vücut kendi kendine bir faaliyet içinde bulunur. Organlar gece gündüz çalışırlar ve enerji ihtiyaçları olur. Bu ihtiyaçlar biz hareketlendiğimiz zaman daha da artar ve dışarıdan enerji almamız gerekir. Yani acıkırız.. ya da enerjimiz azalır ve hareket edemez hale geliriz... yani yoruluruz.. işte enerjinin bu şekilde çok yönlü olarak hem üretilip hem tüketilerek kullanılmasına, metabolizma diyoruz..
Metabolik Sendrom Nasıl Oluşur?
Metabolik Sendrom, temel olarak şişmanlığa bağlı gelişen insülin direnci nedeniyle oluşur. İnsülin, bir hormondur. Pankreas adı verilen bir organ tarafından üretilir. Kan dolaşımındaki şeker düzeyini kontrol eder. Kan şekeri kontrolsüz olarak artarsa, şeker hastalığı ortaya çıkar.
Vücudumuz, yediğimiz gıdaları sindirerek parçalar ve şeker haline çevirir. Şeker beyin ve kas dokuları için en önemli enerji kaynağıdır. Kas dokuları şekeri en çok tüketen organlarımızdır. Vücutta açığa çıkan şeker, enerji kaynağı olarak kullanılmak üzere, kan dolaşımı ile dokulara iletilir. Şekerin dokulara alınmasını insülin sağlar.
İnsülin fazlalığında, dokular tarafından tüketilemeyen şeker, trigliserid ve diğer yağ bileşenlerine çevrilerek depolanır. Bu yüzden şeker hastalarında kan yağlarında da bozulmalar ortaya çıkmaya başlar. Fazla şeker, insülin normal düzeylerde olsa bile vücudumuza zararlıdır. Hatta bu hastalar, şeker hastalığının başlangıç evresinde bile sayılabilirler.
Kan şekerinin yüksek olması kalp ve damarlarda hasar yaptığı gibi, böbreklerde de bozulmaya yol açacaktır. Bütün bu birbirini tetikleyerek kartopu gibi büyüyen sorunların bütününe metabolik sendrom adını veriyoruz. Metabolik sendromu olan hastalar kalp krizi, inme ve şeker hastalığı için çok yüksek risk grubunda yer alırlar.
Metabolik Sendrom, çok farklı meyvaların bir arada bulunduğu bir meyve sepetine benzetilebilir. Sadece tek bir tip şikayetten daha çok, farklı organ ya da sistemlere ait bozuklukların ortaya çıkarttığı şikayetler bütünüdür. Bunlar arasında kan basıncında yükseklik (hipertansiyon), insülin düzeyinde artış (hiperinsülinizm), özellikle bel çevresinde daha fazla görülen yağlanma artışı (santral obezite) ve kan yağlarında artış (hiperlipidemi) en başta sayılabilir. Bu belirtilerin birlikte olması özellikle şeker hastalığı (Diabet), inme ve kalp krizi riskini arttırır.
Bu durumlardan sadece birisinin saptanması, metabolik sendrom tanısı koydurmaz ama ciddi bir hastalık riski olduğunu gösterir. Ancak bunlardan üç yada fazlasının olması durumu, metabolik sendrom olarak adlandırılır ve belirtiler çeşitlendikçe, hastalık dereceniz gittikçe ağırlaşır, hayati riskiniz artar.
“Eğer metabolik sendromunuz var ise, hayat şeklinizde yapacağınız radikal değişiklikler ve uygun tıbbi/cerrahi tedavi ile hastalık etkileri durdurulabilir hatta geriletilebilir.”
“Metabolik Sendromu olan insanlarda yağ birikimi özellikle karın ve bel çevresinde olduğundan, vücut şekli (santral obezite nedeniyle) elmaya benzetilir. Armut tipi vücudu olanlarda, bel incedir ve yağlanma daha çok bel altı ve kalçalarda olmaktadır. Bu insanlarda şeker hastalığı, kalp hastalıkları ve kan yağlarında artış daha az görülür.”
Metabolik Sendrom Bulguları
Metabolik Sendrom tanısı için en az üç farklı bulgunun olması gerekir;
· Şişmanlık (Elma tipi yağlanma – santral obezite)
· Kan Basıncı Yüksekliği (Hipertansiyon)
· Kan Yağlarında Bozulma (Dislipidemi)
· İnsülin Direnci (Kan şekerini düşüren bir hormon)
Bunlardan sadece bir tanesine bile sahip olmanız, kalanlar içinde yatkınlığınız olduğunu gösterir. Ne kadar fazla sayıda bulgu varsa, kalp krizi, inme ve şeker hastalığı riski o kadar artar.
Metabolizma Nedir?
Metabolik senromu anlatırken, metabolizmadan bahsetmek gerekir. Metabolizma basit olarak, vücudun enerjiyi kullandığı faaliyetlerin bütünüdür. Dışarıdan hiçbir yiyecek almasak ve hiç hareket etmesek bile, vücut kendi kendine bir faaliyet içinde bulunur. Organlar gece gündüz çalışırlar ve enerji ihtiyaçları olur. Bu ihtiyaçlar biz hareketlendiğimiz zaman daha da artar ve dışarıdan enerji almamız gerekir. Yani acıkırız.. ya da enerjimiz azalır ve hareket edemez hale geliriz... yani yoruluruz.. işte enerjinin bu şekilde çok yönlü olarak hem üretilip hem tüketilerek kullanılmasına, metabolizma diyoruz..
Metabolik Sendrom Nasıl Oluşur?
Metabolik Sendrom, temel olarak şişmanlığa bağlı gelişen insülin direnci nedeniyle oluşur. İnsülin, bir hormondur. Pankreas adı verilen bir organ tarafından üretilir. Kan dolaşımındaki şeker düzeyini kontrol eder. Kan şekeri kontrolsüz olarak artarsa, şeker hastalığı ortaya çıkar.
Vücudumuz, yediğimiz gıdaları sindirerek parçalar ve şeker haline çevirir. Şeker beyin ve kas dokuları için en önemli enerji kaynağıdır. Kas dokuları şekeri en çok tüketen organlarımızdır. Vücutta açığa çıkan şeker, enerji kaynağı olarak kullanılmak üzere, kan dolaşımı ile dokulara iletilir. Şekerin dokulara alınmasını insülin sağlar.
İnsülin fazlalığında, dokular tarafından tüketilemeyen şeker, trigliserid ve diğer yağ bileşenlerine çevrilerek depolanır. Bu yüzden şeker hastalarında kan yağlarında da bozulmalar ortaya çıkmaya başlar. Fazla şeker, insülin normal düzeylerde olsa bile vücudumuza zararlıdır. Hatta bu hastalar, şeker hastalığının başlangıç evresinde bile sayılabilirler.
Kan şekerinin yüksek olması kalp ve damarlarda hasar yaptığı gibi, böbreklerde de bozulmaya yol açacaktır. Bütün bu birbirini tetikleyerek kartopu gibi büyüyen sorunların bütününe metabolik sendrom adını veriyoruz. Metabolik sendromu olan hastalar kalp krizi, inme ve şeker hastalığı için çok yüksek risk grubunda yer alırlar.