mikropların kalp sağlığına zararları - mikopların solunum sistemine zararları
Mikropların çoğu kalbi, damarları az çok bozar. En çok bozan da mikroplar değil, onların toksinleridir. Hele difteri toksininin kalb kası üzerinde çok kötü etkileri vardır. Mikropların bir kısmı da kalb kapaklarına yerleşerek kapakların yapısını bozarak kalb yetmezliklerine yol açarlar. Nabızda da atış artar, bu artış çoğunlukla ateşin yükselmesine uygundur.
Bunun tersi de olabilir: Meselâ tifoda ateşin yükselmesine rağmen nabız düşük kalır. Hastalık kötüye doğru gitmeye başlarsa, bu defa nabız yükselir, ateş düşer. Bunlar bir grafik üzerine işaretleniyorsa ateş ve nabız çizgilerinin kesiştiği görülür, buna ölüm haçı denir ki sonucun kötü olacağını gösteren önemli bir belirtidir.
Boğaz ağrısı, nezle, öksürük solunum sisteminde mikropların meydana getirdiği en önemli belirtilerdir. Boğaz ağrısının yanında yutma güçlüğü de görülür; bu, daha çok, boğazdaki bademciklerin şişmesine bağlıdır.
Difteride aynı zamanda solunum güçlüğü de ortaya çıkar, iltihap bütün boğazı kaplarsa hasta soluk alamamaktan ölebilir. Öksürüğün de her hastalığa göre değişik karakterleri vardır. Veremde, zatürreede, frengide öksürük kısa, ince, hafif, kısıktır; boğmacada ise birkaç salvodan sonra öter gibi bir ses çıkar.
Hastalığın başlangıçlarında sindirim sisteminde de belirtileri görülür: Dilin üzerindeki değişikliklerden, bulantı, kusma, ishal şeklinde genel belirtilerden başka ağrı, karında şişlik, sertlik görülebilir. Kusmanın şekli, dışkının yapısı hastalığın hangi mikroba ait olduğunu ortaya koyabildiğinden dikkat edilecek noktalardandır. Doğrudan doğruya sindirim sistemiyle ilgili hastalıkların mikropları bu organlarda çok daha belirli bozukluklara da yol açar.
alıntı
Mikropların çoğu kalbi, damarları az çok bozar. En çok bozan da mikroplar değil, onların toksinleridir. Hele difteri toksininin kalb kası üzerinde çok kötü etkileri vardır. Mikropların bir kısmı da kalb kapaklarına yerleşerek kapakların yapısını bozarak kalb yetmezliklerine yol açarlar. Nabızda da atış artar, bu artış çoğunlukla ateşin yükselmesine uygundur.
Bunun tersi de olabilir: Meselâ tifoda ateşin yükselmesine rağmen nabız düşük kalır. Hastalık kötüye doğru gitmeye başlarsa, bu defa nabız yükselir, ateş düşer. Bunlar bir grafik üzerine işaretleniyorsa ateş ve nabız çizgilerinin kesiştiği görülür, buna ölüm haçı denir ki sonucun kötü olacağını gösteren önemli bir belirtidir.
Boğaz ağrısı, nezle, öksürük solunum sisteminde mikropların meydana getirdiği en önemli belirtilerdir. Boğaz ağrısının yanında yutma güçlüğü de görülür; bu, daha çok, boğazdaki bademciklerin şişmesine bağlıdır.
Difteride aynı zamanda solunum güçlüğü de ortaya çıkar, iltihap bütün boğazı kaplarsa hasta soluk alamamaktan ölebilir. Öksürüğün de her hastalığa göre değişik karakterleri vardır. Veremde, zatürreede, frengide öksürük kısa, ince, hafif, kısıktır; boğmacada ise birkaç salvodan sonra öter gibi bir ses çıkar.
Hastalığın başlangıçlarında sindirim sisteminde de belirtileri görülür: Dilin üzerindeki değişikliklerden, bulantı, kusma, ishal şeklinde genel belirtilerden başka ağrı, karında şişlik, sertlik görülebilir. Kusmanın şekli, dışkının yapısı hastalığın hangi mikroba ait olduğunu ortaya koyabildiğinden dikkat edilecek noktalardandır. Doğrudan doğruya sindirim sistemiyle ilgili hastalıkların mikropları bu organlarda çok daha belirli bozukluklara da yol açar.
alıntı