Mide rahatsızlıkları arasında en sık görülenler ; reflü, gastrit ve ülserdir.
Üç hastalıkta da risk faktörleri;
Yanlış beslenme
Hızlı yemek yeme
Stres
Sigara, alkol kullanımı
Şişmanlık
Mide hastalıklarının çeşidine göre beslenme tedavisi de farklılık göstermektedir.
REFLÜ : mide içeriğinin özafagus kanalına yani yemek borusuna doğru çıkmasına denir. Yanma, tahriş, göğüs ağrısı ve yutma güçlüğü ile karakterize bir hastalıktır.
Beslenme tedavisi:
Mide bölgesini sıkan kemer veya korse tarzı kıyafetler kullanılmamalıdır.
Kilo fazlalığı varsa vermek, mide bölgesindeki yağlanmayı azaltıp midenin sıkışıklığını azaltmasından dolayı reflünün azalmasını sağlamaktadır.
Yemekten sonra en az 3 – 4 saat yatılmamalı, dik pozisyonda oturulmalıdır.
Reflülü hastaların yastık yüksekliği 20 – 25 cm olmalıdır.
Sigara içmek özafagus hareketliliğini olumsuz etkilediği için içilmemelidir.
Özafagusun alt kapağının basıncının azalmasını önlemek için proteinin biraz arttırılması, yağ ve yağlı besinler , koyu çay, çikolata, nane ve soğan gibi besinler azaltılmalıdır.
Özafagus hassasiyetini azaltmak ve mide asidinin uyarılmasını önlemek için, acı baharatlar, karbonatlı içecekler, domates, turunçgiller, kahve, alkol, çok sıcak ve çok soğuk besinler tüketilmemelidir.
Sık aralıklarla beslenilmeli, öğünlerin içeriği yoğun olmamalı, midenin fazla dolması engellenmelidir.
Asitli ve gazlı içecekler kullanılmamalıdır.
Yemekle beraber sıvı alınmamalı, sıvı alımı öğün aralarında yapılmalıdır.
GASTRİT : mide duvarının iltihabıdır. Midede şişkinlik, basınç, bulantı ve kusma sıklıkla görülür.
Beslenme tedavisi :
Yemekler çok sıcak ve soğuk olmamalıdır.
Yemekler yavaş yenmeli, iyi çiğnenmelidir.
Mideyi uyarmayan, tahriş etmeyen besinler tercih edilmelidir. Bu besinler kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Örneğin; bazı gastrit hastaları çiğ soğana hassasiyet geliştirirken bazıları ise hiç etkilenmemektedir.
Az posalı besinler tercih edilerek midenin yorulmaması sağlanmalıdır.
Öğün sayısı arttırılarak midenin birden dolması engellenmelidir.
Aç kalmak mide asidini arttıracağı için sık aralıklarla beslenilmeli, uzun süre aç kalınmamalıdır. Yemek araları 2 saatten fazla olmamalıdır.
C vitamininin gastrit tedavisinde etkin bir rolü vardır. O yüzden her öğün C vitamini içeren taze sebze ve meyvelerden mutlaka tüketilmelidir veya hergün 100 – 200 mg C vitamini takviyesi alınmalıdır.
Asitli ve gazlı içeceklerden uzak durulmalıdır.
Fazla acılı ve baharatlı besinler tüketilmemelidir.
Sütün mideyi nötralize etme etkisi vardır. Ara öğünlerde 1 ÇB sütle mide rahatlaması sağlanabilir.
Mayalı hamurişleri gastritli kişilerde rahatsızlıkları arttırıcı etki yaratabilir, uzak durulmalıdır.
Meyvelerin kabukları soyulmalıdır.
Kızartmave kavurma yöntemi kullanılmamalıdır. Yemekler haşlama, fırında az yağlı pişirme, buğulama yöntemleri tercih edilmelidir.
Mide asit salgısını arttırdığı için çay – kahve tüketimi azaltılmalıdır.
Mide asidini seyrelttiği için sık aralıklarla az miktarlarda su tüketilmelidir.
ÜLSER : gastrointestinal kanalda herhangi bir yerde oluşan kronik yaradır.
Beslenme tedavisi:
Sigara ve alkol mide asidini arttırdığı için kesinlikle kullanılmamalıdır.
Yara iyileşmesini hızlandırmak için diyetin enerji ve besin öğeleri yeterli olmalıdır.
Yoğunluğu düşük, sık aralıklı 3 ana öğün ve günün kullanıldığı saatler göz önüne alınarak ara öğün saatleri belirlenmelidir.
Diyetin karbonhidrat içeriği azaltılmamalı fakat basit şekerler tahrişi arttıracağından uzak durulmalıdır.
Doku onarımını sağlamak için diyetin proteini yeterli miktarda olmalıdır.
Diyet yağı normal miktarlarda olmalı, tercihen bitkisel yağlar tercih edilmelidir.
Ülser ilaçlarının kabız yapıcı etkisi olduğu için diyetin posasının yeterli olması gerekmektedir. ( 20 – 30 g / gün )
Çinkonun yara iyileştirme etkisinden dolayı diyet yeterli çinko içermelidir. ( 12 – 15 mg/gün )
Serbest radikaller hücre membranına zarar verdiğinden diyet antioksidan vitaminlerden ( A,C,E ) zengin olmalıdır. Bu nedenle her öğün taze sebze meyve tüketilmelidir.
Süt kullanımı günde 1 – 2 bardak olmalı, yanında başka bir besinle beraber verilmelidir.
Tuz tüketimi azaltılmalı, konserve, salamura, turşu gibi besinlerden kaçınılmalıdır.
Acı baharatlardan sakınılmalıdır.
Çay – kahve tüketimi azaltılmalıdır.
Uzun süre aç kalınmamalıdır.
Yemekler ve içecekler çok sıcak tüketilmemelidir.
Ameliyat olan, kanaması olan, şiddetli ağrısı olan ülser hastalarında kısa süre posasız, sıvı besinlerle beslenme, sonra tolere edebildikleri zaman normal ülser diyetine geçiş yapılmalıdır.
Üç hastalıkta da risk faktörleri;
Yanlış beslenme
Hızlı yemek yeme
Stres
Sigara, alkol kullanımı
Şişmanlık
Mide hastalıklarının çeşidine göre beslenme tedavisi de farklılık göstermektedir.
REFLÜ : mide içeriğinin özafagus kanalına yani yemek borusuna doğru çıkmasına denir. Yanma, tahriş, göğüs ağrısı ve yutma güçlüğü ile karakterize bir hastalıktır.
Beslenme tedavisi:
Mide bölgesini sıkan kemer veya korse tarzı kıyafetler kullanılmamalıdır.
Kilo fazlalığı varsa vermek, mide bölgesindeki yağlanmayı azaltıp midenin sıkışıklığını azaltmasından dolayı reflünün azalmasını sağlamaktadır.
Yemekten sonra en az 3 – 4 saat yatılmamalı, dik pozisyonda oturulmalıdır.
Reflülü hastaların yastık yüksekliği 20 – 25 cm olmalıdır.
Sigara içmek özafagus hareketliliğini olumsuz etkilediği için içilmemelidir.
Özafagusun alt kapağının basıncının azalmasını önlemek için proteinin biraz arttırılması, yağ ve yağlı besinler , koyu çay, çikolata, nane ve soğan gibi besinler azaltılmalıdır.
Özafagus hassasiyetini azaltmak ve mide asidinin uyarılmasını önlemek için, acı baharatlar, karbonatlı içecekler, domates, turunçgiller, kahve, alkol, çok sıcak ve çok soğuk besinler tüketilmemelidir.
Sık aralıklarla beslenilmeli, öğünlerin içeriği yoğun olmamalı, midenin fazla dolması engellenmelidir.
Asitli ve gazlı içecekler kullanılmamalıdır.
Yemekle beraber sıvı alınmamalı, sıvı alımı öğün aralarında yapılmalıdır.
GASTRİT : mide duvarının iltihabıdır. Midede şişkinlik, basınç, bulantı ve kusma sıklıkla görülür.
Beslenme tedavisi :
Yemekler çok sıcak ve soğuk olmamalıdır.
Yemekler yavaş yenmeli, iyi çiğnenmelidir.
Mideyi uyarmayan, tahriş etmeyen besinler tercih edilmelidir. Bu besinler kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Örneğin; bazı gastrit hastaları çiğ soğana hassasiyet geliştirirken bazıları ise hiç etkilenmemektedir.
Az posalı besinler tercih edilerek midenin yorulmaması sağlanmalıdır.
Öğün sayısı arttırılarak midenin birden dolması engellenmelidir.
Aç kalmak mide asidini arttıracağı için sık aralıklarla beslenilmeli, uzun süre aç kalınmamalıdır. Yemek araları 2 saatten fazla olmamalıdır.
C vitamininin gastrit tedavisinde etkin bir rolü vardır. O yüzden her öğün C vitamini içeren taze sebze ve meyvelerden mutlaka tüketilmelidir veya hergün 100 – 200 mg C vitamini takviyesi alınmalıdır.
Asitli ve gazlı içeceklerden uzak durulmalıdır.
Fazla acılı ve baharatlı besinler tüketilmemelidir.
Sütün mideyi nötralize etme etkisi vardır. Ara öğünlerde 1 ÇB sütle mide rahatlaması sağlanabilir.
Mayalı hamurişleri gastritli kişilerde rahatsızlıkları arttırıcı etki yaratabilir, uzak durulmalıdır.
Meyvelerin kabukları soyulmalıdır.
Kızartmave kavurma yöntemi kullanılmamalıdır. Yemekler haşlama, fırında az yağlı pişirme, buğulama yöntemleri tercih edilmelidir.
Mide asit salgısını arttırdığı için çay – kahve tüketimi azaltılmalıdır.
Mide asidini seyrelttiği için sık aralıklarla az miktarlarda su tüketilmelidir.
ÜLSER : gastrointestinal kanalda herhangi bir yerde oluşan kronik yaradır.
Beslenme tedavisi:
Sigara ve alkol mide asidini arttırdığı için kesinlikle kullanılmamalıdır.
Yara iyileşmesini hızlandırmak için diyetin enerji ve besin öğeleri yeterli olmalıdır.
Yoğunluğu düşük, sık aralıklı 3 ana öğün ve günün kullanıldığı saatler göz önüne alınarak ara öğün saatleri belirlenmelidir.
Diyetin karbonhidrat içeriği azaltılmamalı fakat basit şekerler tahrişi arttıracağından uzak durulmalıdır.
Doku onarımını sağlamak için diyetin proteini yeterli miktarda olmalıdır.
Diyet yağı normal miktarlarda olmalı, tercihen bitkisel yağlar tercih edilmelidir.
Ülser ilaçlarının kabız yapıcı etkisi olduğu için diyetin posasının yeterli olması gerekmektedir. ( 20 – 30 g / gün )
Çinkonun yara iyileştirme etkisinden dolayı diyet yeterli çinko içermelidir. ( 12 – 15 mg/gün )
Serbest radikaller hücre membranına zarar verdiğinden diyet antioksidan vitaminlerden ( A,C,E ) zengin olmalıdır. Bu nedenle her öğün taze sebze meyve tüketilmelidir.
Süt kullanımı günde 1 – 2 bardak olmalı, yanında başka bir besinle beraber verilmelidir.
Tuz tüketimi azaltılmalı, konserve, salamura, turşu gibi besinlerden kaçınılmalıdır.
Acı baharatlardan sakınılmalıdır.
Çay – kahve tüketimi azaltılmalıdır.
Uzun süre aç kalınmamalıdır.
Yemekler ve içecekler çok sıcak tüketilmemelidir.
Ameliyat olan, kanaması olan, şiddetli ağrısı olan ülser hastalarında kısa süre posasız, sıvı besinlerle beslenme, sonra tolere edebildikleri zaman normal ülser diyetine geçiş yapılmalıdır.